Güncelleme Tarihi:
İncili, yıldızlı, şapkalı tabaklar
SAVAŞ ÖZBEY/sozbey@hurriyet.com.tr
Başta İstanbul olmak üzere şehir hayatına yön verecek deniz fenerlerine benzetiyorum gastronomi rehberlerini. Seçilen restoranları deneyimlemeyi kendine hedef koyan lezzet düşkünü ’foodie’ler türedi sosyal hayatta.
İstanbul’un gastronomik rıhtımını önce şef restoranları dalgası yaladı. Başta Mehmet Gürs’ün Mikla’sı olmak üzere, Maksut Aşkar’ın Neolokal’i, Civan Er’in Yeni Lokanta’sı, Aylin Yazıcıoğlu ve Kaan Sakarya’nın Nicole’ü gibi mekânlar köpürüyordu bu dalganın en tepesinde. Bu özel sörfçüler aynı zamanda ‘Yeni Anadolu Mutfağı’ akımının da öncüsü oldular; yerel ürünlerle inovatif Türkiye lezzetleri sundular yeniliğe susamış damaklara. Sonra şef lokantası da yetmemeye başladı: Şef lokantası ama hangi şefin lokantası? Gel gör ki bu işi etik kurallar dahilinde sistematik olarak tartıya koyacak rehber sistemlerimiz yoktu.
MELTEM FIRATLI/meltem.firatli@hurriyet.com.tr
Son yıllarda teknolojik gelişmelerin yön verdiği müzik dünyası 2023’e birçok merak edilen konuyla birlikte girdi. Hem bunlara bakalım hem de çıkacak yeni albüm ve teklilere…
◊ Geçen ağustosta aktif kullanıcı sayısı 1 milyara ulaşan TikTok, müzik dünyasını bu yıl da domine etmeye kararlı görünüyor. Kendi müzik dağıtım platformu SoundOn’u hayata geçiren şirket bakalım büyük plak şirketleriyle rekabet edebilecek mi?
◊ Yapay zekâ hayatımızın bir parçası olma yolunda hızla ilerliyor. Bu yıl hit şarkısıyla dünyayı kasıp kavuran yapay zekâ destekli bir robot hayatımıza girerse hiç şaşırmayacağız.
◊ Spotify verilerine göre geçen yıl bir günde platforma yüklenen şarkı sayısı 100 bini buldu. Bakalım bu sayı bu yıl daha da yükselecek mi, yoksa üzerlerindeki üretim baskısından bunalan sanatçılar bu gidişata son vermek için harekete mi geçecek?
◊ Usta isimler her şeye rağmen albüm yapmaktan vazgeçmiyor. Nazan Öncel ve MFÖ bu yılın ilk yarısında yeni albümlerini DMC’den yayımlayacak. Murat Boz, Aleyna Tilki ve Derya Uluğ’un da albüm hazırlıkları sürüyor. Ece Seçkin ve Simge’nin son teklileri de hazirana kadar piyasada olacak.
◊ Farklı türlerden aldığı ilhamla müzik yapan Barış Demirel’in Universal Music Türkiye’den şubat sonunda çıkacak albümü merakla bekleniyor.
◊ Feridun Düzağaç’ı özleyenlere müjde Sony Music Türkiye’den geldi. Sanatçının tribute (saygı) albümü çıkıyor. Üstelik bol sürprizli olarak.
◊ Son yılların gündemdeki ismi
Sefo da 2023’te albüm yapmayı seçenlerden. Genç kuşağın yıldızı parlak gençlerinden Can Oflaz albüm, Mela Bedel ise tekliyle önümüzdeki aylarda karşımızda olacak.
◊ Alternatif rock cephesinde de Adamlar ve Yüzyüzeyken Konuşuruz’un yeni çalışmalarından bahsedebiliriz.
Biletinizi geç olmadan alın
UYGAR TAYLAN/utaylan@hurriyet.com.tr
◊ İngiliz alternatif rock grubu Editors yeni albümü ‘EBM’in turnesi kapsamında İstanbul’a geliyor. 5 Şubat akşamı Zorlu PSM Turkcell Sahnesi’nde solist Tom Smith’in enerjik sahne performansına tanık olacağız.
◊ Minimal müziğin en güçlü temsilcilerinden İtalyan besteci ve piyanist Ludovico Einaudi ‘Underwater’ albümünün turnesi kapsamında iki gece üst üste Zorlu PSM Turkcell Sahnesi’nde olacak. 8 Şubat konserinin biletleri tükendi bile.
◊ Tamino geçen yıl Parkorman’daki performansının ardından gelen yoğun istek üzerine 18 Şubat’ta bir kez daha +1 Sunar Gezgin Salon için Volkswagen Arena’da sahneye çıkacak.
◊ Los Angeles kökenli prodüktör, DJ Simon Green’in elektronik müzik projesi Bonobo 9 Mart’ta ‘Fragments Live Tour’ kapsamında İstanbul’a geliyor. Bonobo, Volkswagen Arena’da elektronika, trip hop, nu jazz ve dünya müziği türleri arasında dolaşan bir performansa imza atacak.
