Cennette bir akÅŸamüstü ÅŸarap yudumlamak!

Haberin Devamı

Fonda ruha inceden dokunan, kalpteki duyguları okuyan şarkılar eşliğinde anıları meze yaparak şarap yudumlamak…

 

Mevsimlerden sonbahar…

 

Vakit serin bir akÅŸamüstü.Â

 

Kapım çalıyor.

 

Birazdan günün rutinini değiştirecek, renklendirecek bir manzara yaşatmak üzere…

 

Gazeteden yollanmış kocaman bir koliyle karşılaşıyorum.

 

İçinden kitaplar – cd ler çıkıyor ki, her defasında bunlara sevinir mi insan?

Haberin Devamı

 

Bana gelmişse sevinirim hem de nasıl…

 

Çocuklar gibi…

 

Ki benim için bunlardan yani kitaplar – cd ler den başka daha güzel daha özel hediyeler olamaz sanırım.

 

Sonra…

 

Büyükçe bir paket…

 

Özenle açıyorum.

 

Dakika bir gol bir.

 

Her tarafı kahverengi kadifeyle kaplanmış bir kutu.

 

‘İşte yaratıcılık bu’ diyorum.

 

Kutuyu kadifeye kaplayıp da yollamak yani.

 

Kapakta yakışıklı birinin fotoğrafı.

 

Birazdan başıma geleceklerden habersiz açıyorum.

 

Aman Allah’ım…

 

Bir şişe şarap, tütsüler, mumlar, kibrit, ametist taşı, renk değiştiren top ve kumaş kaplı mistik bir çanta içinde cd!

Haberin Devamı

 

Cd’yi alıyorum ve ‘Aaahhh! Tabii ya…’ diyorum.

 

‘Ama bir şarap severe de yapılmaz ki böyle bir hainlik!’ diye de ekliyorum yollananlara tekrar bakarken.

 

Şarap; aynı dalda birbirini sevip başka şişelerde mey olmuş üzüm tanelerini yad etmek için…

 

Renk değiştiren top; her şeyin yolunda gideceğini belirterek, şans getirmesi için…

 

Ametist taşı ki; ortaya çıkacak olan enerjiyi yaymak nedeniyle bu kutuda yerini almış. Ama o taş bundan sonra hep benimle, yanımda olacak. Nereye gidersem o da benimle… Bana güzel enerjiler versin diye.

 

Mum; aydınlığın simgesi…

 

Tütsü; ruhun dinginliği…

 

Kibrit; karanlıkta kalmayalım temennisi ile…

 

Kadife kutudaki küçük çantadan çıkan cd de ise, bir albümden ziyade birçok hikayeyi barındıran yaşanmışlıkların olduğu…

Haberin Devamı

 

Her bir şarkıyla kalpte yeni kapılar aralayarak...

 

Birbiriyle alakalı objeler eşliğinde bir cd yollamak…

 

Ondan başkası yapamazdı bunu.

 

Yani söylediği şarkıdan dolayı…

 

İçirmekle kalmayıp bize şarap dinleten!

 

Kim o?

 

Eflatun!

 

Şaşırdınız evet ama adı bu; Eflatun!

 

Zaten bilenler bilir, ‘Şarap’ adında (ve şarap tadında) bir şarkısı var ki…

 

Aylardır radyolarda, internette en çok dinlenen şarkılardan…

 

Hemen açıyorum cd’yi.

 

E, haliyle yollanan, kadehe koyduÄŸum ÅŸarap da bana eÅŸlik ediyor tabii.

 

İlk şarkıyla başlıyor duyguların yolculuğu.

 

Kah çıkmaz sokaklara girerek kah çaresizliğin özlemlerin engebelerini aşmaya çalışarak kah hüznün dar geçitlerinden geçerek…

Haberin Devamı

 

Kah ayrılığın gözyaşı çağlatan nehirlerinde, kah anıların ışıl ışıl parladığı kalp şehrinde kah yalnızlığın bozkırlarında…

 

Aşk denilince kalbinizden neler geçer herkesin tanımı kendi duygularının büyüklüğü kadardır elbette.

 

Kelepçe vursanız, kızgın yağlar dökseniz, ateşe verseniz vazgeçmez, sözünden dönmez; aşk dediğiniz…

 

Sevgilinin gözlerine bakınca yükseklik korkusunun ayaklandığı, ellerini tutsa sokaklarına telaşlarının dadandığını nasıl da incelikle anlatmış ‘Aşk Dediğin’ şarkısıyla...

