Milli Savunma Bakanlığı, son bir haftada Suriye ve Irak’ın kuzeyinde toplam 198 teröristin etkisiz hale getirildiğini açıkladı. Bakanlık, yılbaşından bu yana teslim olan terörist sayısının ise 86’ya ulaştığını bildirdi. Mili Savunma Bakanlığı kaynakları da gündemdeki savunma ve güvenlik konularına ilişkin basın mensuplarının sorularını yanıtladı. MSB kaynakları sorulara şu cevapları verdi:
DİYARBAKIR’A ACİL İNİŞ YAPAN EUROFIGHTER UÇAĞI
“29 Ekim 2024 tarihinde Doğal Kararlılık Harekâtı (Operation Inherent Resolve-OIR) kapsamında görev yapan Birleşik Krallık’a ait 1 adet Eurofighter uçağı, yaşadığı teknik arıza sonrası Diyarbakır Üssüne uçaklarımız refakatinde acil iniş yapmıştır. Bahse konu Eurofighter’ın arızasının giderilmesine yönelik çalışmalar devam etmekte olup, müteakiben Diyarbakır Üssünden ayrılması planlanmaktadır.
EUROFIGHTER VE F16 KONUSUNDA SON DURUM
Eurofighter Typhoon uçağının ülkemize satışına yönelik Konsorsiyum üyesi ülkelerden Birleşik Krallık devlet yetkilileri ve üretici firma görevlileri ile görüşmeler devam etmektedir. Yakın zamanda olumlu şekilde sonuçlanacağını bekliyoruz. F-16 Blok-70 tedariki kapsamında başlangıç ödemesinin yapılmasıyla birlikte sözleşmeler yürürlüğe girmiştir. F-16 Blok-70 uçağının tedarikine yönelik ABD devlet yetkilileri ve üretici firma görevlileri ile teknik görüşmeler devam etmektedir.
ÖRTÜLÜ VE ÖRTÜSÜZ AMBARGOLARIN KISMEN KALKMASI
Küresel ve bölgesel gelişmeler ile ülkemizin jeostratejik ve jeopolitik önemi her geçen gün artmaktadır. Bu durum muhatap ülkelerin kısıtlamalar konusunda tekrar değerlendirme yapmasına neden olmuştur. Diğer önemli nokta ülkemizin savunma sanayii alanında kat ettiği yoldur. Ülkemiz artık savunma ve güvenlik alanındaki ihtiyaçlarını büyük ölçüde kendi karşılar hale gelmiştir. Bu da örtülü ve örtüsüz ambargoların kısmen de olsa kalkmasında olumlu etki yapmaktadır. Bizim her zaman söylediğimiz bir şey var; o da müttefiklerin birbirlerine karşı örtülü ya da açık şekilde yaptırım uygulamaması gerektiğidir.
SURİYE KUZEYİNDEKİ ÜS BÖLGELERİMİZE YÖNELİK SALDIRILAR
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Beştepe’de yapılan Kabine toplantısının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Bakan Tunç, özetle şunları söyledi: “2 yıl ceza alan 1 yıl koşullu salıverme, 1 yıl da denetimli serbestlik, hiç yatarı yok. Biz diyoruz ki şimdi burada bir oran getirelim; 2 yılın altındakiler de cezaevinde belli bir süre kalabilsin. O da oranla olacak, 1 ay ceza alan daha az, 2 ay ceza alan biraz daha fazla, 3 ay ceza alan biraz daha fazla.
DAHA CAYDIRICI OLACAK
Yargı Reformu Strateji Belgesi’ni tamamladık. Cumhurbaşkanımız önümüzdeki günlerde açıklar. Toplumda rahatsızlık oluşturan suçlar var. Trafik güvenliğini ihlal, trafikte telefonla konuşma gibi özellikle trafikte şerit değiştirenler, ruhsatsız silahlar. Onlarla ilgili ceza mevzuatında birtakım alt sınırlar, suçların üst sınırları özelikle tekrar değerlendirilebilir. Epey kapsamlı bir paket olacak. Daha caydırıcı olacak. Uzun süren duruşmaları sona erdirecek, yargıyı hızlandıracak düzenlemeler olacak.
SAVCI GBT’Yİ GÖRECEK
Tutuklamaya karar verirken caydırıcılık açısından kamu düzenini bozan, suçun işleniş şekli, sanığın geçmişteki suç işleme eğilimi tüm bunları göz önünde bulundurması lazım. Buna da imkân veren bir düzenleme. Suç kaydının savcı tarafından görülebilmesini sağlamak lazım. Savcı sadece sabıka kaydı görüyor. GBT’yi de görürse, ona da imkân vermek gerekebilir.”
TUSAŞ SALDIRISINDA 30 HESABA SORUŞTURMA
-Bakan Tunç, TUSAŞ saldırısıyla ilgili sosyal medyada ‘yanıltıcı bilgi yayan ve terör propagandası’ yapanlara ilişkin olarak da “Paylaşımlarla ilgili 9 ilde tespit edilen 30 kişi vardı, hem de rehine şeklinde görüntüleri paylaşanlarla ilgili soruşturma açıldı. Sosyal medyada dezenformasyonla mücadele devam ediyor. Pek çok hesaba erişim engellendi” dedi.
Beştepe’de yapılan Kabine toplantısının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Tunç şunları söyledi.
“2 yıl ceza alan 1 yıl koşullu salıverme, 1 yıl da denetimli serbestlik hiç yatarı yok. Biz diyoruz ki, şimdi burada bir oran getirelim; 2 yılın altındakiler de cezaevinde belli bir süre kalabilsin. O da oranla olacak, 1 ay ceza alan daha az, 2 ay ceza alan biraz daha fazla, 3 ay ceza alan biraz daha fazla…
DAHA CAYDIRICI OLACAK
Yargı Reformu Strateji Belgesini tamamladık. Cumhurbaşkanımız önümüzdeki günlerde açıklar. Toplumda rahatsızlık oluşturan suçlar var; trafik güvenliğini ihlal, trafikte telefonla konuşma gibi özellikle trafikte şerit değiştirenler, ruhsatsız silahlar… onlarla ilgili ceza mevzuatında bir takım alt sınırlar, suçların üst sınırları özelikle tekrar değerlendirilebilir. Epey bir kapsamlı bir paket olacak. Daha caydırıcı olacak. Uzun süren duruşmaları sona erdirecek yargıyı hızlandıracak düzenlemeler olacak.
SAVCININ GBT’Yİ DE GÖRMESİ GEREKİR
Tutuklamaya karar verirken, caydırıcılık açısından kamu düzenini bozan, suçun işleniş şekli, sanığın geçmişteki suç işleme eğilimi tüm bunların göz önünde bulundurması lazım. Buna da imkan veren bir düzenleme. Suç kaydının savcı tarafından görülebilmesini sağlamak lazım. Savcı sadece sabıka kaydı görüyor. GBT’yi de görürse ona da imkan vermek gerekebilir.
SOSYAL MEDYA PAYLAŞIMLARI
(TUSAŞ saldırısıyla ilgili sosyal medyada yanıltıcı paylaşımlar ve terör propagandası yapanlar) Paylaşımlarında ile ilgili 9 ilde tespit edilen 30 kişi vardı, hem de rehine şeklinde görüntüleri paylaşanlarla ilgili soruşturma açıldı. Sosyal medyada dezenformasyonla mücadele devam ediyor. Pek çok hesaba erişim engellendi.
TUSAŞ’a yapılan terör saldırısı nedeniyle bazı illerde yapılması planlanan konser ve eğlence programları iptal edilirken, diğer etkinlikler planlandığı gibi yapılacak. Kutlamalar kapsamında başkent Ankara’da geçit töreni düzenlenecek. İstanbul’da SOLOTÜRK, İzmir’de ise Türk Yıldızları’nın gösteri uçuşu yapılacak. Türk Deniz Kuvvetleri tarafından ise 29 gemi ile 29 liman ziyareti yapılacak. 29 Ekim’de devlet erkânının ilk adresi her yıl olduğu gibi Cumhuriyetin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ebedi istirahatgahı Anıtkabir olacak.
BEŞTEPE’DE RESEPSİYON
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, devlet erkânı ile birlikte 29 Ekim etkinlikleri kapsamında ilk olarak Anıtkabir’de düzenlenecek törene katılacak. Buradaki törenin ardından Beştepe’ye geçerek, tebrikleri kabul edecek. 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı nedeniyle Beştepe’de resepsiyon ve Cumhurbaşkanlığı Külliyesi Sergi Salonu’nda özel program düzenlenecek. Resepsiyona siyasiler, yabancı misyon şeflerinin yanı sıra milli sporcular ve sanatçılar davet edildi. Törene 2 binin üzerinde davetlinin katılması planlanıyor.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Kabine toplantısının ardından yaptığı açıklamalarda şunları söyledi:
“Tataristan’ın başkenti Kazan’a ayak bastıktan hemen sonra TUSAŞ’ın Kahramankazan’daki yerleşkesine yapılan hain terör saldırısında 5 vatan evladının şehit edildiği haberini aldık. Saldırının zamanlamasının ve seçilen hedefin tesadüf olmadığı açıktır. Bu kanlı ve kalleş terör eyleminin ülkemiz iç siyasetinde farklı bir iklimin filizlenmeye başladığı bir döneme tekabül etmesi ayrıca manidardır. Kandan beslenen terör baronlarının bölgemizde kendilerine yeni efendiler, uşaklığını yapacakları yeni sahipler aradıkları anlaşılıyor. Milletimizin de bu saldırıyla neyin amaçlandığını, nerelere sinyal verilmek istendiğini net olarak gördüğüne inanıyorum. Şunu bir defa açık açık belirtmek isterim, Türkiye Cumhuriyeti olarak bu alçak saldırıyla verilmek istenen mesajları buruşturup çöpe attık. Bizim terörden, eli kanlı canilerden, mankurtlaşmış maşalardan ve onları kullanan patronlarından alacağımız mesaj da zaten olamaz.
213 TERÖRİST ETKİSİZ
Bu terör eylemi, çok net söylüyorum, paniğin, telaşın, tükenmişliğin, çaresizliğin emaresidir. Nitekim hain saldırıya cevabımızı bölücü örgütün Suriye ve Irak’taki inlerini başlarına geçirerek kat kat misliyle verdik. Irak ve Suriye’nin kuzeyinde terör örgütüne ait 470’in üzerinde nokta hedef alınmıştır. Aralarında sorumlu düzeyde canilerin de bulunduğu toplam 213 terörist etkisiz hale getirilmiştir. Milletimiz ve şehit ailelerimiz şundan emin olsun, Türk Silahlı Kuvvetlerimiz ve Milli İstihbarat Teşkilatımız, şehitlerimizin kanını yerde bırakmamıştır.
TERÖRSÜZ TÜRKİYE
Terörü kaynağında kurutma stratejisinden geri bir adım dahi asla atmayacağız. Teröristlere yönelik operasyonlarımızı titizlikle devam ettirirken terörsüz Türkiye hedefimizden de kesinlikle kopmayacağız. Türkiye 40 yıldır başına musallat edilen bu beladan mutlaka kurtulacaktır. Terör yıllarca ülkemizde siyaseti yönlendirmek için bir aparat olarak kullanılmıştır. Ne zaman siyasette diyalog zemini güçlense, ne zaman toplumda kutuplaşma azalsa, ne zaman sıkılı yumruklar açılsa terör hemen devreye girmiştir.
TERÖR BARONLARI
Buna geçmişte defalarca şahit olduk. Aynı senaryonun tekrar sahnelenmesine seyirci kalmayacağız. Terör baronları Türk siyasetini dizayn edemeyecek, 85 milyonun arasına nifak duvarları öremeyecekler, ülkemizi istikametinden saptıramayacaklar. BMGK’nın saldırıyı kınayan ve ülkemize taziye sunan açıklamasını da memnuniyetle not ettik. Ülkemizde muhalif-muvafık ayırmadan siyasi partilerimizin teröre karşı tek ses, tek nefes olmasını da takdirle karşıladığımızı burada ifade ediyorum. Ancak faili apaçık ortada olan bir terör eylemini dahi kınamayanları veya failini gizleyerek kınamış gibi yapanları milletimize havale ediyorum.”
SAHA EXPO’nun en büyük ihracat anlaşmasını Çorum Sungurlu Organize Sanayi Bölgesi’nde mühimmat üreten Arca firması yaptı. Arca Savunma Yönetim Kurulu Başkanı İsmail Terlemez ile Slovakya’nın önemli savunma sanayi firmalarından MSM Group arasında topçu mühimmatı üretimi için ihracat sözleşmesi imzalandı. SAHA EXPO 2024 Fuarı’nın ana sponsoru da olan firma, fuar kapsamında 2 milyar doların üzerinde ihracat sözleşmesi imzalamış oldu.
İLK C4 FABRİKASI...
Arca Savunma, tek başına bütün Amerika kıtasında üretilen top mermisinden daha fazla top mermisini Çorum’daki tesislerinde bir ayda üretiyor. Savunma sanayi firması, çeşitli mühimmat türlerinin üretimine kadar geniş bir yelpazede faaliyet gösteriyor. 60 mm, 81 mm, 120 mm yüksek infilaklı havan mühimmatı, 122 mm, 152 mm ve 155 mm yüksek infilaklı topçu mühimmatı, 122 mm roketi yerli imkânlarla üretiyor. Türkiye’nin ilk C4 patlayıcı fabrikası da yine Arca firması bünyesinde kuruldu.
ATA’NIN SÖZÜYLE...
Firmanın temelleri 2020 yılında Ankara’da atıldı. 2022 yılında ise Çorum Sungurlu’daki üretim tesisinde yerli ve milli imkânlarla üretim faaliyetlerine başlandı. Firmanın mottosu “Bizim için önemli olan yerli ve milli olma hedefiyle ilerlemek. Bu bağlamda, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ‘Her fabrika bir kaledir’ sözünden yola çıkarak savunma sanayindeki bağımsızlığımızın, ülkemizin geleceği için kritik bir öneme sahip olduğuna inanıyoruz” ifadeleriyle anlatılıyor.
Türkiye’nin “Afrika’ya açılım politikası”yla kıtada gösterdiği varlık son dönemde ivme kazandı. Bir süredir sürdürülen Afrika açılım politikası yerini “ortaklık politikası”na bırakırken; Türkiye’nin bugün Afrika’nın en güvenilir stratejik ortaklarından biri haline geldiğine işaret ediliyor. Türkiye’nin Afrika’daki varlığını ‘Türk modeli’ olarak tanımlayan diplomatik kaynaklar, Türkiye’nin kıtaya yaklaşımının eski sömürgeci ülkeler gibi olmadığını vurguluyor.
‘HASSASİYETLERİNİ BİLİYORUZ’
“Afrika’da kimsenin modelini taklit etmiyoruz” diyen kaynaklar, “Afrika’nın hassasiyetlerini çok iyi biliyoruz. Her ülkenin dinamiklerine göre hareket ediyoruz. Rekabetçi bir bakış açımız yok. Afrika’yı rekabet değil, işbirliği alanı olarak görüyoruz. Eşit ortaklık ve karşılıklı fayda ile kazan-kazan politikası sürdürüyoruz. Afrika sorunlarına, Afrikalı çözümler benimsiyoruz. Afrikalı ülkelerin tümünün güvenini kazanıyoruz” diye konuştu.
BAKAN FİDAN AFRİKA’YA GİDECEK
Bu arada, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Türkiye-Afrika Üçüncü Bakanlar Gözden Geçirme Konferansı’na katılmak üzere 2-3 Kasım’da Cibuti’yi ziyaret edecek. Afrika Birliği üyelerinin yer alacağı toplantıda Bakan Fidan, Türkiye-Afrika ortaklığının güçlendirilmesine yönelik atılabilecek adımları muhataplarıyla ele alacak.
ORUÇ REİS MOGADİŞU’DA
İstanbul’dan 5 Ekim’de yola çıkan Oruç Reis sismik araştırma gemisi ise 20 günlük seyrinin ardından bugün Somali’nin Mogadişu limanına demirleyecek. Oruç Reis’in Somali açıklarında sismik araştırma yapacağını hatırlatan diplomatik kaynaklar, Oruç Reis’in Hint Okyanusu’ndaki sahalarda ilk kez 3 boyutlu olarak röntgen çekeceğini söyledi. Yaklaşık 7 ay sürmesi beklenen faaliyet sırasında Oruç Reis hem doğalgaz hem de petrol için veri toplayacak. Veriler Ankara’da analiz edildikten sonra belirlenen lokasyonlarda sondaj çalışmalarına başlanacak.
SİHA, ÇNRA, uçaksavar ve havanlarla yapılan atışlarda, örgüte ait enerji-altyapı binası, karargâh, lojistik ve mühimmat depoları gibi çok sayıda stratejik nokta imha edildi. Operasyonlara eşzamanlı olarak Suriye Milli Ordusu (SMO) da katıldı.
68 TERÖRİST ETKİSİZ
Milli Savunma Bakanlığı, iki günde toplam 111 terör hedefinin vurulduğu Irak’ın ve Suriye’nin kuzeyindeki operasyonlarda 2’si üst düzey olmak üzere 68 teröristin etkisiz hale getirildiğini açıkladı.
BEDELİNİ ÖDEYECEKLER
Mili Savunma Bakanlığı Basın ve Halkla İlişkiler Müşaviri Tuğamiral Zeki Aktürk, bakanlıkta düzenlenen basın toplantısında terör örgütünün bedel ödeyeceğini söyledi: “Hedeflerdeki etki kıymetlendirmesi sürmekte olup hava harekâtlarımız devam edecektir.” Aktürk, Irak’ın kuzeyindeki Hakurk operasyon bölgesinde yapılan arama tarama faaliyetlerinde tespit edilen mağarada ise 10 adet Konkurs tanksavar füzesi, 7 adet SA 7B Hava Savunma füzesi, 2 adet mayın, 6 bin adet uçaksavar mühimmatı ile 1 adet 120 mm’lik havan mühimmatı ele geçirildiğini de söyledi.
-Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz: Bu hain terör saldırısı, Türkiye’nin savunma sanayisinde elde ettiği başarıları hedef almıştır. Ancak bilinmelidir ki bu saldırılar, ne savunma sanayimizin kahraman çalışanlarını ne de her alanda tam bağımsız bir Türkiye ideali için gece gündüz ter döken tek bir vatandaşımızı bile yolundan döndüremeyecektir. Terörle ve terör örgütleriyle güçlü ve kararlı mücadelemiz devam edecektir.
-TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş: Teröre, destekçilerine ve arkasındaki karanlık odaklara karşı yürüttüğümüz güçlü ve tavizsiz mücadelemizi, terör bu topraklardan sökülüp atılıncaya kadar kararlı şekilde sürdüreceğiz.
-Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler: TUSAŞ tesislerimize her zaman yaptıkları gibi alçakça, şerefsizce bir saldırı yaparak milletimizin huzurunu bozmaya çalıştılar. Bu PKK’lı şerefsizlere hak ettikleri cezayı her seferinde veriyoruz fakat bunlar bir türlü akıllanmıyorlar. En son terörist ortadan kaldırılıncaya kadar bunların peşini bırakmayacağız. Bu yapılanların acısını, misliyle çıkaracağız. Bunu herkes görecek, hiç merak etmeyin.
-AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik: Terör saldırısını lanetliyoruz. Terörle mücadelemizi en kararlı şekilde sürdüreceğiz.
-İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu: Türkiye düşmanı teröristlere karşı son ana kadar mücadelemizi sürdüreceğimizi bir kere daha ifade ediyorum.
-Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu: Hain terör saldırısını lanetliyor; şehitlerimize Allah’tan rahmet, yaralılara geçmiş olsun temennilerimi iletiyorum.
-DEM Parti Grup Başkanı Sezai Temelli: Türkiye toplumu barışı beklerken bunun yaşanması manidardır. Zamanlaması manidar, provokasyon her tarafından belli olmakta. Bu olayı kınıyorum.
Letonya Dışişleri Bakanı Baiba Braze ile ortak basın toplantısı düzenleyen Bakan Fidan, şunları söyledi:
FETÖ’YLE MÜCADELE
“FETÖ’yle mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz. Asla ve asla rehavete kapılmayacağız. Letonya, Türkiye’nin AB üyelik sürecine samimi destek veren ülkelerden biri. AB üyeliği Türkiye için stratejik bir hedeftir. AB ile ilişkilerimizin yapıcı ve sonuç odaklı bir şekilde geliştirilmesi yönünde siyasi irademiz mevcuttur. Sayın Cumhurbaşkanımız da bu hususu yeri geldikçe vurgulamaktadır. Aynı netliği ve kararlılığı AB tarafında da görmeyi ümit ediyoruz.
ORTADOĞU’DA BARIŞ
İsrail’in Lübnan’daki saldırısının durmasını istiyoruz. İsrail, sivilleri öldürerek barışa ve güvenliğe ulaşamaz. İsrail’e ve tüm Ortadoğu’ya barış ve güvenlik gelmesini istiyorsak, Filistinlilerin kendi ülkelerinde kendi devletlerini kurmalarını uluslararası kamuoyu olarak desteklemeliyiz.”
TÜRKİYE’NİN NATO ÇABALARI
Letonya Dışişleri Bakanı Baiba Braze ise iki ülkenin NATO müttefiki olduğunu ve önemli coğrafyalarda bulunduğunu vurgulayarak “Türkiye’nin, NATO’nun güney kanadı ve tamamı için gösterdiği tüm çabalar gerçekten takdire şayan” ifadesini kullandı.
Bakanlık kaynakları, Eurofighter Typhoon uçağının tedarikine yönelik teknik seviyedeki çalışmaların devam ettiğini, yapılan çalışmaların süreci hızlandırmak amacıyla gerçekleştirildiğini belirtti, “Bu çalışmalarda herhangi bir şart gündeme gelmemiştir” ifadesini kullandı. F -16 tedarikinin de planlandığı gibi sürdüğünü belirten bakanlık kaynakları, “Bizim için esas olan eğitim ve muharip olarak kullanacağımız HÜRJET ve 5’inci nesil milli muharip uçağımız olan KAAN’dır” dedi.
İSRAİL’İN BM’YE SALDIRISI
Kaynaklar, İsrail’in Birleşmiş Milletler Geçici Barış Gücü’ne (UNIFIL) saldırısı ve orada görev yapan personelin durumuna ilişkin de “Bu saldırıları bir kez daha kınıyoruz. UNIFIL karargâhında görev yapan 5 personelimizin durumu iyi olup, Beyrut Büyükelçiliği’miz ve Ataşeliğimiz kendileri ile sürekli irtibat halindedir” ifadelerini kullandı.
Milli Savunma Bakanlığı kaynakları, Eurofighter ve F-16 tedariki konusunda yaptığı açıklamada, şunları söyledi: “Türk Hava Kuvvetlerinin ihtiyaçları doğrultusunda, gelişmiş teknoloji ile donatılmış modern savaş uçaklarının envantere katılması ve envanterin çeşitlendirilmesi hedeflerimize uygun olarak çalışıyoruz. Sayın Bakanımızın ifade ettiği gibi; 40 adet F-16 Viper temininin yanı sıra Eurofighter Typhoon tedariki ile ilgili de çalışmalarımız devam ediyor. Ancak bizim için esas olan eğitim ve muharip olarak kullanacağımız HÜRJET ve 5’inci nesil milli muharip uçağımız olan KAAN. F-16 tedarikine ilişkin, geçtiğimiz aylarda sözleşme imzalandı, bir takvim belirlendi ve süreç planlanan şekilde devam ediyor. Eurofighter Typhoon uçağının tedarikine yönelik ise; teknik seviyedeki çalışmalara devam edilmektedir. Yapılan çalışmalar süreci hızlandırmak amacıyla gerçekleştirilmektedir. Bu çalışmalarda herhangi bir şart gündeme gelmemiştir.”
İSRAİL’İN BM LÜBNAN GEÇİCİ BARIŞ GÜCÜ’NE SALDIRISI
Milli Savunma Bakanlığı kaynakları, İsrail’in Birleşmiş Milletler Geçici Barış Gücü’ne (UNIFIL) saldırısı ve orada görev yapan personelin durumuna ilişkin, “İsrail tarafından Lübnan’a yapılan saldırılarda UNIFIL yerleşkesi de hedef alınmıştır. İsrail’in UNIFIL’e yönelik saldırılarını bir kez daha kınıyoruz. UNIFIL karargâhında görev yapan 5 personelimizin durumu iyi olup, Beyrut Büyükelçiliğimiz ve Ataşeliğimiz kendileri ile sürekli irtibat halindedir. Bölgemizde barışın tesisi için uluslararası hukuk çerçevesindeki tüm girişimlere destek vermeyi sürdüreceğiz. Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Gücü’ne personel katkısında bulunan bir ülke olarak gerekli soruşturmanın bir an önce yapılması ve sorumluların cezalandırılmasını bekliyoruz. Ülkemiz, bölgemizde barış ve istikrarın tesisi adına gereken tüm desteği vermeyi sürdürecektir.”
KİLİS YAKINLARINA DÜŞEN ROKET MÜHİMMATI
Milli Savunma Bakanlığı kaynakları, dün akşam saatlerinde Kilis yakınlarına düşen roket ile ilgili şunları kaydetti:
“Suriye sahası hareketliliğin arttığı hassas bir dönemden geçmektedir. Dün akşam saatlerinde, 2 grup arasında çıkan çatışmada 1 roket Kilis’in 12 km güneydoğusundaki hudut karakolumuzun sorumluluk alanı içerisindeki araziye düşmüştür. Sahadaki güçlerin faaliyetlerini ve harekât bölgelerimize yönelik tehditleri hassasiyetle takip ediyor, gerekli tedbirleri alıyoruz.”
KİLİDİ ADIM ADIM KAPATIYORUZ
İSRAİL’İN saldırısı altındaki Lübnan’da kriz derinleşirken çok sayıda ülke vatandaşlarını Lübnan’dan tahliye ediyor. Lübnan’dan ayrılmak isteyen vatandaşlarını deniz yoluyla tahliye eden Türkiye, 21 ülkenin Lübnan’dan tahliye operasyonuna da yardımcı oldu. Diplomatik kaynaklar, Türkiye’nin desteğiyle varış ülkelerine havayoluyla ulaştırılan yabancıların sayısının 2 bin 120 olduğunu bildirdi. Türkiye’nin yardımcı olduğu ülkeler Kanada, ABD, Danimarka, Avustralya, Yeni Zelanda, Japonya, Arjantin, Lübnan, Filistin, Filipinler, Birleşik Krallık, Güney Kore, Endonezya, İrlanda, İspanya, Sırbistan, Rusya, Fransa, Finlandiya, İsveç ve Özbekistan olarak belirtildi.
BAŞVURAN TÜRKLERİN HEPSİ GETİRİLDİ
Türkiye, 878’i Türk, 24’ü Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) vatandaşı ve bu grupların yakınları dahil olmak üzere 966 kişiyi gemilerle Lübnan’dan tahliye etmişti. Lübnan’da yaklaşık 14 bin Türk vatandaşı olduğu tahmin ediliyor. Vatandaşların Lübnan’dan tahliye olmak için başvuruda bulunmaları halinde önümüzdeki günlerde havayoluyla da tahliye yapılması planlanıyor. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan tahliyelere ilişkin yaptığı açıklamada “Şu ana kadar başvuruda bulunmuş bütün vatandaşlarımız tahliye edildi. Gerekmesi durumunda tekrar neler yapılabilir. Buna ilişkin çalışmalarımız devam ediyor. Ayrıca şu anda Beyrut Havalimanı açık fakat savaş durumundan dolayı birçok havayolu oraya uçmuyor. Dolayısıyla charter planlaması yapılması gerekiyor. Bunun hazırlıkları bakanlığımız tarafından yapıldı. Uçakla gelmek isteyen olursa onları da alacak bir sistem üzerinde de çalıştık” demişti.
Lübnan Sağlık Bakanlığı verilerine göre, 8 Ekim 2023’ten bu yana İsrail saldırılarında 104’ü çocuk ve 194’ü kadın 2 bin 350 kişi öldü, 10 bin 906 kişi yaralandı.