◊ İngiliz caz sahnesinin hiperaktif ismi Jamie Cullum, 30 Mart akşamı Zorlu PSM Turkcell Sahnesi’nde olacak.
◊ Progresif rock türünün en başarılı örneklerinden sayılan Camel, 1971’de kurulduğu günden bugüne yarım asrı devirdikleri kariyerlerinde 14 albüme imza attı. Efsanevi İngiliz grup 27 Mayıs akşamı Volkswagen Arena’da konser verecek.
◊ Hollywood’un ünlü oyuncularından Johnny Depp 10 Haziran’da konser vermek için İstanbul’a geliyor. Alice Cooper, Tommy Henriksen, Joe Perry ve Johnny Depp’in üyesi olduğu rock grubu ‘Hollywood Vampires’ın Sarıyer Lifepark’taki konseri şimdiden yılın
en merak edilen etkinliklerinden.
◊ İngiliz şarkıcı Baxter Dury,
14 Haziran’da ‘PSM Loves Summer by %100 Müzik’ kapsamında Zorlu PSM Turkcell Sahnesi’nde olacak. Dury şiirsel vokaliyle Serge Gainsbourg’u, disko altyapıları ve tok sesiyle Barry White’ı andırıyor.
◊ Berlinli elektronik müzik projesi Moderat, bir kez daha İstanbullu hayranlarını dans ettirmeye geliyor.
24 Haziran’da Zorlu PSM Turkcell Sahnesi’nde çıkacak üçlü, canlı performansıyla günümüz elektronik müziğinin kaçırılmaması gereken isimlerinden.
◊ Bu yılın en çok beklenenlerinden biri de son albümü ‘Life is Yours’ turnesi kapsamında ilk kez İstanbul’da konser verecek olan Foals. Grup 15 Ağustos akşamı Zorlu PSM’de.
◊ İsveçli progresif metal grubu Soen, ‘Atlantis Live’ turnesi kapsamında Eylül’de İstanbul’a geliyor. Gruba Zorlu PSM konserinde yaylı orkestra ve geri vokaller eşlik edecek.
İHSAN YILMAZ/iyilmaz@hurriyet.com.tr
Füruzan uzun bir aradan sonra yeni öyküleriyle okurun karşısında. ‘Yeni Murakami’ olarak anılan Mieko Kawakami en iddialı romanıyla Türkçede...
Usta yazar Füruzan’ın uzun bir aradan sonra yeni öykülerini okuma fırsatı bulacağız. ‘Akim Sevgilim’de yazar ‘Akim Sevgilim’, ‘Sesi Olmayan Türkü’ ve ‘Varoşlarda’ adlı birbirinden çarpıcı ve dokunaklı üç öyküsüyle okuruna sesleniyor.
‘Kargasabunu’
Faruk Duman
Yapı Kredi Yayınları
‘Kargasabunu’ Faruk Duman’ın bilinen halk masallarından yola çıkarak yazdığı
10 yeni öykü/masaldan oluşuyor.
Gündüz Vassaf
İletişim Yayınları
İsmi henüz netleşmeyen kitabında Gündüz Vassaf okurunu barok resmin büyük ustası, çalkantılı hayatıyla da dikkat çeken İtalyan ressam Caravaggio’nun izinde bir yolculuğu çıkaracak.
‘Buyurun Ziyafete’
Vedat Milor
İletişim Yayınları
Kendi kaleminden kısa bir aile tarihiyle başlayan kitapta Milor soyadının ‘gizemini’, ailesindeki Milli Mücadele yanlılarını ve saltanatçıları öğrenmekle kalmıyor, Milor’un köklü geçmişine dair de bilgi ediniyoruz.
‘Âşıklara Yer Yok’
Tarık Tufan
Doğan Kitap
Tutkulu bir aşkın peşinde kendini çıkmaz bir sayfiye köyünde bulan akademisyenin hikâyesi.
‘Memeler ve Yumurtalar’
Mieko Kawakami
Doğan Kitap
‘Yeni Murakami’ ve ‘Murakami’nin veliahtı’ olarak anılan genç Japon yazar Mieko Kawakami nihayet en iddialı romanıyla Türkçede.
Yeni umutlar, yeni filmler
UĞUR VARDAN/uvardan@hurriyet.com.tr
Bakalım 2023, salonların yolunu tutma çabamızda yüksek motivasyon içeren hangi yapımları sunacak? Beklemedeyiz ama yine de kulağımıza çalınan, duyurusu yapılan projelerle önümüzde ne türden bir menü olduğuna bakabiliriz.
