Kimi Ozi gibi... Ortaya çıkmama, medyada görünmeme konusunda çok kararlı. Bazıları da “Artık yüzlerce kişilik partiler, binlerce kişilik festivaller düzenliyoruz, ne kadar saklı kalabiliriz ki?” kafasında. Müzikleri, stilleri, sanatları ve jargonlarıyla kent hayatına damga vurmaya başlayan saykodelik akımın peşine düştüm: İşte dinledikleri, seyrettikleri, giydikleri, sevdikleri ve nefret ettikleriyle 21’inci yüzyıl hippileri!
#HippilerBerlin’in en iyi 10 barından birinin İstanbul’a şube açması, bardağı taşıran son damla. Şehirde bir Berlin sevdasıdır, aldı başını gidiyor. Bakın baştan uyarıyorum: En son bu kafaya girdiğimizde, koca imparatorluk elden gittiği gibi, İstanbul’u da İngilizler işgal etti... Yine de “Nayn Daavud, biz seviyoğuz” diyenlerdenseniz, buyurun İstanbul’da, Alman sicimiyle asılma rehberiniz...
#Luzia İstanbulÇiğdem Erken üçüncü albümü ‘Manita’yı yayımladı. O ve (Birsen Tezer, Hediye Güven, Jehan Barbur gibi) benzerleri, kendilerini zorla kabul ettirdiler müzik piyasasına. Zorla dediğimiz; yapmak istediklerinde direnmek, her ne söylemek istiyorlarsa onu yazmak ve söylemek anlamında.
#YalınEtiler’e bir haller oluyor; PF Chang’s, GQ derken 1990’lardaki popülaritesine geri döndü. Günaydın zaten vardı, rakibi Nusr-et de geldi. Quattro Cafe, All Sports birer klasik ama Big Chef’s studio konseptiyle ön aldı. Yazları kapatıyor olmasına bakmayın, Şamdan mönüsüne mevsimlik lezzetler ekledi bile. Peki hangisine gitmeli, nerede, ne yemeli? Arşınlamanıza gerek yok, ben size sayayım: İşte vitrinlerdeki prestij tabakları
Tatil beldelerinde sokaklardaki kalabalık yerini sakinliğe bıraktı ama eğlence yerli yerinde duruyor. Sonbaharda rotasını sahillere çevireceklere, en popüler mekânlardan yeme-içme duraklarına bir liste hazırladım. İçinde vur patlasın çal oynasın adresler de var, yıllardır kalitesini bozmadan sadık müşterilerini ağırlamaya devam eden klasikler de… Ayrıca gitmişken nerede kalabilirsiniz diye de birkaç adres paylaştım.
#Tatil