IRAK Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) Başkanı Neçirvan Barzani ziyaretinde en önemli başlığın terörle mücadele olduğuna dikkat çekilirken, PKK’ya karşı yürütülen mücadelede IKBY’nin desteğinin önemsendiğine işaret ediliyor. Barzani ile görüşmelerde, özellikle PKK’nın Irak’ın kuzeyindeki varlığı ve bu örgüte karşı yürütülen operasyonların ele alındığı aktarıldı. Ankara, terör örgütü PKK’nın Irak Kürt bölgesindeki barınma alanlarına yönelik daha kararlı adımlar atılmasını ve sınır güvenliği konusunda daha çok işbirliği yapılmasını talep ediyor. Barzani ile görüşmelerde, güvenlik konularının yanı sıra ekonomik ilişkilerin de ele alındığı bildirildi.
SEÇİM ÖNCESİ KRİTİK ZİYARET
Barzani’in Ankara ziyareti, 20 Ekim’deki IKBY parlamento seçimlerinin hemen öncesine denk gelmesi açısından da önem taşıyor. KDP ile KYB Lideri Bafel Talabani arasında son dönemde artan siyasi rekabet, Talabani’nin Türkiye karşıtı açıklamaları ve PKK ile bağlantısı Ankara’da rahatsızlık yaratıyor. Bu gerilimlerin ve 20 Ekim’deki seçimlerin Barzani’nin Ankara ziyaretinde gündeme geldiği belirtiliyor.
Görüşmelerde, İsrail’in Filistin ve Lübnan’a yönelik devam eden saldırılarının ve bu saldırıların bölgeye yayılma ihtimalinin de değerlendirildiği aktarıldı. Görüşme sonrasında İletişim Başkanlığı’ndan yapılan yazılı açıklamada da şu bilgiler paylaşıldı:
ERDOĞAN’IN MESAJLARI
“Görüşmede, Türkiye-Irak ilişkileri ve IKBY ile işbirliği üzerinde fikir teatisinde bulunuldu; bölgesel ve küresel gelişmeler ele alındı. Cumhurbaşkanı Erdoğan görüşmede, 20 Ekim’de düzenlenecek IKBY parlamento seçimlerinin hayırlara vesile olması dileklerini ifade etti. Irak Türkmen Cephesi’nin de yarışacağı seçimlerin kapsayıcı bir anlayışla, barış ve huzur içinde gerçekleştirileceğine olan inancını dile getirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, giderek artan İsrail saldırganlığının bölgeyi topyekûn bir savaş alanına çevirme riskinin bulunduğunu, Türkiye’nin tüm bölgenin istikrar ve güvenliğine büyük önem atfettiğini, Irak makamlarının ülkeyi çatışmanın uzağında tutma gayretlerini takdirle karşıladığını ifade etti.
IRAK KALKINMA YOLU
Ortadoğu’da bölgesel savaş ihtimalinin yükseldiği bir dönemde yapılacak zirvede, bölgesel gelişmelerin yanı sıra iki ülke arasında ilişkiler kapsamlı bir şekilde ele alınacak.
BİR NUMARALI GÜNDEM BÖLGEDEKİ SAVAŞ RİSKİ
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Alman Şansölyesi Scholz’un görüşmesinde, Ortadoğu’daki bölgesel savaş ihtimali öncelikli gündem maddeleri arasında yer alıyor. İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırıları bir yılı geride bırakırken; Ankara, Berlin’in İsrail’e kayıtsız şartsız desteğinden rahatsızlık duyuyor. Erdoğan, geçtiğimiz yıl kasım ayında Scholz ile Berlin’de düzenlenen basın toplantısında, Almanya’nın İsrail tutumunu sert bir şekilde eleştirmişti.
ERDOĞAN ‘BORÇLU OLANLAR KONUŞAMIYOR’ DEMİŞTİ
Erdoğan “Bakın ben rahat konuşuyorum. Çünkü bizim İsrail’e borcumuz yok. Borçlu olsak bu kadar rahat konuşamayız. Ama borçlu olanlar rahat konuşamıyorlar. Biz Holokost cenderesinden geçmedik” demişti. Scholz ise “Bizim İsrail’le dayanışmamız hiçbir şekilde tartışmaya açık değildir. İsrail’in varoluş hakkı kırmızı çizgimizdir. İsrail’in kendini savunma hakkı vardır” ifadesini kullanmıştı. İki ülkenin bu konudaki görüş ayrılıkları sürerken, Erdoğan-Scholz zirvesinde İsrail’in, Filistin’in ardından Lübnan’a yönelik kara harekâtı ve İran’a olası saldırısına ayrı bir parantez açılması öngörülüyor.
YÜZ YÜZE 3’ÜNCÜ GÖRÜŞME
- Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Almanya Başbakanı Scholz, İstanbul’daki zirve dahil 4 ay içinde 3’üncü kez bir araya gelmiş olacak. Erdoğan ve Scholz, temmuz ayında Washington’da düzenlenen NATO Liderler Zirvesi’nde, eylül ayında ise New York’ta Türkevi’nde bir araya gelmişti.
ANKARA’NIN TALEPLERİ
LÜBNAN’I İŞGALLE YETİNMEYECEK
“İsrail’in Gazze’de durmayacağını, gözünü bölgedeki diğer ülkelere dikeceğini her fırsatta ifade ettik. Bu ikazlarımızdan dolayı bazı dostlarımızın ve ülkemiz içindeki malum kesimlerin haksız eleştirilerine maruz kaldık. Bizi niyet okuyuculuğuyla, krizi abartmakla itham edenler oldu. Ancak İsrail’in Lübnan’a yönelik başlattığı son saldırılar endişelerimizin ne kadar yerinde olduğunu bir kez daha gösterdi. İsrail’in Lübnan’daki BM Geçici Barış Gücü’ne saldıracak, tehdit edecek kadar küstahlaşması konunun ciddiyetini ispata kafidir.
BM PERSONELİNİ KORUYAMIYOR
Kendi personellerini dahi koruyamayan bir BM görüntüsü uluslararası sistem adına utanç ve kaygı vericidir. Güvenlik Konseyi’nin İsrail’i durdurmak için daha neyi beklediğini açıkçası biz de merak ediyoruz. İsrail tankları Barış Gücü askerlerine saldırıyor, bir kısmını yaralıyor, BMGK tüm bu haydutlukları sadece seyrediyor. Bunun için yıllardır ‘Dünya beşten büyüktür’ diyoruz. Gelinen noktada şu gerçeği hepimiz görmekteyiz. Siyonist emeller peşinde koşan İsrail hükümeti, Amerika ve Avrupa’nın koşulsuz desteğini aldığı müddetçe saldırılarını durdurmayacak. Dışişleri ve Savunma bakanlarımız Meclis’in kapalı oturumunda amacın, niyetin, asıl planın ne olduğunu izah etmişlerdir Bugün İsrail’in gönüllü sözcülüğünü üstlenenlerin geçmişte bölücü terör örgütünün Suriye uzantısı için aynı cümleleri kurduklarını unutmadık. Suriye’nin ve Irak’ın kuzeyine yönelik operasyonlarımıza en fazla tepki gösterenler yine bunlardı. FETÖ ihanet çetesine karşı mücadelemizi dinamitlemeye çalışanların aynı kesimden olması elbette şaşırtıcı değildir.
BAKANLARIMIZ TABLOYU NET ORTAYA KOYDU
Öyle bir hayal dünyasında yaşıyorlar ki hem Türkiye’nin gerçeklerinden kopuklar, hem de bölgemizi ve dünyayı takip etmekten acizler. Savunma ve Dışişleri bakanlarımız karşımızdaki tabloyu çok net biçimde ortaya koymuştur. Tüm bu gerçeklere rağmen ülkenin ve milletin güvenliğine dair meseleleri polemik konusu yapanları milletimizin takdirine bırakıyorum. Biz onlara itibar etmeden tedbirlerimizi alıyoruz. Tüm bölgemizi kavuran kriz kasırgasından Türkiye’yi suhuletle çıkarmakta kararlıyız. Türkiye’nin umutsuzluk girdabına sürüklenmesini bekleyenlerin gerilimi körüklemesine, 85 milyonun bin yıllık kardeşliğine gölge düşürmesine müsaade etmeyiz.
YARDIMI ENGELLİYORLAR
Refah Sınır Kapısı’nın İsrail tarafından işgaliyle birlikte Gazze’ye ulaştırılan yardım miktarında ciddi düşüş oldu. İsrail, Filistin mültecilerine yardım ajansını terörize ederek yardımı engellemeye çalışıyor. Kış gelmeden Gazze halkına yardım ulaştırmamızın gayretindeyiz.”
“Gençlerimizin sosyal medyanın ve dijital mecraların, her türlü melanetin bulunduğu karanlık dehlizlerinde yitip gitmelerine seyirci kalamayız” diyen Erdoğan dün Beştepe’de 2024-2025 Yükseköğretim Akademik Yıl Açılış Töreni’nde özetle şunları söyledi:
“Üniversitelerimizin kanunda yer alan görevlerini yaparken, gençlerimizin fikri tekamülleri ve karakter gelişimlerini de ihmal etmemesi mühimdir. Bakınız son günlerde milletçe yüreğimizi yakan olaylara şahit oluyoruz. Önceki ay Eskişehir’de cami avlusundaki insanlarımıza yönelik menfur bir saldırı oldu. Ardından İstanbul’da gencecik bir polis memurumuz alçakça şehit edildi. Geçtiğimiz cuma günü ise hayatlarının baharındaki iki genç kızımız, vahşi bir cinayete kurban gitti. Katledilen her iki evladımıza da Allah’tan rahmet, acılı ailelerine buradan başsağlığı diliyorum.
YÜZLEŞMEK KAÇINILMAZ
Kimi zaman dijital platformlardan yayılan cerahatin kimi zaman sapkın akımların kimi zaman uyuşturucu illetinin kimi zaman alkol belasının kimi zaman televizyon dizilerinin özendirdiği mafya kültürünün kimi zaman da infaz ve ıslah sistemimizdeki boşlukların bu acıların yaşanmasında rol oynadığını görüyoruz. Üzülerek ifade ediyorum ki; bu vakaların ekseriyetinde fail de mağdur da gençlerimizden oluşuyor. Millet ve devlet olarak bu hadiselerin önüne geçecek adımları atmazsak, Batılı ülkelerin karşılaştığı sıkıntılarla bizim de yüzleşmemiz kaçınılmazdır. Gençlerimizi modern popüler kültürün insafına terk edemeyiz.
SEYİRCİ KALAMAYIZ
Gençlerimizin sosyal medyanın ve dijital mecraların, her türlü melanetin bulunduğu karanlık dehlizlerinde yitip gitmelerine seyirci kalamayız. Milli ve manevi değerlerimiz bu mücadelede en büyük destekçimiz olacaktır. Teröre, uyuşturucuya, alkol bağımlığına, sapkın akımlara, suç çetelerine kaybettiğimiz her gencin vebali hepimizin üzerindedir.”
SİYONİST LOBİNİN TAHAKKÜMÜ
“Sizlerin çok iyi bildiği gibi Türkiye, fikir ve düşünce hürriyeti başta olmak üzere batılı ülkelerin çok sık eleştirilerine muhatap oldu, halen de oluyor.Yıllarca bize demokrasi dersi verdiler; rektör seçimlerinden diğer konulara kadar pek çok başlıkta üniversitelerle ilgili ülkemize özgürlük dersi verdiler. Ama bize en üst perdeden ahkam kesenlerin, Gazze soykırımında nasıl tavır takındıklarını hepimiz gördük. Gazze soykırımı, siyonist lobinin dünyanın en prestijli üniversitelerini de tahakkümü altına aldığını bir kez daha göstermiştir. Öyle utanç verici olaylara şahitlik ettik ki; “Gazze’de soykırım var” diyen öğrenciler polis şiddetine maruz bırakıldı, yerlerde sürüklendi. Filistin için gösterilere izin veren rektörler istifa ettirildi, linç edildi, Amerikan Kongresi’nde sorguya çekildi. Barışçıl eylemlere katılan üniversite öğrencileri, “hayatınız boyunca iş bulamayacaksınız” diyerek alenen tehdit edildi.”
İranlı yetkili, Hamaney’in tüfeğiyle ilgili, bunun İslam tarihinde sembolik olarak cihat anlamına geldiğini, önceden kılıçla hutbe verildiğini, ancak tüfek icat edildikten sonra kılıcın yerini aldığını söyledi.
AKLISELİMİ SEÇMİŞTİK
İsrail’in terör saldırıları karşısında ABD ve Avrupa ülkelerinin araya girmesiyle ateşkes ve barışa fırsat vermek için İran’ın aklıselimi seçtiğini ancak barış sağlanamadığı gibi savaşın Lübnan’a sıçradığına işaret eden yetkili, “İsrail’in bu küstahlığı ve bu pervasızlığına karşı İran’ın misilleme yapmaktan başka çaresi kalmamıştı. ABD ve Avrupa verdiği sözleri yerine getirmeyince İran güçleri 2 Ekim gecesi operasyon düzenledi” dedi.
O F-35’LERİ VURDUK
Operasyonda Mossad’ın üssü ile Nevatim üssü gibi stratejik noktaların vurulduğunu söyleyen yetkili, “Hasan Nasrallah’ı şehit eden F-35’lerin üssü de hedef alındı. Operasyon yüzde 90 başarılıydı ve öngörülen hedeflerin birçoğu tam isabet vuruldu. Ümit ediyoruz ki, Amerikalılar geçmişteki yöntemlerini artık bir kenara koysun ve bu saldırgan rejimi durdursun. Artık tek taraflı aklıselim dönemi bitti. Siyonizm rejimi kontrol altına alınmazsa bu operasyonlar katbekat ağır bir şekilde devam edecek.”
Kaynaklar, “Milli Savunma Bakanlığı ve Türk Silahlı Kuvvetleri olarak ülkemizin savunma ve güvenliğine yönelik bölgemizde ve dünyada yaşanan gelişmeleri yakından takip ediyor, çok boyutlu bir güvenlik stratejisi ile değerlendiriyor, alınması gereken tedbirleri alıyoruz. İsrail’in insanlık dışı ve uluslararası hukuku hiçe sayan saldırıları uluslararası güvenliği, küresel ve bölgesel istikrarı tehdit etmeyi sürdürmektedir. Gelinen durum; İsrail saldırılarının Gazze ile sınırlı kalmayacağı, bölge geneline yayılacağı endişemizin ne kadar haklı olduğunu göstermiştir. Türk Silahlı Kuvvetlerimiz; bekamıza yönelen veya yönelebilecek her türlü tehdit ve tehlikeyi bertaraf etmeye muktedirdir” dedi.
LÜBNAN’DAN TAHLİYE
Bakanlık kaynakları, Lübnan’daki Türk vatandaşlarının tahliye konusuna ilişkin de şu bilgiyi verdi:
“Daha önce birçok tahliye harekâtını başarıyla icra eden Türk Silahlı Kuvvetlerimiz, öncelikle vatandaşlarımız olmak üzere yabancı ülke vatandaşlarının da Lübnan’dan güvenli bir şekilde tahliyesine yönelik planlama ve hazırlıklarını tamamlamıştır. Hali hazırda Lübnan’da yaşanan gelişmeler Dışişleri Bakanlığı ile koordineli olarak yakından takip edilmektedir. Tahliyenin başlaması durumunda gerekli bilgilendirme devletimizin ilgili kurumları tarafından yapılacaktır.”
Emine Erdoğan, Beştepe’de yapılan Normal Doğum Eylem Planı Tanıtım Toplantısı’nda şunları söyledi: “Normal doğumun bütün faydalarına rağmen ne yazık ki, günümüz dünyasında kadınlar bu eşsiz tecrübeyi olması gereken doğal haliyle yaşayamıyor. Sezaryen, ‘büyük bedelleri olan cerrahi bir operasyon’ yerine, ‘pratik, hızlı ve ağrısız bir doğum seçeneği’ olarak tanıtılıyor. Şunun altını çizmeliyim ki, tıbbi gerekçelerle, doğru zamanda yapıldığında sezaryenin hayat kurtarıcı özelliği çok önemlidir.
İKİ ÇOCUKTAN BİRİ SEZARYEN
Ancak maalesef, Dünya Sağlık Örgütü’nce açıklanan yüzde 15’lik makul sezaryen sınırının, ülkemizde ciddi manada aşıldığını görüyoruz. Bugün Türkiye’de dünyaya gelen iki çocuktan birisi sezaryenle doğuyor. Hızlı ve kolay bir yöntem olarak sunulan sezaryenin, anne ve bebek üzerinde kısa ve uzun vadeli hasarlar bıraktığı bilimsel olarak da biliniyor.”
AZRA AKIN ANLATTI
Normal doğum yapan ve 5 aylık anne olan eski Türkiye ve Dünya Güzeli, oyuncu Azra Akın da deneyimini şöyle paylaştı: “Tıbbi bir zorunluluk olmadığı takdirde iyi bir hazırlıkla tüm kadınların bunu yapabileceğini söylüyorum. Tıbben sorunlu olmadığı sürece sezaryenlerin önlenmesi ve doğal doğuma yönlendirmek için çevremdeki anne adaylarına bireysel olarak her zaman örnek ve destek olmaya özen gösteriyorum. Çünkü ben doğal doğumun mucizesinin her anını ve bebeğimi dünyaya getirmenin gururunu o anda yaşadım.”
TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, 28. Dönem 3. Yasama Yılı’nın başlaması dolayısıyla düzenlenen resmi törende Başkanlık Divanı üyeleriyle birlikte Meclis Atatürk Anıtı’na çelenk bıraktı. Buradaki törene parti yöneticileri ve milletvekilleri de katıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’a da Meclis’e gelişinde Başkanvekili Celal Adan eşlik etti. TBMM Başkanı Kurtulmuş da Cumhurbaşkanlığı Onur Kıtası’nı selamlayan Erdoğan’ı Şeref Kapısı önünde karşıladı. Törenler dolayısıyla Meclis’te geniş güvenlik önlemleri alındı. Genel Kurul salonu, açılış öncesinde bomba arama köpeği Ateş’in eşlik ettiği ekiplerce arandı.
KARŞILIKLI NEZAKET
Salonda tüm milletvekillerinin masalarına kırmızı-beyaz gül demetleri bırakıldı. CHP lideri Özgür Özel, salona girdiğinde, aynı gün kendisini eleştiren MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin yanına kadar giderek elini sıktı. Özel, İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu ile de tokalaştı. Bahçeli ise oturum sona erdiğinde DEM Parti grubuna giderek DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan ve DEM Parti Grup Başkanvekilleri ile selamlaştı. Bahçeli, yakın zamanda annesi vefat eden Bakırhan’a başsağlığı diledi.
GRUBA MESAJLI TALİMAT
Genel Kurul açılmadan önce CHP grup yönetimince milletvekillerine SMS gönderildi. Bu mesajda, “TBMM Atatürk Anıtı’nda gerçekleştirilecek törene vakti olan milletvekillerimizin katılması uygun olur. Cumhurbaşkanı, Genel Kurul’a giriş yaptıktan sonra konuşmasını yapmak üzere kürsüye gelirken ayağa kalkılacak, ancak alkışlanmayacak. Cumhurbaşkanı uğurlanırken Genel Başkanımız ve Grup Başkanvekillerimizin tavrına uygun hareket edilecektir. Grubumuzun yeni yasama yılı açılış özel oturumunda birlik ve bütünlük içinde davranmasını bilginize sunarım” denildi.
ÇOĞUNLUK ÖZEL’E UYDU
Erdoğan konuşmasını yapmak üzere kürsüye gelirken CHP Lideri Özel öncülüğünde CHP Grubu’nun büyük bölümü ayağa kalktı. CHP Ankara Milletvekili Okan Konuralp, Artvin Milletvekili Uğur Bayraktutan, İstanbul Milletvekili Engin Altay ve Trabzon Milletvekili Sibel Suiçmez’in aralarında olduğu sınırlı sayıda milletvekili ise ayağa kalkmadı. CHP yönetiminin mesajına tepkili olan İstanbul Milletvekili Oğuz Kaan Salıcı başta olmak üzere bazı milletvekilleri de salona girmeyerek kuliste bekledi. CHP kaynakları, “127 sandalyeli CHP Grubu’ndan 16 milletvekili Cumhurbaşkanı Erdoğan salona geldiğinde Genel Kurul’a girmeyerek kuliste bekledi. CHP Grubu, Erdoğan kürsüye gelirken ayağa kalktı, ancak alkışlamadı” bilgisini verdi. Erdoğan’ın girişinde muhalefetten İYİ Parti grubu daha önce uyguladığı gibi ayağa kalkarken, DEM Parti grubu ise geçmişte olduğu gibi oturmayı tercih etti.
KURTULMUŞ’TAN KAVGA UYARISI
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, 2024 yılında emekli olacaklar ile 2025 yılında emekli olacakların aylıkları arasında oluşacak farkla ilgili çalışma yaptıklarını söyledi. Bakan Işıkhan, "Hazine ve Maliye Bakanlığımız ile çalışıyoruz. Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcımız ile bir araya gelip görüşeceğiz" açıklamasını yaptı.
Beştepe'deki Kabine toplantısı sonrasında basın mensuplarının sorularını cevaplayan Işıkhan, sorulara şu cevapları verdi:
EKİPLERİMİZ ÇALIŞIYOR
(2024 yılında emekli olacaklar ile 2025 yılında emekli olacakların aylıkları arasında oluşacak farkla ilgili bir çalışmanız var mı? Kamuoyunda konuşulan bazı formüller var, bunlarla ilgili bir netlik var mı?) "Bir netlik yok, ekiplerimiz çalışıyor, Hazine ve Maliye Bakanlığımız ile çalışıyoruz. Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcımız ile bir araya gelip görüşeceğiz."
ÇALIŞMA SAATLERİ KISALACAK MI?
İSLAM ÜLKELERİ TEPKİ VERMELİ
“Gazze, Batı Şeria ve Lübnan’da yaşanan zulme en büyük tepkiyi İslam ülkeleri vermeli. Müslümanlar olarak, zulmü engelleme ve mazluma el uzatma noktasında bizim tüm dünyaya liderlik yapmamız gerekiyor. Bu konuda ilk günden beri maalesef ciddi bir zafiyet yaşanıyor. İsrail hükümetini, HAMAS’ın kabul ettiğini açıkladığı ateşkese zorlayacak ekonomik, ticari ve diplomatik adımlar atılmıyor. Bu atalet karşısında üzüntü duyuyoruz.
LÜBNAN’A 30 TON YARDIM GÖNDERDİK
İsrail’in sivil-asker ayrımı gözetmeden sürdürdüğü saldırılara bağlı olarak, Lübnanlı kardeşlerimizin ihtiyaçları da katlanarak artıyor. Şimdiden yüzbinlerce sivil yerlerinden edildi. İsrail’in saldırılarını durdurması için diplomatik temaslarımıza hız verdik. Dışişleri Bakanımız, MİT Başkanımız ve diğer yetkililerimiz muhataplarıyla yoğun temas halinde. Lübnan Başbakanı Mikati’yle görüşmemizde Türkiye’nin güçlü desteğinin yanlarında olduğunu çok net biçimde söyledim. İlk etapta acil ilaç ve tıbbi malzeme yardımımızı bölgeye süratle gönderdik. 30 ton insani yardım malzemesi çarşamba günü Beyrut’a ulaştı.
DÜNYA DAHA FAZLA SESSİZ KALAMAZ
Uluslararası toplum İsrail’in tüm bölgeyi ateşe atan bu haydutluğuna daha fazla sessiz kalamaz. Şayet Güvenlik Konseyi gerekli iradeyi göstermezse, Genel Kurul’un 1950 tarihli Barış İçin Birlik Kararı’nda olduğu gibi kuvvet kullanma tavsiyesinde bulunma yetkisi süratle devreye alınmalıdır. Filistin ve Lübnan’a sahip çıkmak insanlığa sahip çıkmak, barışa, farklı inançların bir arada yaşama kültürüne sahip çıkmak demektir. İsrail, katliam politikalarıyla nesiller boyu devam edecek husumet tohumları serpmekte; ona destek verenler de bu suça ortak oluyor. İsrail, dozunu artırdığı devlet terörüyle sadece uluslararası hukuka olan inancı değil, kendisine destek veren ülkelerin itibarını da yok ediyor. Gözünü kan ve nefret bürümüş bir avuç radikal siyonist, bölgemizi ve tüm dünyayı ateşe atmaktadır. Bu zulme, barbarlığa asla rıza göstermeyiz.
HADSİZLİKLERİNE DE BOYUN EĞMEYİZ
Siyonist lobinin şahsımızı hedef alan hadsizliklerine de boyun eğmeyiz. Ne pahasına olursa olsun bugüne kadar hakkı haykırmaktan çekinmedik, hiçbir zaman da çekinmeyeceğiz. İslam alemini ve dünyanın vicdan sahibi tüm ülkelerini bu modern barbarlığa karşı birleşmeye davet ediyorum. İsrail’in uyguladığı mezalimin yol açtığı sorunlar, eninde sonunda herkesin kapısını çalacak. Tıpkı DEAŞ gibi, tıpkı YPG saflarında kan döken yabancı teröristler gibi İsrail’in saldırılarının etkileri, katliamı tribünden seyredenlere de ulaşacak. Müslüman, Musevi, Hıristiyan demeden bölgemizdeki herkesin huzuru için uluslararası toplumu ve İslam alemini harekete geçmeye çağırıyoruz.”
Bakanlık kaynakları, “TSK, Lübnan’dan vatandaşlarımızın veya yabancı ülke vatandaşlarının güvenli bir şekilde tahliyesi maksadıyla kendisine tevdi edilecek görevleri yerine getirecek imkân ve kabiliyetlere sahiptir ve daha önce birçok tahliye harekâtını başarıyla icra etmiştir. Hali hazırda Lübnan’da yaşanan gelişmeler Dışişleri Bakanlığı ile koordineli olarak yakından takip edilmektedir. Olası bir tahliye harekâtı kapsamında da ön planlama ve ön hazırlıklar yapılmaktadır. Yardımlar da diğer kurumlarla koordineli şekilde Lübnan’ın talepleri doğrultusunda ve güvenlik şartlarına göre devam edecektir” ifadelerini kullandı.
BÖLGEDE KAOS TEHLİKESİNİ ARTIRDI
İsrail’in Lübnan’a yönelik son saldırılarının tüm bölgenin kaosa sürüklenme tehlikesini artırdığını belirten MSB, “Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi başta olmak üzere, uluslararası barış ve güvenliği korumakla sorumlu kurumların ve uluslararası toplumun acil ateşkes ve kalıcı barışın sağlanması için gerekli tedbirleri alması şarttır” açıklamasını yaptı.
S-400’LERLE İLGİLİ İNCİRLİK İDDİASI
Milli Savunma Bakanlığı kaynakları, bir Yunan gazetesinin “F-35 programına tekrar dahil edilme karşılığında S-400’lerin İncirlik’te ABD kontrolünde bulundurulacağına” ilişkin iddialara cevap verdi. Bakanlık kaynakları şunları söyledi: “Bu konuda üçüncü ülkeler tarafından yapılan algı oluşturma amaçlı haberlere itibar etmemek, ihtiyatlı yaklaşmak gerekir. Şuan için S-400 ve F-35 konusunda her iki ülkenin de tutumunda bir değişiklik bulunmamaktadır. Biz müttefiklerin birbirlerine kısıtlama veya yaptırım uygulamasının doğru olmadığını, müttefiklik ruhuna aykırı olduğunu her zaman ifade ediyoruz. Beklentimiz müttefiklerimizin ittifakın ruhuna ve ortak güvenlik perspektifine uygun karar alarak örtülü-örtüsüz tüm kısıtlamaların kaldırılmasıdır.”
