Her nodül kanserleşmez

Baş dönmesi nedeniyle yapılan boyun ultrasonunda "tiroid nodülü" olduğunu öğrenen hastam korkmuş, endişelenmiş ve "acil randevu" talebinde bulunmuştu.

Nedeni bir arkadaşının nodül sonrası yaşadıklarıydı. Arkadaşının nodülünün kanser olduğu anlaşılmış ve başı bir hayli ağrımıştı. Ne var ki tiroid nodülleri öyle sanıldığı kadar korkulacak bir sağlık problemi değil. Özellikle kadınlarda sık karşılaşılan bu problemin çoğu zaman tedavisi bile gerekmiyor. Hastayı belirli aralıklarla izlemek yetebiliyor.

Hemen hemen her 10 kadından biri hayatının herhangi bir bölümünde tiroid bezi hastalığına yakalanabiliyor. Tiroid hastalıklarının en sık görülenlerinden birinin tiroid nodülleri olduğu belirtiliyor. Nodülleri genellikle hastalar keşfediyor ve boyunlarının ön kısmında hissettikleri bir şişlik nedeniyle doktorlarına müracaat ediyor. Nodüller başka bir amaçla yapılan boyun muayene veya incelemesi esnasında da yakalanabiliyor. Tiroid nodülü çok yavaş büyüyüp nohut veya ceviz kadar irileşebiliyor. Bazı nodüllerse hızlı büyüyor. Neredeyse bir gecede mandalina hatta portakal iriliğine bile ulaşabiliyor. Doktorunuz tiroid nodülünü incelerken nodülün sert ya da yumuşak, hareketli veya sabit pozisyonda olup olmadığını, büyüklüğünü, yerini ve sayısını belirleyecektir. Sizden sesinizde bozukluk, kısıklık veya çatallanma gibi yakınmalarınızın olup olmadığını, ailenizde tiroid hastalığı hikayesinin bulunup bulunmadığını, yakın bir zamanda boyun ve baş röntgeni çektirip çektirmediğinizi, kilo kaybı, çarpıntı, sinirlilik, ellerinizde titreme ve terleme gibi yakınmalarınızın bulunup bulunmadığını öğrenmek isteyecektir.

Daha sonra bu nodülün zararsız ya da kötü huylu hücrelerden oluşmuş hücre topluluğu veya sıvı dolu bir kist olup olmadığını öğrenmek için bazı incelemelere gerek duyacaktır. Bu incelemelerle nodüllerinizi tiroid hormonu üretme yeteneklerini, sayı, büyüklük ve yerlerini kesinleştirecektir. Tiroid nodüllerinin değerlendirilmesinde kullanılan testler T3, T4 ve TSH hormonlarının kan seviyelerinin ölçülmesi, ultrasonografik yöntemle bezin incelenmesi ve radyoaktif iyot kullanılarak tiroidin radyonükleer fotoğrafının alınmasıdır.

BİYOPSİ ŞART MI

Doktorunuz çoğu kez kesin tanı koyabilmek için "iğne aspirasyonu yöntemi" kullanarak tiroid biyopsisi yapmak isteyecektir. Biyopsi kolay, güvenli ve kesin sonuç veren bir yöntemdir. Biyopsiyle alınan dokunun ya da sıvının uzman hücre patolojistleri tarafından incelenmesi kanser kuşkusunu giderecektir. Çoğu kez doktor muayenehanelerde kolayca yapılabilen ve neredeyse istirahat bile gerektirmeyen bu tanı yöntemi sizi korkutmamalıdır. Tiroid biyopsisi güvenli ve tehlikesiz bir tanı yöntemidir. Doktorunuz bu yönde bir istekte bulunduğunda ona yardımcı olmanızda yarar var. Özellikle tek nodül var ve büyüklüğü 1-2 cm’den fazla ise biyopsi yapmak gerekiyor.

UNUTMAYIN

Nodülün iyisi de var kötüsü de

Tiroid nodülü eğer malign (kötü huylu) bir hastalık kuşkusunu gösteriyorsa, tedavi yöntemi sadece cerrahi yaklaşım olmalıdır. İyi huylu nodüllerin nasıl izleneceğine doktorunuz karar verecektir. Nodüller tedavi edilmeden sadece izlenebilir veya sentetik T4 (levotiroksin sodyum) kullanılarak küçültülebilir. Kontrolsüz ve aşırı miktarda tiroid hormonu üreten bir nodül belirlenmişse nodül ya cerrahi olarak çıkarılır ya da radyoaktif iyotla fonksiyonu sonlandırılır. Biyopsiyle tiroid kanseri tanısı kesin olarak konulduğunda ise sadece nodül değil, bezin tamamı cerrahi olarak çıkartılacaktır.

