Ege'de de kene alarmı

Türkiye'de kene ısırması sonucu yedi yılda 100 kişi hayatını kaybederken Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Parazitoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Çiler Akısü, geçen yıl Aydın ve yöresindeki vakaların, Ege Bölgesi'nin de kene riskiyle karşı karşıya olduğunu kanıtladığını belirtti.

DOKUZ Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Parazitoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Çiler Akısü, son günlerde kene ısırmasına bağlı ölümlerin tekrar yükseldiğine dikkat çekerek uyarılarda bulundu. Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) sonucu meydana gelen ölümlerin, hastalığı taşıyan Hyalomma türü kenelerden kaynaklandığını belirten Prof. Akısü, benzer vakalara Karadeniz'de daha sıklıkla rastlandığını ancak geçtiğimiz yıl Aydın'da meydana gelen olayların, Ege Bölgesi'nin de risk altında olduğunu kanıtladığını belirtti.

Hastalık bulguları

Kış mevsimini durağan geçiren kenelerin havaların ısınmasıyla birlikte aktifleştiğini ve nisan-ekim ayları arasında olgunlaşmak amacıyla kan emdiklerini belirten Akısü hastalık hakkında şu bilgileri verdi; "Özellikle çalılıklarda, kuru otlar üzerinde kan emebilecekleri konağı beklerler. Yaklaşık on dakika süren konak derisine yapışma işlemi esnasında, anestezik madde saldıkları için herhangi bir ağrı hissine neden olmazlar. Böylece ısırdıkları insanlar tarafından fark edilmezler. KKKA'nin başlıca belirtileri, ateş, baş ağrısı, kırıklık, kas ağrısı ve kanamadır. Ölüm oranının yüzde 3-50 arasında değiştiği, ülkemizde ise yüzde 5 civarında olduğu bildirilmektedir."

Kendiniz çıkarmayın

Deriye kene yapışması durumunda, en kısa zamanda bir sağlık kuruluşuna başvurulması gerektiğini anlatan Prof. Akısü, "Kene vücuttan uzman müdahalesi dışında bir metotla çıkarılmamalıdır. Eğer kişi yine de keneyi kendi çıkarmak durumundaysa, öldürmeden, ezmeden ve ağız kısmını koparmadan bunu yapmaya çalışmalı, kesinlikle çıplak elle keneye temas edilmemelidir. Çıkarılan kene alkol dolu bir kaba konularak sağlık kuruluşuna götürülmeli, kenenin türü ve özellikle ağız parçalarının kopup kopmadığı öğrenilmelidir. Kenenin üzerine alkol gibi maddeler dökülerek kendiliğinden düşmesini sağlamanın, kenenin kusmasına neden olduğu ve dolayısıyla enfeksiyon bulaşma riskini arttırdığı ortaya konulduğundan bu tür eski tehlikeli yöntemlerden kaçınılmalıdır" uyarısında bulundu.

Soldan sağa; Doç. Dr. Ufuk Yetkin, Klinik şefi Doç. Dr. Ali Gürbüz, Doç. Dr. Cengiz Özbek, Doç. Dr. Ömer Tetik, Dr. Orhan Gökalp, Dr. Mehmet Bademci.

Atatürk Eğitim bildiri şampiyonu

ATATÜRK Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kalp Damar Cerrahisi Kliniği, uluslararası bilimsel arenada bu yıl iki önemli rekora imza atmayı başardı. Hastane, 24-27 Nisan 2008 tarihlerinde Barselona’da gerçekleştirilen 57. Avrupa Kalp Damar Cerrahisi Derneği Uluslararası Kongresi’nde, sunduğu 18 farklı bildiri ile birinci olurken, Yunanistan'ın Kos Adası’nda gerçekleşen 18. Dünya Göğüs, Kalp, Damar Cerrahları Kongresi'ndeki 24 farklı bildirisiyle yine ilk sırada yer aldı. Klinik Şefi Doç. Dr. Ali Gürbüz, "Bu başarıda çalışanlarımızın özverili çabalarının yanında diğer kliniklerle olan ortak çalışmalarımızın başarısı da etken oldu. Yıllardır dünyanın en nitelikli tıp dergilerinde yayımlanan makalelerimiz, 2008 yılında da büyük ilgi gördü. Başarılarımızın artarak devam edeceğini umuyorum" diye konuştu.

Korunma ve kontrol

Özellikle nisan-ekim aylarında, kenelerin yaygın olduğu kırsal alanlardan uzak durulmalı, çalıları ellemekten, çıplak ayakla dolaşmaktan kaçınılmalıdır.

Piknik amacı ile gidilen yerlerde, mümkün olduğunca yerlere oturulmamalı, ağaçlara yaslanılmamalı, çıplak ayakla dolaşılmamalı, piknik masa ve sandalyeleri tercih edilmelidir. Piknik dönüşü, mutlaka giysilerde ve vücutta kene olup olmadığı kontrol edilmeli ve kene varsa acilen hastaneye gidilmelidir.