36 TERÖRİST ETKİSİZ HALE GETİRİLDİ
Milli Savunma Bakanlığı Basın ve Halkla İlişkiler Müşaviri Tuğamiral Zeki Aktürk, bakanlıkta yapılan basın bilgilendirme toplantısında şunları söyledi: “Türk Silahlı Kuvvetlerimiz, Irak ve Suriye’nin kuzeyi dâhil 36’sı son bir haftada olmak üzere, 1 Ocak’tan bugüne kadar 2.049 (Irak 1.046 / Suriye: 1.003) teröristi etkisiz hâle getirmiştir. Ayrıca, bu hafta içerisinde terör örgütünün barınma alanlarından kaçan 2 PKK’lı terörist daha Başkale ve Habur’daki hudut karakollarımıza teslim olmuştur. Terörle mücadelemiz, tek bir terörist kalmayıncaya kadar azim ve kararlılıkla devam edecektir. Son bir hafta içerisinde, 5’i terör örgütü mensubu olmak üzere 398 şahıs sınırı geçmeye çalışırken yakalandı.”
Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’nun (BTK) bu alandaki çabaları, Türkiye’nin siber güvenlik konusundaki pozisyonunu güçlendirmeyi amaçlayan stratejik bir çerçeveyi temsil ediyor. BTK bünyesinde 2013 yılında faaliyete geçerek siber güvenlik çalışmalarını sürdüren USOM tarafından ülkenin siber güvenlik alanında oluşabilecek zafiyetlerinin önüne geçiliyor.
17 MİLYON IP TAKİPTE
USOM tarafından 17 milyon IP adresi siber güvenlik zafiyetlerine karşı sürekli taranıyor. Merkez tarafından her gün 422 büyük saldırı, 11 milyon zararlı erişim isteği engelleniyor. Bu kapsamda geçen yıl 140 bin büyük saldırının önüne geçildi. Merkezin yanı sıra Türk Telekom, Turkcell ve Vodafone gibi operatörlerle de siber savunmada işbirliği yapılıyor. USOM’un siber kapasite inşası kapsamında verilen eğitimler, yarışmalar ve tatbikatlarla siber olaylara hazırlık seviyesi artırılıyor.
‘AVCI’ BULUYOR ‘KASIRGA’ KORUYOR
USOM bünyesinde 2 bin 300’e yakın Siber Olaylara Müdahale Ekibi (SOME), 7 bin 859 uzman personel ve 400 ulusal siber olaylara müdahale merkezi personeli bulunuyor. USOM’da zararlı içerikleri engellemek adına projeler de geliştiriliyor. Çalışmalar kapsamında, tamamen kurumsal iç kaynaklarla geliştirilen yerli ve milli AVCI, AZAD, KASIRGA, ATMACA projeleri ulusal siber güvenliğe önemli katkılar sağlıyor.
* AVCI:
Bakanlık kaynakları, Kara Harp Okulu’nun mezuniyet törenindeki görüntülerle ilgili başlatılan sürecin ise devam ettiğini söyledi. “Türk Silahlı Kuvvetlerinde müesses disiplinin muhafazası ve idamesi olmazsa olmazdır” diyen kaynaklar, “Daha önce de vurguladığımız gibi Türk Silahlı Kuvvetlerimiz olaylara disiplin anlayışı içerisinde bakmakta ve işlemleri de ilgili hukuk/mevzuat çerçevesinde yerine getirmektedir” dedi.
LÜBNAN’DA ÇAĞRI CİHAZLARI VE TELSİZLERİN PATLATILMASI
Bakanlık kaynakları, İsrail’in Lübnan’daki çağrı cihazlarını ve telsizleri patlatması sonrasında TSK’nın da bu konuda tedbir alıp almadığına dair sorular üzerine “Türk Silahlı Kuvvetlerimizde, sadece yerli ve milli muhabere sistemleri ve yazılımlar kullanılmaktadır. Üretim sürecine herhangi bir şekilde üçüncü tarafın dâhil olması durumunda tedarik ve üretim sürecinde ilave detaylı kontrol mekanizmalarımız işletilmektedir. Gerek icra ettiğimiz harekatlarda gerekse Ukrayna’da yaşanan savaş ve Lübnan örneğinde olduğu gibi her türlü gelişme sonrasında alınan dersler kapsamında tedbirler gözden geçirilmekte, yeni tedbirler geliştirilmektedir. Bu olay özelinde de Milli Savunma Bakanlığı olarak gerekli incelemeleri yapıyoruz.
Türk Silahlı Kuvvetlerimiz son yıllarda muhabere, bilgi sistemleri, elektronik harp ve siber alanda Türk mühendislerinin desteğiyle çok daha güçlü hale gelmiştir” değerlendirmesini yaptı.
İRAN’IN 2 MİLYON GÖÇMENİ GERİ GÖNDERECEĞİNE DAİR HABERLER
Bakanlık kaynakları, İran’ın 2 milyon göçmeni sınır dışı etme kararı sonrası bunların Türkiye’ye gönderilip gönderilmeyeceğine dair sorular üzerine şunları söyledi:“Sınır dışı etme; bulunulan ülkeden kolluk marifetiyle vatandaşı olunan ülkeye, transit gidilecek ülkeye veya başka bir ülkeye gönderilme işlemidir. İran’ın 2 milyon göçmeni sınır dışı etme kararından, bu göçmenlerin Türkiye’ye gelecekleri anlamını çıkarmak yanlıştır. Sınırlarımız çok yoğun teknolojik sistemlerle korunmaktadır. Alınan yoğun tedbirler sayesinde hudutlarımızdan geçmeye çalışan kaçak göçmen sayısı da son 5 yılın en düşük seviyesindedir. İran’ın göçmenler konusunda tedbirleri artırmasını olumlu olarak değerlendiriyoruz. Bu konuda dezenformasyon yoluyla algı yaratmaya çalışanlara karşı dikkatli olunması önem arz etmektedir.”
SON 1 HAFTADA 50 TERÖRİST ETKİSİZ HALE GETİRİLDİ
Milli Savunma Bakanlığı Basın ve Halkla İlişkiler Müşaviri Tuğamiral Zeki Aktürk, Bakanlıkta düzenlenen basın bilgilendirme toplantısında şunları söyledi: “Türk Silahlı Kuvvetlerimizin; sahanın gerekliliğine uygun, alışılmadık, öngörülemez, süratli ve sürekli icra esaslarında gerçekleştirdiği kararlı operasyonlarla; Irak ve Suriye’nin kuzeyi dâhil, son bir haftada 50, 1 Ocak’tan bugüne kadar ise 2 bin 13 (Irak bin 17 / Suriye 996) terörist etkisiz hâle getirildi.
Toplam 7 oturumda gerçekleşecek ve 35 konuşmacının yer alacağı zirveye Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ile Yükseköğretim Kurulu Başkanı Erol Özvar’ın yanı sıra savunma sanayisinden ve kamu kurumlarından temsilciler, üniversite rektörleri ve akademisyenler katıldı.
4 FARKLI EĞİTİM VERİLECEK
Zirvede konuşan Cevdet Yılmaz, projenin odağında gençlerin olacağını belirterek şunları söyledi: “Savunma Sanayi Akademimiz üniversiteden yeni mezun olmuş gençlerin yanında lise ve üniversite öğrencileri, genç profesyoneller, sektör uzmanları, yöneticiler, liderler ve üst yöneticilere yönelik dört farklı etki seviyesinde platform ve eğitim programları sağlayacak.”
SİBER GÜVENLİK OKULLARI
Özvar da siber güvenlik, yapay zekâ ve dijitalleşme gibi stratejik alanlarda Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi’yle işbirliği çerçevesinde 4 yeni siber güvenlik meslek yüksekokulunun açıldığını hatırlattı.
Birleşmiş Milletler (BM) 79’uncu Genel Kurulu üst düzey toplantıları önümüzdeki hafta yapılacak “Geleceğin Zirvesi”nde, liderlerin katılımıyla başlayacak. İki gün sürecek zirvede, uluslararası sistemin mevcut ve gelecek nesillerin ihtiyaçlarını daha iyi karşılaması konusunda yeni bir küresel fikir birliği üzerinde uzlaşılması hedefleniyor. Liderler, 24 Eylül Salı gününden itibaren BM Genel Kurulu’na hitap edecek.
3’ÜNCÜ SIRADA KONUŞACAK
Erdoğan’ın, 24 Eylül Salı günü ABD Başkanı Biden’ın ardından 3. sırada Genel Kurul’a hitap etmesi bekleniyor. Erdoğan’ın hitabında, İsrail’in Gazze’deki operasyonları karşısında dünyanın sessiz kaldığı mesajını vurgulayacağı belirtiliyor. Gündeminde ayrıca Rusya-Ukrayna savaşı başta olmak üzere bölgesel ve küresel meseleler bulunan Erdoğan’ın New York’ta olduğu
sürede başta devlet ve hükümet başkanları olmak üzere çok sayıda üst düzeyli temas ve görüşmelerde bulunması öngörülüyor.
YARGIDA VESAYETLE MÜCADELE: Geçmişte yargı araçsallaştırılarak bu millete çok büyük acılar yaşatıldı. 1960’tan beri bu ülkede yargı, üzülerek söylüyorum; siyaseti sınırlamanın, siyasete istikamet çizmenin, vesayetin bir vasıtası olarak kullanıldı. Devletimizi vesayet aparatlarından ve FETÖ artıklarından ne kadar temizlemiş olursak olalım dikkati ve ihtiyati elden bırakmadan mücadeleyi sürdüreceğiz.
SUÇLUNUN YERİ SOKAKLAR DEĞİLDİR: Toplumda cezasızlık algısına hizmet eden bazı kötü örneklerle maalesef karşılaşabiliyoruz. Suç işleyenin milletin malına, mülküne, namusuna ve canına kast edenin yeri sokaklar değildir; son raddeye kadar cezasını çekeceği hapishanelerdir. Şayet burada bir sıkıntı veya eksik varsa gidermek boynumuzun borcudur. Tabii bunu söylerken vicdan tartısında hiçbir ağırlığı olmayan art niyetli kampanyaları, reyting ve etkileşim uğruna yürütülen gösterileri ayrı tutuyorum. Hiçbir kuralın, değerin, ahlaki sınırın olmadığı sosyal medya mecraları giderek büyük bir operasyon aygıtına dönüşmeye başladı. Etkileşim odaklı yeni medya düzeninin kurbanı ne yazık ki adaletin temel ilkeleri olmuştur.
SANAL ALEMDEKİ İNFAZ MANGALARI: Sanal alemde karşılıklı mevzilenmiş infaz mangaları her gün hedef tahtasına konacak bir şahıs, bir olay ve kurum mutlaka buluyorlar. Masumiyet karinesinin ihlal edilmesinden aşırı genellemelere, hâkim ve savcılarımızın hedef gösterilmesine, itibar suikastlarına kadar hukuk adına pek çok hukuksuzluğa imza atılıyor. Sadece adalet kurumuna değil toplumun iç barışına da zarar veren furyanın hep birlikte önüne geçmeliyiz.
ÇOCUK NAAŞLARI ÜZERİNDEN SİYASİ HESAP GÖRÜLMEZ: İnsanlık olarak, toplum olarak nereye gidiyoruz? Bu soruyu çok sık sorduğumuz bugünlerde daha soğukkanlı olmalı, adaletin tecellisine destek vermeliyiz. Masum çocukların naaşı üzerinden, milletin inanç değerleriyle, aile kurumuyla, dini müesseselerle siyasi ve ideolojik hesap görülmesine müsaade etmemeliyiz. Adaletin reyting ve etkileşim avcılığına kurban edilmesine göz yummamalıyız.
USTA-ÇIRAK EĞİTİMİ: 2002 yılında 9 bin civarında olan hâkim, savcı sayımız neredeyse üç kata yakın bir artışla bugün 25 bine yaklaştı. Adaylıkta süre 2 yılken yardımcılıkla 3 yıla çıkardık. Akademideki eğitim sürecini 7 aydan 10 aya yükselttik. Böylece yardımcıların 300 saat daha fazla eğitim almalarını sağlayacağız. Yardımcılar 10 ay sürecek akademi eğitimleri ve usta-çırak ilişkisi içerisinde 26 ay sürecek eğitici hâkim ve savcı yanındaki eğitimleriyle birlikte 3 yıllık yoğun teorik ve pratik yönü güçlü, dolu dolu bir eğitimden geçecek.
TABLO HEDİYE EDİLDİ
Törende, 28. Dönem Adli Yargı Hâkim Adayı Emine Tagıl kendi yaptığı yağlı boya tablosunu Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hediye etti. Törene, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç ve Türkiye Adalet Akademisi Başkanı Muhittin Özdemir de katıldı. Erdoğan, Türkiye Milli Paralimpik Takımı sporcularını da AK Parti Genel Merkezi’nde kabul etti.
MİLLİ Savunma Bakanlığı (MSB) kaynakları, Kara Harp Okulu’ndan mezun olan teğmenlerin sosyal medyaya yansıyan görüntüleriyle ilgili incelemelerin devam ettiğini söyledi ve son bilgileri paylaştı:
DİSİPLİN VURGUSU
“Askerliğin temeli disiplin. Disiplin de binlerce yıllık şanlı tarihimizden süzülüp gelen milli, manevi ve mesleki değerlerimizden oluşan kurallardır. Kara Harp Okulu Sancak Devir Teslim ve Mezuniyet Töreni sonrasında kamuoyuna yansıyan görüntüler ile ilgili başlatılan inceleme devam etmektedir. Daha önce de ifade ettiğimiz gibi bahse konu olay her yönüyle büyük bir titizlik ve hassasiyetle araştırılmakta ve incelenmektedir. İnceleme sonucunda yapılacak tespitlere göre disiplin mevzuatı kapsamında kastı, kusuru, ihmali veya sorumluluğu olan personel hakkında gereken işlemler yapılacaktır.”
Beştepe’deki Kabine toplantısı sonrasında basın mensuplarının sorularını yanıtlayan İçişleri Bakanı Yerlikaya gazetecilerin “Sosyal medya paylaşımında ‘Başımız sağ olsun’ dediniz, aileye baş sağlığı dilemediniz” sorusuna “Narin kızımızın cansız bedeninin bulunduğunu kamuoyu ile paylaştım. Allah’tan rahmet diledim. Oldukça açık, yani daha fazla bir şey demeye gerek yok. Herkesin okuduğu zaman anladığı, hissettiği bir durum. Tekrar anlatmaya gerek var mı? İnşallah bir daha insanlığımızdan utanacağımız tablo ile karşı karşıya gelmeyiz” yanıtını verdi.
GÖKTAŞ: MÜDAHİLİZ
Bakanlık olarak olaydan etkilenen çocuklar için sürecin en başından itibaren psikososyal destek hizmeti sağladıklarını vurgulayan Göktaş ise, konuyla ilgili adli soruşturmanın devam ettiğine dikkati çekti: “Bakanlık olarak davaya müdahil olacağız. Hukuki süreci sonuna kadar takip edip Narin’i hayattan koparan kişi veya kişilerin en ağır cezayı almaları için elimizden ne geliyorsa yapacağız. Olayın yaşandığı mahallede psikososyal destek çalışmalarını sürdürüyoruz.”
EN ACI PORTRE
- Edirne’de yaşayan Azerbaycan uyruklu ressam Hatai Abdullayev, 8 yaşındaki Narin Güran’ın portresini duvara çizdi. “Derin üzüntü duyuyorum” diyen Abdullayev, daha önce de aynı duvara Mersin Tarsus’ta öldürülen Özgecan Aslan’ı resmetmişti.
Bağımlılıkla Mücadele Yüksek Kurulu, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz başkanlığında dün Beştepe’de toplandı. Uyuşturucu, tütün, alkol ve kumarın yanı sıra akıllı telefonlar ile bağımlılık yapan oyunlar da ele alındı. Bağımlılıkla mücadelenin 4 yıllık yol haritası için atılacak adımları özetleyen Yılmaz, şunları söyledi:
İLK KEZ UYGULANACAK
“Uyuşturucu, tütün, alkol gibi madde bağımlılıkları ile sanal bağımlılık ve kumar gibi davranışsal bağımlılıklarla mücadele son derece önem verdiğimiz ve üst seviyede takip ettiğimiz konuların başında geliyor. Kumar, internet, akıllı telefon ve oyun bağımlılığına karşı Okulda Bağımlılığa Müdahale Programı (OBM) ilk kez uygulanmaya başlanacak. Bağımlılıkla mücadelede koruyucu ve önleyici yaklaşım bağımlılığı başlamadan durdururken, tedavi edici yaklaşım bağımlılıkta kaybolanlara yeni bir şans sunar. İki stratejinin bir arada yürütülmesi, bağımlılıkla mücadelede en güçlü aracımızdır. Koruyucu ve önleyici yaklaşımı çok değerli görüyoruz.
EĞİTİM AKADEMİSİ
Bağımlılık risklerini, risk altında olan kişi ve ortamları sistemli bir şekilde belirlemek, bağımlılığı başlamadan engellemek temel amacımız. Zararlı maddelerin ve alışkanlıkların yayılmasını engellemekte önceliğimiz sosyal medya kampanyaları, toplumsal projeler ve yasal düzenlemeler ile bağımlılıkları başlamadan durdurmak. Bağımlılıkla mücadele kapsamında mevzuatın gözden geçirilmesi ve üniversitelerle işbirliği halinde Bağımlılık ile Mücadele Eğitim Akademisi kurulması gündemimizde.”
6 BAKAN KATILDI
- Beştepe’de toplanan Bağımlılıkla Mücadele Yüksek Kurulu’na Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz’ın yanı sıra Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, Ticaret Bakanı Ömer Bolat, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanı İbrahim Şenel, Yükseköğretim Kurulu Başkanı Erol Özvar Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş ve bazı bakan yardımcıları katıldı.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan Kabine Toplantısı’nın ardından özetle şu mesajları verdi: “26 Ağustos’ta Anadolu’nun kapılarını milletimize açan Malazgirt Zaferimizin 953. seneyi devriyesini nasıl gururla idrak ettiysek, 30 Ağustos Zafer Bayramı’nda da bu topraklardaki varlığımızı tescilleyen Büyük Zafer’in 102. yıldönümünü aynı heyecanla kutladık. Harp Okullarımızın mezuniyet törenlerine iştirak ederek genç teğmenlerin ve kıymetli ailelerinin mezuniyet sevincini paylaştık. Bu sene Harp Okullarımızdan 1613 öğrencimiz mezun oldu. Okul birincilerimizin tamamının kadın teğmenler olması ayrıca anlamlıydı. Vatanına, milletine, milli iradeye ve milletin inanç değerlerine yürekten bağlı gençlerimizi Türkiye Yüzyılı’nın mimarları olarak görüyoruz. İyi yetişmiş disiplinli vatanperver gençlerimizle daima iftihar ediyoruz.
MİLLETİMİZİN GÖZ BEBEĞİ
Son 22 yılda güçlü Türkiye güçlü ordu şiarıyla her alanda çok önemli atılımlar gerçekleştirdik. Mesela savunma sanayisinde yüzde 80 oranında dışa bağımlı bir ülkeyi, her türlü silah ve mühimmatını kendi imkanlarıyla üretir hale getirdik. İHA ve SİHA teknolojilerinde dünyanın ilk 3-4 ülkesinden birisiyiz. Uçak, helikopter, tank, füze, roket, bomba, silah, gemi, denizaltı ve daha pek çok başlıkta 22 yıl öncesine göre çok farklı bir seviyedeyiz.
ORDUMUZ ÜZERİNDEN SİYASİ HESABA KARŞIYIZ
Ancak ordumuzun disiplinine, insicamına ve itibarına gölge düşürecek her türlü girişimin de karşısındayız. Demokratik denetim mekanizmaları çerçevesinde gerekli tahkikatı büyük bir hassasiyetle ve çok boyutlu bir şekilde yürütüyoruz. Kahraman ordumuzun yıpratılmasına da ordumuz üzerinden siyasi hesap görülmesine de hiçbir surette müsaade etmeyiz. Aynı hassasiyet İstiklal Harbimizin Başkomutanı Gazi Mustafa Kemal için de geçerlidir. Burada şu hususun altını öncelikle çizmek isterim.
Türkiye’ye en büyük zararı istismarcı siyaset anlayışı vermiştir. Zamanla aktörler değişse de bu siyaset tarzı maalesef kötü bir muhalefet geleneği olarak varlığını sürdürmektedir. Son günlerde bunun tekrar ayyuka çıktığına şahitlik ediyoruz. Muhalefet yine istismar siyasetine sarılarak 14-28 Mayıs ve 31 Mart seçimlerindeki şaibeli sicilini aklamaya çalışıyor.
BU OYUNA GELMEYİZ
Ekonomide üç yıllık yol haritasını gösteren ve her yıl yenilenen Orta Vadeli Program (OVP) tüm ekonomi bakanlarının katılımıyla açıklandı. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, sıkı para ve maliye politikalarıyla 2024 yılı için enflasyon oranının yüzde 41.5’e gerileyerek, enflasyonla mücadelede önemli bir mesafe kat edilmesinin beklendiğini aktardı. Geçen yıl açıklanan OVP’de bu yıl için enflasyon yüzde 33 olarak öngörülmüştü. Merkez Bankası (MB) yıl sonu tahminini ise yüzde 38 olarak açıkladı. MB’nin yıl sonu için enflasyonda üst bant tahmini de yüzde 42 oldu. Sunumun ardından MB ile OVP uyumu konusu sorulan Yılmaz, “Revize ettiğimiz enflasyon yüzde 41.5. Bu oran Merkez Bankamızın tahmin aralığı içinde olan bir revizyon” yanıtını verdi.
2025 ENFLASYONU YÜZDE 17.5
Yılmaz, 2025 itibarıyla, enflasyonun yüzde 17.5’e inmesinin hedeflendiğini dile getirerek, “2026’da enflasyonun yüzde 9.7 ile tek haneli seviyelere gerilemesi ve 2027’de yüzde 7’ye gerilemesi öngörülmektedir. Bu, enflasyonla mücadelede de kararlı bir duruş sergileyeceğini göstermektedir” diye konuştu.
BÜYÜMEYE REVİZYON
Yılmaz, artan jeopolitik gerilimlerin de etkisiyle 2024’te büyümenin yüzde 3.5 olarak gerçekleşmesinin beklendiğini kaydederek, önceki OVP’ye göre yüzde 0.5’lik bir aşağı yönlü revizyon olduğunu ifade etti. 2025’te büyümenin yüzde 4’e ulaşmasının hedeflendiğini belirten Yılmaz, “2026 ve 2027’de büyüme oranlarının sırasıyla yüzde 4.5 ve yüzde 5.0 seviyelerine çıkması planlanıyor” dedi.
KİŞİ BAŞI GELİR 15 BİN 551 DOLAR
Bu yıl milli gelirin 44.2 trilyon liraya çıkmasının beklendiğini dile getiren Yılmaz, “Dolar cinsinden bakıldığında, milli gelirimizin 2024 sonunda 1 trilyon 331 milyar dolar ve kişi başına gelirimizin ise 15 bin 551 dolar olmasını bekliyoruz” dedi. Yılmaz, 2027’de milli gelirin 83.1 trilyon lira, dolar cinsinden de 1.8 trilyon dolara yükselmesinin hedeflendiğini belirterek, 2027’de kişi başı gelirin 20 bin 420 dolara ulaşmasının planlandığını kaydetti.
MISIR’DAN 12 YIL SONRA İLK ZİYARET
İki ülke ilişkilerinin normalleşmesinin ardından Mısır’dan Türkiye’ye tarihi bir ziyaret yaşandı. Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi, 12 yıl sonra ülkesinden Türkiye’ye gelen ilk cumhurbaşkanı olarak dün Ankara’daydı. Sisi ve beraberindeki heyeti Ankara’ya getiren uçak, Esenboğa Havalimanı’na indi. Karşılama töreninde Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Ankara Valisi Vasip Şahin ve diğer ilgililer eşlik etti. Esenboğa Havalimanı Şeref Salonu’nda bir süre görüşen Erdoğan ve Sisi, daha sonra aynı makam aracıyla Beştepe’ye geçti.
Türkiye-Mısır normalleşme sürecinde dün yeni bir adım atıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın geçtiğimiz şubat ayında 11 yıl sonra Kahire’yi ziyaret etmesinin ardından Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi de dün Türkiye’ye iade-i ziyarette bulundu. Sisi’nin Türkiye’ye yaptığı ilk ziyarette iki ülke arasındaki ilişkilerin daha da geliştirilmesi yönünde önemli mesajlar verildi. Görüşmelerin ardından Beştepe’de düzenlenen ortak basın toplantısında Cumhurbaşkanı Erdoğan özetle şunları söyledi:
ASIRLARI AŞAN DOSTLUK BAĞLARI
“Sayın Cumhurbaşkanı şubat ayındaki Kahire ziyaretimde büyük bir teveccüh göstermiş, bizleri çok sıcak ağırlamıştı. Kahire ziyaretim ilişkilerimizde yeni bir dönüm noktası olmuştu. O günden bugüne işbirliği ve diyaloğumuzu en üst seviyede tuttuk. Her alanda gelişmekte olan işbirliğimizi, değerli kardeşimin iade-i ziyareti ile daha ileriye taşıyoruz. Mısır’la asırları aşan ortak geçmişe ve yakın dostluk bağlarına sahibiz. Önümüzdeki sene diplomatik ilişkilerimizin 100. yıldönümünü kutlayacağız. İnsanlık tarihine yön veren medeniyetlere beşiklik yapmış iki kadim ülkeyiz.
15 MİLYAR DOLAR TİCARET HEDEFİ
Sayın Sisi ile Kahire’deki görüşmemizde Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyimizi yeniden yapılandırma kararı almıştık. Bu mekanizmanın ilk toplantısını bugün gerçekleştirdik. Ortak bildirimizle işbirliğimizi sanayi, ticaret, savunma, sağlık, enerji, çevre dahil her alanda ilerletme irademizi teyit ettik. Ticaret ve ekonomi, işbirliğimizin en büyük boyutunu oluşturuyor. Son 10 yılda Mısır’ın ilk 5 ticaret ortağı arasında yer alamaya devam ettik. Ticaret hacmimizi 5 yıl içinde 15 milyar dolara çıkarma yolunda ilerliyoruz. İşadamlarımız Mısır ekonomisine önemli katkılar sağlıyor. Girişimcilerimizi, yatırımlarını daha da artırma noktasında daha da teşvik ediyor, Mısırlı yatırımcıları da ülkemize bekliyoruz. Mısır’la enerji alanındaki ilişkilerimizi geliştirme arzusundayız. Kardeş Mısır halkı, Türk kültürü ve Türkçeye büyük önem gösteriyor. İlişkilerimizdeki olumlu ivmenin turizm alanına da yansıyacağına inanıyorum. Türkiye ve Mısır’ın bölgesel barış ve istikrara katkıları hayati önemdedir.
Yargıtay Başkanlığı’ndaki 2024-2025 Adli Yıl Açılış Töreni’ne katılan Cumhurbaşkanı Erdoğan, özetle şunları söyledi:
“Aziz milletimizin takdiriyle ülkeyi yönetme sorumluluğunu üstlendiğimizde Türkiye’yi üzerinde yükselteceğimiz dört sütundan birinin adalet olduğunu ilan ettik. Yaklaşık 22 yıla ulaşan iktidarlarımız boyunca da bu önceliklerimize hep sadık kaldık. Bir yandan milletimizin sofrasındaki ekmeği büyütüp, refahını artırırken diğer yandan devletle vatandaş arasındaki bağı güçlendirmenin, toplumsal barışı tahkim etmenin çabasında olduk. ‘Geciken adalet, adalet değildir’ ikazının şartlarını tüm unsurlarıyla devletimizde hayata geçirmeye çalıştık. Adalet sistemimizin etkin, güvenilir, tarafsız ve bağımsız olmasını teminen her alanda tarihi nitelikte adımlar attık. Son 22 yılda yaptığımız reform, düzenleme ve yatırımlara sizler zaten yakinen vakıfsınız.
