Beyazperdede John Wick’in sisteme karşı verdiği mücadele devam edecek. Zuhal Olcay ve Haluk Bilginer 20 yıl sonra yeniden aynı sahneyi paylaşacak. Konser salonlarına yıldız yağmuru beklenirken MFÖ ve Nazan Öncel gibi usta isimler yeni albümleriyle geliyor. Belli oldu, bu yıl yine ödüllü restoranların peşine düşeceğiz. Sonra da ruhumuzu doyurmak için müze, galeri gezeceğiz. 2023’te kültür-sanatla dopdolu günler bizi bekliyor.
#Kültür-SanatMelih Uslu’nun yeni kitabı ‘Doğu Seyahatnamesi’ geçtiğimiz günlerde raflardaki yerini aldı… Gazetemizde de yazılarını okuduğunuz Uslu’yla Anadolu’yu keşfetme macerasını konuştuk: “Taşların dilini öğrenme hevesiyle çocukların peşine takılıp dev bir labirenti andıran Doğu şehirlerinin sokaklarına dalmak gerek.”
#HürriyetVan Gölü’ne yeni keşif için dalan dalgıçlar, dünyanın en büyük mikrobiyalitlerinden çıkan tatlı suyun, tuzlu-sodalı suya karışmadan yanardağı lavlarını andırır şekilde çıkışına hayran kaldı. Dünyanın en büyük sodalı gölü olan Van Gölü’nün derinliklerindeki gizem yeni dalışlarla gün yüzüne çıkmaya devam ediyor. Van Gölü’nde yer alan dünyadaki en büyük mikrobiyalit yapılarının uzunlukları 1,5 metre ile 23 metre arasında değişiyor. Şu anada kadar keşfedilen dünyanın en büyük mikrobiyalitin boyu ise 23,4 metre olarak ölçüldü. İlk olarak yıllar önce bir Alman araştırma ekibi tarafından Van Gölü’nde bulunan mikrobiyalitin boyu bir metreden daha büyük olmadığı şeklinde yayımlanmıştı. Ancak daha sonra dalış rehberi Ecz. Serkan Ök ve ekibi ile sualtı fotoğrafçısı Tahsin Ceylan, tarafından yapılan dalışla dünyanın şu an bilinen en uzun mikrobiyaliti keşfedildi.
#MikrobiyalitYakın zamanda yayımlanmış seyahat kitaplarını bir araya getirdik. Kimi Mavi Yolculuk’un inceliklerini, kimi Svalbard’ın çorak topraklarında bile keşfedilecek şeyler olduğunu anlatıyor. İstanbul’dan başlayıp Kuzey Kutup Dairesi’ne varan bir okuma yolculuğu.
#SeyahatVan; hem yemekleri hem coğrafyası hem de kültür mirasları ile son dönemde Doğu'nun yükselen yıldızlarından. Doğu ekspresi çok popüler olup yer kalmayınca alternatif olarak gözler Van gölü ekspresine çevrildi. Badem ağaçlarının çiçek açtığı zaman tüm şehri saran o bahar coşkusu yok mu? İşte o bahar coşkusunu yaşamak için, o pembenin bin bir tonu çiçek açan ağaçları görmek için Van'a kesinlikle Nisan ayında gitmelisiniz. Peki, Van’da neler mi yapmalı? İşte karşınızda Van gezi rehberi…
#Van Gezi RehberiVan; hem yemekleri hem coğrafyası hem de kültür mirasları ile son dönemde Doğu'nun yükselen yıldızlarından. Doğu ekspresi çok popüler olup yer kalmayınca alternatif olarak gözler Van gölü ekspresine çevrildi. Badem ağaçlarının çiçek açtığı zaman tüm şehri saran o bahar coşkusu yok mu? İşte o bahar coşkusunu yaşamak için, o pembenin bin bir tonu çiçek açan ağaçları görmek için Van'a kesinlikle Nisan ayında gitmelisiniz. Peki, Van’da neler mi yapmalı? İşte karşınızda Van gezi rehberi…
#Van Gezi YazısıMemleketin dört bir yanı ayrı bir doğal güzelliğe ev sahipliği yapıyor. Bu güzellikler arasında göllerin oluşturduğu benzersiz manzaralar sizleri bekliyor. Gelin, Türkiye’nin birbirinden değerli, sizlere ferah bir nefes aldıracak göllerine doğru yolculuğa çıkalım...
#Hafta Sonu Ne YapmalıDoğanın uyanışıyla, beton saldırısına uğramayan bölgeler rengarenk açan çiçeklerle dolup taştı. Aşkın sembolü gülden, Boğaz’ı süsleyen erguvana, laleye, yaylaları donatan zambaklara çiçek fotoğrafı çekmek ve bu güzelliğin arasında dolaşmak için en güzel yerleri belirledik.
#SeyahatDoğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde son günlerde yaşanan terör olayları, Çözüm Süreci ile bölgede yaşanan turizm hareketliliğini bitirme noktasına getirdi. Yapılan tanıtım çalışmalarıyla bölgede turizmin yükselen değeri olan ve bir milyon turistin ağırlanmasının hedeflendiği Van'da Ekim ayına kadar rezervasyonların tamamı iptal edildi. Çözüm Süreci'yle turizme kazandırılan ve kısa süre öncesine kadar dağcıların uğrak yeri haline gelen Hakkari'deki Cilo Dağları da terör saldırılarının artmasıyla yeniden "özel güvenlik bölgeleri" arasına girdi.
#Doğu Anadolu- Türkiye’de en son 1997 yılında görülen ve nesli tükenmekte olan "Küçük Sakarca Kazı", Kızılırmak Deltası’nda ilk kez fotoğraflandı - Yaban Hayatı Uzmanı Emin Yoğurtcuoğlu: - "Türkiye’de nadir görülen bu kuş türünün Kzılırmak Deltası’nda görülmesi ve fotoğraflanması bölge açısından çok önemli’’
Üç hafta önce Van’dan karayoluyla Tahran’a uzanan dört günlük bir keşif turuna çıktım. Minibüs, taksi, otobüsle 1200 kilometre yol kat ettim. Baharda zirvesi karlı dağları, kırmızı şakayıkların açtığı çayırları seyretmeye doyamadım. Urmiye’de dostça karşılanacağımı rehber kitaplarda okumuştum, şaşırmadım. Fakat dostlarımın “Sakın uğrama, berbat, kalabalık, kirli” dediği Tahran beni gerçekten hayrete düşürdü. Beklediğimden çok daha modern, sokaklarında Farsça kadar Türkçe konuşulan, kadın şoförlerin resmi ve korsan taksi kullandığı, toplu ulaşımı gelişmiş, metrosu temiz, müzeleri, sarayları bakımlı bir şehirle karşılaştım.
Ulaşılmaz kabul ettiğimiz, dağcılara bıraktığımız Ağrı Dağı her yıl ağustosta dünyanın dört bir yanından doğaseverleri ağırlıyor. Doğu Beyazıt’ın otelleri, Güney rotasındaki iki kamp alanı yaşları 70’i bulan yürüyüşçülerle doluyor. Yılda 5 bin kişiyi bulan zirve çıkışlarının yarısı bu dönemde gerçekleşiyor. 2009 Ağustosu, Ağrı’nın zirvesinde kar fırtınalarıyla geçmişti. Şu anda son beş yılın en iyi meteorolojik koşulları yaşanıyor. Çoğunlukla bulutların ardına gizlenen zirve açık, rüzgar 5 - 20 kilometre hızla esiyor. Ağrı Valiliği bu yıl 26 Temmuz’da ilk kez herkese açık zirve tırmanışı gerçekleştirecek. Üstelik otel, dağda konaklama, rehberlik, ulaşım hizmetleri ücretsiz. Önceki hafta bir grup doğaseverle zirve yürüyüşüne katıldım. 66 yaşındaki Ankaralı inşaaat mühendisi Esat Yarar, 71 yaşındaki Japon zoolog Akika Shimizu’ya Ağrı’nın güzelliklerini keşfettim.
Pastırma yazını fırsat bilip, Türkiye’nin en doğusuna, Van Gölü’nün çevresine gittim. Niyetim hem Türkiye’nin en büyük gölünü çepeçevre dolaşıp, hem geçmişi hem bugünü izlemek, aynı zamanda da yöre mutfağının birbirinden lezzetli yemeklerinin tadına bakmaktı. Bu hafta Edremit, Gevaş, Ahdamar, Tatvan, Nemrut izlenimlerimi aktaracağım. Gelecek hafta ise Bitlis, Ahlat, Adilcevaz, Muradiye ve Van’ı...
Son yüzyıl içerisinde dünyayla birlikte Türkiye’de de kelebek türlerinde azalma oldu. Buna rağmen bir "kelebek cenneti" olan Türkiye’de 22’si endemik, yani sadece Türkiye’ye özgü, toplam 390 farklı tür yaşıyor. Ancak ne yazık ki 9 endemik türün nesli tükenmek üzere. Doğa Derneği’nin yayımladığı rehber kitapta, 310 tür hakkında fotoğraflar ve detaylı bilgiler bulunuyor. Kelebekleri bu rehberle tanıdıktan sonra, siz de doğa korumacılığı çalışmalarına katılabilirsiniz.