Gazeteci-yazar Celal Özcan’ın Türk yemek kültürü üzerine kaleme aldığı yeni kitabı ‘Hep Kebap Olmaz’, Almanca ‘Es muss nicht immer Kebap sein” Türkçe ve Almanca olarak Almanya’nın saygın yayınevlerinden dtv Verlag’dan çıktı. Kendisiyle yeni kitabı üzerine konuştuk: “Niye kebap olmaz?”
#Turkey HenYemek eleştirmeni Vedat Milor’un yer aldığı ‘Rehber’ adlı kısa metraj belgesel bu akşam YouTube’da yayımlanacak. ‘Giderek yozlaşan gastronomi dünyasında sayıları azalan lezzet ustalarına bir saygı duruşu niteliğinde’ diye özetlediği belgesel vesilesiyle konuştuğumuz Milor: “Ustalarımız takdir edilmiyor. Çocukları bile babalarının yaptığı meslekle gurur duymuyor. Adeta ‘Babam ciğerci’ demeye utanıyorlar.”
#GazetehaberleriTürkiye’ye gelen yabancılar yemeye doyamıyor, yurtdışına giden Türkler en çok onları özlüyor. Döneri, kebabı, çiğköftesi, lahmacunu bir yanda, kuru fasulyesi, mantısı, karnıyarığı öbür yanda… Her biri başlı başına ülkeyi sevme sebebi... Peki en iyisi hangisi? Hurriyet.com.tr okurlarına sorduk. Oylamaya 45 bin kişi katıldı, birinci yaprak sarma oldu. Bununla yetinmedik, yemek yazarlarımız Mehmet Yaşin ve Vedat Milor’dan favorileri öğrendik, Türkiye’nin önde gelen şeflerinden görüşlerini aldık. Yemeksepeti.com rakamlarına baktık. Akademisyenlerden, yemek yazarlarından Türk mutfağını neyin özel kıldığını öğrenmeye çalıştık. İşte Hürriyet Pazar’ın dev yemek dosyası…
#ÇiğköfteSalih Seçkin Sevinç onlarca yemek blogger’ından biri. Onu takip etmemin nedeni bir felsefesinin olması. Kendisine halk gurmesi diyor ve ara sokaklarda kalmış lezzetleri keşfediyor. Minik röportajlar yapıyor, mekan ve sahibinin hikayesini yazıyor. Çok güzel fotoğraflar eşliğinde adresiyle, telefon numarasıyla, haritasıyla yayınlıyor. Elbette anlaşamadığımız çok nokta var. Mesela bence şehrin en güzel kokoreci Eminönü’nde değil, Dolapdere’de...
Orhan Gencebay hayat arkadaşı Sevim Emre’nin yaptığı yemeklere bayılıyor. Hatta çocukluğundan beri kendisine mezarlığı çağrıştıran kerevizi Emre’nin elinden defalarca yemiş. Orhan Baba hiç sevmediği baklayı da iki kez yemiş ama farkında olmadan... Üstelik kendisi nasıl bakla yediğini röportajımız sırasında Sevim Emre’nin itirafıyla öğrendi...
Ali Poyrazoğlu, kışları büyük davetlerin, geniş sofraların misafiri, yazları ise şeflerin şefi! Kendisini usta bir şef olarak tanımlayan sanatçı, mutfakta da en az mesleğindeki kadar renkli ve yaratıcı olmasını farklılıkları bir araya getirme arzusuna bağladı