Dünyaca ünlü “Çığlık” tablosu ile bilinen Edvard Munch, zor bir hayat geçirmiş, oldukça hassas bir sanatçıdır. Geçmişten günümüze onun adını bilmemizi sağlayan tablo dışında, Munch kendi çağımızı nasıl gördüğümüzü tanımladı. Peki, Edvard Munch kimdir? İşte, merak edilen tüm detaylar.
#Edvard Munch Kimdir?Hurriyet.com.tr'de sıcak gündemi size ulaştırdığımız gibi 'son dakika' telaşından uzak; dosya ve analizler içeren, ne olduğu kadar neden olduğunu da irdeleyen haberler üretiyoruz. İşte bugün 'gözden kaçmış' olabilecek haberlerden bazıları...
#GÖZDEN KAÇMASINSanat tarihi olarak dünya içerisine baktığımız zaman, birçok farklı sanat eserini görmekteyiz. Binlerce farklı ressam çok mükemmel sanat eserlerini işlemiş ve tabloları ile bu sanatları somut bir arenaya taşımışlardır. Dünyada çok eski zamanlardan beri çeşitli tablolar yapılmakta ve bu tablolar değerlendirilmektedir. Çok eski zamanlarda yapılan bu tablolar, günümüzde bile çeşitli konuşmalarda dile getirilmektedir. İşte, merak edilen tüm detaylar.
Ekspresyonizm 1910 yılında Almanya'da ortaya çıkan bir sanat akımıdır. Bu akıma bağlı sanatçılar doğanın ''göründüğü gibi'' değil ''hissedildiği gibi'' tasvir edilmesi gerektiğini savunur. Ekspresyonizm sanat akımının özellikleri nelerdir, kurucusu ve temsilcileri kimdir? Sizin için araştırdık.
#Ekspresyonizm Nedir?İngiltere Premier Ligi kulübü Chelsea'nin sahibi Rus işadamı Roman Abramovich, Norveçli ressam Edvard Munch'un insanın varolüş sancılarını anlatan ünlü tablosu 'Çığlık'ı (Scream) 120 milyon dolara satın aldı.
#Roman AbramovichEmek Sineması'nın yıkımına karşı dün Taksim'de yapılmak istenen yürüyüşte, polis, aralarında sanatçıların da bulunduğu göstericilere tazyikli su ve biber gazıyla müdahale etti. Çözüm sürecinde 'akil insanlar' arasında yer alan Yılmaz Erdoğan, müdahaleyi Twitter'dan protesto ederken, Atilla Dorsay da ''Emek yoksa ben de yokum'' diyerek mesleği bıraktı. SİYAD üyeleri ise bugün İstanbul Adalet Sarayı önünde toplanarak "Bu daha başlangıç, mücadele devam edecek" diye açıklama yaptı.
Norveç’in başkenti Oslo, İskandinavya’nın en büyük şehirlerinden. Altı ay boyunca kar ve buzlarla kaplı, kayakçılar için önemli bir adres. Bugünlerde şehre yapacağınız bir yolculukta karla örtülüyken bile Oslo’da günlük hayatın tüm renklerinin korunduğunu, canlı kültür atmosferinin caddelere, meydanlara taştığını görüp şaşıracaksınız. Müze, galeri ve beyaza boyanmış parklarını keyifle gezerken, binlerce yıl önce yelkenle, kürekle Anadolu kıyılarına kadar ulaşan gözükara Viking ruhunu keşfedeceksiniz.
Norveç, Tanrı’nın boş vaktine denk getirip detay çalıştığı, adeta dantel gibi bir ülke. Her şey o kadar güzel ve şiirsel ki kendinizi bir ressamın tuvaline ya da bir şairin şiirine dalmış gibi hissediyorsunuz. Belki de, Yeni Zelanda ile birlikte dünyanın en güzel ülkesi. Yüzölçümü yaklaşık Türkiye’nin yarısı kadar, nüfusu ise 4,5 milyon! Kişi başına gelirde dünya lideri. Suç oranı yok denecek kadar az.