◊ 20’lerde sessiz dönemden çıkış sürecindeki Hollywood’a ve Los Angeles’taki ilişkilere göz atan, Brad Pitt ve Margot Robbie’li ‘Babil’ (Babylon) 20 Ocak’ta vizyonda. ‘Whiplash’ ve ‘La La Land’le hatırladığımız Damien Chazelle’in bu son filminin dışarıda iyi eleştiriler almadığını belirtelim…
◊ Tek eğlencesi kendisinden bıkmış komşularını eleştirmek ve acımasızca yargılamak olan huysuz dul Otto Anderson’un hikâyesini anlatan ve çok satan bir romandan uyarlanan ‘Hayata Röveşata Çeken Adam’ı (A Man Called Otto) Marc Forster yönetmiş, başrolünde Tom Hanks oynuyor. 10 Şubat’ta gösterime giriyor. Yıldırım düşmesi sonucu hasar alan uçağını indirdiği adada, yolcuları zorbalar tarafından rehin alınan bir pilot ve kendisinden yardım istediği, FBI tarafından başka bir yere nakledilen bir suçlu. Gerard Butler’ın sürüklediği ‘Uçak’ (Plane), aksiyonseverlere seslenecek bir film. Avusturya İmparatoriçesi Elisabeth’in hayatından kesitler aktaran ‘Korsaj’ (Corsage), özellikle başrol oyuncusu Vicky Krieps’in performansıyla dikkat çekici… Yalnızlık ve dostluk üzerine muhteşem bir hikâye anlatırken Colin Farrell-Brendan Gleeson ikilisini ‘In Bruge’dan sonra tekrar bir araya getiren ‘The Banshees of Inisherin’,
M. Night Shyamalan’ın son gerilimi ‘Kulübeye Tıklat’ (Knock at the Cabin), kadrosunda Zlatan Ibrahimovic’in de olduğu ‘Asteriks ve Oburiks: Orta Krallık’ (Astérix&Obélix: L’Empire du Milieu), Florien Zeller’in ‘Aile üçlemesi’nde ‘Baba’dan sonra gelen filmi ‘Evlat’
(The Son), kayıp annesini arayan bir kızı anlatan ‘Kayıp’ (Missing) ve Darren Aronofsky imzalı ‘Balina’ (The Whale) şubatta izleyeceğimiz yapımlardan bazıları…
◊ Mart ayı bereketli gözüküyor; ‘Çığlık’ serisinin altıncı hamlesinin yanı sıra önümüzdeki Oscar’da En İyi Kadın Oyuncu dalında en büyük favori olarak dillendirilen Cate Blanchett’ın harika performansını sergilediği ‘Tár’, ayın 10’unda gösterimde. Todd Field’ın yönettiği söz konusu filmde Berlin Filarmoni’nin kadın şefi odağında sanat, müzik, despotizm, entelektüel duruş, #MeToo gibi meseleler perdeye yansıyor.
◊ Yine10 Mart’ta salonlara uğrayacak ‘65’ de Adam Driver’lı bir bilimkurgu. Bryan Woods-Scott Beck ikilisinin imzasını taşıyan yapımda bilinmeyen bir gezegen sanarak indiği yerin 65 milyon yıl önceki Dünya olduğunu anlayan ve tarihöncesi yaratıklara karşı mücadele eden bir pilotun hikâyesini izleyeceğiz.
◊ Yılın filmleri listesinin en ön sırasında ‘John Wick 4’ var. Keanu Reeves’i bir tür restorasyondan geçirip ‘Matrix’ sonrası yeni bir tipolojiye sokan bu seri, bilindiği gibi karşısına çıkan herkesi öldüren bir kiralık katilin sisteme karşı verdiği mücadeleyi anlatıyor. Öyküde muhtemelen yine bol aksiyon, koreografi ve ölüm olacak… Önceki adımlarda olduğu gibi Chad Stahelski’nin imzasını taşıyan yapım
24 Mart’ta vizyona çıkacak.
◊ Aynı ayın 31’indeyse gerçek bir olaydan sinemaya uyarlanan ilginç bir yapım var; düşen bir uyuşturucu kuryesinin uçağındaki kokaine dadanan ve kafayı bulup etrafa dehşet saçan bir ayıyı anlatan ‘Çıldırmış Ayı’ (Cocaine Bear); yönetmen Elizabeth Banks.
◊ Üç boyutlu animasyon ‘Super Mario Kardeşler Filmi’ (The Super Mario Bros. Movie), ‘Galaksinin Koruyucuları 3’ (Guardians of the Galaxy Vol. 3), ‘Hızlı ve Öfkeli 10’ (Fast X), ‘Örümcek-Adam: Örümcek Evrenine Geçiş’ (Spide-Man: Across The Spider-Verse), ‘Transformers: Canavarların Yükselişi’ (Transformers: Rise of the Beasts), ‘Indiana Jones ve Kader Kadranı’ (Indiana Jones and the Dial of Destiny), ‘Mission: Impossible-Ölümcül Hesaplaşma Birinci Bölüm’ (Mission: Impossible-Dead Reckoning Part One), ‘Barbie’, ‘Oppenheimer’, ‘The Equalizer 3’, ‘Dune: Part Two’, bu yılki menüde olan diğer yapımlar.