Eğer ultrasonografik inceleme doktorunuzda olumsuz çağrışımlar yapmışsa, size ultrason eşliğinde ince iğne biyopsisi önerecektir. Kabul etmenizde ve yardımcı olmanızda fayda var. Eğer nodül tespit edildiğinde gebelik döneminde bir kadınsanız, radyonükleer görüntüleme dışında kalan incelemelerin yapılabileceğini bilmelisiniz. Gebeliğin son aylarında belirlenmiş bir nodül mevcutsa inceleme doğum sonrasına da bırakılabilir. Tiroid nodülü çocuklarda daha seyrektir. Ama büyüklerden daha yüksek bir olasılıkla kötü huyludur. Bu nedenle çocuklarda ince iğne aspirasyon biyopsisinden yararlanmak şarttır.

AKLINIZDA OLSUN

Belirtileri neler

n Hipotiroidi veya hipertiroidi belirtileri (Yorgunluk, halsizlik, çarpıntı, kilo alma veya verme, aşırı üşüme veya terleme).

n Baskı belirtileri (ses kısıklığı ve çatallanması, yutma güçlüğü).

n Boyunda ağrı ve rahatsızlık hissi.

Hayat Bilgisi, Prof. Dr. Osman Müftüoğlu, 2005, Doğan Kitapçılık)

GENÇ KAL GÜZEL OL

Botokstan daha iyisi var mı

Kullanıma sunulan bazı yeni kremlerin ihtiva ettikleri aktif maddelerin özellikleri nedeniyle en az botoks kadar etkin olduğu ileri sürülmektedir. Bu kremlerle elde edilen sonuçların ağrısız, risksiz ve daha ucuz olduğu belirtilmektedir. Argirelin içeren Alphaderma, Reclame, Regenerist, Strivectine-SD ve çeşitli ikili, üçlü pepdit karışımlarını içeren (OHT-3 peptit, Visiforme...) kollajen içeren Bioderma, Biofactor, Hyaluronik Asit içeren ürünler en iddialı olanlardır.

Son zamanlarda kullanıma sunulan GABA içeren ve neredeyse 2-3 saat içerisinde kırışıklıkları azaltıp 24 saatlik bir süre için kırışıklıklardan kurtulma olanağı sağlayan "kırışık giderici" kremler de (Frezee 27/7) botoks enjeksiyonuna alternatif olarak sunulmaktadır. Bütün bunlar kırışıklıklarla savaşta ümit verici olmaktan da öte, neredeyse mucizevi sonuçlar alındığının ilk habercileridir. Bu cilt gençleştirici yeni kahramanlar yakın bir gelecekteki daha etkili ve daha güvenli yeni kahramanların öncüleri gibi görünüyorlar.

Neden çift görürüz

Çift görme dediğimiz tablo; kişinin tek bir objeyi iki imajmış gibi görmesi durumudur. Nörolojik hastalıklardan bazıları da çift görmeye neden olabildiğinden bu bulgu üzerinde önemle durulması gereken bir yakınmadır.

NEDENLERİ

Göz hareketlerini kontrol eden bir ya da birden fazla adalenin fonksiyonunun bozulması çift görmeye neden olmaktadır. Beyindeki enfeksiyonlar, multipl skleroz hastalığı, inmeler, kafa travmaları veya beyin tümörleri, diyabet, myastenia gravis, hipertiroidi, göz travmaları çift görmeye neden olabilirler.

Myastenia gravis dediğimiz hastalıkta hasta sabahları şikayetinin daha hafif olduğunu, gün içinde yoruldukça belirginleştiğini tanımlar. Bağışıklık sisteminde bir bozukluk nedeniyle gelişen nörolojik bir hastalıktır.

