Trajedi, krizin kendisidir; aporia (çıkışsızlık) durumuyla yüz yüze gelmektir. Şairliğin ya da entelektüelliğin kıstası, risk almaktır. Hakikat risk içerir. Riski göze almayan hakikati dile getiremez. Terry Eagleton, aynı anda Türkçeye çevrilen üç kitabı ‘Trajedi’, ‘Akıl, İnanç ve Devrim’ ve ‘Materyalizm’le bu riski göze almış görünüyor.
#Terry EagletonKara kedi görürseniz saçınızı çekin, kötü şans getirir... Aman merdiven altından yürümeyin, işleriniz ters gider... Dört yapraklı yonca bulursanız, ne güzel! Bu size şans getirir... Bunlar bizim bildiklerimiz. Ama bir de, dünyanın dört bir yanından gelen ilginç inanışlar var. İşte bizim bilmediğimiz en tuhaf batıl inançlar...
#Batıl İnançÜlkemizdeki batıl inançları iyi biliriz. Gece tırnak kesilmez, sakız çiğnenmez. Ters ayakkabılar evden ölü çıkmasın diye düz çevrilir. Kara kediler uğursuzdur, yıldız kaydığında dilek tutulursa kabul edileceğine inanılır. Kökenleri bilinmese de tüm dünyada birçok insanın inandığı bu gibi batıl inançlar bulunuyor. Gelin dünyadan batıl inançlara birlikte bakalım.
#Ülkemizdeki Batıl İnançlar20 Mart 2015. Çoğu insan için korkutucu bir günün tarihi. Bir çok kişinin doğal afetler, patlamalar ya da terör saldırıları beklediği bu tarihte en fazla ‘deprem’ ihtimali üzerinde konuşuluyor. Uzmanlar, güneş tutulması ile deprem arasında bir ilişki bulunmadığını belirtse de deprem korkusu olanlar bunu pek dikkate almıyor.
#Deprem12'nci cumhurbaşkanı seçilen Başbakan Erdoğan, kürsüde AK Parti'nin Genel Başkanı olarak son konuşmasını yaptı. Veda konuşmasında ''13 yıldır gururla taşıdığım genel başkanlık vazifesini artık sizlere teslim ediyorum'' diyen Erdoğan, ''2001’de başlayan genel başkanlık vazifem 13 yıl 13 gün sonra bugün nihayete eriyor. Yeni başbakan emanetçi değildir'' ifadelerini kullandı.
#Ak PartiAK Parti İstanbul Milletvekili Oktay Saral, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın tepki gösterdiği “Muhteşem Yüzyıl” dizisinin yasaklanması yolunu açacak bir yasa teklifi hazırladı. Saral’ın teklifine göre, tarihi olay ve kişiler küçük düşürülüp aşağılanamayacağı, çarpıtılamayacağı gibi olduğundan farklı da gösterilemeyecek.
30 türbede 3 bin kişi üzerinde yaptığı araştırma sonucunda ‘Türbeler, kadınların camisi’ saptaması yapan İlahiyat Profesörü Ali Köse, bunun nedenini rasyonel bir bakışla açıklıyor: “Aracı kullanmaya alışığız.” Araştırmayı, bu ay başında piyasaya çıkan ‘Türbeler’ kitabıyla temellendiren Köse, “Anadolu türbeye, Nişantaşı falcıya gidiyor” gözlemini de aktarıyor ve Anıtkabir’e gitmekle türbeye gitmek arasında kutsallık açısından fark olmadığını savunuyor. Kendisinin hiç türbe ziyaretinde bulunmadığını söyleyen Köse’ye, kitabına aldığı örnekten yola çıkarak soruyoruz: “Otistik bir çocuğunuz olsaydı türbeye gider miydiniz?”
Nedendir bilinmez, her güzel şehri Paris’ten daha güzel olsa da Paris’e benzetme eğilimi vardır genelde. Eskiden Ortadoğu’nun Paris’i olarak nitelendirilen Beyrut da bu uygunsuz benzetmeden nasibi alan şehirlerden. Kendine has ihtişamıyla, Akdenizliliğiyle, mimarisiyle, gece hayatının muazzamlığıyla Paris’le alakası olmayan bir şehir burası; burası Beyrut.
Siz sadece üfürükçüler mi büyü yapar sanırsınız? Kısmet bağlama, koca bulma, gideni getirme büyüleri sadece saç teliyle, yarasa kanadıyla, göbeğe yazmakla mı olur dersiniz? Kimi gazete ve dergilerimiz "dinci rüzgardan" azamî faydalanmak için işi, promosyon olarak, büyü formülleri vermeye kadar götürdüler. İşte Aktüel'in dağıttığı Aşk Büyüleri kitapçığından alıntılar...