Haber: Sevin Turan Fotoğraflar: Alamy ve Ingimage
Kilosu 1 milyon 200 bin dolardan satılıyor, nasıl yapıldığı sır gibi saklanıyor
Uluslararası Çay Günü'nde sizin için çayla ilgili bazı ilginç bilgiler derledik...
Bugün Uluslararası Çay Günü! İlk kez 2005 yılında Hindistan’da kutlanan bu gün, zamanla çayın çok tüketildiği diğer ülkelere de yayıldı. Çay denince akıllara ilk gelen ülkelerden biri de Türkiye olduğu için biz de 15 Aralık’ı çaya ayırdık. Şimdi kendinize güzel bir bardak tavşankanı çay doldurup haberimizin keyfini çıkarmaya başlayabilirsiniz. İşte çayla ilgili daha önce pek duymamış olduğunuz ilginç bilgiler…
Dünya Çay Komitesi’nin raporuna göre, Türkiye’de kişi başı yıllık çay tüketimi 3,5 kilogram. 1 kilogram çay yaprağından ortalama 200 bardak çay çıktığını düşündüğünüzde, yılda 700 bardak çay içiyoruz sonucuna varabiliriz.
Dünyada tüketilen tüm çayların yaklaşık yüzde 75’ini siyah çay oluşturuyor. En çok Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkelerinde siyah çay tüketiliyor. Çin’de ise yeşil çayın üstünlüğü sürüyor. Avrupa ve Amerika ülkelerinde ise çay tüketimi çok sınırlı miktarda. Burada genellikle bitki çayları içiliyor.
Türkiye’de çay üretimi demişken, çay bitkisini 1920’lerin başında Türkiye’ye getiren ve çay tarımını başlatan kişi olarak tanınan Ziraat Mühendisi Zihni Derin’i de anmadan geçmeyelim.
Dünya üzerinde 1500’den fazla farklı çay türü bulunuyor. Ama bunlar temelde beş ana kategoriye ayrılıyor: Siyah çay, beyaz çay, yeşil çay, oolong ve pu-erh (fotoğrafta). Bu beş çay da Latince adı Camelia sinensis olan bitkiden üretiliyor. Çay yaprakları farklı oksidasyon seviyelerinden geçiriliyor ve böylece farklı çeşitler elde ediliyor.
Çay bitkisinin tohumdan başlayan büyüme serüveni 4-12 yıl alıyor. İlk hasat üçüncü yılda, gelişim aşamasında yapılırken bitkide tam verimli hasat 12'nci yıldan itibaren başlıyor. Çay bitkisi, yaprakları hasat edilmezse yaklaşık 16 metre uzunluğunda bir ağaca dönüşebiliyor. Ancak genellikle bel yüksekliğine geldiğinde budanıyor.
Gelelim biraz da çayın en’lerine… Dünyanın en pahalı çayı Da Hong Pao adlı bir Çin çayı. Kilosu 1 milyon 200 bin dolardan satılıyor. Kökenleri Ming Hanedanı’na dayanan bu çay Çin hükümeti tarafından milli servet ilan edildi. Genellikle Çin’i ziyaret eden ünlülere, sanatçılara ve siyasetçilere hediye edilen ayın demlenme aşamaları da Çinliler tarafından sır gibi saklanıyor.
Poşet çay demişken, çayı böyle küçük poşetlerde satmayı ilk defa New York'lu Thomas Sullivan’ın 1908’de icat ettiğine inanılıyor. Hikayeye göre, bir çay tüccarı olan Sullivan, müşterilerine küçük deneme paketleri yollamak istiyor. Bunun için de küçük ipek keselerin uygun olacağına inanıyor. Ancak müşteriler çayı keseden çıkarıp demlemek yerine doğrudan keseleri sıcak suya atınca çay poşeti fikri de doğmuş oluyor.
ABD sadece poşet çayın değil buzlu çayın da doğum yeri. Ancak burada bir yanlış bilgi söz konusu. Buzlu çayı 1904’de St. Louis Dünya Fuarı’nda sıcak havada çayını satamayan İngiliz Richard Blechynden’ın icat ettiği sanılıyor. Ancak aslında 1877 yılında yayımlanan ev kadınlarına yönelik Housekeeping in Old Virginia dergisinde, Marion Cabell Tyree imzalı bir buzlu çay tarifi bulabilmek mümkün.
Peki bergamotlu çay nasıl ortaya çıkmış? İngiltere’nin 1830-1834 yılları arasında başbakanlığını yapan İkinci Grey Dükü Charles’ın adını taşıyan bu çayla ilgili çok farklı hikayeler mevcut. Bu çayın Dük'e bir Çinlinin hayatını kurtardığı için hediye edildiğini söyleyen de var, Doğu Hindistan Şirketi’nin çay ithalatı üzerindeki tekelini kırdığı için hediye edildiğini söyleyen de. Hatta bergamotlu çayın gemilerdeki bir yükleme hatası sonucu yanlışlıkla ortaya çıktığını iddia edenler de var. Hikayesi ne olursa olsun bergamotlu çay bugün dünya genelinde “Earl Grey” diye biliniyor.
Çay dünyanın en büyük çay tüketicisi ülkelerinden biri olan İngiltere'de her zaman bugün olduğu kadar popüler değildi. 1657 yılında girdiği İngiltere'de ancak 18’inci yüzyılın sonlarına doğru tutuldu. İngiltere'ye resmen girişinden önce çay kaçak yollardan temin ediliyor ve sadece erkeklerin girmesine izin verilen kahve dükkanlarında el altından satılıyordu. İngilizler, sert içimli hazırladıkları çayı süt ve şekerle tatlandırmayı ve böylece tattaki burukluğu azaltmayı tercih ediyorlar. Tüm dünyada bilinen 5 çayı konsepti de yine İngilizlere ait.
Çin'de siyah çay, "kırmızı çay" olarak adlandırılıyor. Çünkü diğer ülkelerin aksine Çinliler çayın kurutulmuş yaprak haline değil demlendikten sonraki haline göre isim veriyorlar. Çin'de misafire çay ikram edildiğinde konuklar parmaklarını 2-3 kez masaya vurarak teşekkür ediyor. Çayın, kültüründe önemli bir yer tuttuğu Japonya’da da yeşil çay tercih ediliyor. Hazırlanmasından içimine kadar bir ritüel gibi ele alınan çay, hafif ve yumuşak kıvamda tüketiliyor.
Çay, İran ve Afganistan da milli içecek olarak görülüyor. Yeşil çay susuzluğu giderirken, siyah çay ise sıcak içecek olarak tüketiliyor. Her ikisi de bol şekerli hazırlanıyor. Tibet’te, süt ya da suyla oldukça uzun süre demlenen çay, tahta yayıklarda tereyağı ile çalkalanarak hazırlanıyor.