Aşağıda malikleriyle cinsi ve niteliği yazılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescili için davacı Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından açılan Mahkememizin aşağıda esas numarası belirtilen dava dosyasında tensiben verilen karar gereğince; Zonguldak ili Çaycuma ilçesi sınırları dahilinde bulunan, aşağıda özellikleri belirtilen taşınmazların yol inşaatı ve emniyet sahası tesis etmek amacı ile Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından2942 Sayılı Kamulaştırma Kanunun 8. maddesi ve diğer maddeleri uyarınca dava konusu taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ve Karayolları Genel Müdürlüğü adına tescil davası açılmıştır. Konuya ve taşınmaz malların değerine ilişkin tüm savunma ve delillerin ilan tarihinden itibaren 10 gün içinde Mahkemeye yazılı olarak bildirilmesi gerektiği, ilandan itibaren 30 gün içinde idari yargıda iptal veya adli yargıda maddi hatalara karşı düzeltim davası açılabileceği, husumetin Karayolları Genel Müdürlüğüne yöneltilebileceği, idari yargıda dava açanların dava açtıklarını ve yürütmenin durdurulması kararı aldıklarını belgelendirmedikleri taktirde kamulaştırma işleminin kesinleşeceği, Mahkemece tespit edilen kamulaştırma bedeli üzerinden taşınmazın kamulaştırmasını yapan idare adına tescil edileceği, tespit edilen bedelin malikler adına Türkiye Vakıflar Bankası Çaycuma Şube Müdürlüğüne yatırılacağı, 2942 sayılı Kamulaştırma Yasasının 10. maddesinin 4. bendi uyarınca ilan olunur.
İki Almanya’nın birleşmesinden sonra artan yabancı düşmanlığı ve ırkçılık motifli şiddetin sembollerinden biri haline gelen Mölln kurbanları, saldırının 30’uncu yıl dönümünde düzenlenen törenlerle anıldı. Törenlerde yapılan konuşmalarda ırkçılıkla mücadelede daha etkin çalışmalar yürütülmesi gerektiği belirtilirken, yangında annesini, kızını ve yeğenini kaybeden Faruk Arslan, “Tüm Almanlara ya da Almanya’ya aşırı sağcı diyemem, bu bana uymaz. Ailemi yakan, kalbime acı salan iki aptaldı. Ama biz yılmadık, yılmayacağız. Bugün olduğu gibi her zaman burada olacağız ve mağdurlar olarak sesimizi duyurmaya devam edeceğiz” dedi.
#Mölln Kurbanlarıİki Almanya'nın birleşmesinden yaşanan ırkçılığın simgesi haline gelen 23 Kasım 1992'de Mölln vahşetinde annesi, kızını ve yeğenini kaybeden Faruk Arslan, “Ortaya çıkan neonazi terör hücresiyle acımız bir kat daha kabardı” dedi. Kardeşi Ahmet Arslan da anma törenlerine katılanlar arasında çok az sayıda Alman olmasına isyan ederek, “Alman dostlarımız vahşeti unuttu mu?” diye sordu.
15 yıl önce neonaziler Lars Christiansen ve Michael Peters'in kundakladığı evin önüne konuşan Almanya Türk Toplumu Genel Başkanı Kenan Kolat ve Almanya Musevileri Merkez Konseyi Genel Sekreteri Stephan Kramer, "Irkçı vahşete kurban giden Bahide Arslan, Yeliz Arslan ve Ayşe Yılmaz'ı asla unutmayacağız" dediler.
Mölln vahşetini gerçekleştiren ve 2000 yılında cezasının bitimine 2.5 yıl kala serbest bırakılan Lars Christiansen'in "Hayatım tehlikede yeni kimlik istiyorum" şeklinde başvurusuna onay verildiği ortaya çıktı. Vahşette ağır yaralanarak sakat kalan Aytan Arslan'ın tazminat talebi için Christansen'in tahliye olduktan sonra nerede kaldığını tespit için çabalayan avukatı Burkhard Peters, "Kendisinin yeni kimlik aldığını öğrendik" dedi.
15 yıl önce Mölln'de Türklerin oturduğu iki evi kundaklayarak Bahide Arslan (51), Yeliz Arslan (10) ve Ayşe Yılmaz (14) isimli üç yurttaşımızın ölümüne, onlarcasının yaralanmasına sebep olan neonazinin Michael Peters (41) Kasım ayı sonunda serbest bırakılacak. Hazırlanan bilirkişi raporunda "Artık bir tehlike teşkil etmiyor" denildi.
Mölln vahşeti canilerinden Michael Peters'in serbest kalacağını Hürriyet'ten öğrenen Arslan ailesinin fertleri, "Acımıza, acı eklendi. Kendimizi çok sahipsiz hissediyoruz. Alman devleti tecavüzle suçlanan vatandaşını bile savunurken, biz Türk devletini hiç yanımızda hissetmedik " dediler.
Mölln vahşeti canilerinden Michael Peters'in serbest kalacağını Hürriyet'ten öğrenen Arslan ailesinin fertleri, "Acımıza, acı eklendi. Kendimizi çok sahipsiz hissediyoruz. Alman devleti tecavüzle suçlanan vatandaşını bile savunurken, biz Türk devletini hiç yanımızda hissetmedik " dediler.