Güncelleme Tarihi:
ANKARA, (DHA)-MEDİCANA International Ankara Hastanesi Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Alev Leventoğlu migren, küme baş ağrısı, beyin tümörü gibi hayatı kâbusa çevirebilen bazı rahatsızlıkların kimi zaman beynin sanatsal yanını ortaya çıkardığına dikkat çekti: “Hayatı boyunca migrenden şikâyet etmiş pek çok ünlü sanatçı bu çalışmaların kanıtı. Tıpkı; Vincent van Gogh, Claude Monet ve Edvard Munch gibi…”
Nöroloji alanında yapılan bilimsel çalışmalara göre beyin hasarının; önceden resim yeteneği olmayan bireyi müthiş bir ressam haline getirebileceğini ya da var olan yeteneği yok edebileceğini söyleyen eden Medicana International Ankara Hastanesi Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Alev Leventoğlu, şu bilgileri verdi: “Vücudumuzun en karmaşık yapısı şüphesiz beynimiz. İnsan beyni davranış ve düşünme biçimine göre, sağ beyin – sol beyin şeklinde ikiye ayrılıyor. Yapılan araştırmalara göre bizler, beynimizin gerçek potansiyelinin küçük bir bölümünü kullanıyoruz. Beynimizin yaratıcı kısmı sağ lobudur. Bütünü detaylardan önce görebilme, üç boyutlu düşünme, dikkat ve sezgi yeteneği sağ tarafın iyi bir şekilde işleyişiyle mümkün oluyor.
ÜNLÜ “ÇIĞLIK” TABLOSU, KÜME BAŞ AĞRILARININ ESERİ
Resim sanatı ile beyin arasında önemli bir ilişki olduğuna vurgu yapan Prof. Dr. Alev Leventoğlu “Travma veya herhangi bir rahatsızlık sonucu beynimizde meydana gelen hasarlar önceden var olmayan bir yeteneği ortaya çıkarabiliyor ya da önceden var olan bir yetenek gerileyebiliyor. Örneğin, migrenli kişinin sinir sistemi, doğuştan ayrıntılı ve hassas çalıştığı için, dünyayı çok daha farklı algılıyor. Bu durum ve migren atağı sırasında yaşananlar, migrenlilerde yaratıcılığı arttırıyor. Anlatmaya dilin gücünün yetmediği bu karmaşık tablo örneğin; Vincent van Gogh’un ya da ClaudeMonet’in eserlerinde çok net bir şekilde görülebiliyor. Edvard Munch’ın dünyaca ünlü eseri Çığlık da, kendisinin büyük ıstıraplar çektiği küme baş ağrılarının bir eseri aslında ” dedi.
İNME,SANATINI DEĞİŞTİRDİ
Resim sanatında kendisini kanıtlamış bazı sanatçıların ise beyin hasarı sonrası çizim stilini değiştirdiğini söyleyen Leventoğlu, Lovis Corinth’i örnek verdi; “Lovis Corinth geçirdiği inme öncesi Empresyonistti (İzlenimcilik). İnmeden sonra Ekspresyonist (Dışavurumculuk) oldu ve 300’den fazla önemli esere imza attı. Resimlerindeki detay yanlışlıkları ve silik ihmaller kendisini, dünyaca ünlü bir ressamın stilini değiştirdi.”
BEYİN ANEVRİZMASI SONRASI ÖDÜLLÜ RESSAM OLDU
Leventoğlu’na göre beyin-sanat ilişkisini ortaya koyan vakaların en dikkat çekenleri ise yetenekleri hasar sonrası ortaya çıkanlar. “43 yaşındaki İngiliz satıcı Alan Brown, 39 yaşındayken beyin anevrizması geçirdi. Yeteneği ise hastanede yatarken sıkılmasın diye bir hemşirenin verdiği defter ve kalem ile ortaya çıktı. Daha önceleri çöp adam bile çizemezken ameliyattan yetenekli bir ressam olarak uyanmıştı. Liseyi bitirip güzel sanatlar fakültesinden mezun oldu. Ünlü ve ödüller alan bir ressam haline geldi. Yine 51 yaşındaki sabıkalı inşaat kalfası Tommy McHugh, anevrizma sonrası operasyon geçirdi ve komaya girdi. İyileştiğinde müthiş resimler yapmaya ve şiirler yazmaya başladı.”
AMELİYATIN ARDINDAN PİCASSO YOLUNDA İLERLİYOR
Beyindeki değişikliklerin, ilgileri tam tersi bir yönde de değiştirebildiğini söyleyen Leventoğlu, “Sandy Allen, matematik ve tıp eğitimi görmüştü. Beyninin sol lobunu çok iyi kullanıyordu. O bölgede bir tümör tespit edildi. Ameliyattan sonra ilgisi ve yeteneklerini tamamen resme yöneltti. Otoriteler kendisinin şu sıralar Picasso’nun yolunda ilerlediği görüşünde.”
Prof. Dr. Alev Leventoğlu, toplumda yaygın olan demans (halk arasında bilinen adıyla bunama) hastalarının yeteneklerini zamanla kaybedecekleri kanısına da dikkat çekerek “Son araştırmalar baskın devreler zedelenince, baskılanmış diğer yaratıcı alanların açığa çıkabildiğini göstermektedir” dedi.