Hayatı yeniden inşa etmek için

BAZEN, doğru yolu bulmak için ya kendimizi hayatın akışına bırakır ya da büyük riskler alırız.

Okurken de çok etkilenmiştim, seyredince de... “Ye, Dua Et, Sev”, bence doğru yolu arayanların, kendi yollarını nasıl çizdiklerini anlatan, son zamanlarda çekilmiş en iyi filmlerden biri.
Sanırım iki-üç yıl oldu. Bir arkadaşım “şiddetle” tavsiye edince, tamam dedim okuyalım bakalım neymiş bu kitap. “Ye, Dua Et, Sev” kitabı ile öyle tanıştım. Bir çırpıda derler ya, aynen o şekilde okudum. Üç farklı ülkede, üç farklı deneyimi anlatan bir hikaye. Üstelik yaşanmış bir hikaye. Ayaklarının üzerinde sapasağlam duran bir kadının hayatını yeniden nasıl inşa ettiğini anlatıyor.
Tepetaklak bir yaşam
İyi bir eş, güzel bir ev, başarılı bir kariyer derken her şey tepetaklak oluyor. Kocasından boşanıyor, o güzel ev bir anda yok oluyor, kariyer desen anlamsızlaşıyor. Aslında bu hikaye benim yaşadıklarımdan da çok izler taşıyor! Ben yapamadım ama kitabın yazarı ülke ülke gezmeye karar veriyor. Yeniden başlamak için her şeye sünger çekerek çıkıyor yola!
Önce İtalya’da yemek yemenin hazzına varıyor, sonra Hindistan’da ibadetin gücünü keşfediyor ve en son da gerçek aşkı Endonezya’da buluyor. “Ancak filmlerde olur” dedirtecek bu hikaye kitabın ardından tabii ki beyaz perdeye aktarılıyor. Üstelik başrolünde de kitabın en büyük hayranlarından biri oynuyor: Julia Roberts!
Mekan garantisi
Ve tabii ki haftalardır beklediğim film, vizyona girer girmez aldım soluğu sinemada. Filmde hiçbir şeyi sevmezseniz, size garanti ediyorum, renklere ve mekanlara aşık olacaksınız. Sıcacık bir film.
Uyarmadan edemeyeceğim, bol bol yemek yemek isteyeceksiniz. En son ne zaman Tanrı ile baş başa kaldım diye kendinizi sorgulayacaksınız ve tabii ki içinizden defalarca “Aşk! Sen nelere kadirsin” diye geçireceksiniz!
Benzer bir hikayenin kahramanı olduğum için mi bilmem, o kadar çok sevdim ki filmi!
/images/100/0x0/55eb0d48f018fbb8f8a7e5bc
Evladiyelik devetüyü palto

DUYDUK duymadık demeyin, yüksek belli pantolonlar geri döndü! Veee geçen sene olduğu gibi bu sene de kürkler boy göstermeye başladı.
Pillili etekler, fırfırlar, fiyonklar... Bu kış pek bir bohem olacağız belli oldu! Her yer yeni sezona girdi. Hangi vitrinin önünden geçsem bej paltolar, kürk yelekler, kutu çantalar görüyorum. Yeri gelmişken belirteyim, pelerinler de çok moda olacak bu kış. Favori renkler ise, kahve, bej, devetüyü, terracotta ve pudra... Ayakkabı ve çantada da kahverengi bu kışa damgasına vuracağa benziyor.
İpekyol inanılmaz bir koleksiyon hazırlamış bu sezon. Nefis. Terracotta ve bej tonları ile jeanleri öyle güzel kombine etmiş ki. Her şeyi alıp çıkmak istiyor insan! Bu sezon tek parça alayım, ama en güzelini alayım diyorsanız, ister Fabrika, Koton’dan ister Max Mara’dan alın. Ama bana kalırsa, mutlaka devetüyü bir palto edinin. Evladiyelik denecek, belden kuşaklı bu uzun paltoyu hem siz giyersiniz hem de bakarsınız, yıllar sonra kızınız kullanır.

Yüzüklerin efendisi olun!

BENİ bilen bilir takıya bayılırım. E ister istemez birini görünce o ne takmış takıştırmış diye de bakıyorum, ne yalan söyleyeyim!
Son zamanlarda dikkatimi çekiyor. Herkeste bir yüzük modası var. Ama öyle küçük, zarif yüzüklerden değil. Kocaman kocaman yüzükler görüyorum parmaklarda. O minik olsun, büyük olsun illa tek taş olsun modası biraz geçti sanırım. Şimdi ihtişamlı, büyük yüzükler moda. Hatta işaret parmağına daha da çok takılıyor.
Herkesten önce hissetmişim
Geçenlerde MTV Müzik Ödülleri’nde Rihanna’nın parmağında gördüm kocaman bir yüzük. Bakıyorum da, katıldığım davetlerde, takip ettiğim dergilerde bütün kadınlar bu modaya uymuşlar! Aylin Tahincioğlu’nun bir yüzüğünü gördüm, bir açılışta takmış. Çok şıktı! Hayır bir de işin güzel tarafı, her bütçeye uygun yüzük bulmak mümkün.
Accessories’dan İstanbul Teşvikiye’deki Cem Lokmanhekim’e, Aspendos’a kadar geniş fiyat aralığında zevkinize göre yüzükler bulabilirsiniz. Roberto Brava, Zen, SoCHIC... İsteyene çeşit bol!
Ben bu büyük yüzük modasını çok daha önceden mi hissetmişim ne, yıllar önce aldığım büyük yüzükleri şimdi daha büyük bir keyifle takıyorum. Hatta bir tanesini Dragons’ Den çekimlerinde de takıyorum. Belki görmüşsünüzdür. Ejderha, yılan karışımı bir figür. Ben modaya uymaktan ziyade programın konseptine uysun diye o yüzüğümü takıyordum ama iyi oldu, modayı da yakalamış oldum böylece!
Yazarın Tüm Yazıları