ADALET İNSAN İÇİNDİR
Adalete olan güveni arttıracak her çaba önemlidir. Birileri ısrarla küçümsemeye çalışsa da modern adalet sarayları önemlidir. Mahkemelerinin sayısının artması adaletin tecellisine katkı yapan çok kritik hamlelerdir ama kabul edelim ki, bunların hiçbiri adaletin garantisi değildir. Asıl olan vicdanların sükûn bulması, huzur bulmasıdır. Hayata dair her husus gibi adalet de insanla kaimdir, insan içindir, insanı yaşatmak içindir. Kamu vicdanını teskin ettiğimiz ölçüde adaleti tesis edeceğimiz gerçeğini bir an olsun aklımızdan çıkarmıyoruz. İnsanı merkeze alan, hızlı ve etkili işleyen bir sistem kurmak adalet politikalarımızın en önemli hedefidir. Şu gerçeği hepimiz çok net görebiliyoruz; yeni teknolojilerin de etkisiyle toplum hızla değişiyor, dönüşüyor, talep ve istekleri farklılaşıyor. Toplumun devletten özellikle yargı kurumundan beklentileri artmakta, hızlı ve etkin adalet talebi yükselmektedir.
Etkinlikte, başta ev sahibi Rusya’nın filmleri olmak üzere katılımcı ülkelerin hem tarihi hem de güncel filmleri gösterildi. Etkinlik kapsamında Moskova’da bulunan yapımcı ve yönetmen Fatih Aksoy, Hürriyet’e özel açıklamalarda bulundu.
180 ÜLKEDE İZLENİYOR
Aksoy, şunları söyledi: “Türk dizileri Rusya dahil 180 ülkede izleniyor. Türk dizileri bir ülkeye girince alışkanlık yapıyor. Rusya’ya karşı yaptırımlardan sonra Amerikan dizileri buradan çekilince bir boşluk oluştu. Bu Türk dizileri tarafından dolduruldu ve platformlar, televizyonlar kanalları bu durumdan çok da memnunlar, çünkü izleyici sayılarını artırdıklarını söylüyorlar.”
Aksoy, Güzel Aşklar Diyarı ve Şakir Paşa Ailesi dizilerinin yakın zamanda Türkiye’de gösterime gireceğini, Türkiye’de gösterime girdikten 1 hafta sonra ise Rusya ve Latin Amerika, Orta Doğu ve pek çok ülkede da gösterime gireceğini belirtti.
Moskova Hükümeti Kültür Bakanı Alexey Fursin ise etkinliğin amacını şöyle anlattı: “Ülkelerin ortak filmler yaparak birbirlerine daha da yakınlaşacağını düşünüyoruz. Türk film yapımcılarıyla da işbirlikleri geliştirebiliriz. Türk film endüstrisinin önde gelen isimleriyle işbirliği yapmaktan mutluluk duyacağız.”
Yapımcı ve yönetmen Fatih Aksoy (sağda), Hürriyet muhabiri Selçuk Böke’ye konuştu.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın 29 Ağustos’ta Gymnich marjında gerçekleştirilecek görüşmelere katılmak üzere Brüksel’e gitmesi bekleniyor. Dışişleri Bakanı Fidan’ın 29 Ağustos’taki Gymnich toplantısına katılmasının öngörüldüğünü duyuran Bakanlık Sözcüsü Öncü Keçeli, “Bu daveti olumlu karşılıyoruz. AB’nin bir diyalog arayışı olarak değerlendiriyoruz. Bu adımın ilişkilerimizi çıkmaza sokan 15 Temmuz 2019 tarihli AB Dış İlişkiler Konseyi kararlarının önümüzdeki dönemde tadil edilmesine zemin hazırlamasını umuyoruz. Bu davet, bölgesel ve küresel sınamalar karşısında Türkiye ve AB arasındaki ilişkilerin geliştirilmesi gerekliliğinin AB tarafından anlaşıldığına da işarettir” dedi. Bu olumlu yaklaşımın Gymnich toplantıları ile sınırlı kalmaması gerektiğini de söyleyen Keçeli, “Ülkemizin katılım sürecinin canlandırılması başta olmak üzere, Gümrük Birliği’nin güncellenmesine ilişkin müzakerelere ivedilikle başlanması, vize serbestisi süreci, yapısal diyalog mekanizmalarının yeniden canlandırılması ve özellikle siyasi, ekonomi, ulaştırma ve enerji gibi yakın işbirliği gerektiren alanlarda yüksek düzeyli diyalogların yeniden işlevsel hale getirilmesi gibi başlıca konularda somut adımlar atılması gerekmektedir” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın da katılımıyla yarın Aksaz Tersanesi Komutanlığı Açılış ve Deniz Platformları Teslim Töreni düzenlenecek. Törende donanmaya güç katacak yeni tip denizaltı PİRİREİS hizmete girecek. HIZIRREİS denizaltısı bayrak çekme ve seyir deneyimlerine başlayacak. MURATREİS denizaltısı havuz donatım faaliyetlerine başlayacak. YAKIT 2-3-4 Akaryakıt Gemileri ile dünyada sınıfının en büyüğü olan 3000 tonluk denizaltı havuzu hizmete alınacak.
SESSİZ, BÜYÜK VE HIZLI
Türk donamasındaki en gelişmiş denizaltılardan olan REİS sınıfı denizaltı tedarik projesi Haziran 2005 tarihli Savunma Sanayii İcra Komitesi (SSİK) kararıyla başlatılmıştı. Sınıfının ilk denizaltısı olan TCG PİRİREİS denizaltısı 2019’da havuza indirilmişti. Düşük sesli seyir yeteneğine sahip olan REİS sınıfı denizaltılar, standart denizaltılardan yaklaşık 3 metre daha uzun tasarlanarak 67.6 metre uzunluğunda hazırlandı. Periskoplar hariç yüksekliği 13.1 metre olurken, su altı dalış durumda deplasmanı 2 bin 13 ton. Satıhta hızı 10+ knot, dalış durumda ise hızı 20+ kont. Denizaltıda 27 mürettebat görev yapabiliyor.
MAVİ VATAN’A GÜÇ ÇARPANI
Törende, REİS sınıfının diğer üyelerinden HIZIRREİS denizaltısı bayrak çekme ve seyir deneyimlerine, MURATREİS denizaltısı ise havuz donatım faaliyetlerine başlayacak. Yeni tip denizaltıların Mavi Vatan’da önemli bir güç çarpanı olması bekleniyor. Ayrıca, YAKIT 2-3-4 Akaryakıt Gemileri ile dünyada sınıfının en büyüğü olan 3000 tonluk denizaltı havuzu da törenle hizmete alınacak.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın da katılımıyla yarın Aksaz Tersanesi Komutanlığı Açılış ve Deniz Platformları Teslim Töreni düzenlenecek. Törende donanmaya güç katacak yeni tip denizaltı PİRİREİS hizmete girecek. HIZIRREİS denizaltısı bayrak çekme ve seyir deneyimlerine başlayacak. MURATREİS denizaltısı havuz donatım faaliyetlerine başlayacak. YAKIT 2-3-4 Akaryakıt Gemileri ile dünyada sınıfının en büyüğü olan 3000 tonluk denizaltı havuzu hizmete alınacak.
SESSİZ, BÜYÜK VE HIZLI
Türk donamasındaki en gelişmiş denizaltılardan olan REİS sınıfı denizaltı tedarik projesi Haziran 2005 tarihli Savunma Sanayii İcra Komitesi (SSİK) kararıyla başlatılmıştı. Sınıfının ilk denizaltısı olan TCG PİRİREİS denizaltısı 2019’da havuza indirilmişti. Düşük sesli seyir yeteneğine sahip olan REİS sınıfı denizaltılar, standart denizaltılardan yaklaşık 3 metre daha uzun tasarlanarak 67.6 metre uzunluğunda hazırlandı. Periskoplar hariç yüksekliği 13.1 metre olurken, su altı dalış durumda deplasmanı 2 bin 13 ton. Satıhta hızı 10+ knot, dalış durumda ise hızı 20+ kont. Denizaltıda 27 mürettebat görev yapabiliyor.
MAVİ VATAN’A GÜÇ ÇARPANI
HEDEF TERÖRÜN BERTARAF EDİLMESİ
MSB kaynakları, “Öncelikle bazı basın yayın organlarında yer alan anlaşma metni gerçek değildir. İmzalanan metinden farklıdır. İmzalanan “Askeri, Güvenlik İşbirliği ve Terörle Mücadeleye Dair Mutabakat Zaptı” ile taraflar arasında; Askeri ve kolluk güçleri eğitimi, terör örgütlerine karşı mücadele, ortak sınır güvenliği, düzensiz göç ve ortak sınırdan sızmalara karşı mücadele, kaçakçılık ve organize suçlarla mücadele, istihbarat bilgi alışverişi, askeri savunma alanında işbirliğini kapsamaktadır. Ayrıca Ortak Güvenlik Koordinasyon Merkezi (Ortak Merkez) Bağdat’ta kurulacaktır. Türkiye ve Irak tarafından görevlendirilecek General seviyesindeki birer komutan tarafından ortak olarak yönetilecektir. Ortak Merkezde sadece askeri personel değil, sivil personel de görev yapacaktır. Görev alacak personel sayısı ve niteliği ile çalışma usulleri yapılacak teknik görüşmelerin neticesinde belirlenecektir. Diğer yandan, Irak ordusuna bağlı Başika Üssü’nde Ortak Eğitim ve İşbirliği Merkezi kurulacaktır. Taraflarca ortaklaşa yönetilen Merkez, eğitim, bilgi ve tecrübe paylaşımı alanında faaliyet yürütülecektir. Sonuç olarak imzalanan mutabakat zaptıyla; terör örgütleri veya yasaklı örgütlerin iki ülkenin egemenliğine, güvenliğine ve bölgesel güvenliğe oluşturduğu tehditlerin bertaraf edilmesi ana hedeftir” dedi.
ABD VE İNGİLTERE’NİN GÜNEY KIBRIS RUM YÖNETİMİ’NE ASKER KONUŞLANDIRMASI
Bakanlık kaynakları, İsrail ve İran arasındaki gerginliğin ardından ABD ve İngiltere’nin Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’ne asker konuşlandırmasının Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin güvenliğini olumsuz etkileyip etkilemeyeceğine dair sorular üzerine şunları söyledi: “Kıbrıs adasında son dönemde artan hareketlilik ve GKRY’nin devam eden faaliyetleri titizlikle takip ediliyor. KKTC’nin güvenliğine yönelebilecek her türlü tehdide karşı gerekli tedbirler alınmaktadır. Kim ne yığınak yaparsa yapsın, biz her türlü gelişmeyi yakından takip ediyoruz. Şuan için KKTC’nin güvenliği açısından bir sıkıntı, olumsuz bir durum söz konusu değildir.”
<iframe src='//www.hurriyet.com.tr/video/embed/?vid=42509885&resizable=1&autostart=true&playsinline=true&v_utm_source=haber_detay' width='580' height='326' loading='lazy' frameborder='0' scrolling='no' allow='autoplay; fullscreen' allowfullscreen></iframe>
SON 1 HAFTADA 38 TERÖRİST ETKİSİZ HALE GETİRİLDİ
AK Parti milletvekilleri Meclis’e sabah erken saatlerden itibaren geldi ancak Genel Kurul’un açılması sırasında yoklamaya girmedi. Muhalefet partililerin katılımıyla toplantı yeter sayısı sağlanınca kulisteki AK Partililer toplu şekilde salona girdi. MHP’liler özel oturuma katılmadı. Oturumu yönetme sırası CHP’li Başkanvekili Gülizar Biçer Karaca’da olmasına rağmen Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş, AK Partili Başkanvekili Bekir Bozdağ’ı görevlendirdi.
USUL TARTIŞMASI AÇILDI
Bozdağ’ın oturumu açmasının ardından DEM Parti Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, “Atalay’ın vekilliğinin düşürülme kararını da siz okudunuz. Bu anlamıyla bugün yeniden bir genel görüşme talebimiz var ve bu kararın yok hükmünde olduğunu söyleyen bir AYM kararı var. O anlamıyla tekrar bu Divan’da oturmanızı usule aykırı buluyoruz” dedi. Bozdağ’ın usul tartışmasıyla ilgili ilk sözü alan DEVA Partili İdris Şahin oturumu yönetme sırasının Karaca’da olduğunu söyledi.
PARMAĞINI KIRARIZ GERGİNLİĞİ
Kürsüye çıkan TİP milletvekili Ahmet Şık’ın, “Sizde hiç utanma yok” sözleri salonu karıştırdı. AK Partililer, “Sende utanma yok. Terbiyesizlik yapma” diye karşılık verdi. Karşılıklı tartışmalar sürerken AK Parti Milletvekili Eyyüp Kadir İnan, Şık’a “Terbiyesizlik yapma” deyince Şık, “O salladığın parmağı kıracağız” dedi. Bunun üzerine AK Partililer kürsüye yürüdü. Bozdağ birleşime 15 dakika ara verdi.
TERÖRİST TARTIŞMASI
Yeniden kürsüye çıkan Ahmet Şık “En büyük teröristler buradakilerdir” diye AK Parti sıralarını gösterince AK Parti İzmir Milletvekili ve TBMM İdare Amiri Alpay Özalan kürsüye koşarak Şık’a yumruk atarak yere düşürdü. Salon aniden karıştı. AK Partili vekillerle DEM ve CHP’li vekiller yumruklarla birbirlerine girdi. DEM Parti Grup Başkanvekili Gülistan Koçyiğit ile CHP Ankara Milletvekili Okan Konuralp’in kaşı yarıldı.
SAVUNMA Sanayii Başkanlığı (SSB) tarafından yürütülen Seri Üretim Projesi kapsamında gerçekleştirilen test, sistemin yeteneklerini daha da ileriye taşıdı. SSB Başkanı Haluk Görgün, “HİSAR O Bataryasından ateşlenen RF Arayıcı Başlıklı Füze ile hedef 40+ kilometrede direkt vuruş ile bertaraf edildi” dedi.
<iframe src='//www.hurriyet.com.tr/video/embed/?vid=42505200&resizable=1&autostart=true&playsinline=true&v_utm_source=haber_detay' width='580' height='326' loading='lazy' frameborder='0' scrolling='no' allow='autoplay; fullscreen' allowfullscreen></iframe>
SEMALARIMIZI GÜÇLENDİRİYORUZ
SSB Başkanı Haluk Görgün şunları söyledi: “Milli mühendisliğimizin gücüyle semalarımızın teknoloji kalkanlarını da güçleniyoruz. HİSAR O, Seri Üretim Projesi’ne yetenek kazanımı kapsamında gerçekleştirilen atışlı test faaliyetinde, Seri Üretim Konfigürasyonundaki yeni nesil HİSAR O Bataryasından ateşlenen RF Arayıcı Başlıklı Füze ile hedef 40+ km’de direkt vuruşla bertaraf edildi. Başkanlığımız tarafından başlatılan HİSAR Seri Üretim Projesi kapsamında Atış Kontrol/Komuta Kontrol mimarisindeki performans artırıcı güncellemeler, IP haberleşme altyapısına geçiş, hedefi daha uzaktan tespit etme yeteneğine sahip yeni nesil radar, füze kapsamında gelişmiş güdüm/ kontrol yazılımları ve uzak menzil manevra yeteneklerini HİSAR O sistemlerine kazandırdık. HİSAR O Sistemi’nin mevcut yeteneklerinin üzerine yeni nesil teknolojik kazanımları ile birlikte etkin olduğu menzilin artırılmasına yönelik faaliyetlere devam edeceğiz. Bu vesile ile gece gündüz çalışan, başarıya ulaştıran, yeni yetenekler kazandıran ASELSAN ve ROKETSAN mühendislerimizi, vatan evlatlarımızı gönülden tebrik ediyorum.”
Haluk Görgün
KRİTİK TESİSLERİ KORUYACAK
Orta İrtifa Hava Savunma Füze Sistemi HİSAR; askeri üs, liman, tesis ve birliklerin hava tehditlerinden korunması amacıyla sabit ve döner kanatlı uçaklara, seyir füzelerine, havadan karaya atılan füzelere ve insansız hava araçlarına (İHA) karşı kullanılmak üzere tasarlandı. Hisar-O, 20+ kilometre sistem önleme menziline sahip.
Edinilen bilgiye göre, Bağdat’ta Ortak Güvenlik Koordinasyon Merkezi, Başika’da Ortak Eğitim ve İşbirliği Merkezi kuruluyor. Tüm bu merkezler iki ülkenin başta PKK olmak üzere terörle mücadelesinde ortak çalışmasına imkan sağlayacak.
Dışişleri Bakanlığı Fidan’ın ev sahipliğindeki toplantıya, Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, MİT Başkanı İbrahim Kalın, Irak Savunma Bakanı Sabit Rıza El Abbasi ve Haşdi Şabi Heyeti Başkanı Falih el-Feyyad da katıldı. Toplantı sonrasında Dışişleri Bakanı Fidan, Iraklı mevkidaşı Fuad Hüseyin ile düzenlediği ortak basın toplantısında şunları söyledi:
“Irak’ta PKK farkındalığın arttığını görmekten memnunuz. İlişkilerimizin güvenlik ve askeri boyutlarını ele aldık. Ticari işbirliği fırsatlarını değerlendirdik. Müzakeresini yaptığımız askeri, güvenlik ve terörle mücadele zaptı taslağı üzerinde görüşmelerimizi yoğunlaştırdık. Tarih bir anlaşmayı duyurmak istiyorum; Türkiye ve Irak arasında Askeri, Güvenlik İşbirliği ve Terörle Mücadeleye dair Mutabakat Zaptı iki ülkenin Savunma Bakanları tarafından imzalandı. Bu anlaşma tarihi önemi haizdir.”
15 YAŞ ALTI VE 50 ÜSTÜ IRAKLILARA VİZE SERBESTİSİ
“Bu anlaşmada öngörülen Ortak Koordinasyon ve Eğitim Merkezleri marifetiyle, işbirliğimizi bir üst seviyeye taşıyacağımıza inanıyoruz. Terörle mücadele konusunda Irak’la geliştirmekte olduğumuz anlayış birliğini sahada somut adımlarla ilerletmeyi arzu ediyoruz. Bu yöndeki temaslarımızı kesintisiz sürdüreceğiz. 15 yaş altı ve 50 yaş üstü Iraklı kardeşlerimiz için vize serbestisi uygulamasını da 1 Eylül’de başlatma konusunda karar aldık.”
FUAD HÜSEYİN: DAİMİ BİR KOMİSYON OLACAK
- Irak Dışişleri Bakanı Fuad Hussein ise özetle şöyle konuştu: “Mutabakat zaptı, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın tarihi ve önemli ziyareti kapsamında taçlanmıştır. Mutabakat zabıtlarının yazılması kolaydır ancak bunun yürürlüğe girmesi önem arz etmektedir. Geniş çaplı çalışmalar içinde takip gerektiriyor. Buna ilişkin, iki ülke tarafından daimî bir komisyon olacak. Sayın Fidan’ın ifade ettiği gibi bu, Türkiye ve Irak arasında tarihi bir gelişmedir. Bu mutabakat zaptı, farklı alanları da kapsıyor. Bu zaptla Türkiye ve Irak ilişkilerini daha ileriye götürmek istiyoruz.”
KERKÜK’TE VALİ SEÇİMİNE TEPKİ... İLK İŞ TÜRKÇEYİ KALDIRDILAR
4 BİN 117 EVLADIMIZ
“Bugün 774 erkek, 82 kadın, 12 misafir olmak üzere toplam 868 subay ile 3 bin 34 erkek, 215 kadın astsubay öğrencimizi akademimizden mezun etmenin mutluluğunu yaşıyoruz. Böylece farklı branş, uyruk ve rütbelerde toplam 4 bin 117 evladımızı yeni görev yerlerine uğurluyoruz. Bugüne kadar 4 bin 691 subay, 28 bin 878 astsubayımız jandarmaya, 391 subay, 1116 astsubayımız ise sahil güvenlik teşkilatımıza katıldı. Dost ve müttefik ülkelerden gelen 75 uluslararası öğrencimiz akademideki eğitimlerini başarıyla tamamlayarak ülkelerine döndü.
AĞIR BİR SORUMLULUK
Jandarma ve Sahil Güvenliğimiz gerçekten ağır bir sorumluluğu yerine getiriyor. Şunu hiçbir zaman unutmayın. Omuzlarınızda sizleri görünce ellerini semaya açan, dua eden, kalbi huzur dolan aziz milletimizin emaneti var. Sıradan bir mesleğin değil, yükü ağır, vebali ağır, mesuliyeti ağır bir vatan görevinin neferlerisiniz. Her birinizi tebrik ediyorum. Tek tek alınlarınızdan öpüyorum.
Türkiye bugün tüm dünyada cesur ve vicdanlı bir duruş sergiliyorsa bunun en önemli sebebi son 22 yılda güvenlik alanında yakaladığı başarılardır. Tam 40 yıldır milletimizin başına bela edilen bölücü terör örgütüne karşı mücadelede tarihi kazanımlar elde ettik. Son olarak dün (önceki gün) kırmızı kategorideki bir caniden de döktüğü bütün kanların hesabını sorduk.
GÖZÜNÜN YAŞINA BAKMAYIZ
Bizim hukuka, kanuna riayet eden hiç kimse ile sorunumuz yok. Ama hukukun dışına çıkanın, kendini devletten kamu otoritesinden üstün görenin de gözünün yaşına bakmayız. Mafyaymış, çeteymiş, insan kaçakçısıymış, teröristmiş, şehir eşkıyasıymış... Bunların hiçbirine aman vermeyeceğiz. Suçun her çeşidiyle son dönemde önemli mesafe kat ettik, bunu çok daha ileriye taşıyacağız. Cezasızlık algısının toplumda yerleşmesine müsaade edemeyiz. Sizden isteğim; vatandaşı hiçbir zaman ‘devlet nerede’ diye feryat ettirmemenizdir.
Gazze’nin yanı sıra Kudüs’e de gideceğini söyleyen Mahmud Abbas, “1948’den bu yana büyük felaketi yaşamış halkımın mesajıyla geliyorum” diye başladığı ve sık sık ayakta alkışlanan konuşmasında özetle şunları söyledi: “İsrail’in saldırıları ve soykırım suçu nedeniyle Gazze’de, Batı Şeria’da ve Kudüs’te şehit olanları anarak başlamak istiyorum. En sonuncusu da lider İsmail Haniye’ye karşı işlenen suç olmuştur. Allah aşkına soruyorum: İsrail işgal devletinin Gazze’de, özellikle de birkaç gün önce 100’den fazla şehidin verildiği Et-Tabiin Okulu katliamı dâhil olmak üzere, her gün sığınma kamplarında gerçekleştirdiği katliamlara nasıl oluyor da uluslararası toplum sessiz kalabiliyor?
TÜRKİYE’Yİ TAKDİRLE KARŞILIYORUZ
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde Türkiye’nin öncü rolünü takdirle karşılıyoruz. Filistin halkının özgürlük ve bağımsızlığa yönelik meşru haklarını savunan cesur ve ilkeli tutumundan dolayı kendisini kutluyoruz. Türkiye’nin İsrail’in Gazze’deki soykırımı karşısında Güney Afrika tarafından Uluslararası Adalet Divanı’nda açılan davaya müdahil olma kararını da kutluyorum. Yine, aynı şekilde İsrail’le ticareti durdurması... Filistin davası Türkiye’de bir ana mesele hâline gelmiştir. İşte bu, Türk halkının ahlakının ve politikasının bir göstergesidir.
GAZZE’Yİ YENİDEN İNŞA EDECEĞİZ
Gazze, Filistin Devleti’nin ayrılmaz, asli bir parçasıdır; Gazze’de bir başka devlet kurulamaz ve Gazze’siz bir Filistin Devleti de olamaz. Halkımız teslim olmayacaktır. Bizler Gazze’nin imarını tekrar gerçekleştireceğiz. Gelecekte başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız Filistin Devletimizi inşa etmek için yapacağız. Ne kadar çok bedel ödersek ödeyelim bunu yapacağız.
KUDÜS SİZİN KALBİNİZDE DE ÖZEL
Kudüs bizde olduğu gibi, sizlerin de kalbinde tarih boyunca özel bir yere sahiptir, Kudüs-ü Şerif konusunda hiçbir şekilde ödün vermemiz mümkün değildir. Sizin ve bizim için kırmızı çizgidir. Filistin toprağının bir taşını gözden çıkaran ne bizdendir ne de sizdendir. Burası bizlere dinin ve tarihin emanetidir. İşgal hükûmeti kalkıp Mescid-i Aksa’ya girdi. Orası bizim camimizdir ve oranın kiliseleri bizim kiliselerimizdir.”
Milli Savunma Bakanlığı kaynakları, bugün Ankara’da gerçekleştirilen Irak ile “Yüksek Düzeyli Güvenlik Mekanizması” toplantısında nelerin görüşüleceğine dair sorulara şu yanıtı verdi: “Sayın Cumhurbaşkanımızın Mayıs 2019'da Türkiye'yi ziyaret eden dönemin Irak Başbakanı Adil Abdulmehdi'yi kabullerinde, iki ülke arasındaki askeri ve güvenlik işbirliğinin ahdi temelinin güçlendirilmesi hususunda anlayış birliği oluşmuştu. Bu kapsamdaki müzakerelerin, her iki ülkenin Dışişleri Bakanları, Savunma Bakanları ile İstihbarat Başkanları tarafından yürütülmesi öngörülmüş ve bu formattaki ilk toplantı 2019 yılında yapılmıştı. Yüksek Düzeyli Güvenlik Mekanizması olarak tanımlanan işbirliği platformunun ikinci toplantısı, 19 Aralık 2023'te iki ülke Dışişleri Bakanlarının başkanlığında Ankara'da düzenlenmişti. Söz konusu toplantı sonucunda, Irak'ın terör örgütü PKK'yı yazılı bir metinde ilk defa ‘ortak tehdit’ olarak tanımlaması sağlanmıştı. Terörle mücadelede ülkelerimiz arasındaki iş birliğini kalıcı hâle getirmek için karşılıklı görüşmelerimize devam ediyoruz. Bu kapsamda ülkemiz ile Irak arasında sonuncusu Bağdat’ta düzenlenen Yüksek Düzeyli Güvenlik Mekanizması toplantılarının dördüncüsü bugün Ankara’da icra edilecektir. Söz konusu toplantıda başta terörle mücadele ve hudut güvenliği olmak üzere iki ülke arasında ortak iş birliği alanları, askerî ilişkiler ile bölgede yaşanan son gelişmeler görüşülecektir.”
ÇANAKKALE’DE AMFİBİ KOLORDOSU KURULMASI
Bakanlık kaynakları, Muğla/Dalaman’da 16’ncı Ana Jet Üs Komutanlığı ile Çanakkale’de Amfibi Kolordusu kurulacak olmasının ne anlama geldiğiyle ilgili sorulara da şu yanıtları verdi: “Türk Silahlı Kuvvetleri’nin harekât ihtiyaçları göz önünde bulundurularak, kuvvet yapısı planlamaları sürekli güncellenmektedir. Bu kapsamda Dalaman’da 16’ncı Ana Jet Üs Komutanlığı kurulmaktadır. Dalaman Hava Meydan Komutanlığı 1985 yılından itibaren hizmete alınmış ve askerî havacılık anlamında görevini yerine getirmiştir. Gelişen havacılık sektörüne verdiği desteği artırmak ve harekât ihtiyaçlarını karşılamak maksadıyla Hava Kuvvetleri Komutanlığı’nın Kuvvet Yapısı Planı’nda yer aldığı üzere 2024 yılında 16'ncı Ana Jet Üs Komutanlığı teşkilatı Bakanlığımız tarafından onaylanmış ve yürürlüğe girmiştir. Çanakkale’de Amfibi Kolordu kurulmasına yönelik ise Deniz Kuvvetlerimizin gelişen, güçlenen kuvvet yapısına uygun olarak böyle bir karar alınmıştır. Deniz Piyade Birliklerinin üç tugaydan teşkil Kolordu seviyesinde yeniden teşkilatlandırılması ve amfibi unsurların farklı bölgelerde etkinlikle kullanılması maksadıyla Deniz Kuvvetleri Komutanlığı kuruluşunda Amfibi Kolordu Komutanlığı teşkil edilmiştir.”
