×
FİLLER TEPİŞİR - ÇİMENLER EZİLİR!
Paylaş
Aklın durduğu an diyorum ben o anlara!
Sadece akıl mı duruyor o anlarda?
Hayır.
Akılla beraber kalp hatta ruh da duruyor ki, iş bu noktaya geliyor diye düşünüyorum.
‘Cinnet geçirmek’ denilen anlar vardır ya…
Hani gözün, aklın, kalbin hatta ruhun hiçbir şey görmediği o kısacık anlar.
Saniyeler…
İşte ne oluyorsa o kısacık saliselerde…
Sonrası bir ömre mal olabiliyor.
Ama iş işten geçiyor.
Gazetelerin üçüncü sayfalarında rastladığımız ‘Öldürdü, bıçakladı’ haberlerinin ardından gözümüzün önüne gelen demir parmaklıklar, tutuklular…
Birkaç saniyenin bedelini dört duvar arasında uzun yıllarla ödemek…
Düşüncesi bile insanın içini acıtıyor.
Özgürlüğün ne demek ve ne kadar önemli olduğunu daha da iyi anlatıyor.
Tutuklular cezalarını çekedursun, bu konuda yapılan araştırmalardan çıkan sonuçlar insana nefesini tutturuyor.
Bu kadarla kalsa iyi, dudakları uçuklatıyor resmen.
Nasıl şaşırtmasın ki…
Bir ülkede, yılda 180 kişi tutukevlerinde intihar ediyor.
Bu, her 3 günde bir intihar anlamına geliyor.
2008 yılında tutuklu intiharı 109 iken bu sayı 2009 yılında 122’ye yükselmiş!
2009 yılının ilk 18 gününde 14 tutuklu intihar etmiş.
2009 yılında 122 kişinin tutuklunun intihar ettiği, 2010 – 2011 yıllarında bu sayının arttığı bilgisini Adalet Bakanı bizzat doğrulamış.
Bu konuda mücadele ve gerekli çalışmalara başlanmış.
İlginç, üzücü ve de düşündürücü değil mi?
Bunların yaşandığı hangi ülkedir sizce peki?
Bir tahmin yürütün bakalım.
Geri kalmış ya da gelişmekte olan birkaç ülke geçti belki aklınızdan.
Belki de Türkiye bile sandınız.
Ama yanıldınız.
Sadece siz şaşırmayacaksınız bu ülkeyi öğrendiğinizde.
Avrupa Konseyi İnsan Hakları ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ni de şaşırtıyor, tutuklu intihar sayısının çokluğunun yaşandığı bu ülke.
Ulusal Demografi Enstitüsü 2009 Aralık ayı ortalarında yayınladığı bildiride, bu ülkenin Avrupa’da tutuklu intiharlarında birinci sırada yer aldığını belirtmiş.
Evet okuyunca, öğrenince şaşıracaksınız biliyorum.
Belki ‘Hadi canım!’ diyenleriniz bile olacaktır.
Ki böyle düşünülmesi gayet normal.
Çünkü gelişmekte olan değil tam tersi Avrupa’nın önde gelen ülkelerinden...
Dünyanın en uygar, en misafirperver ülkesinden biri!
Başı belada olanın sarıldığı, kucağını o vatandaşa açan ülke!
Bu ülke Fransa!
En çok tutuklu intiharlarının yaşandığı ülke olarak Avrupa’da birinci sırada…
Evet, inanması güç ama…
Ormanı gizleyen ağaç haline dönüşmüş Geceyarısı Expresi (Midnight Express) filmini 30 yıl Paris'te her gün gösteren Fransa, bugün Avrupa'da tutukevlerinde en çok intihar olaylarının yaşandığı birinci ülke.
Dünyanın en uygar, en misafirperver ülkesinden biri olan, başı belada olanın sarıldığı vatandaşa kucak açan, insan hakları konusunda dünyanın en duyarlı ülkelerinden birisi olarak görülen Fransa’nın kendi ihlallerine ve malumunuz son günlerdeki gündemde olan konuya duyarlı olmaması…
Düşündürüyor.
Neyi diye soracak olursanız…
Hem insanı hem de kendi ülkesinde koruyamadığı insan haklarını…
Aşırı nüfus, tutukluluk koşulları, psikiyatrik sorunlar nedeniyle bu olayların arttığı belirtilmiş.
Nedeni ne olursa olsun; bu kadar çok filozof, sanatçı, yazar, oyuncu, müzisyen çıkan bir ülkeden duyulan tutuklu intiharları; insanlara sunulan sanatın güzelliği, derinliği ve renkleri yerine insanın beynine siyah bir perde çekmiyor mu?
Soykırımla ilgili yaşanan son olayları düşünürsek…
Yılmaz Hocam’ın (Özdil) dediği, hem de Fransız atasözüyle örneklediği gibi…
Parmak bir şeyi işaret ederken, parmağa bakana müstahak!
Olay ne aslında biliyor musunuz?
Filler tepişirken, çimenlerin ezilmesi!
Paylaş
