Elazığ Fırat Üniversitesi’nde Süleyman Bektaş anılacak

7-8 Mart tarihlerinde Elazığ’da Süleyman Bektaş hakkında konuşmalar yapılacak.

Haberin Devamı

İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü, Elazığ Belediyesi Kültür Müdürlüğü, Fırat Üniversitesi Edebiyat Kulübü, Manas Yayıncılık’ın düzenlediği Harput’un Kayıp Şairi Süleyman Bektaş günlerinin programında sadece Süleyman Bektaş hakkında konuşmalar olmayacak.
Fırat Üniversitesi Bahaeddin Ögel Konferans Salonu’nda 7 Mart 2014 saat 14.00’te Doç. Dr. Tarık Özcan’ın konuşmasının konusu: “Garipçiler ve Oktay Rifat”. Garip şiiri ve Oktay Rifat üzerine önemli şeyler söyleneceğinden kuşkum yok... Takip etme imkânı olanların kaçırmaması gerektiğine inanıyorum.
Aynı gün saat 19.00’da Fırat Üniversitesi Atatürk Kültür Merkezi’nde Süleyman Bektaş’a Saygı programı gerçekleştirilecek. Konuşmacılar ve konularının sıralanması, şairin çeşitli açılardan tanıtılmasının amaçlandığını gösteriyor.
Harput’tan Gazeller: Paşa Demirbağ, Mustafa Döner. Bir Şair Bir Hayat: Yönetmen, Reşat Bulut. Kitap Tanıtımı: Şair ve Şölen Süleyman Bektaş - Doç. Dr. Tarık Özcan. Anılarda Süleyman Bektaş: Ahmet Buran, Ali Ekber Bektaş, Reşat İspir, Orhan Gökçen, Nazım Bayam. Bestelerde Süleyman Bektaş: Naci Sönmez, Doğan Sever, Celil Mataracı.

* * *

Haberin Devamı

TARIK ÖZCAN’ın Şair ve Şölen Süleyman Bektaş(*) kitabının Önsöz’ünde yazar Süleyman Bektaş’ı tanıma ve kitabını yazma serüvenini anlatıyor.
O serüveni okurken, benim de Celâl Sılay’ın bütün şiirlerini yayıma hazırlarken yürüttüğüm iz bulma çalışmalarını anımsadım. Aynı bavul öyküsünü onda da yaşadım. Gazetedeki yazım üzerine yeğeni Alev Gündüz telefon etmese, ondaki bavulu Doç. Dr. Seval Şahin incelemeseydi, son kitabına ulaşamayacaktık. Unutulma tehlikesi olan şairler için bu tür araştırmaları çok destekliyorum. Özellikle yerel sayılabilecek şairlerin gün ışığına çıkması, şiir çalışmaları için de önemli bir kaynak niteliği taşıyor. Bu bakımdan Tarık Özcan’ın çalışmasını destekliyorum. Tarık Özcan önsözde şairin şiiriyle nasıl tanıştığını, daha sonra öğrencisine görev verdiğini şu sözlerle belirtiyor.
“Süleyman Bektaş, şiir muhitinden uzakta yaşaması ve mütevazı bir hayat tarzını seçmesi sebebiyle Cumhuriyet Dönemi Türk Şiirinin göz ardı edilmiş şairlerinden birisidir. Süleyman Bektaş ismini ilk kez Külliye dergisi genel yayın yönetmeni Nazım Payam’la yaptığımız şiir sohbetlerinde duydum.
Nazım Payam’ın konuşmalarından Süleyman Bektaş’ın şiirlerinden bir hayli etkilendiği anlaşılıyordu. Bu konuşmalardan yola çıkarak birkaç öğrencime bitirme tezi olarak Süleyman Bektaş’ı verdim. Ancak yıllarca yaptığımız bütün araştırmalarımıza rağmen herhangi bir bilgiye ulaşamadık. 2011 yılında son sınıf öğrencim Osman Gökkaya’ya bitirme tezi olarak Süleyman Bektaş’ı tekrar verdim. Osman Gökkaya, bir hayli araştırdıktan sonra Varlık ve Hisar dergilerinde yayımlanan yirmi şiiriyle; sonradan şairin tek şiir kitabı olduğunu öğrendiğim Acı Şölen’e ait otuz şiirini bularak getirdi.”
Gökkaya
’nın bulduğu bu şiirler üzerine Tarık Özcan iz sürerek başka kaynaklara ulaşıyor. Bursa’da yeğeninde açılmamış bir bavul buluyor ve yeni şiirlerini okuyabiliyor.
İşte kitabın serüveni bu.
Yazımı Süleyman Bektaş’ın Acı Şölen şiiriyle noktalıyorum:

Acı Şölen

Haberin Devamı

Acılarımız bitti demiştik
Şölenler kurmuştuk
Sevilerin gökkuşağı saraylarında
Salık vermiştik
Yedi iklim dört bucağa
Rüzgârlara kuşlara yıldızlara
Yüreğimizin barış kapılarını açmıştık
Tüm dostlara düşmanlara

Yazarın Tüm Yazıları