Dinimizle böyle oynamayın

PAZAR günkü yazımda bir gazetenin verdiği ekten söz etmiştim. Böyle konular yazıldığında birileri telaşlanır... Çünkü tekerlerine çomak sokmuş olursunuz. Müslümanlığı kullanarak kafaları anlamsız şeylerle dolduranlar size kızar!

Pazartesi günü Denizli’de Özgüven Kablo’dan Mustafa Karakamçı adıyla bir kınama faksı geldi. Şöyle diyordu: ‘Ekte gönderdiğim yaşanmış olay. İbret alır mısın bilmem.’

Gönderdiği basılı metin belli ki elden ele dağıtılıyor. Aynen şöyle ve altında bir resim var:

‘Bu olay Hollanda’da gerçekleşti. Bir genç kız odasında müzik dinlemekte iken annesi de sesli bir şekilde Kuran-ı Kerim okuyormuş. Bu sırada annesi kızına müziğin sesini kısmasını söylemiş. Bunun üzerine genç kız annesine bağırarak kendisinin susmasını istemiş. Genç kız annesinin hálá Kuran-ı Kerim’i sesli bir şekilde okumaya devam ettiğini görünce hemen kutsal kitabımızı annesinin elinden alıp yere atmış.

O an genç kız alev alıp yanmaya başladı. Annesi söndürmek için üzerine battaniye attı. Battaniyesini kaldırdığında ise aşağıda görülen ibretlik manzara ile karşılaştı.

Genç kız şu anda Hollanda’da bir hastanededir.

Ailesi iğne yapılıp öldürülmesini istiyor.’

Bana fakslanan metin, basılı bir káğıt. Belli ki bunu herkese gönderiyorlar. Fakat olayın Hollanda’da olduğunu yazıyorlar... Çünkü Türkiye’de olduğunu söyleseler insanlar inanmayacak ve ‘hangi hastanede’ diye soracak!

Kuran-ı Kerim’e, namaz kılan, oruç tutan, dua eden insanlara saygısızlığı biz yapmayız. Yapanı kınarız.

Ama böyle hurafelerle insanları korkutmaya kalkışanlara karşı çıkarız. Müslümanlığın bu olmadığını ısrarla söyleriz.

Şimdi size bir somut örnek daha veriyorum. Bir köşe yazarı İslamcı gazetelerden birinde dün benim pazar günkü yazıma yanıt veriyor, benim Müslüman olmadığımı ima ediyor!.. Ve yazısında örnek veriyor. Size bir bölümünü aynen iletiyorum:

‘Hazreti Muhammet ‘yemeğinizin içine sinek düştüğünde onu iyice yemeğe batırıp öyle çıkarınız’ buyurmuştu. Nitekim sinekle ilgili tavsiyesini merak edip bunda bir hikmet var diye düşünen bir Alman bilim adamı 1964 yılında yaptığı bir araştırma sonunda hayrete düşmüştü.

Çünkü görmüştü ki, sineğin bir kanadında ‘zehir’, diğer kanadında da ‘panzehir’
(zehirin etkisini yok eden) vardır. Sinek (yemeğin içine) iyice daldırılmalı ki, zehirlenme yaşanmasın.’

Şimdi ben bu ‘köşe yazarına’ ne diyeyim? Müslümanlık bu mu? Peygamber efendimizin bu sözünün kaynağı nedir? Bu ifade Kuran’da var mı? Sözünü ettiği Alman bilim adamı kimdir? Yani bu uyarılar doğrultusunda şimdi bizler, yemeğimizin içine sinek düşerse onu yemeğe iyice batırıp sonra mı yiyeceğiz?

Allah rızası için söyleyin, ‘Müslümanlık’ bu olabilir mi?

***

Pazar günkü yazımda İslamcı gazetenin ekinden alıntılar yapmıştım. Yazıda yer azaldı, bir tek örnek vereyim. Birinde şöyle diyordu: ‘Yemek yerken ayakkabılarınızı çıkarın.’ Ben gazeteci kimliğimle birkaç kez Necmettin Erbakan, Recai Kutan gibi İslamcılarla yemek yedim. Hatta bir kez de seçimden önce bizim gazete ekibi olarak Recep Tayyip Erdoğan’la aynı sofraya oturduk.

Hiçbiri yemek yerken ayakkabısını çıkarmadı!

Bu durumda onlar günahkár mı oldu?

Biz bunları yazınca birileri ‘Vay, sen ne biçim Müslümansın’ diye yaygara koparıyor. Ama bu ülkede ‘Müslümanlığı temsil ve koruma iddiasında bulunanlar’ o kurallara uymuyor!

Bu çelişkileri kim nasıl anlatacak!

Lütfen, kutsal bir dini buralara indirgemeyin. Müslümanlığın özünden ve sözünden sapkınlık yapmayın, yaptıranlara göz yummayın.
Yazarın Tüm Yazıları