Kanatlarımızı kaybettik

Binlerce uçak yere indi. Yani ‘ground’ oldu. O milyon dolarlık uçaklar havalimanları apronlarını, uçak fabrikalarının park alanlarını doldurdu. Hazin bir görünüş. Hayatlarını uçarak kazanan pilotlar, kabin memurları yüz binlerce çalışan evlerinde. Gökyüzü neredeyse bomboş. Tepemizden uçak geçmiyor. Böylesi hiç yaşanmamıştı…

Haberin Devamı

Bu cümle beni çok etkiledi. Virgin Australia Havayolları’nın bir kabin amiri son uçuşunda bir veda anonsu yaptı. Gözyaşları içinde. Çünkü şirket 8 bin çalışanını açığa almıştı. Uçaklar yere indirilmişti. Genç kadın Cassy Appleton yolculara yaptığı anonsta “Kanatlarımızı kaybettik” dedi. Çok hazindi. Evet uçucular ve biz yolcular kanatlarımızı kaybettik. Uçmak neredeyse bir hayal. Birbirlerini bekleyenler, uzak ülkelerden değil, şurada yakınınızdan bile gelemiyorlar. Biz gidemiyoruz. THY iç hatlarda belli başlı kentlere aralıklı uçuyor. Pegasus uçuşlarını durdurdu. Sabiha Gökçen Havalimanı kapılarını kapattı. İstanbul Havalimanı ekranlarında neredeyse tüm uçuşların karşılığında ‘iptal’ yazıyor... Bunun ne zaman sona ereceği bilinmiyor.

Kanatlarımızı kaybettik

Haberin Devamı

MÜTHİŞ BİR BELİRSİZLİK

Oysa dünya ne kadar küçülmüştü. Dünyanın öbür uçuna gitmek 15-16 saatte mümkündü. Avrupa ya ya da Amerika’ya ulaşmak ne kadar kolay olmuştu. Şimdi ise bir hayal. Paranız olsa bile gitmek imkansız. Oralarda bulunanların da gelmesi imkansız. Müthiş bir belirsizlik var. Evlerimizde oturuyoruz. Havalimanlarının kanı ağır ağır çekiliyor. Günde 50-60 uçuş bile bir hareket getiriyordu. Ama onlarda yok artık. Terminallerin ışıklarının bir kısmı söndürülmüş, salonlar kapalı. Duty Free mağazalarına giren yok. Sosyal mesafe nedeniyle herkes birbirine yabancı. Bütün dünyada kullanılan ya da kullanılmayan havalimanları uçaklarla dolu. Kanadı kırık kuşlar gibi uçmuyorlar. Kanatları sapasağlam ama öylesine duruyorlar. Yeniden uçacakları günü bekliyorlar. O gün ne gün kimse bilmiyor. Pilotlar, kabin ekipleri, teknisyenler, havalimanı personelleri hepsi evlerindeler. Uçacakları günleri bekliyorlar. Maaşlarını alıp alamayacakları belli değil. Yapılacak kesintiler borçlarını ödemeye yetecek mi, bilmiyorlar. Bilmemek çaresizliğin bir başka dayanılmaz hali... Bu da geçer. Ne zaman bilmem ama... Bana çok ağır geldi. Kanatlarımızı kaybettik...

Haberin Devamı

Kanatlarımızı kaybettik

ATATÜRK HAVALİMANI KARANTİNA HASTANESİ OLABİLİR Mİ?

Bu fikir önce İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’ndan çıktı. Ama Atatürk Havalimanı terminalinin tamamının böyle bir yere çevrilmesi imkansız. Çünkü havalandırma sistemleri vs bakımsızlıktan şu anda belki de gerçek bir mikrop yuvası haline gelmiştir. Temizlenmesi de o kadar kolay değil. Ama Atatürk Havalimanı terminalinin kapanmadan 6 ay önce inşaatı tamamlanan 11 bin metrekarelik ek terminali var. Bir gün bile kullanılmadı. Çil çil. Yep yeni. 5 köprülü bir ek terminal eski C terminali yerine yapıldı. Eğer İstanbul Havalimanı bitişinde başlayan sorunlar sürseydi devreye alınacaktı. Ama ihtiyaç kalmadı. Bu tip ek yapılar başka ülkelerde havalimanlarında da yapılıyor. Yani kapatılacak terminallere ek yapılıyor. Diğer yapıların inşaatının uzaması ihtimaline karşılık. Elbette bir kaynak israfı ama aynı olay Abu Dhabi’de de yaşandı.

Haberin Devamı

Neyse bu 11 bin metrekarelik yepyeni terminal kısa bir süre içinde karantina hastanesine ya da merkezine çevrilebilir. İyi klimatize sistemi, mermer kaplamaları, tertemiz canları, tavanları ile bu amaç için ideal. Atatürk Havalimanı terminalinin Ataköy yönününe doğru uzatılan bu bölümü yakınında bir de TAV Airport Oteli var. O da hemen hizmete açılıp örneğin refakatçılar için devreye alınabilir.

Yazarın Tüm Yazıları