SINIRDA İNSAN KAÇAKÇILIĞI OLAYINA KARIŞAN EMEKLİ TUĞGENERAL
Bakanlık kaynakları, makam aracıyla hudutta insan kaçakçılığı olayına ilişkin tutuklu yargılanan emekli Tuğgeneral Bilal Çokay ile ilgili sorular üzerine şunları söyledi: “Bildiğiniz üzere olaya karışan Uzman Erbaşların sözleşmeleri fesih edilmiş, emir astsubayının Yüksek Disiplin Kurulu Kararı ile TSK’dan ilişiği kesilmişti. Emekliliğe sevk edilen ve daha sonra tutuklanan emekli Tuğgeneral Bilal Çokay, devam eden adli sürecin yanı sıra idari olarak da Yüksek Disiplin Kuruluna sevk edilmiş olup, süreç devam etmektedir. Yüksek Disiplin Kurulu’nda görüşüldükten sonra alınacak karar kamuoyuyla paylaşılacaktır.”
<iframe src='//www.hurriyet.com.tr/video/embed/?vid=42505146&resizable=1&autostart=true&playsinline=true&v_utm_source=haber_detay' width='580' height='326' loading='lazy' frameborder='0' scrolling='no' allow='autoplay; fullscreen' allowfullscreen></iframe>
SON 1 HAFTADA 73 TERÖRİST ETKİSİZ HALE GETİRİLDİ
“Milli Savunma Bakanlığı Basın ve Halkla İlişkiler Müşaviri Tuğamiral Zeki Aktürk, bakanlıkta düzenlenen basın bilgilendirme toplantısında şunları söyledi: “Kesintisiz bir şekilde ve kararlılıkla uyguladığımız terörü kaynağında yok etme stratejisi ile Irak ve Suriye’nin kuzeyi dâhil son bir haftada 73 terörist etkisiz hale getirildi. 1 Ocak 2024’ten bugüne kadar ise, 845’i Irak’ın, 880’i Suriye’nin kuzeyinde olmak üzere 1.725 terörist etkisiz hâle getirildi.
Irak Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Fuad Hüseyin başkanlığındaki heyet, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya ve MİT Başkanı İbrahim Kalın ile bir araya gelecek. Kritik güvenlik zirvesinin en önemli gündemi terörle ortak mücadele.
Mekanizmanın Aralık 2023’te yapılan ikinci toplantısında, Irak’ın terör örgütü PKK’yı yazılı bir metinde ilk defa “ortak tehdit” olarak tanımlaması sağlanmıştı. Martta gerçekleşen üçüncü toplantının ardından ise Irak Ulusal Güvenlik Konseyi’nin PKK’yı Irak’ta “yasaklı örgüt” ilan eden bir karar aldı. Terör örgütü PKK’nın Irak’ta “yasaklı örgüt” ilan edilmesi, Irak’la, terörle mücadele ve güvenlik işbirliği bağlamında kritik bir adım teşkil ettiğine dikkat çeken diplomatik kaynaklar, bu kararın sahadaki uygulamasının yakından takip edildiğini belirtiyor.
ABD’nin Ankara Büyükelçisi Jeff Flake, Türkiye’de görev süresinin sonuna geldi. Dün basın mensuplarıyla buluşan Flake, özetle şunları söyledi: “Daha önce Küba’da böyle bir takasa şahit olmuştum ama Türkiye’nin yaptığı çok daha zordu. Türkiye çok profesyonel bir bürokrasiye sahip. MİT son derece iyi bir iş çıkardı ve operasyonu gizli tuttu. Çünkü böyle bir işi bu kadar gizli tutmak çok zor. Her an bir şeyler olabileceğine dair çok fazla işaret vardı ve Türkiye’nin yaptığı gibi başka bir ülkenin bunun altından kalkabileceğine emin değilim. Çok profesyonel, mükemmel bir işti.
- TÜRKİYE-ABD İLİŞKİLERİ: Türkiye ile olduğumuzdan daha iyi yerdeyiz. Türkiye NATO’da vazgeçilmez müttefik olduğunu defalarca gösterdi. Önümüzdeki ocaktan sonra hangi yönetim olursa olsun Ankara ile ilişkilerimizde büyük bir değişim olmaz kanaatindeyim.
- İSRAİL’İN SALDIRILARI: Gazze’de olanlar hepimiz için acı. İsrail kendisini savunma hakkına sahip. İsrail’i, müttefikimizi destekliyoruz ama ateşkes için zorluyoruz. İki devletli çözümü biz de destekliyoruz. İsrail ile İran ya da Hizbullah ile İsrail arasında bir savaş görmek istemiyoruz. Türkiye de dahil olmak üzere tüm müttefiklerimizden, İran’la ilişkisi olan herkesten bu ilişkiyi, gerginliği azaltmak için kullanmalarını istiyoruz. Türkiye’nin komşusu İran ile çok daha fazla deneyime sahip olduğunu düşünüyorum.
- ORTAKLIĞIMIZ DEĞERLENİYOR: Kongre’de hava o kadar da Türkiye lehine değildi. Kongre’nin yaklaşımı Türkiye lehine daha iyiye gidiyor. Ne zaman Türkiye faydalı bir rol oynasa, Ukrayna’da, MİT’in takas operasyondaki gibi… Kongre’deki arkadaşlarıma ‘Sadece onlar yapabilirdi’ diyorum. Ortaklığımız değerleniyor.
- ABBAS’IN TÜRKİYE ZİYARETİ: Türkiye’nin İsrail ve İran arasındaki savaştan fayda sağlamayacağını biliyorum. HAMAS’ın terörist bir örgüt olduğunu düşünüyoruz ancak bunun barışı en çok isteyen Filistin halkına yansımayacağını düşünüyoruz ve bu nedenle Türkiye’nin Abbas’ı ağırlamasının harika olduğunu düşünüyorum. Filistin ile ilişkileri kesinlikle destekliyoruz, ileriye dönük büyük bir rolleri var.
- AFRİKA’DA SÖMÜRGECİ DEĞİLSİNİZ: Türkiye Somali-Etiyopya anlaşmazlığının çözümünde çok faydalı olabilir. Çin, oradaki (Afrika) ülkeleri borç batağına sürükleyen yatırımlar öneriyor. Türkiye ise birçok açıdan başka bir şey öneriyor. Türkiye’nin Afrika’daki varlığı, eski Avrupa gibi sömürgecilik amacı taşımıyor.”
TÜRKİYE F-35’E DÖNER Mİ
F-35 projesine Türkiye’nin geri dönüp dönmeyeceğine değinen Flake, “Bu sadece ABD’nin değil, diğer konsorsiyum üyelerinin de verebileceği bir karardır. Ancak bu gerçekleşmeden önce S-400 meselesine bir çözüm bulunması gerektiği açıktır” dedi.
Basın toplantısında konuşan Fidan, şunları söyledi:
“Bugün, 1 Temmuz’da Ankara’da başladığımız müzakerelerin ikinci turunu tamamladık. İlk tura kıyasla çok daha fazla sayıda konuyu, çok daha kapsamlı bir şekilde ele aldık. Atılacak somut adımların ayrıntılarına ve teknik boyutlarına odaklanma imkânı bulduk. Taraflar arasında bazı temel ilkeler ve spesifik unsurlar üzerinde önemli yakınlaşma sağlandı. Bu bakımdan kayda değer bir ilerleme sağlandı. İşbirliğine dayalı ve yapıcı bir çözüme ulaşılabileceğine inanıyoruz.
SÜREÇ DEVAM EDİYOR
Ankara Süreci devam ediyor ve bizler kararlıyız. Bu süreci başarıyla sonuçlandırmak umuduyla üçüncü tur için 17 Eylül’de Ankara’da yeniden bir araya geleceğiz. Bu arada taraflar ve bölgesel ortaklarımızla istişarelerimiz de devam edecek. Dışişleri Bakanları Taye Atske Selassie ve Ahmed Muallim Fiqi başkanlığındaki heyetler görüşmelerimiz boyunca güçlü bir çalışma ve özveri gösterdiler. Gösterdikleri çabadan ötürü kendilerine teşekkür ediyorum.”
TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’un yöneteceği oturumda, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da Abbas’ın konuşmasını Meclis’te dinlemesi bekleniyor. Abbas hitabında, İsrail’in Gazze’ye saldırılarını ve Filistin davasını anlatacak.
MOSKOVA’DAN ANKARA’YA
Moskova’da dün Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile bir araya gelen Abbas, bugün de Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşecek. Erdoğan-Abbas görüşmesinde; İsrail’in Filistin’e saldırıları, Gazze’ye insani yardım, bölgedeki gerilim, ABD, Mısır ve Katar’ın nezdinde devam eden ateşkes süreci gibi kritik konuların ele alınması bekleniyor. Abbas yarın ise Meclis’te konuşacak. Meclis’teki olağanüstü oturumda, Meclis’teki bütün siyasi partilerin yer alması bekleniyor. Genel Kurul’daki oturuma yabancı misyon şeflerinin yanı sıra İsrail saldırılarında yaralanan ve Türkiye’de tedavi gören Filistinliler de katılacak. Abbas daha önce 2007 ve 2009 yıllarında TBMM’de konuşma yapmıştı.
Törene Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın yanı sıra TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, TBMM Başkanvekili Bekir Bozdağ, AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik mevcut ve eski milletvekileri ile çok sayıda kişi katıldı. Cenaze töreninde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi:
“Hakka uğurladığımız Mehmet Doğan kardeşimiz gerçekten dini, dili bir ve beraberlik noktasında verdiği mücadeleyi çok iyi bildiğimiz, inandığımız, dilimizi özellikle gençliğe öğretme mücadesini veren, o büyük sözlüğüyle; sözü, özü gençliğe öğreten ve miras bırakan bir kardeşimizdi. Mekânı cennet olsun. Rabbim cennetinde bizleri bir beraber kılsın. Ailesine sabırlar diliyorum. Milletimizin başı sağ olsun. İnşalah Tacettin Dergâhı’nda da başta çok çok sevdiği ve onu sevmeyi bize de öğrettiği Mehmet Akif Ersoy ile haşr-ıcem eylesin.”
MEHMET DOĞAN KİMDİR?
 Mehmet Doğan, 1980’de Kültür Bakanlığı sinema dairesinde sözleşmeli film yapımcısı ve senaryo yazarlığı yaptı. Film Denetleme Kurulu üyeliği görevinde de bulunan Doğan, Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde yazarlık dersleri verdi. TBMM tarafından seçilerek 1996-2005 yılları arasında Radyo ve Televizyon Üst Kurulu üyeliği yaptı. Hareket, Türk Edebiyatı, Mavera, İslâm, İlim ve Sanat dergilerinde yazan Doğan, Türk Dili ve Edebiyatı Ansiklopedisi ve Türk Aile Ansiklopedisi’nin yayınını yönetti. Türkiye Yazarlar Birliği Vakfı ve Türkiye Gönüllü Teşekküller Vakfı’nın kurucularından olan Doğan, uzun süre Türkiye Yazarlar Birliği’nin genel başkanlığını yürüttü. 2016 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı Ödülleri’nde “Edebiyat” dalında ödüle layık görüldü.
Somali ile Etiyopya arasındaki gerilimin sonlandırılması için devreye giren Türkiye, iki ülkenin dışişleri bakanlarını bir kez daha Ankara’da buluşturdu. Türkiye’nin arabuluculuğunda, Etiyopya ile Somali arasında Ankara Süreci yürütülüyor. Bu kapsamda iki ülke heyetlerinin 12 Ağustos’ta başkentte bir araya geleceği duyurulmuştu. Ev sahibi Dışişleri Bakanı Hakan Fidan dün ilk olarak Somali Dışişleri Bakanı Ahmed Muallim Fiqi ile görüştü. Bakan Fidan ardından Etiyopya Dışişleri Bakanı Taye Atske Selassie ile bir araya geldi. Dışişleri’ndeki toplantı dün geç saatlere kadar devam etti.
ERDOĞAN’A MEKTUP: DESTEK VERİN
Etiyopya Başbakanı Abiy Ahmed Ali Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a mektup yazarak Etiyopya ile Somali arasındaki ihtilafın çözümü için Türkiye’nin desteğini istemişti. Bu mektubun ardından da Erdoğan’ın talimatıyla arabuluculuk girişimleri başladı. Bu kapsamda Fidan, Etiyopya ve Somalili muhataplarıyla görüşmeler gerçekleştirdi ve Etiyopya ile Somali Dışişleri Bakanlarını 1 Temmuz’da Ankara’da konuk etti.
FİDAN ANKARA’DA BULUŞTURDU
Ankara’daki kritik buluşmada aylar sonra iki ülkenin dışişleri bakanları, Fidan’ın ev sahipliğinde aynı fotoğraf karesinde yer aldı. Toplantı sonucunda taraflar, aralarındaki meseleyi barışçıl şekilde çözme yönündeki niyetlerini gösteren açıklamalar yaptı. Ayrıca, Türkiye’nin ev sahipliğinde tekrar bir araya gelmeyi taahhüt ettiler. Türkiye’nin, iki ülke arasındaki krizin çözümü için diyalog kanalı açması uluslararası toplumca takdirle karşılandı.
ETİYOPYA ZİYARETİ
Etiyopya Dışişleri Bakanı Taye Atske Selassie ve Somali Dışişleri ve Uluslararası İşbirliği Bakanı Ahmed Muallim Fiqi’yi Ankara’da buluşturan Bakan Fidan, ardından 3 Ağustos’ta Etiyopya’nın başkenti Addis Ababa’yı ziyaret etti. Fidan, Etiyopya Başbakanı Abiy Ahmed tarafından da kabul edildi. Somali tarafıyla da en üst düzeyde temaslar yürüten Fidan, iki ülke arasında ikinci tur görüşmeleri için diplomasi yürüttü.
MEKİK DİPLOMASİSİ
Zengin petrol kaynakları, stratejik konumu ve tarihi önemiyle Ortadoğu’nun en dikkat çeken kentleri arasında yer alan Kerkük; Türkmenler, Araplar ve Kürtlerden oluşan çok çeşitli bir yapıdan oluşuyor. Bu kapsamda Kerkük’ün yönetiminde kimin söz sahibi olacağı tartışmalara neden olurken, Türkmen, Arap ve Kürt unsurlar arasında “Dönüşümlü Valilik” formülü gündeme gelmişti. Kimin vali olacağı üzerine söz konusu unsurlar arasında görüşmeler devam ederken, PKK’ya yakınlığı ile bilinen Bafel Talabani’nin partisi KYB; Türkmenler, Araplar ve Barzani’nin partisi KDP’yi yok sayarak vali seçimine girişti. Kerkük İl Meclisi’nin 5’i KYB’den, 3’ü Arap ve 1’i Hıristiyan olmak üzere toplam 9 üyesi, önceki gün Bağdat’taki Reşid Otel’de bir araya gelerek Kerkük Valiliği ve Kerkük Vilayet Meclisi Başkanlığı için sözde seçim düzenledi. Oylamaya katılanlar, yeni Kerkük Valisi’nin KYB’li Rebvar Taha, yeni İl Meclis Başkanı’nın da Arap üye Muhammed Hafız olduğunu açıkladı. Kerkük İl Meclisi’ndeki Türkmenlerin temsil edilmediği oylamaya, bazı Arap üyeler ise karşı çıktı.
‘KİMSE BİZİ GÖRMEZDEN GELEMEZ’
Bağdat’taki otelde oldu-bitti şeklinde yapılan vali seçimine tepki gösteren Irak Türkmen Cephesi kararın hukuka aykırı olduğunu belirterek, “Kerkük sorunu rütbe ve mevki dağıtarak çözülemez. Yapılanlar, toplumlar arası uzlaşı, bileşen ve birlik ruhuna aykırıdır” yazılı açıklamasını yaptı. Irak Türkmen Cephesi Başkanı Hasan Turan ise Kerkük’te düzenlediği basın toplantısında, vali seçimi ile Türkmenlerin göz ardı edildiğine vurgu yaparak, “Hiçbirimiz orada değildik ve toplantıda hiçbir Türkmen temsil edilmedi” dedi.
‘KERKÜK KAYBETTİ’
Kerkük eski vekili ve Irak Türkmen Cephesi Başkanı Danışmanı Ali Mehdi, Hürriyet’e yaptığı açıklamada vali seçiminin yasal olmadığını ve mahkemeye başvurduklarını söyledi. Bağdat’taki toplantıya sadece kendilerine oy verecek üyeleri çağırdıklarını belirten Mehdi, “Bu proje Bağdat’ta yapıldı. Başbakan yardımcısının kardeşini vali yaptılar. Kerkük kaybetti, istikrarsızlık ve kötü günler bizi bekliyor” ifadesini kullandı.
Etiyopya Başbakanı Abiy Ahmed Ali, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a mektup yazarak Etiyopya ile Somali arasındaki ihtilafın çözümü için Türkiye’nin desteğini istemişti. Mektubun ardından Erdoğan’ın talimatıyla arabuluculuk girişimleri başladı. Bakan Hakan Fidan, Etiyopya ve Somalili muhataplarıyla görüşmeler gerçekleştirdi ve Etiyopya ile Somali dışişleri bakanlarını 1 Temmuz’da Ankara’da konuk etti.
ANKARA’DA BULUŞTURDU
Ankara’daki buluşmada aylar sonra iki ülkenin dışişleri bakanları, Fidan’ın ev sahipliğinde aynı fotoğraf karesinde yer aldı. Toplantı sonucunda taraflar, aralarındaki meseleyi barışçıl şekilde çözme yönündeki niyetlerini gösteren açıklamalar yaptı. Ayrıca, Türkiye’nin ev sahipliğinde tekrar bir araya gelmeyi taahhüt ettiler.
ETİYOPYA ZİYARETİ
Etiyopya Dışişleri Bakanı Taye Atske Selassie ve Somali Dışişleri ve Uluslararası İşbirliği Bakanı Ahmed Muallim Fiqi’yi Ankara’da buluşturan Bakan Fidan, ardından 3 Ağustos’ta Etiyopya’nın başkenti Addis Ababa’yı ziyaret etti. Fidan, Etiyopya Başbakanı Abiy Ahmed tarafından da kabul edildi. Somali tarafıyla da üst düzeyde temaslarını sürdüren Fidan, ikinci tur görüşmeleri için diplomasi yürüttü.
İKİNCİ TUR DA ANKARA’DA
Fidan’ın yürüttüğü temaslar sonucunda iki ülke dışişleri bakanının ikinci tur görüşmelerinin 2 Eylül yerine 12 Ağustos’ta Ankara’da gerçekleştirilmesi kararı alındı.
Dün gece de Cumhurbaşkanı Erdoğan, Somali Cumhurbaşkanı Hasan Şeyh Mahmud ile bir telefon görüşmesi gerçekleştirdi. Erdoğan görüşmede, Somali’nin Etiyopya ile yaşadığı gerginliğin çözümü için Türkiye’nin gayretlerine devam edeceğini, ikinci tur görüşmelerde somut sonuçlar beklendiğini belirtti.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan imzasıyla Resmi Gazete’de yayımlanan kararlara göre, Kara Kuvvetleri Komutanlığı bünyesinde görev yapan 117 generalin ataması yapıldı. Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nda 32 amiral, Hava Kuvvetleri Komutanlığı’nda ise 38 generalin görev yerleri ve pozisyonları değişti. 1. Ordu Komutanı, 2. Ordu Komutanı ve Ege Ordu Komutanı’nda değişikliğe gidildi.
EGE ORDUSU’NA ORGENERAL ÖZSERT
- Genelkurmay 2’nci Başkanı Orgeneral İrfan Özsert Ege Ordu Komutanı olarak atanırken, Ege Ordu Komutanı Orgeneral Kemal Yeni ise Orgeneral Özsert’in yerine Genelkurmay 2’nci Başkanı olarak görevlendirildi.
- Sınır ötesi operasyonlardan sorumlu olan ve geçen hafta orgeneralliğe terfi ettirilen Metin Tokel, İstanbul 1. Ordu Komutanlığı’nın başına getirildi.
2. ORDU’YA ORGENERAL ERGÜN
- Irak ve Suriye’nin kuzeyindeki sınır ötesi operasyonların sorumluluğu ise FETÖ’nün kumpas davalarından Balyoz’da yargılanarak beraat eden Levent Ergün’e verildi. Levent Ergün FETÖ kumpasıyla 2011’de tutuklanmış, 2014’te beraat etmişti. Tokel’in yerine getirilerek 2. Ordu Komutanı olan 58 yaşındaki Ergün geçen haftaki YAŞ kararıyla orgeneralliğe terfi ettirilmiş ve TSK’daki en genç orgeneral olmuştu.
Yeniden alevlenen çatışmaların, terör örgütünün hâkimiyetinin bölgenin dokusuna, demografisine ve yapısına uymadığını bir kez daha gösterdiği belirtiliyor. ABD ise İran ile İsrail arasında yükselen gerilimin ardından bölgede İran yanlısı grupların saldırısından endişe ediyor.
YEREL HALK KARŞI ÇIKIYOR
Deyrizor kırsalında şiddetli çatışmalar yaşanırken, Arap aşiretlerinin bölgedeki 9 köyde PKK/YPG’nin sözde yol kontrol noktaları ile karargâhlarına saldırı düzenlediği bildirildi. Bu çatışmaların dönem dönem alevlendiğini belirten Milli Savunma Bakanlığı kaynakları, Deyrizor bölgesinde terör örgütü SDG ve YPG’ye yerel halkın karşı çıktığını söyledi. ABD’nin de bölgeye bir miktar SDG’liyi sevk ettiğine dair bilgiler olduğunu söyeleyen kaynaklar, “İsrail ile İran arasında yaşanan gerginlik sonrası İran’ın bazı ABD üslerine de saldırısı olmuştu. ABD’nin yeni bir saldırı endişesiyle SDG’lileri bu bölgeye sevk ettiğini değerlendiriyoruz” açıklamasını yaptı.
Yüksek Askerî Şûra (YAŞ) çalışmalarının yaklaşık 1 yıl süren titiz bir çalışma ile yapıldığını belirten Milli Savunma Bakanlığı kaynakları, şu bilgileri paylaştı:
AYRINTILI OLARAK İNCELENİYOR
“MSB tarafından, Genelkurmay Başkanlığı ile Kuvvet Komutanlıkları ve tüm TSK’nın katılımı ile yaklaşık 1 yıl süren, titiz bir çalışma yapılıyor. YAŞ değerlendirmesine girecek general/amiral ve albayların; meslekî safahatları ayrıntılı olarak değerlendiriliyor. Tüm bu çalışma, inceleme ve analizler; Cumhurbaşkanı başkanlığındaki, YAŞ Heyeti’nin değerlendirmelerine sunulmakta, heyetin değerlendirmeleri sonucu alınan YAŞ kararları, Cumhurbaşkanı onayı ile tekemmül etmesinin ardından kamuoyu ile paylaşılıyor. 926 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu gereği General/Amiral rütbelerine yükselebilmek için; asgari lisans düzeyinde eğitim şartı aranıyor. Bu kapsamda, yükselme sırasında bulunan albay rütbesinde bir personel, kaynağı ne olursa olsun, ilgili mevzuatta gerekli terfi şartlarını sağlaması halinde ve kadro ihtiyacı kapsamında, Yüksek Askerî Şûra Heyeti’nin değerlendirmeleri neticesinde, dün olduğu gibi bugün de, generalliğe/amiralliğe yükseltilebiliyor.
HAK KAYBI YOK
Ayrıca, büyük bir özveri ve onurla görev sürelerini tamamlayarak emekliye ayrılan personelimizin de özlük haklarına ilişkin herhangi bir hak kaybı bulunmuyor. Bu hususlara yönelik her türlü yasal düzenleme yapıldı. Sosyal medyada iddia edildiği gibi 400’den fazla albayın emekli edildiği bilgisi doğru değil, abartılı bir ifade. Emekli edilen albay sayısı çok daha az. Emekli bildirimleri personelin kişilik haklarını korumak maksadıyla sadece ‘kişiye özel’ yapılıyor. Emekli edilen albaylarla ilgili ortaya atılan iddialar doğru olmadığı gibi, TSK’nın ihtiyaçları doğrultusunda 455 albayın görev süresi 2 yıl süreyle uzatıldı. TSK’da her bir personel kıymetlidir. Emeklilikle ilgili yapılan tüm değerlendirmeler TSK’nın ihtiyaçları, personelin mesleki safahati ve kadro durumuna göre yapılıyor.”
Komitede, kuantum teknolojilerine yönelik altyapı oluşturmak için projeler geliştirilmesi kararlaştırıldı. Komitenin kuantum teknolojileriyle ilgili kararı savunma sanayisi sektörünü hareketlendirdi. Özyurt Silah Sanayii Şirketi Yönetim Kurulu Başkanı Serdar Özyurt, özel bir birim kurarak AR-GE bütçesi ayıracakları kuantum teknolojilerine ilişkin, “Geleceğin orduları, kuantum ordusu olacak. Özellikle kuantum teknolojisiyle geliştirilecek insan-makine arayüzünü güçlendiren giyilebilir sensörler, süper asker dönemini başlatacak” dedi.
10 MİLYAR DOLARLIK PAZAR
Kuantumun atom altı parçacıkları ortaya çıkaran bir teknoloji dalı olduğunu belirterek, gelecek 10 yılda Türkiye’de kuantum teknolojilerinin yaklaşık 10 milyar dolarlık pazara ulaşmasının öngörüldüğünü kaydeden Özyurt, bir grup gazeteciyle sohbetinde şunları söyledi:
“Kuantum teknolojileri ile savunma sanayisinde mühimmatların isabet hassasiyetlerinin artırılması, düşmanı uzaktan tespit etme ve haberleşmesine girilmesi, düşmanın bilgi toplamasına engel olma, radar etkinliğinin artırılması, komuta, kontrol, haberleşme ve istihbarat kabiliyetinin artırılması, tek asker ve birlik seviyesinde durumsal farkındalığın yükseltilmesi, yapay zeka kullanan otonom ana ve yardımcı sistemlerin kullanılması mümkün olacak. Geleceğin orduları, kuantum ordusu olacak. Özellikle kuantum teknolojisiyle geliştirilecek insan-makine arayüzünü güçlendiren giyilebilir sensörler süper asker dönemini başlatacak. Güçlü kuantum bilgisayarlar tarafından gelişmiş yapay zekânın etkinleştirilmesi ile Türk ordusu gücüne güç katacak.”
Milli Savunma Bakanlığı kaynakları, terör örgütü PKK’ya yakın yayın organlarının Irak’ın kuzeyinde pek çok askerin şehit olduğuna dair iddialarına ilişkin sorulara şu cevabı verdi: “Pençe bölgesindeki operasyonlarımız etkili ve başarılı şekilde devam ediyor. Irak ile koordinasyonumuz hem olumlu, hem de her geçen gün artarak devam ediyor. Dönem dönem terör örgütüne müzahir basın-yayın organları ve sosyal medyada gerçek dışı bazı yayınlar yapılıyor. Bunlar terör örgütünün son çırpınışlarından başka bir şey değil. Operasyon bölgesi, de çatışmalar, sızma çabaları oluyor. Bunları biz kamuoyuna şeffaf şekilde açıklıyoruz. Bunun dışında terör örgütüne müzahir yayın organları tarafından yapılan gerçek dışı bütün açıklamalara ihtiyatla yaklaşılmasını tavsiye ediyoruz. Milli Savunma Bakanlığı’nın açıklamalarının dışındaki açıklamalar dikkate alınmamalı.” Son dönemde bölgede etkisiz hale getirilen terörist sayısının artması, kapsamlı ve sürekli operasyon evresine geçmemizle alakalı bir konu. Oradaki mağaralarda kalan teröristler var, onlar yavaş yavaş temizleniyor. .Orası tamamen temizleninceye kadar operasyonlar devam edecek. Kilidin kapatılmasına çok uzak değiliz.”
TERÖRLE MÜCADELEDE IRAK HÜKÜMETİ İLE TEMASLARDA NE AŞAMADAYIZ?