◊ Yerli cephedeyse Çağan Irmak imzalı ‘Sevda Mecburi İstikamet’ bu hafta gösterimde. ‘Demir Kadın Neslican’, ‘Prestij Meselesi’, ‘Cenazemize Hoşgeldiniz’ ve ‘Kutsal Damacana 4’ izleyiciyle buluşacak diğer filmler. Antalya Film Festivali’nde izlediğim ve çok beğendiğim Özcan Alper imzalı ‘Karanlık Gece’nin de seyirci nezdinde ‘Kurak Günler’ türü bir etki yapmasını bekliyorum. Nuri Bilge’nin ‘Kuru Otlar Üstüne’siyse önce Cannes’a katılacak; bu yıl vizyona çıkar mı, bekleyip görelim… Zeki Demirkubuz’un yeni filmi ‘Hayat’ da bu yıl en azından festivallere katılması beklenen yapımlardan.
◊ Ayrıca 23 Şubat’ta, uluslararası finansman sağlanarak çekimlerine başlanacağı açıklanan ve 29 Ekim’de gösterime girmesi planlanan, Atatürk’ü de daha çok dizilerde boy gösteren İngiliz aktör Adam Campbell’ın canlandıracağı duyurulan film (yönetmeni kim, henüz belirtilmedi) de yeni yıldaki beklentilerimiz arasında.
İkinci yarı başlıyor
BAHAR ÇUHADAR/bahar.cuhadar@hurriyet.com.tr
Yeni seneyle birlikte tiyatro için de sezonun ikinci yarısı başlıyor. Her sene olduğu gibi bu ay itibariyle prömiyer yapacak yeni oyunlar gün sayıyor. Prova aşamasında olup önümüzdeki günlerde seyirci karşısına çıkacak oyunlardan bir seçki…
◊ ‘Şirreti Evcilleştirmek’- Moda Sahnesi: Türkiye’de ‘Hırçın Kız’ adıyla yerleşen Shakespeare’in oyunu Kemal Aydoğan yönetiminde 5 Ocak’ta başladı. Ailenin ‘aykırı’ kızı Katherina’nın öyküsü… Roller Melis Birkan, Timur Acar, Uluç Esen, Sedat Küçükay, Elif Gizem Aykul, Gürsu Gür, Çağlar Yalçınkaya, Ali Büyükkartal ve Yasin Yürekli’ye emanet.
◊ ‘Tatavlada Son Dans’-Hasan Özkaya Organizasyon: İki çarpıcı oyuncu Sumru Yavrucuk ile Deniz Çakır, kuşağının üretken yönetmenlerinden Berfin Zenderlioğlu’nun rejisiyle sahnede buluşuyor. Şaban Ol imzalı oyun, iki Rum kadın, Eleni ile Gül’ün 6-7 Eylül Olayları’nın da yükünü taşıyan öyküsü… 16 Ocak Pazartesi Fişekhane Sahne’de başlıyor.
◊ ‘Ceviz Ağacı’-Boa Sahne: Kalemiyle ilk defa, yazdığı ‘Tilkiler ve Kötü Kalpli İtler’ adlı oyunla tanıştığımız Özden Selim Karadana bu kez oyunculuk mezunu iki gencin öyküsünü anlatıyor. Yönetmenliğini de üstlendiği oyunda, iki genç oyuncu rolünde
Adil İrfanoğlu ve Oğuzhan Aksu var.
17 Ocak’ta Boa Sahne’de.
◊ ‘İmparator’-Dostlar Tiyatrosu: Yılın son günlerinde bir yeni oyun haberi de tiyatromuzun büyük maratoncusu Genco Erkal’dan geldi. Erkal bir diktatörlük rejimi eleştirisi olan ‘İmparator’u seyirciyle buluşturacak. Polonyalı gazeteci Ryszard Kapuściński’nin kitabına dayanan oyun Habeşistan İmparatoru Haile Selassie’yi konu alıyor. Prömiyer 26 Ocak’ta.
◊ ‘REM’-SFRPZTF: Bir tiyatroda asistanlık yapan Umut kendini sahnede bulur… Başta eğlenceli görünen roller, oyun ilerledikçe altından kalkması güç bir hal alır. Uğur Kanbay yazıp yönettiği oyunda tek başına sahnede. 27 Ocak’ta Hann Sahne’de başlıyor.
◊ ‘Kibritin Ucunda’-Zorlu PSM: Kaleminden İstanbul’un ve İstanbulluların iç dünyasını görmeye alıştığımız Murat Mahmutyazıcıoğlu bu kez 30’larının başında bir beyaz yakalıyla tanıştırıyor bizi. Kendisiyle yüzleşecek olan Kerem, Rıza Kocaoğlu’na, reji Kayhan Berkin’e teslim. Bu ay sahnede.
◊ ‘Boşlukta Kal, Öyle Çok Güzelsin’-Tiyatro Tiyatral: ‘U’ harfini yitirmiş bir barmen, bir konsomatris, bir diş hekimi ve bir ‘Tuhaf Görünümlü’, zamanda geri giderek geçmişte yaptıkları tüm hataları yapmadan şimdiki zamana dönmek ister. Sahnede Derya Alabora, Hakan Güner, Can Başak, Müslüm Tamer, Sibel Yıldırım ve Ülkü Şahin var. Bu ay başlıyor.