Eğer doktorunuz muayene sonrasında hipertiroididen şüphelendi ise, tiroid hormon düzeylerinizi saptamak için kan tetkikinizi isteyecektir. Diyabet yönünden kan şekeri düzeyleri de kontrol edilmelidir. Eğer göz kaslarına giden sinirlerle ilgili bir bozukluktan şüpheleniliyorsa, beyin ve göz boşluğunun radyolojik olarak tetkiki (MR ya da bilgisayarlı tomografi) uygun olur. Böylece çift görmeye neden olabilecek travma, kanama, tümör ya da damar anomalileri araştırılmış olur. aaltintaş@yasasinhayat.org

Prof. Dr. Ayşe ALTINTAŞ

DİYET GÜNLÜĞÜ

Sorularınız için: Tel: (0212) 236 73 00

Bol sebze ve meyve ağırlıklı beslenmek için öneriler:

Diyetiniz hacim kazansın

Günde 5 porsiyon sebze meyve" tüketin sloganı yerini "sebze ve meyvenin daha fazlasını tüketin"e bıraktı. Ancak sağlıklı bir zayıflama planında meyveler bol sulu ve posalı olmasına rağmen birer kalori kaynağıdır. Dikkat! Yapılan son çalışmalar özelikle yetişkinlerde sebze ve meyve tüketimindeki artışın obezite, kalp hastalıkları, tip 2 diyabet ve kansere karşı koruyucu olduğunu göstermektedir. Peki sebze ve meyve tüketimini nasıl artırabiliriz? İşte bazı ipuçları;

1) Öğünlerinizin kalorisini düşürmenin en kolay yolu tabağınızın hacmini artırmaktır. Yani ana yemeği 4-6 kaşık kadar tüketerek doymak istiyorsanız limonlu ve sirkeli bol bir salata tüketmek size yardımcı olacaktır. Salata sadece yeşillikten oluşmak zorunda değil yaz aylarında çoban salata da iyi bir fikir olabilir.

2) Sebze pişirmeye vakit yok diyenlerdenseniz, uzunca zaman sebze tüketimi sınırlı kalmış biri demeksiniz. Bu nedenle buzluğunuzda dondurarak sakladığınız sebzeleri domates ve soğanla karıştırarak pişirebilirisiniz.

3) Sebze çorbaları favori yemeklerinizden biri olabilir. Sebzeleri mikserden geçirin, (ama patates ağırlıklı olmasın), 1 yemek kaşığı sıvıyağ ilavesi ile nane ve maydanozlarla süsleyip servis edebilirisiniz.

4) Meyve yerine dondurma yesem olmaz mı? sorusunun sık sık arttığı son günlerde soğuk bir şeyler yemek arayışı meyve tüketimini azaltabilir. Bu nedenle meyveleri dondurarak tüketme alışkanlığı kazanabilirsiniz, 1 salkım üzüm, 1 orta boy şeftali veya 3 adet taze kayısı ve diğer meyveleri dondurarak tüketebilirisiniz.

niluferinceis@yasasinhayat.org

Sizi kendinize getirecek tatlılar

Sadece şekerli bir tat değil, vitamin, mineral yönünden zengin ve size iyi bir enerji kaynağı olacak ve iştahınızı çok zorlamayacak tatlılar tüketin. Bu tatlıları deneyin...

Yoğurtlu meyve;

n 1 kase yoğurt içine

n 2 tatlı kaşığı doğal şekersiz reçel

n 1-2 kuru kayısı ve üzüm

n 5-6 fındık ve 4 adet ceviz

n Tarçın

Sütlü incir tatlısı

n İçine ceviz yerleştirilmiş incirleri tencereye dizin.

n 1 bardak su+ 1 bardak süt+ vanilya+ 1 bardak şekeri karıştırın. Suyu çekinceye kadar pişirin.

n Üzerine tarçın ya da hindistan cevizi ekleyerek tüketin.

gunes@yasasinhayat.org

BİR CEVAP

Tekrar kilo alırsam daha mı zor zayıflarım

Bir kişi sürekli kilo alıp veriyorsa, sağlıklı kiloya ulaşıp onu sürdürmekte, ilk kez zayıflamaya çalışan bir kişiden daha fazla zorluk yaşamaz. Araştırmaların çoğu kilo döngüsünün metabolizma hızını, yani vücudun enerji için yakıt tüketme hızını değiştirmediğini gösteriyor. Bu verilerin ışığında kilo döngüsünün yeni bir zayıflama girişiminin başarısını etkilemeyeceği söylenebilir. En azından belirli bir süre...

Metabolizmanız yaş ilerledikçe yavaşlar. Her dört yılda bir yüzde 2-4 oranında düşer. Ayrıca yaşlı kişiler genellikle daha hareketsiz bir yaşam sürmeye başlarlar. Yaşınızdan etkilenmeden sağlıklı beslenme alışkanlığınıza eşlik edecek düzenli fiziksel etkinlik, kilo vermenize yardım edecek, genel sağlık durumunuzu iyileştirecektir.

Diyetisyen Seren Aksüs
Yazarın Tüm Yazıları