Dünya hızla değişiyor ve bu değişim her yeni nesille birlikte etik algılarımızı, değer yargılarımızı ve bilginin anlamını yeniden şekillendiriyor. Ben 70’li yıllarda başladım ilkokula. Benim neslim için bilgiye erişim, emek ve çaba gerektiren bir yolculuktu. Bilgi, sadece bir araç değil, aynı zamanda bir güç ve anlam kaynağıydı. Bu yüzden bizler okul hayatımızı anlatırken öğretmenlere büyük anlam yükleriz. Hepimizin hayatında “hayatımı değiştirdi” dediğimiz bir öğretmen vardır. Bilginin peşinden koşmak, bizim nesil için bir öğrenme süreciydi. Araştırmalar yapmak, kütüphaneleri ziyaret etmek ve sayfalarca not almak, sadece bilgiye ulaşmanın değil, aynı zamanda özdenetimi geliştirmenin de bir yoluydu. Kopya çekmek, etik bir ihlal olarak görülürdü ve suçluluk duygusu uyandırırdı; çünkü çaba sarf etmeden bir sonuç elde etmek, ahlaki bir eksiklik olarak algılanırdı.
#Konuk YazarÇocuğumuzu öncelikle tanımalıyız. Bunun için bir uzmandan destek alabiliriz. Çocuk gelişimi kitapları okuyabiliriz. “Çocuğumuz içe dönük mü? Dışa dönük mü? Çocuğumuzun sevgi dili ne? Çocuğumu ne mutlu ediyor? Hangi özellikleri var? Ben çocuğumun kendi özünde getirdiği özellikleri nasıl destekleyebilirim?” gibi sorularının cevabı verilmeli. Eğitimci, kariyer Koçu ve yazar Hatice Boşça, çocuklara sevgiyi ve değeri, değerli olduğunu nasıl hissettirebileceğinizi anlatıyor.
#Çocuklar İçin Kitap ÖnerisiAhievran Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’ndeki sınıfta ders anlatmaya çalışan bir öğretmenin öğrencisi tarafından alay konusu olması tartışması devam ediyor. Uzmanlar, gencin bu hareketinin altındaki nedenlerin araştırılması gerektiğini belirtti. Bazı Twitter kullanıcıları öğretmene destek için, #Öğretmenesaygı hashtag’i ile kampanya başlattı.
#ÖĞRETMENAileler bu yazı sizin için... TEOG ortak sınavlarına kısa süre kala uzmanlar uyarıyor: Ailenin sınava yüklediği anlam çocuğa yansıyor. Çocuklar, anne-babalarının kaygısını taşıyor. Onları elbirliğiyle mutsuz ediyoruz. Bu dönemde ebeveynler daha anlayışlı olmalı.
#TEOGObezite, gelecek nesilleri tehdit eden en büyük sorunlardan biri olarak gösterilse de, hâlâ yemek saati geldiğinde büyük sorunlar yaşanan evler var. Pek çok anne, elinde yemek tabağı, çocuğunun peşinde koşmak zorunda kalıyor. Yemek yemekte direnen çocuk, işi bazen kusmaya kadar vardırıyor. Uzmanlar zorlamanın bir işe yaramayacağını, ne kadar yiyeceğine çocuğun karar vermesi gerektiğini söylüyor.