Orada bir anne var uzakta

BEN şimdi bu okul müdürü için ne desem?..

Haberin Devamı

Nasıl anlatsam duygularımı?

 

Orada bir anne var uzakta

 

Ve Tokat İŞKUR müdürü...
Sizi nasıl yazsam?..
Sizin bu insanlığınızdan bir resim yapsam...
Hangi çerçeveye sığabilir ki dev gibi kalpleriniz?..
Tokat TOBB İlköğretim Okulu saygıdeğer yönetimi...
Ve Tokat İŞKUR yönetimi...
Sizin bu yaptığınız iyiliği okurlarımın kalplerine bırakıyorum...
Gönülden alkışlıyorum...
Neden mi?
Her sabah 06.00’da kalkıyordu Ayşegül Dileç...
11 yaşındaki kızının saçlarını tarıyor... Yüzünü yıkıyor...
Giydiriyor... Kahvaltısını ettiriyor...
Sonra tekerlekli sandalyesine bindirip okuluna götürüyordu...
Her sabah 2 kilometre tekerlekli sandalye itiyordu Ayşegül...
Tek derdi Serebral Palsi hastası kızı Şeydanur’un okumasıydı...
Kızı derse girince Ayşegül de koridorda onu bekliyordu.
Bir sabah okul müdürü gördü Ayşegül’ü... Annenin bu vefakâr çabasını dinledi ve şöyle dedi:
“Madem her gün kızınla buradasın... Maddi durumunuz da iyi değil... Sen bir İŞKUR’a başvur bakalım, ne diyecekler?”
Ayşegül İŞKUR’a başvurdu...
Ve o tertemiz fedakârlık karşılığını buldu.
İŞKUR, Ayşegül Dileç’e kızının okulunda iş verdi.
İşte böyle sevgili okur...
Şimdi Şeydanur için bir de akülü araba olsa diyorum...
Ne dersiniz? Olamaz mı? Olur elbette.
Belli ki melekler koruyor Şeydanur’u...

 

 

Haberin Devamı

Sadun abinin vasiyeti

 

Orada bir anne var uzakta


ÖNCEKİ hafta Marmaris Okluk Koyu’ndaydım.
Her yıl Sadun Boro’nun verdiği ‘yaza veda partisi’ni bu defa onu anmak için verdik...
Türk amatör denizciliğinin duayeni... Poseidon’umuz...
Sadun abimiz unutulmuyor...
Dünyayı dolaşan Alim-Hattaya Sür, Tanıl Bora, Haluk-Kris-Deniz-Derin Karamanoğlu oradaydılar...
Haldun Sevel (Ustra Kemal) mükemmel bir iş yapmış. Sadun abinin birebir ölçülerinde bir çalışma...
Etrafına toplandık...
Meriç Köyatası, Erhan Kavlakoğlu, Ahmet Bakır ve deniz dostları...
Adının geçtiği yerde gözyaşı... Hatıralarında kahkaha vardı...
Bir kez daha söz verdik...
Sadun abimizin iki vasiyeti vardı...
Birincisi, ‘dünya cenneti’ dediği bu koyların korunması...
İkincisi, yıllarını geçirdiği Okluk Koyu’nda ‘denizkızı heykeli’nin bulunduğu tepeye defnedilmesi...
İkisi için de sözümüz var...
Birincisi kuşaktan kuşağa geçecek...
İkincisine gelince...
İnşallah çözeceğiz...
Tüm denizcilere selam olsun...

Yazarın Tüm Yazıları