 

Gökyüzünü kaybetmiş bir kuş gibi üzgün yorgun ve de kırgınsanız hayata, iğne atsanız yere düşmez tenhalarınız varsa… Sevdiğiniz o kişi ki; onunla bir salkımın iki aşık üzümüyken başka şişelerde şarap olmuşsanız. Başka hayatlarda harap olmuşsanız… Bir denizin iki aşık balığı iken başka sularda yüzüp durmuşsanız, başka kıyılara vurmuşsanız o zaman; kalbinizin gerçekten ait olduğu kişiyi düşünerek, bir kadeh şarap eşliğinde dinleyeceğiniz şarkı ‘Şarap’

Haberin Devamı

Devamlı aklınızda, fikrinizde, kalbinizde olan kişinin hani gün gelir de; gerçekten kalbinizi ta içten istediğini ve aşkınızı gerçekten kabul ettiğinizi düşlersiniz. Bunu düşündüğünüzde bile sokaklara çıkıp çocuklar gibi la la la diye şarkı söyleyen, kanatlar takıp bir kalem alıp
adını gökyüzüne yazan halinizi anlatmış Eflatun ‘Tıpkı Ben Gibi’ adını verdiği şarkıda.

O sevgili ki; rüyalarda görebiliyorsunuzdur sadece. Onu görmek için geceleri beklersiniz. Uykunuzda o olsun diye diler, düşlerinizin rengini ona boyamak istersiniz. Kapatıp gözünüzü dalarken gecenin içine ve sevdiğinizin hayaline sabah olsun, güneş doğsun istemezsiniz haklı olarak. İşte tüm bunları anlatan, güneşin batmaya hazırlandığı vakitlerde dinleyeceğiniz şarkı  ‘Sultan’

Fay hatlarınızın kırılıp döküldüğü, tenhaların bir yetmişlikle sizi çağırdığı ayrılık zamanlarında susulur ya, aslında ‘Gitme’ derken çığlık çığlığa. Yansa dünyanın umurunuzda olmadığı, her şeyden soyunup tiril tiril giyindiğiniz renkli anılarla bezenmiş en güzel elbise sevdiğinizdir ya hani. İşte bunları, her şeyi soyunup bir tek aşkı kalbinize giyerkenki halinizi anlatıyor ‘Tiril Tiril’

Aşk bir kere size baktı mı, canevinizi yaktı mı, kalbiniz yoldan çıktı mı, akşamları ayağınızda sallarsınız uykuları… Gözlerinizin kapanmadığı, sigaraların dumanlandığı, kadehlerin teker teker yuvarlandığı halinizi ‘Her Aşkın Sonunda’ anlatıyor.

Sevdiğinizin yokluğunu bir kağıda sarıp tüttürüyorsanız… Gecenin ayazlarına tutunup sonra sabaha kadar ağlıyorsanız, kalbiniz sızım sızım sızlıyorsa… Bir cebinizde o, bir cebinizde şarkılar ve İstanbul… Zaten başka bir şeyiniz yoksa o zaman rahat bir koltuğa oturup sadece dinleyeceğiniz ‘Günahlar İşliyorum’ sizi günahlarınızla…

 

Kalbinizi yırtsanız, her şeyi verseniz, zır zır gözyaşı dökseniz… Nereye kaçsanız ya da koşsanız… Uçsanız hatta haykırsanız… Olmaz. Çünkü susmayan, sağı solu başı sonu belli olmayan, gizlisi saklısı da olmayan, ağzında öyle hiç laf durmayan aşktır karşınıza ve de kalbinize dikilen. İşte bu durumları anlatan şarkı ‘Bazen’

Sizi kırsa da, sevdiğiniz rüyalarınızı terk etmediğinde uykularınızı ateşe verdiğiniz gecelerde; onun hasretiyle kendinizi kaybettiğiniz, buna rağmen ‘İstersen kul köle yap, ister zincire vur, kurşuna diz ama dön geri’ dediğiniz, dönmesini istediğiniz – beklediğiniz oysa eğer, yağmurlu havada ya da yağmuru düşleyerek dinleyeceğiniz ‘Kalbimin Kırıkları’ tam size göre…

Yaşar Plak etiketiyle çıkan, ‘Cennette Bir Akşamüstü’ adını verdiği albümündeki, hassasiyet ve duygusallıkla yaptığı şarkıları dinledikten sonra Eflatun’a ‘N’apıyorsunuz, nasıl şarkılar bunlar?’ diye soruyorum.

 

Aldığım cevap ‘Bu şarkılar; hayattan biriktirip kalbime çiziktirdiğim notlardan ve notalardan başka bir şey değil!'

 

Bence notlardan ve notalardan başka her şey, içinde hayatın olduğu.

 

Hadi bakalım, buyurun.

 

Sevdiğinizin hayali gözlerinizde; şarabınızı yudumlarken, cennette bir akşamüstü yaşamak isteyenlere bir hediye.

 

Bu şarkılar eşliğinde kalbinizdeki duyguların açtığını göreceksiniz.

 

Nasıl mı?

 

Eflatun bir menekÅŸe gibi!

Yazarın Tüm Yazıları