◊ ‘Caught’-Craft: Christopher Chen imzalı oyun, her seferinde farklı bir sanat galerisini ‘oyun alanı’na çevirecek. Sanat, oyunculuk ve medyanın gündemi belirlemesi üzerine tartışma açan bir komedi. Behiç Cem Kola’nın yönetiminde, Giray Altınok, Ceren Taşçı, Duygu Sarışın ve Uğur Baran’ın performanslarıyla martta seyirciyle buluşması planlanıyor.
◊ ‘Kel Şarkıcı’-Oyun Atölyesi: Zuhal Olcay ve Haluk Bilginer 1999’da kurdukları Oyun Atölyesi’nde 20 sene sonra yeniden aynı oyunda olacak. İkili en son 2003’te ‘Dolu Düşün Boş Konuş’ oyunuyla aynı sahneyi paylaşmıştı. Bu süreçte özel hayatlarında da ayrılık yaşayan iki usta isim, absürt tiyatronun öncüsü Eugene Ionesco’nun iletişimsizlik üzerine kült oyunu ‘Kel Şarkıcı’yı sahneye taşıyacak. Oyunun nisan ya da mayısta sahnede olacağı duyuruldu.
Müzeler gündemde
ERKAN AKTUĞ/erkan.aktug@hurriyet.com.tr
17. İstanbul Bienali’nin etkisiyle hareketli bir yılı geride bırakan sanat dünyası, İstanbul Modern’in Renzo Piano imzalı yeni binasının açılacağı 2023’te de iddialı sergilere ev sahipliği yapacak.
◊ İstanbul Modern: Geçen yılki yazımızda ‘sanat dünyasının 2022’de en çok merak ettiği gelişmeler’in başında eski yerindeki yeni binasına taşınmak için gün sayan İstanbul Modern olduğunu belirtmiştik. Ancak inşaatın gecikmesi, müzenin açılışını 2023’e sarkıttı. Önümüzdeki mart ya da nisanda kapılarını ziyaretçilerine açması beklenen İstanbul Modern’in Galataport’taki yeni binası; Pritzker ödüllü İtalyan mimar Renzo Piano’nun imzasını taşıyor. Açılışla birlikte büyük koleksiyon sergisinin yanı sıra dört-beş farklı sergi aynı anda izlenebilecek. Bunlardan biri, Altın Palmiyeli yönetmen Nuri Bilge Ceylan’ın fotoğraf sergisi olacak. Bir diğeriyse müzenin mimari tasarımına ışık tutacak Renzo Piano sergisi... İstanbul Modern Kadın Sanatçılar Fonu Koleksiyon Sergisi’nin yanı sıra başka sürprizlere de hazır olun.
◊ Pera Müzesi: Cumhuriyet’in 100’üncü yıldönümü kutlamaları kapsamında müze, Türk sanat tarihinin ‘hafızası’nı araştıran görkemli bir sergiye ev sahipliği yapacak. Haziranda açılması planlanan ‘Temsil ve Hafıza: Mekteb-i Sanayi-i Nefise-i Şahane’den Devlet Güzel Sanatlar Akademisi’ne’ başlıklı sergi, Türkiye’nin ilk sanat akademisi olan Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nin 1882’de Mekteb-i Sanayi-i Nefise-i Şahane adıyla kuruluşundan 1928’de Güzel Sanatlar Akademisi’ne dönüşüm sürecini ele alıyor.
Pera Müzesi, ekimden itibarense Ulya Soley küratörlüğünde ‘Gelecek Hatıraları’ sergisine ev sahipliği yapacak. Müzenin kardeş kurumu İstanbul Araştırmaları Enstitüsü ise 10 Ocak-26 Aralık tarihleri arasında İstanbul’un en çalkantılı dönemini ele alan ‘Meşgul Şehir: İşgal İstanbul’unda Siyaset ve Gündelik Hayat, 1918-1923’ başlıklı, kapsamlı bir arşiv sergisini ağırlayacak.
◊ SALT: Mart ayından itibaren sanatçı ve küratör kolektifi 2050+ tarafından SALT Beyoğlu’ndaki Forum alanına özel tasarlanan bir enstalasyon izleyicilerle buluşacak. Enstalasyon, dünya genelinde doğal kaynakların kullanım ve tüketim faaliyetlerini, ekoloji, toprak ve canlı yaşamı üzerindeki etkilerini ses, ışık ve zemin öğeleri üzerinden yorumlayacak.
İlkbahar döneminde, Kadir Has Üniversitesi ortaklığında yürüttüğü, tarihçi Reşad Ekrem Koçu’nun yarım kalmış ‘İstanbul Ansiklopedisi’ne odaklanan kapsamlı bir çevrimiçi ve fiziki sergiyi ağırlayacak olan SALT, eylül ayındaysa sanatçı Handan Börüteçene’nin 30 yılı aşkın sanat pratiğini yansıtan bir seçki sunacak.
◊ Yapı Kredi Kültür Sanat:
İstiklâl Caddesi’ndeki binasının mimarisinden yola çıkarak geliştirilen ‘Bir Arada’ isimli yeni dizisinin ilki, 3 Şubat-2 Nisan tarihleri arasında Sena Başöz’ün ‘İyileşme Olasılıkları’ ile sanatçı Noor Abuarafeh’in ‘Fısıldama Metotları’nı ağırlayacak.
