Yakın tarihte yapılan araştırmalar sperm sayısında her yıl ciddi anlamda bir düşüş olduğunu ortaya koydu. Fransa’dan Dr. Jean-Marc ve ekibi 223 ülkeden bildirilen sonuçları değerlendirerek sonuçlarını geçtiğimiz günlerde Human Reproduction Update dergisinde yayınladı. Araştırıcılar son 40 yıl içerisinde sperm sayısında yarı yarıya düşüş olduğuna dikkat çekmekte.
#Oksidatif StresKısırlık nedeniyle yapılan sperm tahlillerinde sıklıkla harekette bozukluk olduğu şeklinde bir sonuç görülür. Doğal olarak bu da daha yolun başında çocuk olma hayallerinizi sarsacaktır. Ama endişe etmeyin, her hareket bozukluğu kısırlık yapacak diye bir kural yok.
#Sperm HareketsizliğiSon yıllarda tüp bebek denemelerinde en fazla merak edilen konu, kullanılan spermin kuyruğunun olup olmadığıdır. Çünkü kuyruk, bir sperm hücresinin olgunlaştığının en belirgin gözle görülür kanıtıdır. Oysa mikroskop altında kuyruğunun varlığını seçemediğimiz ve spermatid olarak adlandırdığımız hücrelerle de gebelik sağlanabilmekte.
#SpermDoğal yolla çocuk sahibi olamayan çiftler için tüp bebek büyük bir umut kaynağı olmuştur. Gerçekten de, kısırlıktan yakınan olguların yaklaşık yarısında bu yolla gebelik elde edilebilmekte. Dünyada tüp bebek çalışmaları 40 yıl önce başladı. İngiltere’de Louise Brown tüp bebek yöntemiyle dünyaya gelen ilk çocuktur. Bu başlangıç denemelerinde erkekten alınan spermler kadından toplanan yumurtanın etrafına bırakılmakta ve kendiliğinden yumurtaya girmesi beklenmekteydi. Ancak sperm sayısı çok az ise ya da yumurtanın zarlarını delip de içine giremeyecek bir zayıflığa sahipse, bu durumda ne yazık ki döllenme gerçekleşemez ve istenen sonuç da alınamaz. İşte, 1991 yılında Cornell Üniversitesi’nden Prof. Gianpiero D. Palermo, bu sıkıntıları çözüme kavuşturmak üzere tek bir sperm hücresini saç kılı kalınlığında bir iğne yardımıyla yumurta içine yerleştirerek günümüzde ICSI ya da mikroenjeksiyon olarak bilinen tekniği gerçekleştirdi. Böylelikle tüp bebekten fayda gören çiftlerin sayısı da önemli ölçüde artmış oldu. Hemen arkasından da, azoospermik erkekleri baba yapacak TESE ya da testiküler sperm eldesi tekniği ile tüp bebek tedavisi başladı.
#Tüp BebekÇocuk olup olmadığı tartışılırken sürekli sperm hücresinden bahsediyoruz. Çünkü çocuk olması için spermin gerekli olduğu artık bilinen bir gerçek. Tahlillerde spermin hareketinden, şeklinden sayısında bahsediyoruz ama acaba normal bir sperm hücresinin neye benzediğini gözünüzde canlandırabiliyor musunuz?
#Sperm Hücresiİlk kez 1880'lerde Boveri ve Van Beneden tarafından keşfedildiğinden beri, Sentriol şaşırtıcı derecede gizemli bir organel olmaya devam ediyor. Yapısının ve işlevlerinin anlaşılmasında son zamanlarda pek çok ilerleme olmasına rağmen, Paoletti ve Bornens'in alıntıladığı gibi, hücrenin bir tür “terra incognita” sı olarak bilinmektedir. Peki, Sentriol nedir? İşte, merak edilen tüm detaylar.
#Sentriol Nedir Nerede Bulunur?Tüp bebek yapılan çiftlerde sağlıklı bir gebeliğin gelişmesi, her şeyden önce spermin yumurtayı dölleyebilme başarısına bağlıdır. Sperm yumurtanın içerisine enjekte edildikten sonra ertesi gün ilk bölünmenin gerçekleşmesi beklenir. Buna fertilizasyon ya da döllenme diyoruz. Çünkü bu ilk bölünmenin ardından hücreler milyarlarca kez bölünerek ileride çocuğun vücudunu şekillendirecektir.
#Tüp BebekSpermlerde çok önemli bir organel vardır: Sentrozom. Sentrozom, spermin hemen başının arkasında yerleşmiş, mikroskop altında nokta gibi seçilen bir yapıdır. Buraya spermin boynu denilir. İçinde ise iki tane sentriol denilen cisim bulunur. Asıl görev yapan da zaten bu sentriollerdir. Sentriol, hem sperm kuyruğunu hareket ettirir hem de sperm yumurtaya girdiğinde döllenmeyi sağlar. Şayet sentrioller bozuksa, spermin hareketi de bozulur, aynı zamanda döllenme de gerçekleşemeyeceği için gebelik olmaz. O halde istemelerine rağmen çocuk sahibi olamayan çiftlerde erkeğin spermlerinde sentriole ait bir defekt olacağı da düşünülmelidir.
#Sentriolİlk tüp bebek ile doğum 1978 yılında gerçekleştirildi. Ancak burada yumurtanın dışına bırakılan spermin kendi çabasıyla yumurtaya girmesi bekleniyordu. Oysa bugün kullanılan mikroenjeksiyon tekniği, yani spermin ince bir iğne ile yumurtanın içine yerleştirilme işlemi 1992 yılında başladı.
#Sperm“İnfertil” ya da yaygın bilinen şekliyle “kısır” tanısı ruhsal yönden son derece sıkıntılı bir durumdur. Ancak endişe etmeyin, daha yapılacak birçok test ve tedavi seçeneği mevcut. Şayet sperm sağlığınızı merak ediyorsanız hiç kuşkusuz yapacağınız ilk iş bir sperm tahlili olmalı. Ancak sonuçlar düşük bile gelse bilin ki tek bir sperm tahlili sizin hayat boyu çocuk sahibi olamayacağınız anlamına gelmez.
#AileÇocuk olması için ilk adım, spermin içine girmesiyle birlikte yumurtanın bölünmeye başlamasıdır. Fertilizasyon ya da döllenme olarak bilinen bu durumun gerçekleşip gerçekleşmediğini, “doğal yolla” çocuk olmasını bekleyen çiftlerde anlayamayız. Neticede, bu ay da gebelik olmadı diye geçiştirilir. Oysa tüp bebek yapıldığında, spermin yumurtanın içerisine yerleştirilmesini takip eden birinci gün bu anlaşılır.
#Sperm“Artık bizim de çocuğumuz olsun” diyen bir çiftin aklını en çok karıştıran husus, tüp bebeğe başvurup başvurmamaları gerektiğidir. Oysa 1976 yılına kadar tüp bebek yoktu ve buna rağmen dünya nüfusu artmaya devam etti. Bugün 43 yaşında olanlardan geriye doğru gittiğimizde, herkes doğal yolla gebelik sonucu dünyaya gelmiştir. O halde doğal yolla çocuk sahibi olmak, zaman kaybı olarak görülmemeli.
#SpermÇocuğun dünyaya gelmesi için ilk koşul, spermin taşıdığı genetik malzemenin yumurtadaki genetik malzeme ile birleşmesidir. Spermin bu görevi başarıyla tamamlamasının ise 3 şartı vardır: Yumurtaya ulaşması, yumurtanın zarlarını delmesi ve yumurtanın bölünerek çoğalmasının başlatılması.
#Mitokondri