Kene olasılığı olan yerlere gidildiğinde, vücudu tamamen örtecek açık renkli giysiler tercih edilmelidir. Kapalı ayakkabılar, uzun lastik çizmeler, uzun paçalı pantolonlar, uzun kollu bluzlar giyilmeli ve pantolonların paçaları mutlaka çorapların içine sokulmalıdır. Kene olasılığı olan yerlere gidildiğinde mutlaka kene kaçırıcı (repellent) ilaçlar kullanılmalıdır. Sağlık Bakanlığı onaylı deriye ve kıyafetlere uygulanan formlar (Permetrin, DEET (N,N-diethyl-m-toluamide) tercih edilmelidir. Kene olasılığı olan yerlerden dönüldüğünde, tüm vücüt ve giysiler kontrol edilmelidir.

Bahçesi olanlar bahçelerini ilaçlamalıdır. Hayvancılıkla uğraşanlar, hayvanlarını kenelere karşı korumalı, periyodik olarak iláçlamalı, ağıllar badana yapılmalıdır.

Kenelerin enfeksiyonu bulaştırma riskleri zaman ilerledikçe artmaktadır. Bu nedenle keneler fark edilir edilmez, kişilerin acil olarak bir sağlık kuruluşuna gitmeleri gerekir. En büyük risk grubunu oluşturan çiftçilerin, hayvancılıkla uğraşanların ve kırsal kesimde yaşayanların çok dikkatli olmaları gerekmektedir. 2002 salgınında enfekte kişilerin çoğunun çiftçi olduğu bilinmektedir. Bu nedenle bu meslektekilerin sürekli kıyafetlerini kontrol etmeleri, üzerlerinde kene varsa derhal hastaneye gitmeleri, kendi kendilerine keneyi çıkarmaya çalışmamaları gerekir.

Bayanlara yaz önerileri

KARŞIYAKA Özel Kızılay Tıp Merkezi Kadın Doğum Hastalıkları Uzmanı Opr. Dr. Ali Karaege, yaklaşan yaz mevsimi öncesinde, tatil aylarını daha rahat ve keyifli geçirmenin yollarını anlattı. Kadınların yaz aylarını erkeklere göre biraz daha stresli geçirdiklerini belirten Dr. Ali Karaege, "Özellikle adet kanamalarının düğün ya da tatil günlerine denk gelmesi sıkıntı yaratabilir. Ancak bu durumdan kurtulmak artık piyasada bulunan ucuz ve güvenli ilaçlarla mümkündür. Doğum kontrol hapı kullanan kadınlar için adet kanamasını geciktirmek son derece basittir. Hapın bir kutusu bittiğinde 7 günlük ara vermeden hemen yeni bir kutuya başlamak yeterlidir. Bu sayade o ayki kanama atlatılacak ve kanama otomatik olarak 3 hafta sonra görülecektir" diye konuştu.

Havuz, deniz ve yüzme

Yaygın kanının aksine havuz ve denizden kadınlara vajinal mantar bulaşmadığını anlatan Dr. Karaege, "Sadece havuz suyu içindeki klor, vajinada bulunan ve ortamın asidik olmasını sağlayan yararlı bakterilerin de fonksiyonlarını yitirmelerine neden olur. Bunun sonucunda kadının genital bölgesinde bulunan mantarlar aktif hale gelerek enfeksiyona neden olabilirler. Mantar riskini azaltmak için ıslak mayo ile oturmamak, uzun süre dar kıyafetler giymemek ve pamuklu çamaşırları tercih etmek gibi önlemler alınabilir" dedi.

Her bel ağrısı fıtık değil

FİZİK Tedavi ve Akupunktur Uzmanı Dr. Alpaslan Bilen, her bel ağrısının fıtık anlamına gelmeyeceğini belirtti. Araştırmaların bel ağrısı türlerinden önemli bir kısmının psikolojik kökenli olabileceği gerçeğine vurgu yaptığını anlatan Dr. Alpaslan Bilen, "İç ve dış güçlükleri sakin olarak çözümleme yeteneksizliğiyle karakterize olan belli bir kişilik yapısında, bu tür ağrıların daha çok gözlendiği saptandı. Yani hastanın bir hekime başvurmasına neden olan kronik bel ağrıları çoğu zaman fiziksel değil zihinsel bir gerilimden kaynaklanıyor. Bu duruma da en çok aile ve meslek sorunlarını çözümlemede aşırı kararsızlıklarını katı bir tutum takınarak telafi eden kadınlarda rastlanır" diye konuştu.

Boş yere ameliyat

Omurgasında gözle görülür bir problemi olmayan kişilerin bazen defalarca bel fıtığı ameliyatı olduğunu belirten Bilen, "Kronik bel ağrılarının bir çok ruhsal kökenli nedenleri vardır. Özellikle omurga hastalıkları ile ilgilenen tüm hekimler bu gerçeği bilir. Omurgasında hayret edilecek bozukluklar olan insanlar yıllarca hiç ağrı hissetmeden yaşamalarına rağmen bir ruhsal sıkıntı içindeki kimseler yoğun ağrıdan şikayetçi olabilir" diye konuştu.
Yazarın Tüm Yazıları