Geçmişi Osmanlı'ya uzanıyor, tohumunu kimseye vermiyorlar
Kütahya'nın Domaniç ilçesinde çiftçiler, geçmişi 300 yıla uzanan, aroması ve lezzeti farklı Sarıot fasulyesini, değişime uğramadan bugünlere getirmenin bilinciyle üretim yapıp, pazar sıkıntısı çekmeden satış gerçekleştiriyor.
Sarıot köyünde Osmanlı'dan bugüne kadar taşıdıkları tohumla ürettikleri Sarıot fasulyesinin kıymetini bilen çiftçiler, ihtiyaçlarını kendi aralarında gideriyor. Tohumlarını komşularının dışında kimseye vermeyen üreticiler, verimli topraklarında yetiştirdikleri, rekabet gücü yüksek bu üründen elde ettikleri kazançtan da memnun.
Geçen sene bölgede 36 ton olan fasulye rekoltesi, bu sene 40 tonu buldu.
Domaniç Tarım ve Orman Müdürü Deniz Tuluk, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Sarıot köyünde yetişen fasulyenin "Horoz" çeşidi olduğunu belirterek, köyün kumlu ve organik madde miktarı zengin toprakları dolayısıyla ürünün çok lezzetli olduğunu kaydetti.
Sarıot köyündeki üreticilerin atadan kalma nesilden nesle geçen aynı çeşit tohumu kullandığına işaret eden Tuluk, şöyle konuştu:
"Kolay pişme özelliği, tane yapısı, kendine has tat ve aromasıyla piyasada tercih edilen birçok ildeki restoranda, Domaniç Sarıot Fasulyesi adı altında servis yapılan bu ürünün üzerinde hassasiyetle duruyoruz. İlçemizdeki tarımsal ürünler içinde pazarda rekabet etme şansımızın en yüksek olduğu ürünlerden biri Sarıot fasulyesidir. Gerek ilçemiz iklim koşullarına uyum sağlaması gerekse bölgeye has yerel bir çeşidin üretiminin yapılması, bu ürünün stratejik önemini daha da artırmaktadır. Sarıot köyündeki çiftçilerimize yetiştiricilik, hastalık ve zararlılarla mücadele konusunda her türlü teknik desteği vermekteyiz. Ayrıca devletimiz kuru fasulye yetiştiriciliği yapan üreticilerimize dekarda 18 lira mazot, gübre desteğiyle kilogram başı 50 kuruş fark ödemesi desteği vermektedir. Sarıot köyünde yaklaşık 200 dekar alanda fasulye tarımı yapılmaktadır."
İlçe Ziraat Odası Başkanı Ahmet Özoğul da Osmanlı'dan kalma tohumla bugüne kadar gelen Sarıot fasulyesinin doğallığı ve lezzetiyle çok rağbet gördüğünü söyledi.
Özoğul, genetiğiyle oynanmayan bu fasulyeyi dünyaya tanıtmak mecburiyetinde olduklarını anlatarak, "Sarıot fasulyesi kendiliğinden oluşan bir marka. Osmanlı tohumunu yaşatabilmek için tüm Sarıot köyü halkıyla iş birliği yaparak üretimimizi artıracağız. 200 dönüm fasulyemiz var ama biz bu rakamları yeterli görmüyoruz. 2 bin dönüme ilerleyeceğiz. Şaşırtıcı bir şekilden o günden bu günlere hiç bozulmadan gelen bu tohumumuz için çalışmalara başladık." dedi.
Köy muhtarı Sadık Eryaşar ise yurt içi ve dışına devamlı fasulye verdiklerini belirterek, "Fasulyemizin tohumu Osmanlı'dan geliyor. Üç yüz yıllık tohum bu. Başka tohum bilmeyiz biz, kullanmayız. Kendi tohumumuzu ekeriz. Ayrıca bahçelerimiz kumlu toprak olduğu için fasulyemizin lezzeti de bir başka olur." yorumunu yaptı.
Sarıot köyünde yaşayan çiftçi Nihat Kocaarı da Sarıot fasulyesini ecdatlarından teslim aldıklarına işaret ederek, "Bizim üretici olarak denediğimiz tohumlar da oldu. Bu tohumlardan verim alamadık. Osmanlı'dan bize gelen tohumu hiç kaybetmedik. Doğal olduğu için lezzeti de mükemmel. Tohumu da kimseye vermiyoruz, sadece kendi aramızda komşularla paylaşıyoruz." diye konuştu.
NEFİS BİR TARİFİMİZ VAR: FAVALI ENGİNAR