‘Protestolar hız kesse bile tekrar başlar’
Dr. Öğr. Üyesi Derya Göçer, ODTÜ Ortadoğu Çalışmaları Ana Bilim Dalı Başkanı
Eylül 2022’de başlayan gösteriler rejimin her türlü baskısına rağmen devam ediyor. Rejim şu ana kadar somut hiçbir taviz vermedi. Kadınların hicap yasasına itirazları üzerine meclise gönderilecek yeni bir yasa konuşuluyor. Tam örtünmemek değil de ‘hiç örtünmemek’ ceza konusu olacak. Kadınlara karşı ayrımcılığın boyutları düşünüldüğünde bu geç gelen adım sokakları sakinleştiremeyecektir. İrşat devriyesi adında, polisin bir kolu olan ve kadınların örtünme biçimlerini denetleyen birim sokaklardaki denetimi kaldırdı ancak Besic dahil çeşitli kolluk kuvvetleri, gösterileri, üniversite öğrencilerini, hatta cenaze törenlerini bastırmaya devam ediyor.
Hükümetin yakın zamanda protestocuları tatmin edecek büyüklükte bir taviz vereceğini düşünmek iyimserlik olur. Şimdiye kadar esasen idam cezası dahil, çeşitli şiddet yöntemlerini kullanarak çözmeye çalıştılar. İran’da son seçimler rekor düzeyde düşük bir katılımla gerçekleşti. Adayların çoğunun seçime girmesi yasaklanmıştı. Siyasi, ekonomik, kültürel talepleri ifade etmek için sokaklar dışında bir kanal kalmadı. Bu talepler karşılanmadıkça protestolar ancak bir süreliğine hız kesebilir fakat sonra tekrar başlayacaktır. Son 5 yılda birçok daha küçük çaplı isyan gördük. Bu son isyan daha öncekilerin taleplerini kadınların özgürlüğünü merkeze alarak birleştirdi. Talepler sistemin kendisine yönelik gözüküyor.
Görüş ayrılıkları
İran’dan 2023 içinde dört eksende gelişmeler bekliyorum.
Protestoların devam etmesi. Farklı bölge ve şehirlerinde farklı yoğunluklarla da olsa hemen kesileceğini öngörmüyorum. İdamlar sonrası hâlâ devam etmeleri de bu yönde bir işaret.
Hükümet kolluk kuvvetleri, yargı organları ve hatta sivil güçlerle
göstericilere şiddet uygulamaya devam ettikçe uluslararası toplumun itirazları da artacaktır. Yaptırımlar çeşitlenebilir, diplomatik krizler çıkabilir. Bunların ilk sonucunu Aralık 2022’de İran’da kur krizinin derinleşmesiyle gördük. Uluslararası toplumun bu itirazları iç siyaseti ve ekonomiyi derinden etkileyecektir.
Hükümeti oluşturan çevreler ve genel siyasi elit içinde durumun nedenleri ve nasıl çözüleceği üzerine tartışmalar da derinleşecek. Lider Hamaney, Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi, meclis sözcüsü, Devrim Muhafızları’nın çeşitli komutanları, farklı dini veya seçilmiş komitelerden görüş ayrılıklarına dair işaretler son bir ayda hızlandı.
İç siyasette sıkışmış İran rejimi özellikle Ortadoğu bölgesinde dış politika hamleleriyle elini güçlendirmeye çalışabilir. Suriye, Irak, Yemen gibi kısmen söz sahibi olduğu coğrafyalardan bu yönde haberler gelebilir.
‘Avrupa demokrasileri Rusya’dan daha kırılgan olabilir’
Sedat Ergin, Hürriyet yazarı
Savaştan barışa gidecek kısa bir yol maalesef ufukta görünmüyor. Muhtemel olan, savaşın kilitlenerek uzun bir zamana yayılmasıdır. Ukrayna’nın, Batı’nın özellikle askeri desteğini yanında bulduğu sürece Rusya’nın sahada zafer olarak nitelendirebileceği bir sonuca izin vermeyeceği artık anlaşıldı. Bununla birlikte, Ukrayna’nın da Rusya’yı bazı cephelerde geriletse bile işgal ettiği toprakların tümünden söküp atamayacağı da ortaya çıktı. Bu durumda masada bir uzlaşının müzakere edilebileceği bir zemin bulunmuyor. Dolayısıyla, herkesin kendisini uzun sürecek bir savaşa ve bunun bütün muhtemel serpintilerine, dalgalarına hazırlaması gerekiyor. Burada asıl kırılganlık gösterecek taraf Rusya’dan çok Avrupa demokrasileri olacak gibi. Savaş uzadığı oranda, bunun taşıyacağı ekonomik olumsuzluklar karşısında, Avrupa’da belli bir refah düzeyine ve görece yüksek yaşam standartlarına alışmış toplumların hoşnutsuzluğu, huzursuzluğu artacaktır. Örneğin, önümüzdeki yıl enerji sıkıntısının Avrupa’da daha kuvvetli hissedileceği tahmin ediliyor. Buna karşılık savaşın uzamasının yol açacağı bu gibi sorunlar, Rusya’daki otoriter sistem açısından aynı yoğunlukta bir mesele olmayacaktır. Muhtemelen Putin, uzun dönemde Batı’yı kendi içinden çözebileceğini, Avrupa’nın dayanışmasında zafiyet yaratabileceğini hesaplıyor.
