Bu sabah bir yumurtaya izin var

Yumurta yasağı kalktı mı, kalkmadı mı? Kalp krizi geçiren biri, yumurta yiyebilir mi? Yiyebiliyorsa haftada kaç yumurtaya izin var?

Yumurtadaki kolesterol, kandaki kolesterolü yükseltir mi, yükseltmez mi? Soruları daha da çoğaltabiliriz. Çünkü yumurta tüketimi ile kolesterol yüksekliği arasındaki ilişki konusunda herkesin kafası çok karışık. Bu pazar "yumurta-kalp sağlığı" ilişkisine de açıklık getirmeye çalışacağız.

Yumurta beraat etti

Orta yaşlı birinin ortalama günlük kolesterol gereksinimi 300 miligram civarında. Bu miktarı pek geçmemek gerekiyor. Kolesterol ihtiyacımızın geri kalan kısmını (700 mg) vücut kendi üretiyor. Eğer vücudunuzda üretilen kolesterol miktarı fazla değilse her gün yediğiniz gıdalar aracılığıyla 300-400 mg kolesterol kazanmanıza izin var. Eğer kolesterol yüksekliği olan biriyseniz ve vücudunuzda üretilen kolesterol miktarı fazla ise bu miktarı biraz azaltmanız gerek. Bu durumda akla öncelikle kolesterolden zengin besinler, en başta da yumurta geliyor.

Kardiyoloji uzmanları kalp hastalığı olan birinin günlük kolesterol tüketimini 200 miligramla sınırlamak gerektiğini söylüyor. Eğer kalp hastası değilseniz, kolesterol yüksekliği sorununuz varsa bu rakamı 200-300 mg arasında tutmanız yeterli. Bir yumurtada ortalama 200-225 mg kadar kolesterol var. Kolesterol yumurtanın sarısında yerleşiyor. Yumurta beyazı kolesterol ihtiva etmiyor. Yani kolesterol sorununuz olsa bile her gün birkaç yumurtanın beyazını yemenizde (kolesterol yönünden) hiçbir sakınca yok. Eğer kolesterol sorunu olan kalp-damar hastası biriyseniz ve başka kaynaklardan kolesterol kazanmayacağınızı garanti ediyorsanız, kalp hastası olsanız bile her gün bir adet yumurta yiyebilirsiniz. (Böyle bir başarıyı yakalamanın öyle zannedildiği kadar kolay olmayacağını aklınızdan sakın çıkarmayın.) Hayvansal yiyeceklerin çoğunda kolesterol bulunduğunu, özellikle hazır gıdaların, fırın, pastane ürünlerinin içine şu veya bu şekilde kolesterol içerikli besinlerin karıştığını aklınızdan çıkarmayın.

Ben kalp hastası birinin kolesterol azaltıcı ilaç kullanmasa bile diğer kolesterol kaynaklarını sınırlaması koşuluyla haftada 1-2 kez yumurta yiyebileceğini düşünüyorum. Yani çok fazla kısıtlamaya gerek olmadığı kanaatindeyim.

YUMURTA AKLANIYOR

Bu görüşümü "yumurta aklanıyor mu?" diye başlayan bir yazımda iki yıl önce duyurdum. Yani konu yeni bir konu, bilgi yeni bir bilgi değil. Diğer taraftan birçok çalışma besin kaynaklı kolesterolün, kan kolesterolünü korkulduğu kadar yükseltmediğini gösteriyor. Kanda kolesterol seviyesini arttıran besin unsurlarının kolesterolden ziyade, o besinlerde bulunan doymuş yağlar ile trans yağ asitleri olduğu anlaşılıyor. Yani kesin bir yumurta yasağı içine girip sütün, yoğurt, ayran ve peynirin tam yağlısını yediğiniz zaman işiniz aslında daha da zorlaşıyor, yumurta yasağının hiçbir anlamı kalmıyor. Benzer şekilde trans yağ yüklü fırın ürünlerini (kurabiye, kek, kuru pasta), cipsleri, kızarmış patatesleri, hamburger ve diğer fastfood yiyecekleri korkusuzca mideye indirip, yumurtaya yasak koymanın da hiçbir faydasının olmadığı anlaşılıyor. Bu bilgileri sakın ola ki "yumurtaya özgürlük!" olarak yorumlamayın. Tıp biliminde de bilimin yeni bilgilerle değişime açık olduğunu hatırlayıp birazcık rahatlayın! Kısacası kalp hastası da olsanız haftada 1-2 yumurtaya izin var! Ama diğer kaynaklardan alacağınız kolesterolü azaltmak, doymuş yağ ve trans yağlardan zengin yiyecekleri menülerinizden çıkarmak koşuluyla.

