Ben bir silueti değiştirmekten bahsediyorum

“Kentsel dönüşüm” son dönemde yine moda oldu, yine ağızlardan düşmez oldu ya...

Haberin Devamı

Ben de her seferinde; kocaman bir parantez açmadan, araya girmeden, düşündüklerimi söylemeden, midemi ağrıtan gerçekleri dile getirmeden edemiyorum.
Biz, “kentsel dönüşüm” deyince aklımıza, “gecekonduları yıkalım yerine yeni binalar yapalım” diye bakıyoruz.
Oysa ben bir kentin ruhunu değiştirmekten bahsediyorum.
Bir kentin siluetini değiştirmekten, dokusunu yenilemekten...
Ve bunları görmeyince, alışkanlıkların devam etmesinden, estetikten uzak yapıların olmasından müthiş rahatsızlık duyuyorum.
Eskiyle yeniyi birleştirememenin, geçmişe sahip çıkamamanın üzüntüsünü yaşıyorum.
Bir de bunların üzerine bizim, o meşhur “istemezükçüler”in arada çıkan sesleri de eklenince ne yapacağımı bilemiyorum.
Öyle anlıyorum ki, bu beyefendiler ve hanımefendiler, gecekondulardan, kötü yapılardan, rengarenk boyanmış binalardan, birbirine girmiş sokaklardan, apartman boyu tabelalardan rahatsız değiller.
Onlar için varsa yoksa, Dünya Ticaret Merkezi, EXPO alanı, liman arkasından Karşıyaka’ya uzanan Yeni İzmir Projesi...
Arkadaş, bir kafanı çevirsen, bir Avrupa turu yapsan, yeni dünyayı Amerika’yı bir ziyaret etsen, Çin’in Şangay’ında yapılanları bir görsen...
Mimarinin güzel örneklerini biraz incelesen...
Sonra da gelip, kürsüye çıksan...
“Biz istemiyoruz çünkü...”
“Ama bizim de önerimiz bu, New York’ta şu yapılmış, Paris’te de bunu gördük, Şangay’ın yeni şehir merkezini çok beğendik, ama biz daha iyisini yapabiliriz” desen...
Ne olur...

Haberin Devamı

Dışarıdan bakanlar galiba daha pozitif

Hafta içinde bir de Erman Ilıcak’la konuşma imkanı buldum. Ilıcak, son yılların en gözde işadamlarından... Müthiş bir başarı öyküsüne imza atmış durumda, birkaç yıldır Rusya’nın yabancı en büyük şirketi durumuna geldi. Erman Ilıcak, Rusya dışında birçok ülkede de dev yatırımlara imza atıyor. Türkiye’de de alışveriş merkezi projelerini hayata geçiriyor.
Gaziemir’deki Optimum da onlardan biri...
Erman Ilıcak, Hürriyet yazarı Ayçe Dikmen ve ben 10 yıl sonrasının İzmir’ini konuştuk.
Ayçe, Ilıcak’ın düşüncelerine bugünkü röportajında detaylı olarak yer verdi, okumanızı tavsiye ederim.
Kendi adıma ise, ben şunları söyleyebilirim.
Erman Ilıcak gibi konuşan ve Ege Bölgesi’nin bu sihirli havasına çarpılmış çok sayıda işadamıyla son dönemde birlikte oluyorum. Bunlar rastlantı ya da gelip geçici hevesler olamaz.
Çünkü, Ilıcak gibi birçok büyük holding, önümüzdeki yılın yatırım planları arasına İzmir’i almış durumdalar.
Birkaç ay sonra özellikle Bayraklı’da temelleri atılacak çok sayıda proje bulunuyor.
Ilıcak, birkaç yılda 5 milyar doların üzerinde gayrimenkul yatırımı bekliyor.
Erman Ilıcak’a, “İzmir ile ilgili bu yanlış algıyı siz nasıl yorumluyorsunuz” diye sordum.
Şöyle yanıt verdi:
“İzmir’i eleştirmek çok moda haline geldi. İzmirli de bir refleks geliştirmiş aslında, çünkü İzmirlinin iyi niyetini sömürenler, yanlış yönlendirenler olmuş. O nedenle İzmir’de bir savunma var. İzmir’in tarihi dokusunu çok iyi anlamamız gerekir. Örneğin; Atina’da da aynı doku var. Atina’da da nereyi kazsanız tarih çıkar tıpkı İzmir gibi... İzmir Türkiye’nin çok daha ilerisinde, buraya gelince benim içim açılıyor. Burası enerjide de büyük bir üs haline dönüşecek. Bakü’yü de İzmir’e benzetirler. Bakülüler İzmir hayali kurarlar. Bu yatırımlar yapıldıkça diğer sektörler de harekete geçecek. İzmir AR-GE merkezi olacak. Ve bunlar çok kısa sürede olacak...”
İzmir’e dışarıdan bakanlar galiba daha pozitif...

Haberin Devamı

İyi örnekler de yok değil

Geçen hafta önce Abdullah Kavuk ile sonra da Mesut Sancak’la oturup uzun uzun sohbet ettik. Her iki grubun adını da son dönemde çok sık duyuyoruz. Kavuklar, otomotivde öne çıkan bir grupken, sonra gayrimenkul işine hızlı bir giriş yaptı. Hem iyi projelere imza attılar, hem de bu bölgenin geleceğine yatırım yaptılar.
Örneğin; Miray İnşaat ile birlikte yürüttükleri Bayraklı Tower Projesi beklediklerinin üzerinde bir ilgi gördü. Daha temel aşamasındayken bile projenin yüzde 70’i satıldı, Abdullah Kavuk, “Elimizde birkaç yer kaldı” diyor. Elbette, bu ilgi grubu daha da cesaretlendiriyor.
Mesut Sancak da Bayraklı’da başladıkları Folkart Towers satışlarından oldukça memnun. Sancak, İzmir’e ilginin devam edeceğini söylüyor.
Hatta bir iddiası daha var.
Diyor ki...
“İzmir – İstanbul Otoyolu bittiğinde bambaşka bir İzmir karşımıza çıkacak. İzmir’e ağır eleştiriler yapanlar utanacak, İzmir’i göz ardı edenler büyük pişmanlık duyacak...”
Mesut Sancak’a katılıyorum; farklı da düşünmüyorum.
Abdullah Kavuk ve Mesut Sancak, Bayraklı’da devam eden projeleriyle ilgili ilginç ayrıntılar anlattılar.
Her iki grup da yapacakları inşaatta “Rüzgar Tünel Testi” yaptırmışlar.
Amerikalı grupların yaptığı bu test sonucunda Kavuklar, maliyetlerinin yüzde 50 arttığını söylüyor.
İlk planda 110 ton alüminyum kullanılması hesaplanmış, bu rüzgar testinin ardından bu 200 ton alüminyuma çıkmış. Dış cephe giydirmesinde de “custom design” adı verilen panel cephe profil sistemi kullanılıyormuş. Bu da Türkiye’de yeni uygulanmaya başlayan bir sistem...
Mesut Sancak ise, bu testi İngilizlere yaptırmış. Avrupa’nın en büyük 5’inci ikiz kulesini Bayraklı’ya dikecek olan Folkart Towers’ta da benzer yatırım maliyetleri projeye yansımış.
Özetle...
Silueti değiştirmek ancak planlı, programlı ve bir tasarımı içeren projelerle olabiliyor artık...
Gecekonduları yıkıp yerine klasik yapılar dikmekle “kentsel dönüşüm” ne yazık ki, olmuyor.

Yazarın Tüm Yazıları