Paylaş
Kısırlık nedeniyle yapılan tahlillerde sperm şekil bozukluklarına sık rastlanılır. Ancak bunların nasıl oluyor da gebelik şansını düşürdüğü her zaman izah edilememekte.
Geçtiğimiz aylarda Toledo Üniversitesi Biyoloji Bilimleri Bölümü’nden bir grup araştırıcı, sperm boynunun yumurtanın döllenmesinde nasıl bir rolü olduğuna dair çalışma sonuçlarını yayınladılar. Daha önceki bilgilerimiz, olgun sperm boynunda “sentriol” dediğimiz bir motorun bulunduğu ve bunun döllenme sırasında yumurtanın içine girerek ilk bölünmeyi başlattığı şeklindeydi. Oysa yeni araştırmaya göre olgun bir spermde “sentriol” motorlarından bir değil, 2 tane bulunmakta. İkincisi spermin boyun kısmını çepeçevre saran dağınık bir şekilde yerleştiği için de bugüne kadar yok kabul edilmiş. Sperm yumurtaya girdiği zaman yeniden şekillenerek yumurtada bölünmeyi başlatır ve böylelikle embriyo gelişir.
Sperm boynunun bu yeni tasarımı bir kısım kısırlık olgusunun neden kaynaklandığı konusunda önemli ipuçları vermekte. Şayet sperm boynunda sentriol dediğimiz bu parçacıklar yeteri kadar gelişmemişse, ister doğal yolla olsun isterse tüp bebek yapılsın, yumurta bölünemediği için de gebelik görülmeyecektir. Tüp bebek yapıldığında “-bölünme olmadı, o yüzden iptal ediyoruz,” denmesinin bir nedeni bu olabilir.
Sperm boyun bölgesi bozuklukları tahlillerde “bükük boyun”, “ince ya da kalın boyun” şeklinde karşımıza çıkmakta. Şimdi anlıyoruz ki böyle şekil bozuklukları spermin sentriol hastalıklarından kaynaklanmakta ve sağlıklı bir embriyo gelişimine de mani olmakta. Sentriol hastalıkları ise ya doğuştan gelen genetik bir kusurdur ya da spermlerin çevremizdeki zararlı etkenler nedeniyle maruz kaldığı “oksidatif stres”den kaynaklanır.
Genetik sorunları ilaçla tedavi edemeyiz ama oksidatif stres dediğimiz zararlı faktörlerden korunmak mümkün. Bu konuda antioksidan tedaviler oldukça başarılı sonuçlar vermekte. Ancak asıl önemli olanı kişiye özgü bir tedavi planı yapılmasıdır. Yani önce doğru tanı konmalı, arkasında da buna uygun bir tedavi başlanmalı. Aynen Tıbbın temel ilkesinde olduğu gibi, “hastalık yok, hasta vardır”.
[fotogaleri=2096,2557,2661]
Paylaş