Havyar bakımının faydası yok

Havyarın cilt gençliği, bütünlüğü ve tamiri bakımından herhangi bir yararının olduğunu sanmıyorum. Her ne kadar havyar ile cilt bakımı konusunda iddialı olanlar, bu besini bol bol tüketen Hazar Denizi halkının, özellikle Rus kadınlarının daha geç yaşlandıklarını iddia etseler de, bu doğru bir bilgi değil. Ne Rus ne de diğer Slav halklarının daha geç yaşlandıklarını, ciltlerinin daha genç kaldığını gösteren herhangi bir veri yok. Tam tersine Rusya’da ortalama yaşam süresi beklenenden daha kısa ve Ruslar dáhil Slav kadınlarının çoğunun cildi beklenenden çok daha erken kırışıyor. Kısacası ne havyar bakımlarının ne de o çok pahalı havyar kremlerinin herhangi bir anti-aging yararı olmuyor. Sırası gelmişken çok pahalı maddelerin daha faydalı olabileceği şeklindeki düşüncelerin hiçbir zaman doğru olmadığını da hatırlatalım. Örneğin altın tozu ile yapılan maskelerin de herhangi bir faydasının olmadığı biliniyor. Sık tekrarladığımız o altın kuralı lütfen unutmayın. "Cilt içerden beslenir, dışardan desteklenir." İçerden beslemek için de ya doğru besinleri yiyip içmelisiniz, ya da bu besinleri ihtiva eden besin desteklerinden istifade etmelisiniz.

Mangalcılara kötü haber

Eğer yağsız kısımları kullanılır ve miktarı abartılmaz, doğru pişirilirse kırmızı et iyi bir besindir. Sağlığınızı sürdürmede, özellikle güçlü bir protein, demir ve B12 kaynağı olarak büyük katkılar sağlar. Bununla birlikte fazla miktarda kırmızı et yiyenlerde özellikle bazı organ ve doku kanserlerinin beklenenden daha sık görüldüğünü düşündüren bulgular var ama bu şimdilik henüz bir öngörü, bir iddia düzeyinde. Çünkü kırmızı et yiyen ve yemeyenler arasında kanser sıklığı bakımından herhangi bir farklılık olmadığını gösteren çalışmalar da mevcut. Bununla birlikte haftada 2-3 defadan daha fazla tüketmemek, özellikle işlenmiş etlerden (sucuk, sosis, salam) uzak durmakta fayda var. Çünkü işlenmiş etlerde nitrat ve nitritler gibi zararlı kimyasalların, koruyucu, renk verici, lezzet arttırıcı maddelerin fazla miktarda olma ihtimali yükseliyor. Kırmızı eti yakarak pişirmek, özellikle çok sık tekrarlanan barbekü ve mangal ziyafetleri de pek sağlıklı bulunmuyor. Ateşte kızartılan kırmızı ette meydana gelen kanserojen maddelerin kalın bağırsak kanseri sıklığını arttırabileceği belirtiliyor.

Üzüm çekirdeği yağı faydalı olabilir

Zeytinyağı ile yapılan cilt karışımlarının ucuz ve son derece etkili birer anti-aging ürünü olabileceğini okuyanlar "acaba göz çevresindeki cildin onarılması için de ucuz ve doğal bir ürün var mı?" diye soruyorlar. Üzüm çekirdeği yağı cilt nemlendirmesini arttırdığı, hasarlı ve stresli dokular için yenileyici ve yapılandırıcı özellikler taşıdığı için cilde yararlı bir doğal maddedir. Bu yağın özellikle göz çevresindeki cildin onarılmasında etkili olabileceği belirtiliyor. Hafif ve ince bir yağ olduğu için göz çevresi sorunlarınızı azaltmada üzüm çekirdeği yağından faydalanabilirsiniz. Bu yağı az miktarda zeytinyağıyla karıştırarak da kullanmanız mümkün. Üzüm çekirdeği yağında proantosiyanidinler dáhil bol miktarda polifenol var. Yani bu yağ antioksidanlar bakımından son derece zengin.
Yazarın Tüm Yazıları