Kelebek Ödül Töreni’nden

-  BEYAZ
İnsanı, ancak “abisi” bu kadar koruyabilir. Beyazıt müthişti. Eğer Kelebek Ödül Töreni’ndeki sunuculuk işini rezil olmadan kıvırabildiysem, tamamen onun sayesindedir. Beni inanılmaz korudu, kolladı, teşekkür ederim. İnsanlar, sahnede başka bir şeye dönüşüyorlar, istiyorlar ki kendilerinden başka kimse öne çıkmasın, parlamasın, sivrilmesin, yıldızlaşmasın; işte Beyazıt’ın farkı burada, kendisi öne çıksın diye kimseyi harcamıyor.

Tamam yakışıklı, tamam komik, tamam rahatlatıcı biri ama daha da önemlisi “iyi kalpli”.

Zekâsını kötüye kullananlardan değil. Bir de muazzam bir organizasyon yeteneği var. Toplantılarda acayip ciddi ve işe hâkimdi. Parmağında bir Sevan Bıçakçı yüzüğü var ve içinde annesinin, babasının adı yazıyor. Yanda da, abisinin, yengesinin ve yeğeninin baş harfleri. Yüzüğün ortasında da onu tanımlayan bir sözcük ışıldıyor: “Vicdan”. Vicdanlı olmak, adaletli olmak onun için hayattaki en önemli şeylerden biri. O yüzden onun programında kimse, “Eyvah beni oyacak!” hissine kapılmıyor. Öyle bir özellik doğasında yok.

-  HAKAN YILDIRIM
Aman Allah’ım, bir elbise insanın hayatını bu kadar mı değiştirir! Bir insanın hayatını bu kadar mı kurtarır! Hakan Yıldırım’a ne kadar teşekkür etsem az kalır. Gerçi aynısının beji dikilmişti, ama annem, “Sen yine de siyahtan şaşma!” dedi, Hakan Yıldırım’ın yardımcısı Fidan Hanım sayesinde, içine girebileceğim bir siyah elbise buldum. Gerçekten de hayat kurtaran, defo kapatan, modern elbiseler yapıyorlar. Kendimi önemli biriymişim gibi hissettim.

-  VUSLAT DOĞAN SABANCI
Müthişti açılış konuşması. Kemoterapi tedavisi gören ve bunu zaman zaman verdiği partilerle kutlayan İzmir Sanayi ve Ticaret Odası Başkanı Işınsu Kestelli’nin, bizim Pazar ilavedeki röportajıyla söze başladı. Ve çatlaklardan sızan ışıkla bitirdi. Bence mükemmeldi. Giydiği sarı elbisesiyle, o da gecenin en güzel kadınlarından biriydi. Böyle bir kadın patronumuz olduğu için çok şanslıyız.

-  FİKRET ERCAN
Gece, onun eseri aslında. Selim Akçin’le Cengiz Semercioğlu’na ve tabii Hürriyet’in Kurumsal ekibiyle, Tijen Mergen’le, Evrim Sümer’le. Büyük iş, deli iş, o kadar çok ayrıntı var ki, aklınız durur ve son anda her şey değişiveriyor. Ama Beyaz gibi bir adamla, sanki hiç problem yaşanmıyor gibi duruyor.

-  BÜLENT ERSOY
“Sende star ışığı var!” dedi ya bana, hayatımda aldığım en büyük, en eğlenceli iltifat. Ben itiraz edince de, “Ben diyorsam öyledir!” demesi de komik. Buradan teşekkür ediyorum Bülent Ersoy’a. Ama tabii, her şey yalan dolan, orası sahne, tabii ki makyaj, takma kirpikler, üzerine şahane bir Hakan Yıldırım kostümü, Nihat Odabaşı’ndan öğrendiğim bir bacağı kırma numarası... Babam da yapsa şahane durur! Ama yine de Bülent Hanım’ı öpüyorum ve onunla bir röportajda buluşmayı bekliyorum.

-  TARKAN
Aşkım. Gerçekten. Tarkan bambaşka. Ama ne yazık ki, her zaman olduğu gibi, bu sefer de “aksilik” onu buldu. Birden çıkıverdi sahneye! Hani tiyatro izlerken içinizden gelir, “Çıkıvereyim şuraya” dersiniz ama tabii ki yapmazsınız. O kadın yaptı! Rahatsız olduğunu düşündüm o an. Kafadan. Allah’tan Tarkan, soğukkanlılığıyla durumu iyi idare etti.

-  TÜLİN ŞAHİN
Kendi tasarladığı bir bacağı derin yırtmaçlı elbisesi mükemmeldi. Bir giysi bir kadına bu kadar yakışır. Doğal, sahici, çok şeker.

-  YONCA TOKBAŞ
Benim canım arkadaşım, Yonca da kırmızı halı sunucusuydu. Cengiz gibi, Ömür gibi, Onur gibi, Melis ve Ahu gibi. Haliç Kongre Merkezi’ne koşu ayakkabılarıyla geldi, kendini iyi hissetmek için. O da benim gibi heyecanlıydı. Sonra aynı odada giyindik. O benim en yakın dostlarımdan biri. Öyle ki Alya’nın bebekken şiştiği zamanlar olmuştu, ne halt edeceğimi bilemediğim, birkaç dakika sonra elinde Zyrtec’le evimdeydi, “Alerjidendir” diye. İlaçları bilir, her şeyi bilir. Yonca bir tanedir.

-  EVRİM SÜMER
Bu işi, başından beri Hürriyet’in Kurumsal’ı olarak o götürdü. Mirgün Cabas’la birlikte yaşıyor. Kızmaz inşallah, hiç evlenmediler. Hep sevgililer. Sevgili kalmaya niyetliler, sonsuza kadar. Ve Leyla diye, dünyanın en güzel, şaka değil, gerçekten öyle, bir kızları var. Işıklı, ferah, insan çağıran bir evde yaşıyorlar. Şişman bir erkek kedileri var, koca kafa, aheste aheste, bir oraya bir buraya devriliyor. O evden huzur ve mutluluk fışkırıyor. Toplantılar hep Evrim’in evinde yapıldı.

-  ACUN ILICALI
Çok çok tatlıydı. Her zamanki gibi. Nasıl bu kadar muktedir olup, nasıl bu kadar ürkek ve normal durmayı beceriyor bilmiyorum. Ona da, “Yok Böyle Dans”ta jüri üyeliği teklifi için teşekkür ederim. “Yok sağol yapamam” derken kabalık yapmak istemedim. Gerçekten yapabileceğime inanmıyorum. Annem olsa neyse, o balerin, ama benim işim değil. Bir kere Buzda Dans’ta yaptım, ağzıma yüzüme bulaştırdım. Kelebek Ödül Töreni’ni de Fikret Bey’i kırma şansım olmadığından kabul ettim. İçimden de, “Eğer rezil olmazsam, 5 tane daha Yarım Kalan Hayat yapmak ve beş kişiye daha yardımcı olmak istiyorum” dedim. Resmen adak adadım. Önümüzdeki günlerde Yarım Kalan Hayatlar projelerine girişmek istiyorum.
Yazarın Tüm Yazıları