Bir tarafta doğanın cömertliği, diğer yanda tarihin zenginliği... Mavi yolculuğun en güzel yanı işte bu. Üç tarafı denizlerle çevrili Türkiye’nin Ege ve Akdeniz koylarında gündüz mavinin tadını çıkarıp, geceleri yıldızlara yarenlik etmek müthiş bir keyif. Mavi yolculuk, Bedri Rahmi Eyüboğlu’nun dizelerine “Mavi gezi bir masaldır, söylenmemiş, yazılmamış, çizilmemiş...” diye dökülmüş. Rotaları aşağıda sıraladım; söylenmesi, yazılması ve çizilmesi size kalmış...
#Mavi YolculukEylül ayından beri okulda derslerle, evde yap yap bitmeyen ödevlerle uğraşıp duruyor öğrenciler. O yüzden henüz başlayan yarıyıl tatilinin hakkını yaratıcılıklarını geliştirerek, özgüvenlerini arttırarak ve eğlenerek versinler istedik. Onlar için sanat dolu bir alternatif tatil planı hazırladık!
Fethiye’den Kuşadası’na uzanan sahil şeridinde bu yılın Mavi Bayrak şampiyonu Muğla. Sahillerinde 97 bayrak dalgalanıyor. Bodrum ise 72 bayrakla ilçeler arasında Türkiye lideri. Eğlencede en canlı mekân Demet Akalın’dan Volkan Konak’a şöhretlerin sahneye çıkacağı Bodrum’daki Club Dedikodulu Plus. Yeni restoranlarda et mönüleri ağırlıkta.
Aralarında yazarlar, müzisyenler, oyuncular, sivil toplum örgütü liderleri olan 13 gezgin, yaşadıkları en güzel yılbaşı tatillerini anlattı, yeni yıl akşamı için dostlarına önerdikleri mekânları sıraladı. Yazar Nazlı Eray, iki kez yılbaşını geçirmek üzere gittiği Hawaii’nin Honolulu kentinden dönmekte zorlandığını söylüyor. Piyanist Fazıl Say’ın yurtdışından önerisi İsviçre’nin Luzern kenti, Türkiye’den ise Patara sahili. Şarkıcı Attila Atasoy, unutamadığı yılbaşılarından birini Şili’nin güney ucundaki Punte Arenas’ta, diğerini Çanakkale’nin Küçükkuyu kasabasında geçirmiş.
Fethiye’den Kuşadası’na uzanan sahil şeridi yaz sezonunun en hareketli günlerini yaşıyor. Bölgenin bu yıl mavi bayrak sayısı yüzde 25 arttı. Sahiller geçen yıla oranla daha kalabalık, fiyatlar yüksek. Eğlencenin merkezi yine Bodrum. Datça ve Köyceğiz’in restoranları lezzet avcılarına sıradışı tatlar vaat ediyor.
Bu hafta da sizler için Türkiye’nin parlayan yıldızlarını seçmeye devam ediyorum. Ve diyorum ki: Hep yanlış zamanda doğru yerdeydim; kar altındaki Kapadokya, günbatımında Alahan manastırı, sisler arasında Athena Tapınağı, donmuş Çıldır Gölü, yağmurda gezilen ıssız bir antik kent... Şimdi, yolculuğumun sayfalarını çevirirken merak ediyorum. Yaşamlarında bir çıkış yapmak isteyen Vanlı üç genç kızın açtığı Asmin Lokantası hálá yadırganıyor mu? Bodrum’da gün, Cevat Şakir’in dediği gibi, ‘’avucunu göğe açacak ve elini yanaştırıp bakınca, avucunun mavileşmediğine şaşacak’’ kadar güzel mi?