Bakanlık kaynakları, terörle mücadelede kapsamında Irak hükümeti ile koordinasyonun nasıl devam ettiği, ortak operasyon yapılıp yapılmadığına ilişkin, “Cumhurbaşkanımız Sn. Recep Tayyip Erdoğan’ın son Irak ziyaretinde alınan kararlar çerçevesinde Irak hükümeti ile koordineli çalışmalarımız olumlu şekilde devam ediyor. Hem sahada hem de Irak tarafından alınan son kararlarda bunu açıkça görüyoruz. PKK’nın ‘yasaklı örgüt’ ilan edilmesi önemli bir adım ama biz tamamen ‘terör örgütü’ ilan edilmesini bekliyoruz. PKK ile bağlantılı üç organizasyonun kapatılmasını da önemsiyoruz. Sahadaki işbirliğinin artarak devam edeceğini öngörüyoruz” dedi.
SURİYEDE’DE ARAP AŞİRETLERİ İLE YPG ARASINDAKİ ÇATIŞMALAR
Bakanlık kaynakları, Suriye’nin kuzeyinde Arap aşiretleri ile terör örgütü PKK/YPG arasında devam eden son çatışmalarla ilgili de şunları söyledi: “Bu çatışmalar dönem dönem alevleniyor. Çünkü Deyrizor bölgesinde terör örgütü SDG ve YPG’nin yapmaya çalıştığı işlere oranın gerçek sahipleri olan yerel halk karşı çıkıyor. ABD’nin de o bölgeye oraya bir miktar SDG’liyi sevkettiğine dair bilgiler var. İsrail ile İran arasında yaşanan gerginlik sonrası İran’ın bazı ABD üslerine de saldırısı olmuştu. ABD’nin yeni bir saldırı endişesiyle SDG’lileri bu bölgeye sevk ettiğini değerlendiriyoruz.”
YAKINDAN TAKİP EDİYORUZ
Bakanlık kaynakları, Rusya ile Suriye rejiminin Ayn-el Arap bölgesinde ortak üs kurduğuna dair haberlerle ilgili şunları söyledi: “Barış Pınarı Harekatı sonrasında ABD ve Rusya ile iki mutabakat imzalamıştık. Bu mutabakatlar kapsamında; terörist unsurların belli bir bölgeye çekilmesiyle ilgili tedbir alınması yer alıyordu. Biz o günden bugüne kadar bu kapsamda yapılacak her türlü çalışmayı olumlu olarak değerlendiriyoruz. Orada da Ruslar ile rejimin bir faaliyeti olduğu açık ve bizim tespitlerimizde de bu var. Bu çalışmayı terör örgütü PKK/SDG/PYD-YPG varlığının o bölgede zayıflaması olarak değerlendiriyoruz ve yakinen de gelişmeleri takip ediyoruz. Bizim için esas olan sınırlarımızın, halkımızın güvenliğidir. O bölgelerden bize herhangi bir taciz, saldırı olması durumunda da gerekli karşılığı her zaman misliyle veririz.”
Önceki gün Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan başkanlığında Beştepe’de toplanan Savunma Sanayii zirvesinde, Türkiye’ye havadan gelebilecek tüm tehditlere karşı katmanlı hava savunma projesi Çelik Kubbe için karar alındı.
TÜM SİSTEMLER TEK ÇATIDA
Çelik Kubbe ile Türk savunma sanayisi tarafından geliştirilen çeşitli menzillere sahip hava savunma sistemleri; KORKUT, HİSAR-A+, GÖKDEMİR, GÖKER, GÖKBERK, HİSAR-O+, SİPER ve diğer hava savunma sistemleri entegre bir şekilde çalışabilecek. Silah sistemlerine ilaveten hedefin hassas takibini, teşhisini ve sınıflandırmasını gerçekleştiren radar ve elektro-optik sistemler de Çelik Kubbe altında bir bütün halinde görev yapacak. İçerisinde birçok hava savunma silah sistemini, radarı, elektro-optik sistemini, haberleşme modüllerini, komuta kontrol istasyonlarını ve yapay zekâyı barındıran Çelik Kubbe, Türkiye’nin geliştirdiği hava savunma sistemlerini tek çatı altında toplayacak.
SEYİR FÜZELERİ, KAMİKAZELER
Çelik Kubbe sistemi, Türk hava sahasına giren veya girmesi muhtemel tehditleri her irtifada etkisiz hale getirebilecek şekilde geliştiriliyor. Seyir füzeleri, İHA/SİHA, Kamikaze insansız araçları, mikro dronlar, sürü dronlar, helikopter gibi tehditler bunlar arasında yer alıyor. Çok sayıda çeşitli tehdidin tek bir sistemle önlenmesinin imkânsız olduğunu belirten güvenlik uzmanları, böyle bir ortamda entegre çalışan katmanlı hava savunmanın önemine dikkat çekiyor. Çelik Kubbe ile stratejik hedeflerin yanı sıra ülkenin hava güvenliğinin tamamen sağlanması amaçlanıyor. Olası tehditlerin en kısa sürede mümkün olduğunca ülke toprakları dışında imha edilmesi de hedefleniyor. Böylece her türlü zayiat ve maliyet de en aza indirilmiş oluyor. Karar verme süresi hızlandırılırken kayıplar da en aza inmiş oluyor.
‘S-400 DE ENTEGRE EDİLEBİLİR’
Çelik Kubbe’ye dair Hürriyet’e değerlendirmelerde bulunan Savunma ve Güvenlik Politikaları Analisti Turan Oğuz, şunları söyledi: “Ben buna yaşayan bir organizma diyorum. Tüm hava savunma sistemleri, radarlar, haberleşme sistemleri bunun altına giriyor. Mevcuttaki sistemlerle sınırlı kalmayacak, yeni sistemler de geliştirilebilecek. Gelecekte balistik füze savunması için uzaya uydular atacağız, dolayısıyla onlar da bu sistemin kapsamına girecek. Ayrıca, bu şimdilik Türkiye için ama ileride yurt dışındaki üslerimizde de kurabileceğiz. Türkiye gibi bu sistemi büyük çapta kuranlar, büyük ülkeler var. S-400’ler de bu sisteme dahil edilebilir. Kendi milli sistemimiz olduğu için S-400’leri de bağlayabiliriz. Böyle bir organizmanın sonu yok, Kızılelma gibi düşünün; yaklaştıkça uzaklaşıyor. Belki gelecekte altında 300 sistem bile olabilir.”
CUMHURBAŞKANLIĞI arşivlerinden yararlanarak, Dışişleri Bakanlığı’na bağlı Perceptions dergisi için Türkiye-Sovyetler Birliği ilişkilerine dair kaleme alınan dikkat çeken bir makale yayımlandı. Doç. Dr. Orhan Karaoğlu ve Kütahya Dumlupınar Üniversitesi Dr. Öğr. Üyesi Hilal Zorba Bayraktarın’ın kaleme aldığı 18 sayfalık çalışma, Soğuk Savaş dönemindeki Türk dış politikasına ilişkin önemli ipuçları veriyor.
GÜNDEM ATOM BOMBASI
İlk kez gün ışığına çıkan belgelerden yola çıkılarak hazırlanan makalede en dikkat çekici noktalardan birisi ise Celal Bayar ve Sovyet elçisi Ryzhov’un 1958 yılının nisan ve mayıs aylarında iki kez gizli toplantıda bir araya gelmesinin anlatıldığı kısım. Bayar ile Ryzhov arasındaki ilk buluşmanın 90 dakika, ikinci buluşmanın ise 70 dakika sürdüğü bilgisi verilen makalede, görüşmelerde ekonomik ilişkilerin ele alındığına dikkat çekiliyor. Makaleye göre, bu gizli toplantılarda ele alınan bir diğer ilginç konu ise atom ve hidrojen bombaları:
‘BU TEKNOLOJİ ABD’DE YOK’
“Ryzhov, Bayar’a Sovyet hükümetinin bu bombaların kullanımının derhal yasaklanmasının mümkün olmadığına inandığını ancak bu silahların ordular tarafından kullanılmasını engellemeye hazır olduklarını ifade etti. Sovyet büyükelçisi, Moskova’nın kimya sanayi, metalurji ve makine alanlarındaki başarılarına vurgu yaparak, Türkiye ile bu alanlardaki işbirliğini geliştirme isteklerini yineledi. Sovyet tarafı, Türkiye’ye traktör, tarım aletleri, buldozerler, kamyonlar ile o dönemde Amerikalıların bile sahip olmadığı ‘Turbodur’ adlı yeni bir madencilik ve petrol arama aracı sağlamakla ilgilendiklerini Başkan Bayar’a bildirdi.”
DENGE POLİTİKASI
Sovyetler Birliği’nin, Türkiye’nin tamamen Batı tarafında yer almasını istemediğinin hatırlatıldığı makalede, bu kapsamda Moskova’nın bazı girişimlerde bulunduğu belirtiliyor. Celal Bayar‘ın Türkiye’nin çıkarları doğrultusunda Sovyetler ve Batı dünyasıyla dengeli ilişkiler kurduğuna dikkat çekiliyor. ABD’yi ziyaret eden ilk Türk Cumhurbaşkanı olan Bayar’ın o dönem, diğer Batı ülkeleri gibi Sovyetleri tehdit olarak gördüğüne işaret edilirken, bu tavrının 1960 darbesine giden süreçte değiştiği, Batı’dan beklediği ekonomik desteği alamadığı ve Moskova ile diplomatik temaslar kurmaya çalıştığına yer veriliyor.
STALİN’İN ÖLÜMÜ
Beştepe’deki Kabine toplantısının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Bakan Işıkhan, şunları söyledi:
BELEDİYELERİN PRİM BOÇLARI
“Ödeme talebinde bulunanlar oldu, Sayın Cumhurbaşkanımızın grup toplantısında yapmış olduğu açıklamadan sonra biz de gerekli açıklamaları yaptık. Yapılandırma, taksit gibi seçenekler sunulması doğrultusunda bize başvurular oldu. Sayının gün geçtikçe artacağını düşünüyoruz. Ortalama bir rakam henüz belli değil ama özellikle il müdürlüklerimize belediyelerimizin başvuruları söz konusu. Gün geçtikçe daha çok belediye özellikle prim borçlarının yapılandırılması için bize başvuruda bulunacaktır. Ödeme sürecinde önce bildirimde bulunuyoruz, ondan sonra başvuranlara birlikte ne yapabiliriz nasıl taksitlendirebiliriz konulu çalışmaları yapıyoruz.”
Beştepe’deki Kabine toplantısının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, şunları söyledi:
BELEDİYELERİN PRİM BOÇLARI
“Ödeme talebinde bulunanlar oldu, Sayın Cumhurbaşkanımız grup toplantısında yapmış olduğu açıklamadan sonra bizde gerekli açıklamaları yaptık. Belediyelere yapılandırma, taksit yapma gibi seçenekler doğrultusunda bize başvurular oldu. Sayının gün geçtikçe artacağını düşünüyoruz. Ortalama bir rakam henüz belli değil ama özellikle il müdürlüklerimize belediyelerimizin başvuruları söz konusu. Gün geçtikçe daha çok belediye özellikle prim borçlarının yapılandırılması için bize başvuruda bulunacaktır. Ödeme sürecinde önce bildirimde bulunuyoruz, ondan sonra başvuranlara birlikte ne yapabiliriz nasıl taksitlendirebiliriz konulu çalışmaları yapıyoruz.
BELEDİYELERİN ÇIKARILAN İŞÇİLER
AK Parti Genel Merkezi’nde düzenlenen AK Parti İnsan Hakları Eğitim Programı’nda konuşan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, şunları söyledi:
“Dünya siyaseti en sert virajlardan birini dönüyor. Uluslararası sistemde ciddi bir güç boşluğu var. Sadece güç boşluğu değil, bir ahlak ve vicdan kaybıyla da karşı karşıyayız. Ancak Gazze kriziyle beraber küresel sistem iflas bayrağını çekmiştir.
BATILI ÜLKELER İSRAİL’İN SUÇ ORTAĞI
Giderek zalimleşen, şımaran, azgınlaştıkça azgınlaşan bir haydut devlet, avuç içi kadar toprak parçasına sıkıştırdığı 2-3 milyona insana karşı 300 gündür barbarlığın her türlüsünü sergiliyor. Normalde insanlığı ayağa kaldırması gereken, bu zulüm karşısında BM Güvenlik Konseyi’nden çıt yok. Batılı ülkeler zaten İsrail’in soykırım politikasının suç ortağı. Netanyahu daha çok çocuk öldürsün diye silah ve istihbarat dahil her türlü desteği sağlıyorlar. Bu desteği de gizleme gereği duymadan katilleri avuçları şişinceye kadar alkışlayarak alenen gösteriyorlar.
ELLERİNE YAPIŞAN O KARA LEKE
Nasıl bundan 85 sene önce Hitler’in Nazi Parlamentosu Reichstag’ta yaptığı soykırım konuşmasını heyecanla alkışlayanlar tarihe isimlerini utançla yazdırdıysa, günümüzün Hitler’i Netanyahu’yu ayakta alkışlayanlar ellerine yapışan o kara lekeyi ömür boyu temizleyemeyecek. İnsanlığımızın sınandığı bu zamanlarda konuşmayı, hakkı ve hakikati haykırmayı Filistin halkına karşına görevimiz olarak görüyoruz.
SOSYAL MEDYADA UYGULANAN SANSÜR
Mesele Türkiye olunca aslan kesilen ne kadar batılı kuruluş varsa, 40 bin insanı katleden İsrail karşısında süt dökmüş kediye döndü. Açıkça katliam destekçiliği başladılar. Öyle ki, İsrail vahşetini gizlemek ve Filistin halkının sesini kısmak için her yola başvuruyorlar. Bilhassa sosyal medya şirketleri adeta militanlaştılar. İsrail’i eleştiren basit bir cümleye bile hemen sansür uygulamayı kendileri için görev addediyorlar.
Kabine toplantısı sonrası açıklamalarda bulunan Erdoğan, şunları söyledi:
“Türkiye Yüzyılı’nın inşası için gece gündüz koşturuyoruz. Yakın çevremizdeki tüm sıkıntılara rağmen ekonomide yolumuzda ilerliyoruz. Geçen hafta açıklanan veriler doğru yolda olduğumuzu teyit etmiştir. İhracatta tarihimizin en yüksek temmuz ayı ihracatımıza ulaştık. Temmuz ayı ihracatı geçen yılın aynı ayına göre yüzde 13.8 artış kaydederek, 22 milyar 512 milyon dolar oldu. Tüm zamanların en yüksek temmuz ayı ihracatını gerçekleştirdik. Yıllıklandırılmış ihracatımızda toplam 261.5 milyar dolar ve bir önceki yıla göre yüzde 3.4 artışla yine Cumhuriyet tarihinin rekorunu kırdık. Mal ihracatında son 1 yılda 8.7 milyar dolar net artış sağlandı. İthalatımızdaki düşüş eğilimi devam ediyor. İthalatımız temmuz ayında yıllık bazda yüzde 7.9 oranında yani 2.6 milyar dolar geriledi. Dış ticaret açığımız yıllık bazda 42.3 düşüş ile 7.2 milyar dolara indi. İhracatın ithalatı karşılama oranında 14 buçuk puanlık güçlü bir yükseliş yaşandı. Yüzde 75.7 seviyesine çıkan bu oranı daha da artıracağız.
YIL SONU HEDEFİMİZ 267 MİLYAR DOLAR İHRACAT
2002 yılında toplam 36 milyar dolar ihracat yapan bir ülkeyi, 1 ayda 22 buçuk milyar dolar ihracat gerçekleştiren bir ülke konumuna taşıdık. İsrail’le dış ticaret işlemlerinde durduğumuz bir dönemde böyle bir orana ulaşmamız ayrıca takdire şayandır. Türkiye, İsrail’i ateşkese zorlamak ve insani yardımlarının Gazze’ye kesintisiz girişini temin etmek amacıyla aldığı bu kararın sonuna kadar arkasındadır. İhracatçılarımızın da kendilerine yeni pazarlar bularak burada yaşanan kaybı telafi ettiklerini görmekten memnuniyet duyuyoruz. Hemen herşeyin telafisi olur ama Filistinli mazlumlara sırtını dönmenin telafisi olmaz. Yıl sonu hedefimiz olan 267 milyar dolar ihracat rakamını da mutlaka yakalayacağız.
TURİZMDE REKOR KIRDIK
Ülkemizi ziyaret eden turist sayısı 26 milyon 137 bine ulaşarak, bir önceki yıla göre yüzde 14 artışla rekor kırdı. Turizm gelirlerimiz de artmaktadır. Çok büyük aksilik olmazsa turizmde 60 milyar dolar gelir hedefini yakalayacağız. Turizm sektörümüzün vizyonunu buna göre şekillendirmesinde fayda var. Vurgunculuk yapanlar en büyük zararı ülkemize vermektedir. İtibar ve güven zor kazanılan fakat kolayca kaybedilen değerlerdir. Fırsatçıların bu değerlerimizi dinamitlemesine izin vermemeliyiz.
Temmuz ayı enflasyon oranları da hamdolsun ümitlerimizi arttırmıştır. Haziran itibarıyla enflasyonda başlayan düşüş süreci temmuzda biraz daha belirginleşti. Yıllık enflasyon en yüksek seviyesine göre, 13.7 puan geriledi. Önümüzdeki aylarda bu eğilim hızlanarak devam edecek. Sene sonunda enflasyonu hedeflerimizle uyumlu oranlara mutlaka indireceğiz. Amacımız enflasyonu düşürerek kalıcı refah artışını sağlamaktır.
KİMSENİN ENDİŞESİ OLMASIN
VAAT EDİLMİŞ TOPRAKLAR: İsrail’deki aşırı sağ siyaset ile işgalci yerleşimciliğin örtüştüğü bildirilen raporda temel motivasyonun, “Ürdün Nehri’nden Akdeniz’e kadar olan bölgenin (‘vaat edilmiş topraklar’) dini motivasyonlarla tamamen Yahudileştirilmesi olduğu” belirtildi.
GERGİNLİĞİ YÜKSELTTİ: İsrail radikal sağının devlet kadrolarıyla ne tarz gerilimler yaşadığının anlatıldığı raporda, İsrail’in en sağ eğilimli koalisyonunun Ocak 2023’te İsrail Yüksek Mahkemesi’nin yapısını ve yetkilerini değiştirme girişimine vurgu yapıldı.
NETANYAHU AÇIKTAN SOYKIRIMA GİRİŞTİ: 7 Ekim sonrasında Gazze’nin işgali sürecinde, askeri elitler ve sağ koalisyon arasındaki çatışmanın yeni bir düzleme taşındığı ifade edilen raporda, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun başını çektiği hükümetin açıktan soykırıma girişerek, siyasi destek kayıplarını toparlamaya çalıştığı ve Netanyahu’nun sürecin gidişat ve nihayetini belirsizleştirdiğine işaret edildi.
Yüksek Askeri Şûra (YAŞ) dün Beştepe’de toplandı. Toplantı öncesi Anıtkabir’i ziyaret eden Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve YAŞ üyeleri Aslanlı Yol’dan yürüyerek, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün ebedi istirahatgâhına geldi. Erdoğan’ın, ay - yıldız motifli çelengi Atatürk’ün mozolesine bırakmasının ardından saygı duruşunda bulunuldu ve İstiklal Marşı okundu. Erdoğan başkanlığındaki heyet, mozoleye çıkan merdivenin önünde fotoğraf çektirdikten sonra Misak-ı Milli Kulesi’ne geçti. Burada, Anıtkabir Özel Defteri’ni imzalayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, deftere şunları yazdı:
FIRSAT VERMEYECEĞİZ
“Aziz Atatürk, Yüksek Askeri Şûra üyeleri olarak bugün bir kez daha zatıalinizi ve kahraman şehitlerimizi rahmetle yâd ediyor, şûramızın 2024 yılı toplantısının ülkemiz, milletimiz ve Türk Silahlı Kuvvetleri için hayırlara vesile olmasını diliyoruz. Dünyada belirsizliklerin arttığı, coğrafyamızda sıcak çatışmaların ve siyasi suikastların yaşandığı kritik bir dönemde Türkiye, bölgesinin istikrar ve huzur abidesi olarak öne çıkmaktadır. Son günlerde yeniden hortlayan, yayılmacı emelleri karşısında gereken her türlü tedbiri alarak vatanımızı, milletimizi, devletimizi ve milli çıkarlarımızı sonuna kadar korumakta kararlıyız. Bölgemizi kan deryasına çevirmek isteyenlere fırsat vermeyecek, kendi vatandaşlarımızla birlikte dostlarımızın da güven kaynağı olmaya devam edeceğiz. Ruhun şad olsun.”
YAŞ ÜYELERİ ATA’NIN HUZURUNDA
Cumhurbaşkanı Erdoğan başkanlığındaki törene, YAŞ üyeleri Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Metin Gürak, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Selçuk Bayraktaroğlu, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Ercüment Tatlıoğlu ve Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Ziya Cemal Kadıoğlu katıldı.
KOMUTA KADEMESİ DEĞİŞMEDİ
Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) komuta kademesinin şekillendiği Yüksek Askeri Şûra (YAŞ) kararları açıklandı. Erdoğan’ın onayladığı YAŞ kararlarına göre, komuta kademesinde değişiklik olmadı. Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Ercüment Tatlıoğlu’nun görev süresi bir yıl daha uzatıldı. 23 general ve amiral bir üst rütbeye, 77 albay ise general ve amiralliğe yükseltildi. 281 olan general ve amiral sayısı, 327’e yükseltildi.
2 GENERAL YAŞ HADDİNDEN EMEKLİ
Milli Savunma Bakanlığı Basın ve Halkla İlişkiler Müşaviri Tuğamiral Aktürk, Bakanlıkta düznelenen basın bilgilendirme toplantısında şunları söyledi:
“Türk Silahlı Kuvvetlerimizin; sahanın gerekliliğine uygun, alışılmadık, öngörülemez, süratli ve sürekli icra esaslarında gerçekleştirdiği kararlı operasyonlarla; Irak ve Suriye’nin kuzeyi dâhil, son bir haftada 67, 1 Ocak’tan bugüne kadar ise 1.588 (Irak: 770 / Suriye: 818) terörist etkisiz hâle getirilmiştir. Ayrıca, Irak’ın kuzeyindeki Gara, Kandil ve Asos’ta bulunan terör hedeflerine yönelik 26 Temmuz’da icra edilen hava harekâtıyla içerisinde sorumlu düzeyde teröristlerin de bulunduğu değerlendirilen mağara, sığınak, barınak, depo ve terör örgütünün kullandığı tesislerden oluşan 25 hedef başarıyla imha edilmiştir. İcra edilen hava harekâtında azami oranda yerli ve millî mühimmat kullanılarak çok sayıda terörist etkisiz hâle getirilmiştir. Hedeflerdeki etki kıymetlendirmesi devam etmektedir. Öte yandan, Irak’ın kuzeyindeki barınma alanlarından kaçan 1 PKK’lı terörist daha Habur’daki Hudut Karakolumuza teslim olmuştur. Terör yuvalarına kilit vurmaya kararlılıkla devam eden Türk Silahlı Kuvvetlerimiz Irak’ın kuzeyindeki Pençe-Kilit Operasyon bölgesinde teröristlere ait 6 adet mağara/tünel tespit etmiştir. Tespit edilen mağara/tüneller dâhil arama-tarama faaliyetlerinde çok sayıda; el ve sis bombası, mayın/el yapımı patlayıcı; havan, uçaksavar ve makineli tüfek mühimmatı ile yaşam malzemesi ele geçirilmiştir.
HUDUT GÜVENLİĞİ
Yoğun, etkin ve dinamik tedbirlerle çok yönlü güvenliğin sağlandığı hudutlarımızda; Son bir haftada yasa dışı yollarla geçmeye çalışan 5’i terör örgütü mensubu olmak üzere 310 şahıs yakalanmış, 916 şahıs ise hududu geçemeden engellenmiştir. Böylelikle, 01 Ocak’tan bugüne kadar hudutlarımızdan yasa dışı yollarla geçmeye çalışırken yakalananların sayısı 7.412’ye, hududu geçemeden engellenen kişi sayısı da 66.975’e yükselmiştir. Ayrıca, son bir hafta içerisinde yapılan operasyonlarda 30 (30.156 gram) kilogramdan fazla uyuşturucu ele geçirilmiştir. 24 Temmuz’da Deniz Kuvvetlerimize ait insansız hava aracı ile gerçekleştirilen keşif ve gözetleme faaliyeti esnasında; Yunanistan’a ait Sahil Güvenlik botunun Sisam Adası’nın kuzeydoğusunda Kuşadası Kadınlar Denizi mevkisinin batısında kalan bölgede düzensiz göçmenleri taşıyan bir botu bıraktığı tespit edilmiş, Sahil Güvenlik Komutanlığımız bilgilendirilerek söz konusu göçmenlerin kurtarılması sağlanmıştır.
UKRAYNA SAVUNMA BAKANI GELİYOR
Sayın Bakanımız, yarın da (02 Ağustos) ülkemize resmî ziyaret gerçekleştirecek Ukrayna Savunma Bakanı ile bir araya gelecektir.
İSRAİL’E TEPKİ
CUMHURBAŞKANI TAYYİP ERDOĞAN: SUİKASTI LANETLİYORUM
“Hamas Siyasi Büro Başkanı İsmail Haniye’ye yönelik Tahran’da gerçekleştirilen kalleş suikastı şiddetle kınıyor ve lanetliyorum. Bu suikast; Filistin davasını, Gazze’nin şanlı direnişini ve Filistinli kardeşlerimizin haklı mücadelesini akamete uğratmaya, Filistinlilerin moralini bozmaya, onları sindirmeye yönelik bir alçaklıktır. Daha önce Şeyh Ahmed Yasin’e, Abdülaziz el Rantisi’ye ve daha pek çok Gazzeli siyasi isme yapılan menfur saldırıların amacı ne ise İsmail Haniye kardeşime yönelik düzenlenen suikastın amacı da odur; ancak siyonist barbarlık bugüne kadar olduğu gibi emellerine yine ulaşamayacaktır.
BU TERÖR SON BULACAK
İslam dünyasının daha güçlü duruşu ve insanlığın ittifakıyla inşallah Gazze’deki zulüm ve soykırım başta olmak üzere İsrail’in coğrafyamızda estirdiği terör mutlaka son bulacak, bölgemiz ve dünyamız huzura kavuşacaktır. Bunun için Türkiye olarak bütün yolları denemeye, bütün kapıları zorlamaya ve Filistinli kardeşlerimizi tüm imkânlarımızla, tüm gücümüzle desteklemeye devam edeceğiz. 1967 sınırları temelinde, başkenti Doğu Kudüs olan, özgür, egemen ve bağımsız Filistin Devleti’nin tesisi için çalışmayı sürdüreceğiz. Menfur saldırı sonucu şehit olan kardeşim İsmail Haniye’ye Allah’tan rahmet; ailesine sabır, Gazzeli ve Filistinli kardeşlerimiz ile İslam âlemine başsağlığı diliyorum. Rabbim cennetiyle, cemaliyle müşerref eylesin.”
HANİYE SUİKASTINA TEPKİ YAĞDI
MHP GENEL BAŞKANI DEVLET BAHÇELİ: VAHİM SONUÇLARI OLACAK
“Bu sabah Hamas Siyasi Büro Şefi İsmail Haniye’nin Tahran’da ikamet ettiği meskun mahalde uğradığı hunhar suikast neticesinde şehit olması Ortadoğu’yu saran kaosu çok daha derinleştirecektir. İsrail’in Gazze’ye ve nihai aşamada Lübnan’a yönelik saldırılarına eşzamanlı olarak İsmail Haniye’nin katledilmesi hiç şüphesiz vahim sonuçlar doğuracaktır. Mezkur suikastın İsrail Başbakanı’nın ABD ziyareti sonrasında, üstelik Tahran’da gerçekleşmesi tesadüfi olmasa gerektir. Terör eylemini yapan kadar siparişi ve ihaleyi veren, destek sağlayan, ortam açan elbette ağır sorumluluk altındadır. Haniye suikastının çok boyutlu yansımaları ve operasyonel yankıları kaçınılmazdır.
