Kentleşmeyen büyükşehir Bodrum

YAZLARI ana üssümüz Çeşme olsa da Ege’nin diğer nimetlerinden de faydalanıyoruz. Geçen hafta da bir başka güzel diyar Bodrum’daydık. Bodrum bildiğiniz gibi kalabalık, sıcak, ama bir o kadar da güzel. Hele çevresindeki koylar ve beldeler daha da hoş. Yalıkavak’ta kaldığımızdan sadece bir gece Bodrum Marina’ya yemeğe gittik. Neyzar’in Yeri adlı küçük restoran pek hoştu. Güzel manzarası ve lezzetli etleriyle kalabalıktan uzakta, iyi bir mekan... Bodrum ve çevresi öyle büyümüş ve gelişmiş ki neredeyse bir büyükşehir olmuş. Mimarinin titizlikle korunması, doğaya uyumlu genişleme sonucu da kentleşmemeyi başarmış. Özellikle Gündoğan, Yalıkavak, Göltürkbükü gibi civar beldeleri birbirine bağlayan yollar olabildiğince geniş ve düzenli. Bodrum ve çevre belediyeler iyi çalışıyor sanırım...
Yalıkavak Çarşı, Palmarina’ya Karşı...
Yalıkavak’ta bu yıl açılan Palmarina lüks ve ihtişamlı görünümüyle müthiş görünüyor. Marka butikler, en ünlü restoranlarla tam bir lale devri görüntüsü var. Gezerken Araplardan İskandinavlara birçok turiste rastlıyorsunuz. Yani tam bir turistik çekim merkezi olmuş yeni marina.. Ama benim favorim yine de biraz ilerideki otantik Yalıkavak Çarşısı oldu. Ulu ağaçların altındaki geleneksel dondurmacı, ev yemekleri restoranları, kahvehaneleri, incik boncukçularıyla buranın tadı bambaşka...

Bodrum mu, Çeşme mi?

Hani hep Bodrum ile Çeşme’yi karşılaştırırlar ya, ben de kendi gözlemlerime göre kısa bir liste yaptım..
* Bodrum’da başta otelimiz Art Suites’in elemanları olmak üzere tüm servis elemanları, çalışanlar, garsonlar çok güleryüzlü ve kibardı. Oysa Çeşme’de çalışanlar genellikle ters ve lütfeder yaklaşımdalar. Hatta bazen kapıdaki güvenlik ve giriş görevlilerinin, bir azarlamadıkları kalıyor. Bodrum’daki çalışanlara tam puan...
* Bodrum tepe ve dik yamaçlı doğası itibariyle dar alanlar üzerine kurulu. Dolayısıyla insanlar plajlar ya da iskelelerde dipdibe oturmak durumunda... Çeşme’de ise plajlar, mekanlar, bahçeler hep geniş ve ferah. Herkes istediği kadar rahat oturabiliyor. Ama Bodrum’a gidenlerin çoğu zaten sıkışık bir hayat yaşayan İstanbullular olduğundan bunu pek de dert etmiyorlar sanırım...
* Bodrum o kadar güzel ve çeşitli yere sahip ki, etrafında birçok çekim merkezi var. Her merkez farklı alternatifler sunabiliyor. Oysa Çeşme’de Alaçatı, neredeyse tek çekim merkezi. Büyüyüp gelişse de tıkanması mümkün olabilir...
* Bodrum’da birbirinden güzel birçok ev yapılmış. Aralarında yabancı yatırımcıların da bulunduğu bu sitelerde bir odalı ya da 2 odalı küçük ama çok hoş bahçeli ve manzaralı evler var. Fiyatları da gayet uygun. Çeşme’de ise bırakın Bodrum’u, Fransız Rivierası’ndaki evlerde bile rastlayamayacağınız fiyatlar geçerli. İşin garibi Bodrum’da sezon Çeşme’nin 3 katı uzun ama yine de Çeşme pahalılıkta önde...
* Ne kadar şikayet etsek de Çeşme’nin en büyük özelliği rüzgarı. Yaz ortasında üşütse de, denize yaklaştırmasa da dünyanın çok az yerine nasip bu özellik Çeşme’nin en büyük artısı...

Çeşme Marina’da Zumba

24 Ağustos Cumartesi günü Çeşme Marina büyük bir organizasyona ev sahipliği yapacak. İzmir, İstanbul ve KKTC’den birçok Zumba®Fitness eğitmeni Zumba, Barış, Aşk felsefesini duyurmak için buluşacaklar. Çeşme Marina Spa işletmecilerinden pilates eğitmeni Barış Kaygusuz’un desteğiyle böylesine özel bir mekanda düzenlenen organizasyonun büyük ilgi çekeceği kesin…

- Pazar günü sanal medyadaki demokrasi hareketi ile ilgili yaptığım röportaj sadece yerelde değil, ulusalda da büyük yankı buldu. Konda Araştırma Merkezi Başkanı Tarhan Erdem, Radikal Gazetesi’ndeki köşesinde hem röportajımızı hem de Demokrasi Grubunu yazmış…

- Milliyet Gazetesi yazarı Meral Tamer kadınların şehirde kısa şortlarla gezmesinin doğru bulmadığını yazdı. Aslında böyle düşünen tek kadın o değil. 3 hafta önce yaşları benden de genç 3 kadın arkadaşım sokaklarda kısa şortlarla gezen kızları eleştirmişlerdi. Ben de hayretle dinlemiştim. Çünkü ben asla, o onu giysin, bu bunu giymesin, şu doğru, bu doğru değil gibi yaklaşımları doğru bulmuyorum. Bu konuda çok söyleyeceğim var ama yerim yok, o nedenle twitter’dan bir alıntıyla şimdilik konuyu kapatıyorum;

‘İstiyorlar ki Sünger Bob kare şort da giymesin. Ülke nereye gidiyor, yazık çok yazık!’