İngiliz Charley Hill (59), dünyanın sayılı sanat dedektiflerinden. Bu konuda eşsiz bir özgeçmişi var. Çalınan eserlerden Munch’ün Çığlık’ını, Titian’ın Mısır Seyahati’ni o buldu. Hem Scotland Yard’da çalıştığı yıllarda hem de serbest çalıştığı dönemde polis teşkilatlarına yardım etti. Norveç, Almanya, İtalya ve Çek polisi ondan yardım istedi. Hill ile sanat hırsızlığını konuştuk.
Norveç'in başkenti Oslo'daki Munch Müzesi'nde bu sabah silahlı saldırganlarca düzenlenen soygunda, Edvard Munch'un efsanevi tablosu “Çığlık”ın yanı sıra “Madonna” tablosunun da çalındı. Oslo polisi sözcüsü Hilde Walssoe, müzeyi soyanların maskeli olarak siyah bir otomobille geldiklerini söyledi. Sözcü, ”Soyguncuların silahlı olduğunu doğrulayabilirim. Müze görevlisini silahla tehdit ederek iki tabloyu çalmışlar” dedi.
İstanbul’un en kuzey ilçesindeydim bu hafta. Hani bir çoğumuzun hayalini kurduğu, en azından benim “Keşke şurada bir evim olsa, gecekonduya da razıyım” dediğim, ihtişamlı yalıların sıralandığı, Boğaz’ın en güzel seyredildiği Sarıyer’deydim. Ben buraya bayılıyorum. Sarıyer’de vakit geçirirken kendimi daha mutlu hissediyorum. Hala mahalle kültürü var burada. Birbirine gülen, selam veren, şık giyimli ve kibar insanlarla dolu bu ilçe. Kalite bir tık ötede. Tabi bu kalite mekanlara da yansıyor. İşte onlardan üçü…
#SarıyerYeni anne babaların aklında pek çok soru yer alır: 12 aylık bebek ne kadar uyur, 12 aylık bebek ne kadar emer? Bunun yanı sıra 12 aylık bebek kilosu, 12 aylık bebek bakımı, 12 aylık bebek uykusu gibi konuları merak edip sık sık araştırma yapıyor olabilirsiniz. İşte tam da bu noktada 12. ay bebek gelişimi sürecinde bilmeniz gereken her şeyi detaylarıyla ele aldık.
#BebekHeyecanlı hazırlıklar ve bekleyişin ardından bebeğinizi kucağınıza aldınız. Peki ya şimdi? Minicik bir bebek, ağzı var dili yok, kaygıların ve soru işaretlerinin olduğu bir dönem sizin için… Gün geçtikçe de büyüyor. Aklınızda pek çok soru olabilir: 3 aylık bebek ne kadar uyur, 3 aylık bebek ne kadar emer? Bunun yanı sıra 3 aylık bebek kilosu, 3 aylık bebek bakımı, 3 aylık bebek aşısı, 3 aylık bebek uykusu gibi konuları merak edip sık sık araştırma yapıyor olabilirsiniz. İşte tam da bu noktada 3. ay bebek gelişimi sürecinde bilmeniz gereken her şeyi detaylarıyla ele aldık.
#BebekOnu ekranda serinkanlı, bazen gizemli bazen biraz kötü karakterleri canlandırırken izledik. Güçlü oyunculuğuyla çok hayran edindi ama o “Büyük bir şöhret peşinde olmadım asla” diyor. Kanal D’de yayımlanan ‘Yargı’ dizisinde izlediğimiz Yurdaer Okur’la buluştuk; ailesini, aldığı ilginç iltifatları ve hayatını konuştuk. Savcı rolündeki Okur “Adalet kavramına başka bir gözle bakıyor olmak çok enteresan” diyor.
#Yurdaer Okur