Casus filmi gibi bir haber

GEÇENLERDE Youtube’da yayımlanan bir ses kaydıyla ilgili bazı sorular sormuştum.

Hatırlayacaksınız, söz konusu ses kaydının Genelkurmay Başkanlığı Elektronik Sistemler Komutanı bir generale ait olduğu iddia ediliyordu.

Haberin Devamı

Dün Hürriyet Gazetesi’nde yayımlanan bir haber, söz konusu komutanın görevden affını istediği yolundaydı.

 

Bu durumda sorulardan birinin yanıtını almış bulunuyoruz. Ses kaydı, iddia edildiği gibi söz konusu generale aitmiş.

 

Bu durumun kesinlik kazanmış olması, aslına bakarsanız durumu daha vahim hale getiriyor.

 

Dezenformasyona yönelik bir komployla değil, ciddi bir "dinleme" faaliyeti ile karşı karşıyayız demek ki.

 

Söz konusu general, o konuşmada sınır ötesi harekátın tarihini önceden veriyordu, harekáttan sonra da iddia edildiği kadar teröristin etkisiz hale getirilmediğini söylüyordu.

 

Haberin Devamı

Telekomünikasyon Kurumu, daha sonra yaptığı açıklamada bu dinlemenin "telefondan" yapılmadığını belirlediğini açıkladı.

 

Demek ki kayıt "içeriden" yapılmıştı ama kaydı yapanlar "içeriden" mi, "dışarıdan" mı bilinemiyordu.

 

Şimdi yanıt aradığımız soru bu: Bu kayıt nasıl elde edildi?

 

Etrafta James Bond’lar dolaşıp herkesin sesini kaydedebiliyorsa, bunu önlemekle görevlendirilmiş kurumlarımız uyuyor mu?

 

Eğitime trafik polisinden başlayın

 

İÇİŞLERİ Bakanı geçtiğimiz günlerde, trafik kazalarını önlemek için sürücülere yönelik geniş çaplı bir eğitim programının başlatılacağından söz etti.

 

Trafik kazalarında her sene 5 bine yakın insanını kaybeden bir ülkede yaşıyoruz. Sürücülerin daha bilinçli olmalarını sağlamak da elbette önem taşıyor.

 

Ancak "eğitime" başlanılması gereken sürücüler değil. Teorik olarak onlar ehliyet kurslarında ve sınavları sırasında böyle bir eğitimi almış olmalılar.

 

Haberin Devamı

Türk trafiğindeki sorunları çözmek için önce trafik polislerini eğitmek gerekiyor.

 

Gözlerinin önünde yapılan hatalara gösterdikleri hoşgörüyü, göz yummayı bırakmaları için böyle bir bilinçlendirme şart.

 

Trafik polisinin her şeyden önce "sıfır tolerans" için eğitilmesi gerekiyor.

 

Hatalı dönüş yapanlara, geçemeyeceği kavşağa girenlere, dönüşlerde ikinci, üçüncü şeritleri oluşturan uyanıklara, hız sınırlarına, alkol yasağına, trafik işaret ve ışıklarına uymayanlara karşı gösterilecek "sıfır tolerans"!

 

Unutmamak gerekiyor ki dünyanın bütün medeni ülkelerinde trafikte disiplini sağlayan şey, trafik polisinin ceza uygulamakta tereddüt etmemesidir.

 

Yaptığı hatalı hareketin karşılığını, yüksek bir bedel olarak ödeyeceğini bilen sürücünün ayrıca eğitilmesine de gerek kalmaz.

 

Haberin Devamı

Sistem, onu öyle bir eğitir ki, bir daha o hatalı hareketi yapmayı aklından bile geçiremez.

 

İçişleri Bakanlığı, bu işe ayırdığı bütçeyi, trafik polislerinin eğitimi için harcamalı.

 

’Erkek toplumun’ erkekleri

 

ESKİ hakem Ahmet Çakar, "Fenerbahçe tur atlarsa bikini giyerim" dedi diye kıyamet kopuyor. Tartışma, "Çakar bikiniyi giysin mi, giymesin mi" düzleminde sürüp gidiyor.

 

AKP’nin müstafi yöneticilerinden Cüneyd Zapsu da "türbanlı birisine başını aç demek, sokaktaki kadına donunu çıkar demekten farksız" gibi oldukça edebi bir tespitte bulunmuş.

 

O da bu vecizesiyle "özlü sözler" kitabında kendine hak ettiği bir yeri bulacaktır, kuşkum yok.

 

Toplumun iki ayrı kesiminden, iki "başarılı" erkeğin birbirinden farklı iki durum için kullandığı söylemin aynılığına dikkatinizi çekmek istiyorum.

 

Haberin Devamı

Öyle bir söylem ki paçalarından kadın düşmanlığı, kadını ikinci sınıf bir varlık olarak görme alışkanlığı akıyor.

 

Yarından sonra "Dünya Kadınlar Günü" var. Bol bol nutuk dinleyeceksiniz. Kadınların başımızın üzerindeki yerinden, ayaklarının altındaki cennetten, kucaklarındaki bahçeden vs. söz edilecek.

 

Ama bunlar toplumumuzun "maço"luğuna da halel getirmeyecek.

 

Birisini aşağılayacaksanız, onu "kadın" olarak tarif edeceksiniz.

 

"Erkek gibi oynayın" diyen kulüp başkanını başınıza taç edeceksiniz. Olmayacak bir durum için iddiaya girerken, kaybedenin "kadın kılığına girmeyi kabul ettiği" bir ülkede dinleyeceksiniz bu nutukları.

 

Kadınların namuslarını, bir bez parçasına indirgeyen ve kadınları erkeklerin malıymış zannedenlerin ülkesinde yaşadığınızı 8 Mart günü bir an için unutabilirsiniz.

 

Haberin Devamı

İşte o anda kendinize gelmek için Çakar ile Zapsu’yu hatırlayın!

 

Not: Bir de "yaşanmış fıkra" anlatayım. Nuri Çolakoğlu, çok üst düzey bir RTÜK yetkilisine telefon ederek, "Ahmet Çakar televizyonda bikini giyerse tavrınız ne olur" diye sormuş. "Gece 23’ten sonra olursa müsamaha ederiz, erken saatte erotik görüntü olur çünkü" yanıtını almış.

 

Gerçekten komik bir ülkede yaşıyoruz, tadını çıkaralım!

 

Yazarın Tüm Yazıları