Türkiye’ye gelince; Batı ile Rusya arasındaki denge politikasını bir şekilde sürdürecektir; ancak savaş uzadığı oranda bunun yürütülebilmesinde sıkıntı çıkması muhtemeldir. Yine de her iki taraf arasında ‘kolaylaştırıcılık’ rolünü oynayabilen tek ülke konumunda olması, Türkiye’ye bu siyasetini sürdürebilmesi açısından belli bir hareket serbestisi tanıyor. Ayrıca ben geçen 10 ay içinde Ukrayna savaşının tetiklediği süreçlerin Türkiye’yi Rusya’ya daha çok yakınlaştırdığını, Batı’dan biraz daha uzaklaştırdığını gözledim. Savaşın uzaması bu yönelişleri iyice kuvvetlendirebilir. Bunun sonucu Türkiye’nin Rusya ile ilişkilerinde zaten var olan asimetrik durum daha da problemli bir hal alabilir.
Bu tarihleri not edelim
Fırat Karadeniz/fkaradeniz@hurriyet.com.tr
* Avustralya Açık turnuvasına günler kaldı. 16-29 Ocak arasında izleyeceğiz. Novak Djokovic geçen yıl COVID aşısı yaptırmadığı için sınırdışı edilmişti, bu sene turnuvada. Fransa Açık 28 Mayıs-11 Haziran, Wimbledon 3-16 Temmuz, Amerika Açık 28 Ağustos-10 Eylül arasında düzenlenecek.
* Formula 1 sezonu 5 Mart’ta başlayacak. Bu yıl da İstanbul ayağı olmayacak. Geçen yıl takvimden çıkarılan Rusya yerine Las Vegas ve Katar’da yarış düzenlenecek.
* Türkiye Süper Ligi’nin son maçları mayıs ayının son günlerinde oynanacak. Ligin düğümünün çözülmesi son haftaya kalsa bile haziran gelmeden bir takım şampiyonluğunu ilan edecek.
* Şampiyonlar Ligi finali, 10 Haziran’da İstanbul’da. Final aslında pandeminin başladığı yıl, 2020’de İstanbul’da düzenlenecekti ama Lizbon’a alınmıştı. Atatürk Olimpiyat Stadı 2005’teki unutulmaz Milan-Liverpool finalinden sonra ilk kez bu heyecana ev sahipliği yapacak.
* Her yıl merakla beklenen Tour de France, 1 Temmuz ‘da başlıyor. Ekran başında olmak bile çok zevkli.
* Dünya Su Sporları Şampiyonası da temmuz sıcağında serinlememizi sağlayacak. Fukuoka, Japonya’daki şampiyona 14 Temmuz’da başlayıp 30’unda bitecek.
* Bu yıl bizi Kadınlar Dünya Kupası heyecanı bekliyor. Avustralya ve Yeni Zelanda’nın düzenleyeceği turnuva 20 Temmuz-20 Ağustos arasında 32 takımla oynanacak.
* Dünya Atletizm Şampiyonası 19-23 Ağustos arasında Budapeşte’de düzenlenecek. Madalya umudu taşıdığımız bir turnuva.
Uzaktan çalışma kolaylaşacak
Umut Fırat Eroğlu, Hürriyet Pazar yazarı
* Z Kuşağı için TV’nin ve neredeyse Google’ın yerini alan TikTok, 2023’te iyice şahlanacağa benziyor. 1 milyardan fazla kullanıcısı olan platformda markalar ve dijital kreatörler için yeni fırsatlar ufukta.
* Djital reklamcılık 2023’te ‘sosyal ticaret’ kavramına yönelmeye başlayacak. Sosyal medyadan alışveriş anlayışı yaygınlaşacak.
* Elon Musk’ın Twitter’ı kutuplaşan bir platform haline getirme çabası tarafsız kitleleri yeni arayışlara yöneltiyor. Mastodon, Spill gibi alternatif mecralara ilgi yükselirken Meta’nın da 2023’te Twitter’a rakip bir platform açma planları gündemde.
* Enerji krizi, tüketicilerin tasarruf sistemlerine ilgisini bu yıl da arttıracak. Yeni tip piller ve evde enerji tasarrufu sağlayan uygulamalar, arayüz cihazları artacak.
* Yeni süper chat bot’ların gelişmesiyle yapay zekâ 2023’te herkes için daha kullanışlı ve erişilebilir hale gelecek. Ayrıca otomasyon teknolojilerindeki yenilikler iş dünyasında makine öğrenimi ve yapay zekâ kullanımını yaygınlaştıracak.
