İnsanlar mı daha uzağı görür yoksa kediler mi? Peki hangisinin görüş açısı daha geniştir? Kediler siyah-beyaz mı görür? Karanlıkta gözleri neden parlar? Bilim insanlarının yanıtladığı bu soruların cevaplarını Amerikalı bir sanatçı görselleştirdi.
#Kediler Nasıl GörürBüyük acılara sahne olan Kahramanmaraş depreminde pek çok evcil hayvan da ya göçük altında ya da sokaklarda sahipsiz kaldı. Deprem sonrası evlerinden çıkmaya çalışanlar, aile üyelerinin yanı sıra can dostlarının güvenliğini de sağlamaya çalıştı. Biz de onları depreme nasıl hazırlayabileceğimizi, nasıl koruyabileceğimizi uzmanlara sorduk.
#Deprem“Bulduğunuz her kediyi getirip parklara bırakmayın” diye sosyal medya üzerinden ‘çığlık atıyorlar’. Instagram’daki @parkkedisi hesabının sahipleri “Herkesin araba yok, mama var, yeşillik, korunaklı diye cennet olarak gördüğü bu parklardan her gün cesetler topluyoruz” diyor.
#GazetehaberleriSelda Bağcan iki hafta önce BBC Türkçe’ye verdiği röportajıyla sosyal medyada en çok konuşulan isim oldu. Bir anda karşımıza kendini öven, egosu tavan yapmış, sesini mükemmel bulan, alışmadığımız bir Selda Bağcan çıktı. “40 yıldır sizi böyle bilmezdik” diye dayandım kapısına. “Gel işin perde arkasını anlatayım” dedi... Aleyna Tilki’nin yaşlısı yorumlarından, 80’lerdeki yasaklı yıllara uzanan bir sohbete daldık. Tarık Akan’a aşkından, çocuk isteğine kadar uzandık. Sol kesimdeki mahalle baskısından, her kesimdeki trollere kadar meğer ne çok dertliymiş. “Yaz Gazeteci” dedi, ben de yazdım.
#Cengiz SemercioğluRoman, Türk edebiyatına Fransızcadan yapılan basit çevirilerle girdi. Yıl 1862’ydi, Fénelon’un romanı Türkçeye Yusuf Kâmil Paşa’nın çevirisiyle ‘Terceme-i Telemak’ olarak çevrildi. Sonra Victor Hugo geldi... İlk Türk romanıysa bundan 10 yıl sonra yayımlanacaktı. Şemseddin Sami’nin ‘Talat ile Fitnat’ın Aşkı’ adlı eseri, ana-babasının zorlamaları sonucu istemediği biriyle evlendirilen ve sonunda kendini öldüren genç bir kızı anlatıyordu. Sonra Ahmet Midhat Efendi’ler, Recaizade Mahmut Ekrem’ler geldi. Türk edebiyatı akımlardan etkilendi ve yazıldığı döneme ışık tutan eserler üretildi. Kimi yazar insanı öne çıkardı, kimi tarihi, siyasi tutumunu, kimi cinselliği... Hepsi biricikti, hepsi bize masa başında yazılmış gibi görünen ‘gerçek hayatlar’ı anlattı. Okuyana ‘hayatın anlamı’nı sorgulattı. Bir liste yapıp romanlara gömülsek insanların, ülkelerin, psikolojinin, siyasetin nasıl değiştiğine dair tarih dersi almamız da kaçınılmaz. İşte biz de bu büyük fotoğrafa bakalım istedik. Hürriyet Pazar olarak ‘sinema’ ve ‘müzik’ soruşturmalarının ardından eleştirmenler, yazarlar, akademisyenler, edebiyat öğretmenleri ve yayıncılardan oluşan 100 kişilik bir jüriyle ‘Türk Edebiyatının Gelmiş Geçmiş En İyi 100 Romanı’nı çalıştık. Tavsiyemiz bu listeyi alın ve onun izinden bir kütüphane oluşturun.
#Türk Edebiyatının En İyi 100 Eseri