ADI KONULMAMIŞ SAVAŞ
İletişim Başkanı Fahrettin Altun, 14 Ağustos’ta Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşecek olan Abbas’ın 15 Ağustos’ta da Meclis Genel Kurulu’na hitap edeceğini söyledi.
HANİYE’YLE MECLİS KÜRSÜNDEN SESLENECEKLERDİ: Hamas Büro Başkanı İsmail Haniye suikasta kurban gitmeseydi Mahmud Abbas ile birlikte Meclis Genel Kurulu’nda konuşma yapması öngörülüyordu. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Netanyahu’nun ABD Kongresi’nde konuşma yapacağı haberini alınca “Aynı gün, aynı saat biz de Abbas ve Haniye’yi TBMM’de konuşturalım” talimatı verdi. Ankara’nın planı, Filistin’in iki kanadını temsil eden Abbas ve Haniye’yi TBMM’de bir araya getirmekti.
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik dün katıldığı bir televizyon yayınında “Bu karar verilmişti ve karşı tarafa iletildi. Sayın Abbas, sağlık sebepleri ve bir takım gerekçeler öne sürerek o gün TBMM’de olamayacağını ifade etti. Cumhurbaşkanımızın buradaki arzusu Netanyahu ABD Kongresi’nde konuşurken, Abbas ve Haniye’nin TBMM’de konuşmasıydı. ” dedi.
KURTULMUŞ MECLİS’İ OLAĞANÜSTÜ TOPLANTIYA ÇAĞIRDI: Meclis Başkanı NumanKurtulmuş, Abbas’ın özel oturumda konuşması amacıyla Anayasa’dan kaynaklanan yetkisini kullanarak Meclis’i doğrudan olağanüstü toplantıya çağırdı. Kurtulmuş, 15 Ağustos perşembe saat 15.00 için yaptığı toplantı çağrısında, TBMM’nin Filistin halkına ve davasına güçlü desteğimizi göstermek ve mazlum Filistin halkının sesinin dünyaya duyurulmasını sağlamak amacıyla Abbas’ı ağırlayacağını vurguladı. Kurtulmuş’un çağrı yazısı, milletvekillerine iletilmek üzere 81 il valiliğine de gönderildi.
Toplumsal sorunlara fayda sağlayan firmalar için etki fonu kuruluyor. Türkiye’nin 2024-2028 dönemini kapsayan Uluslararası Doğrudan Yatırım (UDY) Stratejisi ve Eylem Planı yürürlüğe girdi. Plan kapsamında atılacak adımlar arasında, ekonomik faydanın yanı sıra sosyal ve çevresel fayda oluşturulmasına yönelik “sosyal etki tahvilleri” ve “mavi bonolar” (çevresel ve iklim faydaları olan denizcilik bazlı projelere yatırım için ihraç edilen bonolar) gibi yatırım araçlarının geliştirilmesi de bulunuyor.
DEPREM BÖLGESİ ÖNCELİKLİ
Plana göre, Türkiye Kalkınma Fonu nezdinde Etki Fonu kurulacak ve bu kapsamda toplumsal sorun alanlarına sürdürülebilir şekilde fayda temin eden şirketlerin (deprem bölgesindeki firmalar dâhil) desteklenmesi sağlanacak. Ayrıca sürdürülebilir finansal araçlara yatırım yapan yatırım fonlarına sağlanabilecek vergisel teşvikler konusunda çalışmalar da yapılacak.
İstihdama yönelik özel düzenlemeler de eylem planında yer buldu. Üniversitelerin ilgili bölümlerinden yeni mezun olan ve belirli bir süre aynı şirkette çalışan kişilere yönelik ‘yeni yazılımcı teşviki’ uygulaması hayata geçirilecek. Benzer şekilde ilk aşama girişimcileri için de vize modelinin oluşturulması sağlanarak yurtdışındaki girişimcilerin Türkiye’ye gelmesi teşvik edilecek. Ar-Ge veya Ür-Ge faaliyetleri yürütülmesi, yatırımın yapılması, yönetilmesi veya işletilmesiyle ilgili olarak Türkiye’ye gelecek diğer ülke vatandaşlarına ve ailelerine ikamet ve çalışma izni verilmesinde öncelik sağlanacak. İhtiyaç duyulan alanlarda yabancı uyruklu doktoralı uluslararası bilim insanlarının istihdamı desteklenecek.
40 BİN KİŞİYE MESLEK KURSU
Ayrıca sanayi sektöründe emek arzı ile işgücü piyasası ihtiyaçları arasında uyumu güçlendirmeye yönelik aktif işgücü piyasası programları kapsamında 40 bin kişiye yönelik mesleki eğitim kursu ve işbaşı eğitim programı düzenlenecek.
TÜRKİYE’NİN PAYI YÜZDE 1.5’E ÇIKACAK
TÜRKİYE ve Yunanistan arasındaki ilişkiler son dönemde normalleşme sürecine girerken, bu hafta iki ülke arasında Güney Ege’de kısa süreli bir gerginlik yaşandı. Yunan gemileri ve bir İtalyan bayraklı gemi, Girit ile GKRY arasındaki denizaltı kablo projesi kapsamında izinsiz bir şekilde Türk deniz yetki alanına girmeye çalıştı. Ankara, Atina’nın bu hamlesine bölgeye beş savaş gemisini konuşlandırarak cevap verdi. Böylece söz konusu gemilerin Türk deniz yetki alanlarına girişi engelledi.
TALEP YUNANİSTAN’DAN
Bölgede gerginlik tırmanırken, Yunanistan’dan tansiyonu düşürecek bir adım geldi. Yunan makamları kablo döşeme gemisinin faaliyetleri için Ankara’dan izin istedi. Tarihi nitelik taşıyan bu izin talebi, Yunanistan’ın 2019 yılında Türkiye’nin Libya ile yaptığı anlaşma gereğince belirlenen deniz yetki alanlarını kabul etmesi olarak yorumlandı. Atina’nın Türk deniz yetki alanlarına saygı duyan bu adımı, iki ülke arasında krizin tırmanmadan önlenmesini sağladı.
Konuya ilişkin değerlendirme yapan Milli Savunma Bakanlığı kaynakları, şu bilgileri verdi: “Yunanistan tarafından 21 Temmuz tarihinde İtalyan bayraklı R/V IEVOLI RELUME kablo döşeme gemisinin icra edeceği faaliyetlere ilişkin bir kısmı deniz yetki alanlarımıza giren seyir duyuruları yayınlanmıştır. Tarafımızdan derhal itiraz nitelikli seyir duyuruları yayınlanmış ve deniz yetki alanlarımıza giren bölgelerde çalışma yapılabilmesi için Türkiye Cumhuriyeti makamlarından izin alınması gerektiği bildirilmiştir.
Ege’de ‘IEVOLI RELUME’ adlı geminin çalışmaları için Türkiye’den izin alınınca kriz sona erdi.
İŞBİRLİĞİ TEŞEKKÜRÜ
22 Temmuz’da söz konusu gemi deniz yetki alanımıza girmemesi konusunda uyarılmış ve gemilerimiz tarafından engellenmiştir. Daha sonra yapılan koordinasyon neticesinde belirtilen koordinatlarda çalışma yapılmasına izin verilmiş ve Deniz Kuvvetlerimize ait gemiler refakatinde faaliyetini tamamlayarak kıta sahanlığımızdan ayrılmıştır. Bahse konu geminin faaliyetleri bölgede bulunan Deniz Kuvvetleri unsurlarımızca yakından takip edilmektedir. Deniz yetki alanlarımıza saygı duyan ve işbirliği yapan Yunan ve İtalyan makamlarına teşekkür ediyoruz.”
ULUSLARARASI HAKLARIMIZ
TÜRKİYE ve Yunanistan arasındaki ilişkiler son dönemde normalleşme sürecine girerken, geçtiğimiz gün iki ülke arasında Güney Ege’de kısa süreli bir gerginlik yaşandı.
Yunan gemileri ve bir İtlayan gemisi, Girit ile GKRY arasındaki denizaltı kablo projesi kapsamında izinsiz bir şekilde Türk deniz yetki alanına girmeye çalıştı. Ankara, Atina’nın bu hamlesine karşı bölgeye beş savaş gemisini konuşlandırıldı. Bölgede gerginlik tırmanırken, Yunanistan geri adım atarak Ankara’dan izin istedi. Tarihi nitelik taşıyan bu izin talebi, Yunanistan’ın Türkiye’nin deniz yetki alanlarını kabul etmesi olarak yorumlandı.
YUNAN VE İTALYAN MAKAMLARINA TEŞEKKÜR
Milli Savunma Bakanlığı Kaynakları, konuya ilişkinn “Yunanistan tarafından 21 Temmuz tarihinde İtalyan bayraklı R/V IEVOLI RELLUME Kablo döşeme gemisinin icra edeceği faaliyetlere ilişkin bir kısmı Deniz Yeki Alanlarımıza giren seyir duyuruları yayınlanmıştır. Konuyla ilgili olarak tarafımızdan derhal itiraz nitelikli seyir duyuruları yayınlanmış ve Deniz Yetki Alanlarımıza giren bölgelerde çalışma yapılabilmesi için Türkiye Cumhuriyeti makamlarından izin alınması gerektiği bildirilmiştir. 22 Temmuzda söz konusu gemi Deniz Yetki Alanımıza girmemesi konusunda uyarılmış ve gemilerimiz tarafından engellenmiştir. Daha sonra yapılan koordinasyon neticesinde belirtilen koordinatlarda çalışma yapılmasına izin verilmiş ve Deniz Kuvvetlerimize ait gemiler refakatinde faaliyetini tamamlayarak kıta sahanlığımızdan ayrılmıştır. Bahse konu geminin faaliyetleri bölgede bulunan Deniz Kuvvetleri unsurlarımızca yakından takip edilmektedir. Deniz yetki alanlarımıza saygı duyan ve işbirliği yapan Yunan ve İtalyan makamlarına teşekkür ediyoruz.”
IRAK CUMHURBAŞKANI EŞİ’NİN TÜRKİYE ALEYHİNE AÇIKLAMALARI
Bakanlık kaynakları, Irak Cumhurbaşkanı Abdüllatif Reşid’in eşi ve ülkenin eski Cumhurbaşkanı Celal Talabani’nin baldızı Shanaz İbrahim Ahmed’in “TSK’nın operasyonları sivil halka zarar veriyor” şeklindeki sözlerine şu cevabı verdi: “TSK’ya yönelik söz konusu iddialar asılsızdır. Ayrıca, bu açıklama ve ithamların, Irak’ın genelini yansıtmadığı açıktır. Kaldı ki Irak tarafı da PKK’yı yasaklı örgüt olarak ilan etmiştir. Ülkemiz kardeş Irak ile bu türden asılsız iddialar üzerine diyalog geliştirmemektedir. Türkiye olarak ikili ilişkilerimizi her alanda geliştirmek istiyoruz. Bu alanlardan biri de terörle mücadeledir. Irak’ın kuzeyinde kilit kapanacak ama terörle mücadele hiçbir zaman bitmeyecek. ‘Terör’ kelimesi bu coğrafyadan tamamen silinene kadar mücadelemiz devam edecek.”
ABD’NİN SURİYE’YE AVENGER STİNGER HAVA SAVUNMA SİSTEMLERİNİ NAKLETMESİ
Bakanlık kaynakları, ABD’nin Suriye’ye Avenger Stinger Hava Savunma Sistemlerini naklederek bunları terör örgütü PKK/YPG’ye verdiğine dair haberlere ilişkin şunları kaydetti:
Bakanlıkta düzenlenen haftalık basın bilgilendirme toplantısında konuşan Tuğamiral Aktürk, “Irak Merkezi Hükümeti ve Bölgesel Yönetim ile son dönemde atılan olumlu adımlardan memnuniyet duyuyor, terörle mücadelede ülkelerimiz arasındaki işbirliğini kalıcı hale getirmeyi arzuluyoruz. Terör örgütüne karşı sahadaki ortak mücadelemiz, örgütteki çözülmeyi hızlandırdı, kalıcı istikrar ve güvenlik için zemin hazırladı. İşbirliği, tecrübe paylaşımı ve karşılıklı destekle kazanılan müşterek kabiliyetler, bölgenin terörden arındırılması ve yerel unsurların terörle mücadele yeteneği kazanmasına katkı sağlıyor” dedi. Milli Savunma Bakanlığı (MSB) kaynakları ise Irak ile kurulması planlanan Ortak Harekât Merkezi’ne yönelik çalışmaların devam ettiğini söyledi.
- F-16 MESAİSİNDE SON DURUM: ABD ile imzalanan sözleşmenin detayları üzerinde çalışmaların sürdüğünü de aktaran kaynaklar, sürecin çok faktörlü ve çok etkenli olduğuna işaret ederek, “Verilecek kararlar sonrasında ortaya çıkacak ayrıntılar bilahare kamuoyu ile paylaşılacak” bilgisini verdi.
- SURİYE İLE NORMALLEŞME: Suriye ile ilişkilerdeki son duruma yönelik değerlendirmelerde de bulunan MSB kaynakları, “Türkiye, Suriye’nin toprak bütünlüğüne en fazla katkı sağlayan ülkedir. Bizim yaptığımız harekâtlar, Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunmasına büyük katkılar yapmıştır. Suriye’de terörün yok edilmesini ve toprak bütünlüğünün sağlanmasını, siyasi istikrarın yeniden tesisini ve Suriye halkının huzur ve güven içinde yaşamasını arzu ediyoruz” değerlendirmesini yaptı.
Bakanlık kaynakları, ABD’den F-16 ve modernize kitlerinin alımında azaltmaya gidileceğine dair iddialara “Sözleşmeler imzalanmıştır, detayları üzerindeki çalışmalar heyetler arasında görüşmeler vasıtasıyla sürdürülmektedir. Bu çok faktörlü ve çok etkenli bir süreçtir. Verilecek kararlar sonrasında ortaya çıkacak ayrıntılar bilahare kamuoyu ile paylaşılacaktır” yanıtını verdi.
IRAK’LA ORTAK HAREKÂT MERKEZİ KURULMASI
Bakanlık kaynakları, Irak ile kurulacak Ortak Harekât Merkezi’ne yönelik çalışmalardaki son duruma ilişkin, “Sahada terörle mücadelemiz başarılı şekilde sürmektedir. Iraklı makamlarla ve bölgesel yönetimle olumlu ve koordineli çalışmalar yürütmekteyiz. Ortak Harekât Merkezi’nin kurulmasına ilişkin teknik çalışmalar da problemsiz olarak sürmektedir” dedi.
SURİYE İLE İLİŞKİLERDE SON DURUM
Bakanlık kaynakları, Şam tarafından gelen son açıklamalar sonrası Suriye ile ilişkilerdeki son duruma yönelik sorulara şu yanıtı verdi: Cumhurbaşkanımız diyalog konusunda bir irade ortaya koymuştur. Türkiye, meşru müdafaa ilkesi kapsamında topraklarına yönelik terör saldırılarını ve tehditlerini bertaraf etmek, hudutlarını korumak ve Suriye kuzeyinde adeta oldubittiye getirilerek bir terör koridorunun kurulmasını engellemek için Suriye’de bulunmaktadır. Türkiye, Suriye’nin toprak bütünlüğüne en fazla katkı sağlayan ülkedir. Bizim yaptığımız harekatlar, Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunmasına büyük katkılar yapmıştır. Suriye’de terörün yok edilmesini ve toprak bütünlüğünün sağlanmasını, siyasi istikrarın yeniden tesisini ve Suriye halkının huzur ve güven içinde yaşamasını arzu ediyoruz.
BAKANLARIN NİJER ZİYARETİ
Bakanlık kaynakları, Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler’in, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar’ın birlikte Nijer’e gerçekleştirdiği ziyaretle ilgili sorulara şu cevabı verdi: “Sayın Bakanımız; Dışişleri Bakanımız, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanımız, MİT Başkanımız, Savunma Sanayii Başkanımız ve Ticaret Bakan Yardımcımız ile birlikte Nijer’i ziyaret etmişlerdir. Görüşmelerde, Nijer ile iş birliğimizin ilerletilmesi imkanları ele alınmış ve bölgesel gelişmelere ilişkin görüş alışverişinde bulunulmuştur. Sayın Bakanımız da muhatapları ile savunma ve askeri eğitim alanında iş birliğinin geliştirilmesi kapsamında atılabilecek adımları görüşmüştür.”
<iframe src='//www.hurriyet.com.tr/video/embed/?vid=42491591&resizable=1&autostart=true&playsinline=true&v_utm_source=haber_detay' width='580' height='326' loading='lazy' frameborder='0' scrolling='no' allow='autoplay; fullscreen' allowfullscreen></iframe>
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, dün Beştepe’de toplanan Kabine toplantısının ardından özetle şu açıklamaları yaptı:
“Rusya Devlet Başkanı Sayın Putin ve Çin Halk Cumhuriyeti Devlet Başkanı Sayın Şi’yle yaptığımız görüşmeler oldukça verimliydi. Her iki ülkeyle olan işbirliğimizi ticaretten turizme, ulaştırmadan doğrudan yatırımlara kadar her alanda geliştirmek arzusundayız. Çin otomobil üreticisi BYD’yle imzaladığımız, toplam tutarı 1 milyar doları aşan yatırım sözleşmesi, karşılıklı irademizin en güzel örneğidir. Ülkemiz ekonomisine katma değer sağlayacak her türlü yatırıma kapımız ardına kadar açıktır. Yeter ki, kazan-kazan anlayışıyla hareket edilsin.
İSRAİL’E NATO NEZDİNDE FREN
Filistin’de kalıcı barış tesis edilene kadar, İsrail’le NATO nezdinde işbirliği yapılması yönündeki girişimlere onay vermeyeceğiz. İsrail’in Gazze ve diğer Filistin topraklarındaki katliam, işgal ve soykırım politikası devam ettikçe, biz de bu ülkeyle ilgili tutumumuzu değiştirmeyiz. İsrail, 7 Ekim’den bu yana geçen 285 günde her türlü zulmü, barbarlığı ve vahşeti sergilemesine rağmen, Filistin halkının direniş azmini kıramadı. Türkiye olarak, bölgemizin sulh-u sükûna kavuşması için, garantörlük dahil her türlü rolü üstlenmeye hazır olduğumuzu tekrar ifade ediyorum.
360 DERECE DIŞ POLİTİKA
Türkiye; coğrafi, beşerî, ekonomik ve tarihi bağları itibarıyla tek bir bloka sıkıştırılamayacak bir ülkedir. Bizim için Batı dünyasıyla ilişkilerimizi ilerletmek ne kadar önemliyse; Asya’dan Afrika’ya ve Latin Amerika’ya kadar diğer bölgelerle işbirliğimizi güçlendirmemiz de aynı derecede önemlidir. Bizi, kimsenin kendi dar kalıplarına hapsetmesine izin veremeyiz. Biz ne Batı için Doğu’ya sırtımızı döneriz, ne Doğu için Batı’yı ihmal ederiz. Ülkemizin çıkarları doğrultusunda, komşularımızdan başlayarak herkesle münasebetlerimizi ilerletiriz. Küresel gerilimlerin ürkütücü boyutlara ulaştığı, büyük güçler arasındaki paylaşım kavgasının hızlandığı, bölgemizin sürekli diken üstünde olduğu bir dönemde, dış siyasette yeni denklemler kurmamız, Türkiye için tercihten öte ihtiyaçtır.”
ENFLASYONUN ATEŞİ DÜŞÜYOR
CUMHURBAŞKANI Tayyip Erdoğan, Beştepe’de düzenlenen 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü Anma Programı’nda özetle şunları kaydetti:
“15 Temmuz kıyamının 8’inci seneyi-devriyesinde, bu gazi mekânda ve 81 vilayetimizin tamamında birbirimize kenetlenmiş durumdayız. Tıpkı 8 yıl önce olduğu gibi bugün de omuz omuzayız, biriz, beraberiz, genci-yaşlısı, kadını-erkeğiyle 85 milyon hepimiz tek yumruğuz. Türkiye Büyük Millet Meclisi, o gece halkın meclisi olduğunu, milli iradenin temsilcisi olduğunu bir kez daha göstermiştir. Milletvekillerimiz, savaş uçaklarının sonik patlamaları ve tepelerine yağan bombalara aldıramadan korkusuzca görevlerini yerine getirmişlerdir. 104 yıl önce, yedi düvele direnerek galip gelen gazi meclis, 15 Temmuz ihanetinde bu defa emperyalizmin kuklalarına ‘dur’ demiştir. O gece ikinci kez gazilikle şereflenen Meclisimizin, hangi siyasi partiden olursa olsun tüm değerli mensuplarına tekrar teşekkür ediyorum.
UTANÇLA HATIRLIYORUZ
Şüphesiz her toplumda kahramanlar gibi unutmayın, korkaklar da bulunur. Her millette, vatanını canından çok sevenler gibi, ruhlarını bir dolara satacak kadar ucuzlaşanlar da olabilir. 15 Temmuz’da ülkemiz içinde ve dışında, sayıları çok sınırlı da olsa, maalesef darbe girişiminin başarıya ulaşmasını isteyenler de vardı. Tanklara selam duranları, darbecilere alkış tutanları, sala okuyan din görevlilerimize saldıranları ve FETÖ’cü hainlere destek verenleri bugün bir kez daha utançla hatırlıyoruz.
ACIMIZ DA ÖFKEMİZ DE TAZEDİR
Yurtdışındaki şarlatandan emir alarak, pis ellerini vatanımıza uzatan FETÖ’cü alçaklar, döktükleri kanla tarihimize kara bir leke olarak geçtiler. Modern dönem Haşhaşi’lerini ne biz affedeceğiz, ne de 252 evladını bir gecede kara toprağa veren milletimiz affedecektir. Üzerinden 8 sene geçmesine rağmen acımız da, öfkemiz de tazedir. FETÖ’yle ve vesayetle mücadele azmimiz ilk günkü kadar diridir, güçlüdür, ayaktadır.
TÜRKİYE YÜZYILI’NA ÖNCÜLÜK EDECEK
Birileri rahatsız olsa da, biz şuna yürekten inanıyoruz; Çanakkale ruhu nasıl bir asır boyunca milletimize rehberlik etmişse, 15 Temmuz ruhu da inşallah Türkiye Yüzyılı’nın inşasına öncülük edecektir. Cumhur İttifak’ı olarak bunu ayakta tutup, sürdüreceğiz. Milletin sandıkta tecelli eden iradesine, Allah’ın izniyle gölge düşürmeyiz, leke sürdürmeyiz, kimsenin el uzatmasına müsaade etmeyiz. Kimse kusura bakmasın ama adı, sanı, unvanı ne olursa olsun her kim 15 Temmuz’a laf söylüyorsa; hedefi millettir, demokrasidir, milletin sarsılmaz iradesidir.
15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü nedeniyle İletişim Başkanlığı koordinasyonunda, “Milletin Zaferi” temasıyla yurtiçi ve yurtdışında geniş çaplı anma etkinlikleri düzenlenecek. Cumhurbaşkanı Erdoğan da hem İstanbul’da hem de Ankara’da bir dizi etkinliğe katılacak. Erdoğan ilk olarak İstanbul’da 15 Temmuz Şehitler Makamı’nı ziyaret edecek. Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha sonra Ankara’ya giderek TBMM’de düzenlenecek törene katılacak. Cumhurbaşkanı Erdoğan bugün akşam saatlerinde ise Beştepe’de düzenlenecek 15 Temmuz Anma Programı’nda halka hitap edecek.
TARİHİ MEKANLARA IŞIKLANDIRMA
15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü kapsamında “360 derece iletişim” kampanyası da yürütülecek. Bu çerçevede İstanbul ve Ankara’da bazı tarihi mekânlara ışık boyama tekniği ile Türk bayrağı yansıtılacak. İstanbul’daki üç köprü ile Çanakkale ve Osmangazi köprülerine de “Milletin Zaferi” yazılı bayraklar asılacak.
Darbeci komutanı öldüren Astsubay Ömer Halisdemir, FETÖ’cüler tarafından şehit edilmişti.
DÜNYADA ANMA PROGRAMLARI
15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü yurtdışında da dünyanın dört bir yanındaki temsilcilikler aracılığıyla “Victory of Democracy” söylemiyle anılacak. 15 Temmuz darbe girişimini anlatan fotoğraf sergileri düzenlenecek ve FETÖ’yü tüm yönleriyle anlatan, milletin direnişini ve demokrasi zaferini vurgulayan film, video, belgeseller gösterilecek.
MSB Kaynakları, “Pençe Kilit Harekâtımız alışılmadık, öngörülemez, süratli ve sürekli olarak planlandığı şekilde ve başarıyla devam etmektedir. Kilit kapanmaktadır. Kendisini bekleyen sona yaklaştığını anlayan terör örgütü dezenformasyona başladı. Ormanları yakan, bölgedeki halkı kalkan olarak kullanan, yerleşim yerlerini el yapımı patlayıcılarla tuzaklayan eli kanlı teröristler bu eylemlerini sanki Türk Silahlı Kuvvetlerimiz yapıyormuş gibi algı yaratmak maksadıyla kara propagandaya başvurmakta ve uluslararası kamuoyunu yanıltmaya çalışmaktadır. Bunlar beyhude çabalardır. Terör örgütü kendini bekleyen sondan kaçamayacaktır” ifadesini kullandı.
SON BİR HAFTADA 28 TERÖRİST ETKİSİZ
Terörle mücadeleye ilişkin son rakamları paylaşan Milli Savunma Bakanlığı Basın ve Halkla İlişkiler Müşaviri Tuğamiral Zeki Aktürk de, “Son bir haftada 28, 1 Ocak 2024’ten bugüne kadar ise 632’si Irak’ın, 723’ü Suriye’nin kuzeyinde olmak üzere bin 355 terörist etkisiz hâle getirildi. Irak’ın kuzeyindeki Pençe Harekâtı bölgesinde teröristlerin; Dergele, Miska köylerinde savunmasız sivillerden gasp ettiği evler ile Hakurk ve Metina bölgelerinde gerçekleştirilen arama-tarama faaliyetleri kapsamında çok sayıda tanksavar silahı, çok namlulu roket atar lançer sistemi, roketatar, bombaatar, Doçka makineli tüfek, piyade tüfeği ile bunlara ait mühimmat; el ve sis bombaları, el yapımı patlayıcı, antipersonel mayını, telsiz, termal ve el dürbünü, çeşitli çaplarda top ve havan mühimmatı ile muhtelif malzeme ele geçirildi” dedi.
BEDELLİ ASKERLİK 217 BİN 871 LİRA OLDU
Yılın ikinci yarısı için bedelli askerlik ücreti 217 bin 871 lira oldu. 24-28 Haziran 2024 tarihleri arasında bedelli askerlik başvuru yapanların sayısının ise 46 bin 972 kişiye ulaştığı öğrenildi.
MİLLİ Savunma Bakanlığı kaynakları, Pençe Kilit Harekâtının başaralı bir şekilde planlandığı gibi devam ettiğini vurguladı. Kaynaklar, “Pençe Kilit Harekâtımız Alışılmadık, Öngörülemez, Süratli ve Sürekli olarak planlandığı şekilde ve başarıyla devam etmektedir. Kilit kapanmaktadır. Kendisini bekleyen sona yaklaştığını anlayan Terör Örgütü dezenformasyona başladı. Ormanları yakan, bölgedeki halkı kalkan olarak kullanan, yerleşim yerlerini el yapımı patlayıcılarla tuzaklayan eli kanlı teröristler bu eylemlerini sanki Türk Silahlı Kuvvetlerimiz yapıyormuş gibi algı yaratmak maksadıyla kara propagandaya başvurmakta ve uluslararası kamuoyunu yanıltmaya çalışmaktadır. Bunlar beyhude çabalardır. Terör örgütü kendini bekleyen sondan kaçamayacaktır” ifadesini kullandı.