* Blokzincir, merkeziyetsiz yapılar ve kripto ekonomilerini kapsayan Web3 teknolojileri 2023’te yeni işlevler kazanmaya başlayacak.
İş ve ticaret dünyasında tedarik zinciri gibi konulara yenilikçi ve ekonomik çözümler sunacak.
* Halen ‘yapım aşamasında’ olan metaverse’ün geleceği ve potansiyeli 2023’te daha net anlaşılmaya başlayacak. İş dünyasına yönelik sanal ofisler, toplantı ve network buluşmalarıyla uzaktan çalışmayı kolaylaştıran çözümler, bu teknolojinin işlevsel yanını parlatabilir.
* Dikey havalanan elektrikli taşıt (eVTOL) geliştiren birçok start-up ve üretici 2023’te ilk tanıtımlarını yapmaya hazırlanıyor. Elektrikli ve hibrit araçların, mikromobilite ulaşım alternatiflerinin daha da çoğalacağı bir yıla giriyoruz.
* Karbon emisyonlarını azaltmak ve çalışan maliyetlerini düşürmek gibi faydaları olan drone gemiler ve insansız hava araçlarıyla kargo taşımacılığı 2023’te öne çıkacak teknolojik gelişmeler arasında.
‘Yok oluş tehdidi’ yeni yılda da devam edecek
Yücel Sönmez, Hürriyet Pazar yazarı
* 2022’ye ekim-aralık arasındaki yağışların azlığı nedeniyle kuraklık haberleriyle başlamıştık. Bu yıl da öyle oluyor. Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün son 3 aylık verilerine göre Trakya ve Marmara’nın önemli bir bölümünde olağanüstü kuraklık yaşanıyor. Geçen yılki gibi yaz aylarında Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinden daha yoğun kuraklık haberleri gelebilir.
* Kuraklığa bağlı olarak kuruyan göl haberleri de gelecek. Orta Anadolu’da kurumayan ya da kuruma tehlikesi olmayan göl kalmadı. Yine suyu hızla çekilen Van Gölü’ndeki kuraklığa bağlı haberleri de yıl içinde bol miktarda görebiliriz. Tarımda buna bağlı yaşanacak sıkıntılar da gıdayı etkileyecek. Bileşmiş Milletler Gıda Güvenliği ve Beslenme Durumu (SOFI) 2022 Raporu, dünyanın açlığı ve yetersiz beslenmeyi ortadan kaldırma çabalarında geriye gittiğini gösteriyor.
* Geçen yıl sadece Asya’da 224 yeni canlı türünün keşfedildiği duyurulmuştu. Türkiye’de de haftada halen ortalama 2 türün keşfi yapılıyor. Gezegenimizi daha yeterince bilmiyoruz! Önümüzdeki yıl da hem ülkemizde hem de dünya çapında onlarca yeni türün keşfi açıklanacak.
* Biyolojik çeşitlilik kaybına dair haberler geçen yıl zirveye ulaştı. Bir yandan 6’ncı ve en büyük yokoluşun içinde olduğumuzu haykıran biliminsanları, diğer yanda Birleşmiş Milletler’in ilgili birimlerinin bu konudaki feryadı ve bunlara eklenen sivil toplum kuruluşlarının ve biliminsanlarının araştırmaları… Biyolojik Çeşitlilik ve Ekosistem Hizmetleri Konulu Hükümetlerarası Bilim-Politika Platformu’nun (IPBES) son raporuna göre, çoğu 10 yıl içinde olmak üzere yaklaşık 1 milyon hayvan ve bitki türünün nesli tükenme tehdidi altına girmiş bulunuyor.
* TEMA Vakfı’nın 2019 yılından itibaren sürdürdüğü maden ruhsatlarının dağılımını gösteren harita çalışmaları sonucunda
24 ilde yaklaşık 20 bin maden ruhsatının verildiği ortaya çıktı. Önümüzdeki yıl madenlere karşı eylemler yine çevre hareketinin gündeminin üst sıralarında olacak. Kimi yerde ormanı, kimi yerde suyu, kimi yerde de kıyıyı korumak için yerel halk şirketlerin karşısına çıkacak.
* Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli (IPCC), ‘İklim Değişikliği 2022: Etkiler, Uyum ve Kırılganlık’ raporuna göre Türkiye Avrupa’daki en kırılgan ülke. Bunun sonuçlarını bu yıl da etkisi artan bir oranda görmeye devam edeceğiz. Örneğin, Marmara Denizi’nde yaşanan müsilaj sorununun en önemli nedeni denizin kışın soğumamasıydı. Şimdiye kadar oldukça ılıman geçen kış, önümüzdeki aylarda müsilaj gibi sorunları yeniden gündemimize taşıyabilir. Öte yandan Birleşmiş Milletler’in “2030’a kadar gün başına 1.5 afet düşecek” açıklamasını da unutmamak gerekiyor. Ne yazık ki ülkemiz de bundan payını alacak. Devasa orman yangınları, seller, toprak kaymaları gibi felaketler önümüzdeki yıl bizi bekleyenler arasında.