Bir annenin 11 yıl önce kızının yaşadığı kilo sorunları ile ilgili kaleme aldığı yazı viral olmuş ve söz konusu yazı günlerce tartışılmıştı. Şimdilerde 18 yaşında olan ve kendini ‘beden aktivisti’ olarak tanımlayan Kubovy-Weiss, yıllardır verdiği mücadeleyi ve annesiyle olan ilişkisini kendi penceresinden anlatıyor…
#ObeziteKüçükken, prensesin güzel olmadığı tek bir masal bile duymadık. Barbie gerçekten yaşasa, o anatomiyle ayakta bile duramazdı, ama kız çocukları ona taptı. Pamela Anderson’ın göğüsleri silikondu, yine de ilahe muamelesi gördü. Modacılar sıfır beden modellere düşkündü, aslında o kadınlar düpedüz iskeletti. Şimdi de Renée Zellweger’in kötü estetiği ve Kim Kardashian’ın Photoshop’lu kalçasıyla uğraşıyoruz. Güzel olma çabası, teknolojinin ve tıbbın gelişimiyle çığırından çıksa da, "Yeter artık!” diyenler artıyor.
James Bond filmlerinin 60’ıncı yılı şerefine dünyanın en ünlü müzayede evlerinden Christie’s Gallery’de düzenlenen açık artırmaya ABD ve Avrupa’dan gelen misafirlerle ben de katıldım. İşte seride kullanılan otomobillerden kıyafetlere kadar birçok tasarımın satışa çıktığı müzayededen renkli notlar...
#James BondRus yazar Vladimir Korolenko’nun 1886 yılında yayımladığı başyapıtı ‘Kör Müzisyen’ ilk kez Türkçede. Çıktığı dönem bir ‘Rus klasik’i olmayı başaran eserde Korolenko, kahramanı Pyotr’un karanlığı ve renkleri yorumlamak için müziği, aşkı ve eğitimi nasıl kullandığını gösteriyor.
#Vladimir KorolenkoSpielberg tarafından sinemaya da uyarlanan ‘Mor Yıllar’ın yazarı Alice Walker, hayatını Afro-Amerikan kadınların hakları mücadelesine adamış saygın bir aktivist. 1976 yılında yayımlanan ‘Meridian’ da işte bu mücadelenin, 1960’lı yıllarda sivil haklar hareketine katılan bir kadının kişisel devriminin hikâyesi.
#Alice Walker“Türkler göçebe millettir” denir ya, Cumhuriyet döneminin en büyük göçünü gerçekleştirmeye başladığımız tarihin üzerinden tam 50 yıl geçti. 1961’deki ilk ‘konuk Türk işçisi’nin ardından milyonlarca erkek ve kadın ‘acı vatan’a gitti. Başta hepsi 1-2 yıllığına diye niyetlendi ama çoğu geri dönmedi. Orada evlendiler, çocuk sahibi oldular, iş kurdular, yaşlandılar ve öldüler. En büyük zorluğu ‘Alamancı’ olarak anılan ilk nesil çekti. Ne Almanya’da Alman ne de Türkiye’de Türk olabildiler. Hep yabancı gibi yaşadılar. Ama onların çocukları ve torunları, bugün Alman toplumunda her alanda söz sahibi. Üçüncü nesil, kendini iki ülkenin ve kültürün karışımı olarak tanımlıyor. Aralarından dünyaca ünlü yönetmenler, yazarlar, oyuncular, sporcular, bilim insanları ve siyasetçiler çıkıyor