Paylaş
Baştan söyleyeyim, birçok söylediğine katılıyorum. Restoranların arka taraflarını görmek için, bir gece Alaçatı’nın meşhur caddesinde değil, paralel sokakta yürüyün. O kadar farklı ki, inanamazsınız... Aslında bunları bir yere kadar doğal karşılamak gerek belki. Hızlı büyümenin olağan sancıları bunlar. Zaman içerisinde düzelmezse sorun var demek daha doğru... Neyse ben en çok yazıdaki midyeci, mısırcı mafyalara takıldım. Hemen bizim plajın meşhur midyecisi Şakir’i yakaladım. ‘Oğlum Şakir, sen mafya mısın?’ diye sorunca ilk anda bir irkildi garibim. ‘Yok Ayçe Hanım, biz diğer arkadaşlarla sezon başında, plajları pay ediyoruz kendi aramızda. Boyalık Koyu da bana ait’ dedi. Şaka bir yana, Şakir’in babası Mardinli Hüseyin Akagündüz 1970 yılında geldiği Çeşme’nin ilk midyecisiymiş.
Sonraki bütün midyeciler onun yanından yetişmiş. Karaburun ve Çeşme’nin farklı yerlerinden çıkarılan midyeleri annesi, kızkardeşi ve yengeleri dolduruyormuş her sabah 5’te. Vallahi biz sitece pek memnunuz Şakir’den, bir mafyalığını da görmedik açıkçası...
Turyağ’ın Atatürk heykeli nerede?
Şevki Bey ile sohbet ederken, Turyağ’ın 1981 yılında, Atatürk’ün 100. doğum yılı nedeniyle yaptırdığı ve İzmir Fuarı Lozan Kapısı karşısına yerleştirilen Atatürk Büstü’nden bahsetti. “Yurtta Sulh, Cihanda Sulh” sözlerinin yer aldığı pembe mermer kaide üzeri bronz büst, TBMM avlusundaki Atatürk Anıtı’nı da yapan ünlü heykeltraş Prof. Hüseyin Gezer’in eseriymiş. Birkaç yıl önce Fuar’a gittiğinde heykelin yerinde olmadığını gören Şevki Figen, araştırmış, soruşturmuş, ama net bir yanıt alamamış. Turyağ’da Genel Müdür olduğu dönemde İzmir Körfezi’nin temizlenmesi için uğraşan, fuardaki Behçet Uz heykelini de yaptıran Şevki Figen’e, İzmir Belediyesi tarafından tüm bu çalışmaları için “Üstün Hizmet Ödülü” verilmiş. İzmir’e bu kadar önemli katkıları olan Şevki Figen, “Turyağ’ın İzmir Fuar’ına hediye ettiği Atatürk Büstü nerede?” sorusuna yanıt almayı hak etmiyor mu?
İzmir’den beyin göçü
GEÇEN hafta, Sevgili Nedim Bubik’in yazdığı ‘İzmir’den Beyin Göçü’ konusuna değineceğimi söylemiştim. Eee, fen bilimleri mezunuyum ya biraz bilimsel başlayalım. Türkiye İstatistik Kurumu’nun 2010 verilerine göre İzmir’den 99.775 kişi göç etmiş. Bunların neredeyse 43 bin kişisi 20-35 yaş arasında. Hatta en çok göç 16.051 kişiyle 25-29 yaş arasında gerçekleşmiş. Yani istatistiksel olarak da ispat edilen bir gerçek var. Gerçi hemen hemen aynı oranda da İzmir’e göç olmuş, ama bizim için önemli olan İzmir’de yetişen, Türkiye’nin en güzel iklimi, en rahat, en güzel şehrinde yaşayan gençlerin neden gitmek istediği... Acaba sebep ne olabilir? Uzağa gitmeye gerek yok, beraber okuduğunuz üniversite, lise arkadaşlarınıza bakın, kaçı İzmir’de kaldı? Çoğu İstanbul hatta yurt dışında iyi şirketlerde, iyi mevkilerde değil mi? En azından benim arkadaşlarım öyle... Babadan kalan bir fabrikası, işletmesi ya da kurulu bir işi olmayan iyi eğitimli kaç kişi var etrafınızda profesyonel yönetici olarak çalışan? Çok az, çünkü İzmir firmaları gelişme, ilerleme, büyüme değil, var olan düzeni koruma; fazla uğraşmadan, risk almadan daha çok kazanma odaklı. Hal böyle olunca da çok iyi eğitimli profesyonel yöneticiler İzmir’den kaçıyor.
Bu konuda görüş aldığım İzmir’in en önemli profesyonel yöneticilerinden Turyağ’ın efsanevi eski Genel Müdürü Şevki Figen; İzmir’in kurumsallaşmayı değil bireyselliği sevdiğini, aile şirketlerinin çoğunda aile bireylerinin bile anlaşamadığını, İzmir’in sanayici gibi değil, tüccar gibi düşündüğünü gözlemlediğini anlatıyor. Mobil gibi uluslararası bir şirketin en üst düzey yöneticisi iken Turyağ’dan gelen teklifi sadece İzmir sevgisi nedeniyle kabul ettiğini söyleyen Şevki Bey, bugün Manisa’nın bile İzmir’i geçmiş olmasının üzücü olduğunu ekliyor. İzmir’deki günlerinin güzel anılar ve müthiş mutluluklarla dolu olduğunu söyleyen Şevki Figen, her şeye rağmen İzmir’in gereken gelişmeyi göstereceğini umuyor.
Paylaş