Midyenin bizdeki yeri ayrıdır. İş çıkışında ağzımız tatlansın diye, alkol sonrası açlığımızı bastırsın diye ya da öğlen hiç sebepsiz yere canımız çeker. İstanbul’da ise her köşe başında bir midyeci görmek mümkündür. Bu kadar seçeneğin olması tabii ki kalite farkını da beraberinde getirir. Peki şöyle ağız tadıyla gerçekten kaliteli midyeyi nerede bulabiliriz? İşte eve dönmeden, ağız tadıyla yemelik, İstanbul’daki en iyi midyeciler…
#MidyeBir yanda kabuklarını yavaşça aralayıp limon sıktıktan sonra beşer onar mideye indirdiğimiz midye dolma... Diğer yanda tarator eşliğinde, çıtır çıtır kızarmış midye tava... Okurlarımız bu hafta sosyal medyada bu iki lezzeti kıyasladı, hangisini daha çok sevdiklerini anlattı. The Marmara Bodrum’daki Tuti Restaurant’ın şefi Hakan Süve evde midye dolma ve midye tava yapmak isteyenler için tariflerini püf noktalarıyla birlikte paylaştı.
#MidyeDev künefeler, kebaplar, pirinç pilavı üstüne işkembe, balkabağı içinde ahtapot, yıllardır şerbetiyle tükettiğimiz klasik tatlıların üzerinde çikolata sosları… Adana kebabın, bonfilenin, burgerlerin, köftelerin ve her tür etin üzerinde bir çedar sosu şelalesi… Geçen hafta ‘Yemek Terörü’ adlı Twitter hesabı, ‘Star Wars kostümüyle cağ kebabı kesen bir ustanın videosunu paylaşıp “Halkımız artık normal sunum istemiyor. Bu olanların başka bir açıklaması yok çünkü” diye yazdı. Gerçekten öyle mi? Şeflerimize ve yemeklerimize ne oldu? Türk mutfağı çedar peyniri istilası altında mı? Yemeklerdeki bu dönüşüm nasıl başladı, neden artarak büyüyor, kalıcı olacak mı? Şeflere, gastronomi yazarlarına ve müşterilere sorduk.
#Star WarsÜnlü bir turizm adresi olan Çeşme, bir yandan da tipik Ege kasabası özelliklerini yaşatıyor. Çeşme deyince birçok insanın aklına gelen ilk tatlar midye dolma, kumru ve süt darı (mısır). Çeşme merkezde, sakızlı dondurma ve sakız reçelinin yapılageldiği eski pastaneler; zeytinyağı, otlar, deniz ürünleriyle yapılmış envayi çeşit yemek ve mezeleriyle köklü restoranlar varlıklarını bugün de sürdürüyor.
Kemal Atayoğlu genç bir cerrah. 1974 Mardin doğumlu. Ortaokulu İzmir’de, lise eğitimini İstanbul’da, Özel Üsküdar Fen Lisesi’nde tamamladı. Cerrahpaşa İngilizce Tıp Fakültesi’ne birincilikle girdi. Kayseri Erciyes Üniversitesi Göğüs Cerrahisi’nde iki sene asistanlık yaptı. Halen Haydarpaşa Numune Hastanesi’nde Genel Cerrahi asistanı olarak görevine devam ediyor.
İsmini duyduğumda, ben de aynı reaksiyonu verdim: ‘‘Ne biçim isim bu?’’ Muhtemelen, o kadının hayatı boyunca en çok duyduğu Türkçe cümleydi bu. Bir Kürt'ün Türk yüzü hiç de zannedildiği kadar kolay algılanabilecek bir şey değil. Yani aşağıda okuyacağınız sol majör bir müzik röportajı değil, bir hayat senfonisi...