Artık bu zulme hayır diyenlere çağrımızdır

Son zamanlarda yazılı ve görsel basında "okullarda şiddet" başlığı altında haberlere yer verilmekte...

İçimizi paralayan hayvanlara yönelik saldırı ve şiddetin giderek boyut atladığı ve artarak insanlara da yöneldiğini görmek bizi şaşırtmamaktadır.

Yıllardan beri aile büyüklerine ve Milli Eğitim Bakanlığı’na yönelik mesajlarımızda yer alan "Çocuklarımızın hayvanlara yönelik şiddetini engelleyin, bu gidişle aynı şiddeti bulundukları ortamlarda kendi arkadaşlarına da yöneltebilirler" çağrımız hep kulak ardı edildi. Ve acı neticesi şu an tüm çıplaklığıyla ortada. Okullarda bıçaklanarak hastaneye kaldırılmış çocuklar, başlarında ağlayarak bekleyen velileri...

"Bir hayvanı öldürmekle insan öldürmenin arası bir adımdır" sözü sanırım yukarıda çizilen tabloyu en güzel anlatan ifadelerden biridir. Hayvanlara yapılan eziyet, vahşetin bir çeşididir. Bu eziyetler daha derinde gizli problemlerin habercisidir. Ciddi bir araştırmanın sonucunda elde edilen sonuçları sizinle paylaşmak isterim... "Hayvanlara eziyet eden çocuklar, eziyet gördükleri bir ortamda büyüyor olabilirler ve insanlara yönelik vahşete terfi etme riskini taşırlar. İnsana yönelik saldırganlığın ve suçun en güvenilir göstergesi ve ispatı hayvanlara yönelik vahşettir. Bu nedenle hayvanlara yapılan eziyetler yakından takip edilmeli."

Hülya Alpgiray

Başkan Yardımcısı

ASKOD/ pupsi@superonline.com

Aliağa Sokak Hayvanlarını Koruyanlar Derneği


***

Saygı değer Hayvan Korumacılar... Sokaklarımız ölüm ve şiddet kokuyor. Gecenin karanlığında birileri kanlı ellerini, dünyaya gelmekten başka hiçbir suçu olmayan masum hayvanlara uzatıyor. Biliyor musunuz? Bu ülkede sokak hayvanlarına, iç organları parçalanıncaya kadar tecavüz ediliyor!

Her gün, her gece, yurdun dört bir tarafında bu masum canlılar, zehirlenerek öldürülüyorlar; saatlerce, acılar içinde titreyerek can veriyorlar. Ödediğimiz vergilerle bu soykırım için "zehir" alınıyor.

5199 sayılı Hayvan Hakları Yasası nerede? Neden bu yasa mazlumdan değil, zalimden yana? Her gün çevremizdeki hayvanların kimilerinin gözleri bıçakla oyuluyor (geçtiğimiz gün bir eşeğe yapıldığı gibi), kimilerinin organları kesiliyor; atlara işkence uygulanıyor. Bu dünya deniziyle, doğasıyla, bitkisiyle, hayvanıyla hepimize ait değil mi? Neden "öteki"ne karşı bu kadar öfke doluyuz? Merhameti ve hoşgörüsüyle tüm dünyaya örnek olan o yüce Türk Milleti nerede? Nerede İslam hoşgörüsü, nerede merhamet? Bize neler oluyor? Artık buna bir son verelim.

12 Nisan 2006 Çarşamba günü, Ankara Tandoğan Meydanı’nda "Zulme hayır!" demek için, yurdun dört bir yanından ve yurtdışından doğa ve hayvan korumacılar ile tek vücut, tek ses olacağız!

"İnsan hakları-doğa ve hayvan hakları bir bütündür, yaşam hakkı kutsaldır" demek için, 12 Nisan günü saat 13:00’te Ankara Tandoğan Meydanı’nda buluşuyoruz! Bizleri yalnız bırakmayın. Bu dünya hepimizin!

İletişim için: info@barinak.gen.tr / jale@barinak.gen.tr

yao@barinak.gen.tr


Bera Özbey / HAYTAP - Hayvan Hakları Türkiye Aktif Güç Birliği Platformu ; "Berra Ozbey" berra@eusrhp.org

HAYTAP@yahoogroups.com


Son zamanlarda neler oluyor, bilemiyorum. Gün geçmiyor ki, yurdun dört bir yanından korkunç hayvan katliamı haberleri gelmesin. Hele son günlerde Ankara Mamak çöplüğünde bulunan parçalanmış ve tecavüz edilmiş hayvanlar, ardından Mamak Belediyesi’nin hemen yanıbaşındaki Kutludüğün’de toprağa canlı canlı gömülüp, dozerlerle üstlerinden geçilen köpekler haberi, insanın tüylerini ürpertiyor.

Nedir bu hayvanlardan alıp veremedikleri? Sevgili Hülya Hanım’a can-ı gönülden katılıyorum. Bu vahşeti uygulayabilenler, hiç şüphesiz insana da aynı şekilde davranacaklardır. Tüm hayvan dernekleri ayaklanmış durumda. Yukarıdaki çağrıda belirtildiği gibi 12.04.2006 tarihinde Ankara’da yapılacak eyleme tüm hayvanseverlerin katılmasını ümit ediyorum. Hepimize Allah’ın merhameti ve sevgisi nasip olsun.

Evlendiğini görmektense ölürüm daha iyi

23 yaşındayım. Bundan beş yıl önce dershanede biriyle tanıştım; hayatımın ilk aşkı oldu. Her şeyi paylaştık, birbirimiz için her anlamda ilk olduk. Üniversitede ben İstanbul, o Adana’yı kazandı. Dört ay sonra da beni aldattı. Ben o gün bu gündür hálá ona ağlarım. Bir-iki yılda bir karşıma çıkıp, dünyamı alt üst eder ve hiçbir şey yokmuş gibi hayatını sürdürür.

Geçen hafta yine karşılaştık. O gece beraber kaldık. Sarhoştuk. Cinsel anlamda pek bir şey yaşamadık ama o gece beş yıldır bana deliler gibi aşık görünüyordu. Ertesi gün ise "Biliyorsun 1,5 yıldır biriyle çıkıyorum ve evlenmeyi düşünüyoruz" dedi. Ama ben onu bir türlü unutamıyorum. Onun evlendiği günü görmektense ölürüm daha iyi... 

RUMUZ: GÜL


Ah kızım, hayatını bir saçmalık uğruna boşa harcamaktasın. Kendin söylüyorsun "Arada bir karşıma çıkıp hayatımı alt üst ediyor, sonra da kendi hayatına dönüyor" diye. Böyle bir bencillik karşısında hálá ne bekliyorsun? Beş yıl geçmiş ve sana verdiği, vereceği hiçbir şey yok. Ve sen onun için ölmekten bahsediyorsun. Allah akıl fikir versin sana, başka ne diyebilirim!
Yazarın Tüm Yazıları