Algan Sezgintüredi ve Mesut Demirbilek’in birlikte kaleme aldıkları ‘Kavgaz: Çantacı’, cinayet masasına yeni katılan genç bir dedektifin ilk soruşturmasını anlatıyor. Son sözü ilk baştan söyleyebilirim; polis işlemlerine ağırlık veren polisiye türünün Türkçe edebiyattaki en iyi örneklerinden birisi, belki de en iyisi...
#Kavgaz: Çantacıİsveç polisiye edebiyatının en önemli isimlerinden Henning Mankell ve onun unutulmaz dedektifi Kurt Wallander yeni bir edisyonla bir kez daha okuyucularla buluşuyor. Mankell, ilk Wallander macerasını 1991 yılında yazmış, roman İngilizceye 1997’de, Türkçeye ise 2000’de ‘Ölümün Karanlık Yüzü’ adıyla çevrilmiş, 10 romanlık dizi 2009 yılında ‘Huzursuz Adam’ ile sona ermişti. ‘Karanlık Yüz’ ve ‘Riga’nın Köpekleri’nde yine suçun siyasi ve toplumsal meselelerle sıkı ilişkisini görüyoruz.
#Henning Mankellİzlanda’nın uluslararası çoksatan yazarı Arnaldur Indridason’un ‘Hipotermi’si alışılmadık bir polis soruşturması. Suç şüphesi olmayan apaçık bir intihar peşine düşen inatçı dedektifin geçmişin hayaletleriyle dolu hikâyesi. Harry Bosch ve Kurt Wallander’ın kalibresinde bir dedektif yaratan yazarla tanışmak için ‘Hipotermi’ güzel fırsat...
#Arnaldur Indridason‘İsveç polisiyesinin kraliçesi’ Camilla Läckberg’in ‘Hayalet Adası’ adlı kitabı, karanlık atmosfer tasviri, iyi çizilmiş karakterleri, gerilimi yüksek kurgusu ve ince ayrıntılarda sakladığı gizemiyle polisiye tutkunlarına soluk soluğa bir okuma vaat ediyor.
#Camilla Lackbergİsveç’in yeni polisiye-suç yazarı Niklas Natt och Dag, ilk romanı ‘1793 Kurt ve Bekçi’de yoksulluk, zulüm ve siyasi paranoyayla kuşatılmış 18. yüzyıl sonlarının Stockholm’ünde, gölden çıkan bir cesedin katilinin peşine, akıllı bir avukat ile tek kolu olmayan bir savaş gazisini takıyor.
#1793 Kurt Ve Bekçi