Kara kışın yüzünü iyice gösterdiği şu günler, yazın aşırı sıcaktan gezmekte zorlanılan Ege ve Akdeniz’i keşfe çıkmak için en doğru zaman… Üstelik bu yıl kış güneşi arayan Avrupalı turistlerin yeni popüler adresi Türkiye oldu. Biz de bu hafta uzmanlarımıza ‘Türkiye’de kışın ılıman olan yerler nereler?’ diye sorduk. 4 şehirden birbirinden güzel 10 adresi önerdiler.
#RotaDoğa uzun kış uykusundan uyanmaya, baharın kokusu etrafa yayılmaya başladı. Belirtiler şehirlerde henüz hafif hafif fark edilse de ülkemizde yılın bu zamanı erkenci baharı dolu dolu yaşayan bölgeler var. Jürimize bugünlerde bahar havası almak için gidilebilecek yerleri sorduk. Ege ve Akdeniz kıyılarında taze çimenlere basıp stresinizi atabileceğiniz mis gibi çiçek kokulu adresler aldık.
#SeyahatManisa'nın Sarıgöl ilçesinde, A.V. (32) ile M.A. (43), 13 yıl evli kaldıktan sonra anlaşmalı olarak boşandı. Bu sürede çiftin biri tüp bebek 3 çocuğu dünyaya gelirken, çıkan dedikodu üzerine, çocukların M.A.'dan olmadığının ileri sürümesiyle baba DNA, anne A.V. ise hukuk mücadelesi başlattı. Yapılan DNA testinde, Adli Tıp önce 'Çocuklar babadan değil' diye rapor verdi. Ancak daha sonra baba M.A.'nın askerliği sırasında ilik nakli nedeniyle DNA'sının değiştiği ve birden fazla DNA'ya sahip olduğu ortaya çıktı. Davayı 30 Aralık'ta karara bağlayan mahkeme, 3'üncü ve son rapora göre babanın M.A. olduğuna hükmetti.
#ManisaTarihçi-Seyahat Yazarı ve İstanbul Uzmanı Saffet Emre Tonguç, İstanbul'un dehlizleri ve sarnıçlarıyla ilgili merak uyandıran açıklamalarda bulundu. Tekfur Sarayı'ndaki bir diyaloğunu anlatan Tonguç, "Diyorlar ki Buradan Ayasofya'ya kadar tüneller var. Keşke o tünellere girme şansım olsaydı. Diyorlar ki Çemberlitaş'ın altında Hz. İsa'nın çok değerli eserleri var. Kutsal kase falan orada bulunuyor. Ayasofya'nın altındaki dehlizlerden bütün hipodromun dehlizlerine gitmek mümkün" dedi.
#Buket AydınFethiye ile Antalya arasında kalan büyük yarımada, haritalarda Teke Yarımadası olarak yazılıyor olsa da tarih boyunca ‘Likya’ olarak bilinir. Bu coğrafyayı bana adım adım keşfetme imkânını veren Likya Yolu’nu seneler önce ilk defa yürüdüğümde “Acaba tekrar buralardan geçer miyim?” sorusunu sormuştum kendi kendime. ‘Evet’ yeniden geçtim üstelik bu kez koşarak...
#FethiyeSalk Enstitüsü laboratuvarlarında, kafeslerinin içinde koşuşturup duran birtakım tuhaf hayvanlar, yiyor, içiyor, çiftleşiyor ve yanlarına gelen insanlardan kaçmaya çalışıyor. İlk bakışta sıradan farelere benzeyen bu hayvanlar, doğal yöntemlerle dünyaya gelmiş kuzenlerinde bulunmayan gizli bir özellik taşıyor.
Antalya yıllardır hep turist sayısında rekorların kırıldığı kent olarak anılır. Deniz, kum, güneş sloganı imajında önemli bir yer tutar. Oysa Antalya, dünya standartlarında bir müzeye, Termessos, Phaselis, Perge ve Aspendos gibi birbirinden önemli antik şehirlere sahiptir. Bu yazıda, adını eski bir Bergama kralından alan Antalya’nın görkemli geçmişine yolculuk var.
Kimera aslan başlı, keçi gövdeli, kuyruğu yılanınkini andıran bir canavardır efsanede. Gerçek yaşam laboratuvarlarında ise ‘kimeramsı’ yaratıklar çoktandır üretiliyor. Hastalıkların daha iyi kavranması amacıyla, fare ve benzeri hayvanlara insanlardan alınan bağışıklık sistemi, böbrek, deri ve kas hücreleri aktarılıyor.