Havalimanı otoriteleri sanki pandemi bitmiş gibi davranıyor. Hijyen şartlarının peşini bıraktılar. Çok yoğun olan havalimanlarında insanlar burun buruna dolaşıyor. Sosyal mesafe tümüyle unutuldu. Sadece yerlerdeki işaretler kaldı. Uçaklarda ise havayolu şirketleri maske zorunluluğu kalktıktan sonra işi gevşetti. Dezenfektan işlemleri savsaklanmaya başladı. Oysa COVID-19’un son varyantlarında bulaşıcılık doruğa çıktı.
#MaskeGünlerdir gerçek bir sinir harbi sürüyordu. Uçak imalatçıları, Amerikan Sivil Havacılık Otoritesi FAA, 5G yayınlarının ertelenmesini istiyorlardı. Gerekçe özellikle havalimanlarının çok yakınındaki baz istasyonlarının, uçaklarda yüksekliği gösteren altimetreleri etkileyeceği, yaratacağı parazitlerle inişleri tehlikeli hale getireceği olarak açıklandı. Haklılık payı da vardı. Ancak, Amerika’nın en güçlü iki telekomünikasyon devi bunu pek kabullenmediler.
#5GBinlerce uçak yere indi. Yani ‘ground’ oldu. O milyon dolarlık uçaklar havalimanları apronlarını, uçak fabrikalarının park alanlarını doldurdu. Hazin bir görünüş. Hayatlarını uçarak kazanan pilotlar, kabin memurları yüz binlerce çalışan evlerinde. Gökyüzü neredeyse bomboş. Tepemizden uçak geçmiyor. Böylesi hiç yaşanmamıştı…
#YazarMarka olmak için her şeyi denediniz, milyarlar akıttınız ve yine de olmadı mı? Belki de yanlış yoldaydınız. Müşteri ilişkileri danışmanı Shoun Smith, 'özel' bir marka olmanın en büyük şartının müşterileri memnun etmek olduğunu söylüyor. Smith, 'Uncommon Practice' (Farklı Uygulama) adlı kitapta 19 'ayrıcalıklı' markayı mercek altına almış. İşte sonuç: Bu şirketler çalışanlarını 'şımartıyor', çalışanlar da müşterileri... 18-19 Aralık'ta Marka 2003 Konferansı için İstanbul'a gelecek Smith ile 'marka olmayı' konuştuk.<br>