F-16 TEDARİĞİNDE SON DURUM
Bakanlık kaynakları, ABD’den tedarik edilecek F-16’lara dair güncel durumu paylaştı. Kaynaklar, “Bilindiği üzere sözleşmeler imzalandı ve detayları üzerindeki çalışmalar heyetler arasında görüşmeler vasıtasıyla devam etmektedir. Çok fazla etkenin olduğu bu süreçte teknik detaylar ile ilgili hususlar zirve (NATO Zirvesi) kapsamında da ele alınacaktır. Verilecek kararlar sonrasında ortaya çıkacak ayrıntılar bilahare kamuoyu ile paylaşılacaktır” dedi.
TÜRK-AMERİKAN SAVUNMA ORTAKLARINI GÜÇLENDİRME TEMALI ÇALIŞMA GRUBU TOPLANTISI
Bakanlık kaynakları, Türk-Amerikan Savunma Ortaklarını Güçlendirme Temalı Çalışma Grubu Toplantısında konuşma yapan Milli Savunma Bakanı Sayın Yaşar Güler’in temaslarına ilişkin sorulara şu yanıtı verdi:
“ Türk savunma sanayinin son dönemde ulaştığı seviye tüm dünyanın olduğu gibi ABD ve NATO’nun da dikkatini çekmektedir. Bahse konu toplantıda Türk ve Amerikan Savunma Sanayi Kuruluşları arasında iş birliğinin geliştirilmesi ve elde edilecek kazanımların NATO’nun güçlendirilmesine nasıl katkı sağlayacağı konuları ele alınmıştır. ”
<iframe src='//www.hurriyet.com.tr/video/embed/?vid=42488061&resizable=1&autostart=true&playsinline=true&v_utm_source=haber_detay' width='580' height='326' loading='lazy' frameborder='0' scrolling='no' allow='autoplay; fullscreen' allowfullscreen></iframe>
SON BİR HAFTADA 28 TERÖRİST ETKİSİZ HALE GETİRİLDİ
Kişisel Verileri Koruma Kurumu’nun (KVKK) Resmi Gazete’nin dünkü sayısında yer alan kişisel verilerin yurtdışına aktarılmasına ilişkin usul ve esaslar yönetmeliğine göre, kişisel veriler, veri sorumlusu ve veri işleyen tarafından yönetmelik hükümleri doğrultusunda yurtdışına aktarılabilecek.
KVKK’DAN İZİN ALINACAK
Kişisel veriler, uluslararası sözleşme hükümleri saklı kalmak üzere, Türkiye’nin veya ilgili kişinin menfaatinin ciddi bir şekilde zarar göreceği durumlarda, ancak ilgili kamu kurum veya kuruluşunun görüşü alınarak KVKK izniyle yurt dışına aktarılabilecek.
Kişisel verilerin aktarımı için aktarımın yapılacağı ülke, ülke içindeki sektörler veya uluslararası kuruluşlar hakkında yeterlilik kararı bulunması gerekiyor. Bu kararın bulunmaması durumunda ilgili kişinin aktarımın yapılacağı ülkede de haklarını kullanma ve etkili kanun yollarına başvurma imkânının bulunması kaydıyla, yönetmelikle belirlenen güvencelerden birinin sağlanması, uygun güvencelerden birinin taraflarca sağlanamaması durumunda ise yönetmelikle belirlenen istisnai hâllerden birinin varlığı hâlinde veri sorumluları ve veri işleyenler tarafından yurtdışına aktarılabilecek.
KVKK, kişisel verilerin yurtdışına aktarımı ile ilgili olarak bir ülkenin, ülke içerisindeki bir veya daha fazla sektörün ya da bir uluslararası kuruluşun yeterli düzeyde koruma sağladığına karar verebilecek. Yeterlilik kararı, en geç dört yılda bir yeniden değerlendirilecek. Ortak ekonomik faaliyette bulunan teşebbüs grubu bünyesindeki şirketlerin uymakla yükümlü olduğu kişisel verilerin korunmasına yönelik bağlayıcı şirket kuralları vasıtasıyla aktarım için uygun güvence sağlanabilecek. Bağlayıcı şirket kurallarına dayanılarak kişisel verilerin yurtdışına aktarılabilmesi için KVKK’ya onay başvurusunda bulunulacak.
Milli İstihbarat Teşkilatı’nın (MİT), 97’nci kuruluş yılında Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın da katıldığı törenle açılan MİT Müzesi, istihbarat tarihine ışık tutuyor. Müze; Vatan, Gelenek ve Gelecek olmak üzere üç temel kavram üzerine oluşturuldu. Bu kavramlar, müzenin girişindeki dijital kapıda kodlarla temsil edildi. ‘Vatan’ MİT’in temel ilkesini, ‘Gelenek’ teşkilat tarihini, ‘Gelecek’ ise müreffeh bir Türkiye için adanmış çocukları temsil ediyor.
GÖZ, HEDEF, GURUR...
Müzede ‘İz’, ‘Bellek’, ‘Yol’, ‘Göz’, ‘Hedef ‘ve ‘Gurur’ isimli 6 farklı istasyon bulunuyor. Her istasyonda, MİT’in tarihsel derinliklerinden günümüze taşınan bilgi ve belge sergileniyor. Her bir istasyonun duvarında tarihi kişiliklerin, liderlerin, şair, yazar ve ünlü düşünürlerin özlü sözleri yer alıyor. Müzede, istihbarat faaliyetlilerinin nasıl başladığına ilişkin eski belgeler ve yazılar da bulunuyor.
SABUNLA MESAJ
Geçmişe ve yakın tarihe dair önemli istihbarat operasyonlarına ilişkin belge, eşya, fotoğrafların da sergilendiği müzede, geçmiş dönemlerde istihbaratçıların haberleşmek, takip etmek ve izlemek için sık sık kullandığı yöntemler de yer alıyor.
Meskûn mahal operasyonlarının ihtiyaçları doğrultusunda geliştirilen Sivil Görünümlü Zırhlı Araç + KORALP 7.62 silah sistemi, aracın dış görünüşü değiştirilmeden kamufle edilen KORALP 7.62 ve araç üzeri asansör mekanizmalarından oluşuyor. Dışarıdan bakıldığında fark edilemeyecek şekilde tasarlanan sistem, nişancı konsolunda bulunan anahtarın aktif hale getirilmesiyle 30 saniye içinde kullanıma hazır oluyor.
YAPAY ZEKÂ DESTEKLİ
Tekli, üçlü, seri atış yapabilme yeteneğine sahip olan KORALP 7.62, 7.62x51 mm kalibre mühimmat atabilen SAR 7.62 MT makineli tüfek ile tam uyumlu. Mühimmat kutusu dışarıdan beslemeli olan sistem, 500 mühimmat kapasitesine sahip. KORALP 7.62, sahip olduğu gelişmiş uzaktan komuta sistemi sayesinde yapay zekâ destekli hedef takibi ve stabilizasyon özelliği ile hareket halindeyken atış yapabiliyor. Optik blok üzerinde termal kamera, lazer mesafe ölçer ve gündüz kamerası var.
Türkiye’nin diyalog ortağı olduğu ŞİÖ Zirvesi’nde Putin’le bir araya gelen Erdoğan’ın gündeminde enerji ve ticaret başta olmak üzere savunma sanayisi, turizm, bölgesel ve küresel gelişmelerin yanı sıra Ukrayna savaşı, Gazze ve Suriye’deki son durum vardı. İki liderin kapsamlı görüşmesinde Karadeniz tahıl girişimi, Suriye ile normalleşme ve Akkuyu Nükleer Güç Santralı inşaatındaki son durumun da gündeme geldiği aktarıldı.
ŞUŞA’DA TDT ZİRVESİ
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Astana’nın ardından Azerbaycan’a geçecek. 6 Temmuz’da Şuşa’da düzenlenecek TDT Devlet Başkanları Gayriresmi Zirvesi’ne katılacak. Zirvede, Hazar gazının Türkiye üzerinden batıya taşınması, Türk devletleri arasındaki ticari faaliyetlerin artırılması gibi başlıkların masada olması bekleniyor. Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki barış süreci de Erdoğan’ın önemli gündem başlıkları arasında bulunuyor.
ABD’DE NATO ZİRVESİ
Erdoğan, temmuz ayındaki diplomasi trafiğine 75’inci yılını kutlayan NATO’nun Amerika Birleşik Devletleri’ndeki zirvesiyle devam edecek. 9-11 Temmuz tarihlerinde Washington’da yapılacak zirvede, Erdoğan ittifakın liderleriyle bir araya gelecek. NATO çantasında, küresel meselelerden bölgesel ve ikili konulara kadar uzanan çok sayıda dosya yer alacak.
İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırıları, Rusya-Ukrayna savaşı, Karadeniz’in güvenliği ve Ortadoğu’daki gelişmeler Erdoğan’ın gündemindeki en sıcak başlıklar olarak öne çıkıyor. Türkiye’nin NATO’ya katkıları, İttifak’ın güney kanadının savunulması, müttefiklerin Türkiye’ye yönelik savunma sanayisi kısıtlamaları, terörle mücadele gibi başlıkların da Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın gündeminde yer alması bekleniyor.
Beştepe’de yapılan Kabine toplantısının ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Göktaş, unları söyledi:
YENİ MODELLER ÜZEİRNDE ÇALIŞIYORUZ
“Doğurganlık oranındaki düşüş ve nüfus riskleri konusunda dünyada da benzer kaygıların yaşandığı bir süreçten geçiyoruz. Dünyadaki örnekleri inceliyor, politikalarımızı çok katmanlı olarak geniş bir perspektifle oluşturmaya çalışıyoruz. Doğum izinlerinin artırılmasından, kreş ve bakım süreçlerinin desteklenmesine ve esnek ve uzaktan çalışma gibi birçok alternatifi ele alıyoruz. Ülke kalkınmasına ve kadın istihdamının arttırılmasına da katkı sağlayacak yeni modeller için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Hayata geçireceğimiz yeni modellerle kadınların ev ve iş hayatı arasında tercih yapma zorunluluklarını ortadan kaldırmayı hedefliyoruz. Bu konudaki politikalarımızı yeni kurduğumuz Aile ve Nüfus Politikaları Daire Başkanlığı çatısı altında çok yönlü olarak sürdürmeye devam edeceğiz.”
ÖTV'SİZ ARAÇTA SUİSTİMALE SEYİRCİ KALAMAYIZ
Bakan Göktaş, engellilere yönelik ÖTV’siz araç düzenlemesine yönelik engellilerin bu konuda kazanılmış haklarının suiistimal edilmesinin tüm kamuoyunda rahatsızlık oluşturduğunu vurguladı. Bununla ilgili engellilerden çok sayıda şikayet ve ihbar aldıklarını belirten Göktaş, konuyla ilgili yeni bir düzenlemeye ihtiyaç duyulduğunu belirtti. “Engellilere yönelik desteklerin, avantajların suiistimaline seyirci kalamayız” diyen Bakan Göktaş, “Engelli vatandaşlarımızı mağdur edecek herhangi bir düzenlemeyi asla hayata geçirmeyiz. Engelli vatandaşlarımızın araç alımlarında herhangi bir olumsuzluk yaşamamaları ve bu haklarını kullanmaktan mahrum kalmamaları için çalışmalarımızı sürdürüyoruz” açıklamasını yaptı.
Kabine toplantısının ardından açıklamalarda bulunan Erdoğan, şunları söyledi:
İSRAİL’İN GÖZÜNÜ KOMŞULARINA DİKTİĞİNİ GÖRÜYORUZ
İsrail’in Gazze’ye saldırmasıyla birlikte Doğu Akdeniz’de ısınan sular, aynı şekilde en fazla bizi ve bölgemizdeki kardeş ülkeleri tedirgin ediyor. Batılı güçlerin askeri, diplomatik ve siyasi desteğini arkasına alan İsrail’in gözünü komşularına diktiğini görüyoruz. Lübnan’a yönelik saldırıların ve tehdit dilinin artması, bölgemizin geleceği adına bizi ciddi manada endişelendirmektedir. Batı dünyası destek verdikçe, İslam alemi de sessiz kaldıkça, Netanyahu denilen caninin, tüm bölgemizi ateşe sürükleme pahasına, işgal politikasına devam edeceği anlaşılıyor.
KAMU DÜZENİ DEVLETİMİZİN KIRMIZI ÇİZGİSİDİR
Suriye’nin, evlerini terk etmek zorunda kalmış milyonlar için güvenli, emin bir yer haline gelmesini, herkesten daha çok biz arzu ediyoruz. Böyle bir iklime ne kadar kısa sürede kavuşulursa, herkes için, özellikle Suriye halkı için o kadar iyi olacaktır. Biz, ayrılıkları derinleştirme yerine ortak paydayı büyütmenin derdindeyiz. İç siyaset gibi dış politikada da sıkılı yumrukların açılmasında büyük fayda olduğuna inanıyoruz. Bunun için kiminle görüşülmesi, konuşulması gerekiyorsa, geçmişte olduğu gibi, yine görüşmekten imtina etmeyiz. Elbette bunu yaparken, öncelikle Türkiye’nin menfaatlerini referans alacak, ama bu süreçte bize güvenen, bize sığınan, bizimle ortak hareket eden hiç kimsenin mağdur olmasına da izin vermeyeceğiz. Kayseri’de son derece iğrenç, rezil bir taciz vakası üzerinden aynı kaos planı tezgahlandı. Bu oyunun ikinci perdesi ise Suriye’nin kuzeyinde bulunan Türk çıkarlarına ve varlığına yönelik sahnelendi. Bölücü terör örgütü artıkları ve işbirlikçiler eliyle kotarılan bu oyunu kimin yazdığını, bunlara kimlerin figüranlık yaptığını çok çok iyi biliyoruz. Bayrağımıza uzanan mülevves elleri kırmasını bildiğimiz gibi, ülkemize sığınan mazlumlara uzanan elleri de kırmasını biliriz. Kimse; kendini polisin, hâkimin, devletin yerine koyamaz. Kayseri’deki olaylar sonrasında ortalığı yakıp yıkan, polisimize saldıran, işyerlerine ve evlere zarar veren 474 provokatör göz altına alındı.
KİMSENİN TOPRAĞINDA GÖZÜMÜZ YOK
Fitne teşebbüsleri bir kez daha boşa çıkmıştır. İstihbarat birimlerimiz, sınırın öte tarafındaki ortaklarıyla birlikte çok titiz bir çalışma yürütmektedir. Hangi kirli ellerin bu işlerin arkasında olduğunu mutlaka ortaya çıkaracağız. Şunun bir defa idrak edilmesi şarttır; Türkiye’nin Suriye’deki mevcudiyeti “teröristan” kurma planlarının önündeki en büyük bariyerdir. Çok iyi biliyoruz ki; “böl-parçala-yönet” anlayışıyla coğrafyamızı lime lime eden emperyalistler bundan rahatsızdır. Onları rahatsız etmeyi sürdüreceğiz. Silahlarının namlusu ülkemize çevrili eli kanlı caniler orada var oldukça; biz de ülkemizin ve milletimizin güvenliğini sağlamaya devam edeceğiz. Bölücü terör tehdidi tamamen ortadan kalkınca, elbette biz de üzerimize düşeni yaparız. Ama bırakın tehdidin boyutunun azalmasını, terör örgütü her gün yeni bir provokasyona girişirken, kimse bizden gelişmeleri tribünden seyretmemizi beklemesin.”
TARIM KONUSUNA DA İSTİSMAR MALZEMESİ OLARAK BAKIYORLAR
Emine Erdoğan, özetle şunları söyledi: “Koruyucu aile yanında bulunan çocuk sayımız 2002’den bu yana 515’ten 10 bin 256’ya yükseldi. Bu çocukların bin 124’ü özel gereksinimli. Ne mutlu ki koruyucu aile kapasitemiz her sene yaklaşık yüzde 12’lik bir artış gösteriyor.“ Emine Erdoğan, koruyucu aile çalışmalarından dolayı Kayseri, Kahramanmaraş ve Osmaniye’nin vali eşlerine plaket verdi.
Karadeniz ve Ortadoğu’daki tansiyon giderek yükselirken, dünya bir kez daha topyekûn bir savaş tehlikesiyle diken üstünde. Son olarak Lübnan tehdidi dünya bir savaşa mı hazırlanıyor sorusunu da gündeme getirdi. Ankara, 3. Dünya Savaşı ihtimalini göz ardı etmezken, Batı dünyasından da üst üste topyekûn savaş riski açıklamaları geldi.
ÜST ÜSTE UYARILAR
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın 3. Dünya Savaşı ihtimalinden söz etmesi, Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock’un topyekûn savaş riskinin her geçen gün arttığı açıklamasından sonra Avrupa Birliği Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell de “Lübnan, İsrail ve bölge yeni bir savaşı kaldıramaz. AB de bundan etkilenecektir” dedi. Milli Savunma Bakanlığı kaynaklarından da bu konuda önemli mesajlar geldi. Bakanlık kaynakları, “Birinci ve İkinci Dünya Savaşları’nda olduğu gibi topyekûn bir risk var mı derseniz tabii ki bir ihtimal var” diyerek şu değerlendirmeleri yaptı:
DİNAMİK BİR ORDUYUZ
“TSK zaten dinamik bir ordu. Kendi planlarını, kendi lojistiğini test etmiş, onaylatmış bir ordu. Ordumuzun da her türlü senaryoya hazır olduğunu belirtmek gerekir.”
CHP: ORDUMUZA GÜVENİMİZ TAM
CHP’nin emekli amiral kökenli Genel Başkan Yardımcısı Yankı Bağcıoğlu, 3. Dünya Savaşı riski tartışmalarına ilişkin, “Ordumuza her daim güvenimiz tamdır. Biz CHP olarak, ülkemizin güvenliğinin ve milletimizin huzurunun teminat altına alınması için üzerimize düşen sorumluluğu yerine getireceğiz. Savaş bir tercih asla değildir, ancak hazırlıksız da yakalanmayacağız. Silahlı Kuvvetlerimizin her türlü senaryoya muktedir olması için gereken tüm desteği vereceğiz. Barıştan yana olan tutumumuz, hazırlıklarımızı ihmal etmemizi gerektirmez. Tam tersine, barışı kalıcı kılmak için atılacak en önemli adımlardan biridir” dedi.
ABD’DEN DE UYARI
Türkiye’ye ziyarette bulunan Estonya Cumhurbaşkanı Alar Karis ile ortak basın toplantısı düzenleyen Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, özetle şunları söyledi: “Estonya ile 429 milyon dolara ulaşan ticaret hacmimizi ve karşılıklı yatırımlarımızı daha da artırabiliriz. Geçen yıl tesis ettiğimiz ekonomi ve ticaret ortak komitesinin ilk toplantısını inşallah en kısa zamanda Türkiye’de gerçekleştireceğiz. Bu toplantıyla ekonomik ve ticari ilişkilerimiz bakımından yeni bir yol haritası da belirlemiş olacağız. NATO müttefikleri olarak savunma sanayi alanında tesis ettiğimiz mevcut işbirliğini ilave somut projelerle geliştireceğimiz inancındayız. Bilim ve teknoloji, eğitim, kültür ve turizme uzanan geniş yelpazede ilişkilerimizin çeşitlendirilmesini addediyoruz. Dijital dönüşüm, dijital uygulamalar, siber savunma konularında Estonya önemli konuma sahip.
HEDEF AB’YE TAM ÜYELİK
Görüşmelerimizde bu alanda sahip olduğumuz tecrübelerin paylaşımı üzerinde de durduk. Yakın ikili ilişkilerimizin ve NATO bünyesindeki dayanışmamızın sağlam temeller üzerinde güçlenerek devam edeceğine samimiyetle inanıyorum. Türkiye-AB ilişkileri, güncel, bölgesel ve küresel meseleleri de ele aldık. AB’ye tam üyelik stratejik hedefimizdir. Avrupa Birliği’nin de Türkiye’ye benzer bir perspektiften yaklaşması müşterek menfaatlerimize olduğu aşikâr. Estonya’nın da bu anlayış temelinde Türkiye’ye desteğinin artarak devam edeceğine inanıyorum.
UKRAYNA-RUSYA SAVAŞI
Görüşmelerimizde Ukrayna’daki savaşa yönelik gelişmeleri de ele aldık. Ukrayna’nın toprak bütünlüğüne ve egemenliğine olan desteğimizin altını bir kez daha çizdim. Yıkımın bir an evvel son bulması ve taraflar için adil, nihai çözüme ulaşılması ancak diplomasiyle mümkündür. Taraflara yönelik bu yöndeki telkinlerimizi sürdürüyoruz. Rusya’nın dışlandığı girişimlerin arzu edilen sonuçları vermeyeceğine dair görüşümüzü de koruyoruz.
KÜRESEL GÜVENLİĞİ TEHDİT
Gazze’de yaşanan vahşet de hiç şüphesiz gündemimizdeydi. İsrail’in Gazze’de sürdürdüğü katliamlar sadece bölgesel istikrarı değil, küresel güvenliği de tehdit etmektedir. Gazze’deki bu barbarlığın sorumluları uluslararası hukuk önünde er ya da geç hesap verecektir. Bu konunun takipçisi olduğumuzu da buradan belirtmek istiyorum. Gazze’deki insani felaketin sona ermesi için öncelikle acil ateşkes ve insani yardımların ulaştırılması ihtiyacı devam ediyor. Türkiye olarak bu konularda elimizden gelen ne varsa yapmaya devam edeceğiz. Kalıcı barış iki devletli çözümden geçiyor. Uluslararası toplumun artık ağırlığını koyması lazım.”
Milli Savunma Bakanlığı kaynakları, Mehmetçiğin Irak’ın kuzeyindeki bazı meskûn mahallerde kontrol noktaları oluşturduğuna dair sosyal medyadaki görüntülerle ilgili “TSK’nın sivillerin yaşadığı meskûn mahallere girmesi, buralarda kontrol noktaları oluşturması söz konusu değildir. Meskûn mahaller ve operasyon alanımıza yakın bölgelerdeki kontrol noktaları Iraklı yerel makamlar tarafından oluşturulmakta ve bu konuda Irak tarafı ile iyi bir koordinasyon yürütülmektedir” dedi. Bakanlık kaynakları ayrıca, Irak ile oluşturulacak Ortak Harekât Merkezi ile ilgili son duruma ilişkin de “Teknik çalışmalar devam ediyor. Bir harekât merkezi kurulacak. Detayların belirlenmesine yönelik teknik çalışmalar ve görüşmeler olumlu şekilde devam ediyor” bilgisini verdi.
TUĞGENERALİN GÖZALTINA ALINMASI
Bakanlık kaynakları, Suriye sınırında insan kaçakçılığı iddiasıyla bir Tuğgeneralin gözaltına alınmasıyla ilgili sorulara da şu cevabı verdi: “Bir Tuğgeneralin makam aracıyla insan sevkiyatı yapıldığının tespit edildiğini ve tarafımızdan adli makamlara konunun sevk ettirildiğini daha önce açıklamıştık. Daha olayın başında söz konusu Tuğgeneralin olayda dahli olup olmadığı tespit edilememiş olmasına rağmen komutan sorumluluğu kapsamında derhal emekliye sevk edildiğini de açıklamıştık. Gizli olarak yürütülen hazırlık soruşturması sonucunda elde edilen bilgiler kapsamında Akçakale Savcımız tarafından gözaltı kararı verildi. Konuyla ilgili idari ve adli süreç birbiriyle bağlantılı şekilde yürüyor. Adli süreçteki gelişmelere göre idari süreçler de işletilmeye devam edecektir. TSK’da disipline ve kanunlara aykırı hareket eden kim olursa olsun rütbesine bakılmaksızın gereken yapılır.”
FETÖ İLE MÜCADELE
Bakanlık kaynakları, son günlerde yapılan FETÖ operasyonlarında bazı muvazzaf askerlerin de gözaltına alınmasıyla ilgili sorulara şu cevabı verdi: “FETÖ ile mücadelemiz hassasiyetle devam ediyor. Yeni bilgi ve belgeler ışığında bu mücadele sürüyor. Bu sürekliliği olan bir süreç olduğu için nereden bilgi belge gelirse istihbarat birimleri değerlendirmelerinin ardından savcılar harekete geçiyor. TSK FETÖ ile mücadelede en hassas olan kurumlardan bir, çünkü bu durumdan en fazla zarar gören kurum TSK’dır. Bu nedenle yeni bilgi ve belgeler çıktığı müddetçe mücadelemiz de devam edecektir.”
ÜÇÜNCÜ DÜNYA SAVAŞI İHTİMALİ VE TSK’NIN HAZIRLIK DURUMU
Bakanlık kaynakları, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın üçüncü dünya savaşı ihtimalinin göz ardı edilmemesine dair açıklamalarına yönelik gelen sorulara şunları söyledi: “Birinci ve ikinci dünya savaşlarında olduğu gibi topyekûn bir risk var mı derseniz tabii ki bir ihtimal. Biz MSB olarak savunma ve güvenliğimize yönelik değerlendirmelerimizi yapıyor ve güncellenmesi gereken bütün planlarımızı yeni değerlendirmeler ışığında yapıyoruz. En hazırlıklı ülkelerden biri olduğumuzu da rahatlıkla söyleyebiliriz. TSK zaten dinamik bir ordu. Birçok coğrafyada sürekli faaliyetler icra eden bir ordu. Kendi planlarını, kendi lojistiğini test etmiş onaylatmış bir ordu. Dünyanın birçok noktasında barışı destekleme faaliyetleri de yapıyor. Üçüncü dünya savaşı gibi karanlık bir tabloyu başta ülkemiz olmak üzere kimse istemez, ama Ordumuzun da her türlü senaryoya hazır olduğunu belirtmek gerekir.”
'IRAK’IN KUZEYİNDE KİLİDİ KAPATIYORUZ'
Polis Akademisi Polis Amirleri Eğitimi Merkezi’nde eğitimlerini başarıyla tamamlayan 15 ülkeden 94 uluslararası öğrenci ile 6 Polis Meslek Yüksekokulundan eğitimlerini başarıyla tamamlayan 483 kadın, bin 883 erkek toplam 2 bin 366 öğrenci için mezuniyet töreni düzenlendi. Polis Akademisi’nin Gölbaşı yerleşkesindeki törene katılan Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında özetle şunları söyledi: “Kendi evlatlarımızın yanı sıra dünyanın 15 farklı ülkesinden toplam 94 misafir öğrencimizi akademiden mezun etmenin heyecanını yaşıyoruz. Sizlerden de göreviniz gereği kanunları uygularken daima bu hassasiyetle hareket etmenizi istiyorum. Emniyet teşkilatımız saflarına eklenen 2 bin 366 yeni neferle milletimize karşı sorumluluklarını çok daha etkin bir şekilde yerine getirecektir. Bu çatı altında eğitim hayatınız boyunca edindiğiniz nitelikler, disiplin ve prensipler, görevlerinizi yerine getirirken sizlere rehberlik edecektir. Vebali ağır olduğu kadar mesuliyeti de yüksek bir mesleği icra ederken her birinizin hukuka ve kanunlara harfiyen uyacağınıza inanıyorum. Bir gerçeğin altını çizerek sizlere hatırlatmak isterim. Hukukun dışına çıkılarak devlete hizmet edilmez. Kanunun arkasından dolanarak toplumda düzen sağlanmaz. Kamu görevlileri hangi konumda olursa olsun anayasa ve yasalarla mukayyettir. Görev ve yetkileri mevzuatla sınırlandırılmıştır. Bunun istisnası yoktur ve olamaz. Vatandaşımız kolluk kuvvetlerine baktığında sadece kamu otoritesinin mümessil gücünü değil aynı zamanda hukuk devletini de görmek ister.
603 ÇETE ÇÖKERTİLDİ
Türkiye gerek stratejik coğrafi konumu gerekse iddiaları savunduğu değerler itibariyle asimetrik tehditlerle yüzleşen bir ülkedir. Bölücü terör örgütüne karşı yürüttüğümüz mücadelede artık 40 yılı geride bırakmak üzereyiz. Son 1 yılda PKK/KCK’ya yönelik 4 bin 877’si şehir 29 bin 918’i kırsalda olmak üzere 34 bin 765 operasyon yapıldı. 7’si kırmızı, 1’i yeşil, 15’i turuncu, 34’ü gri kategoride olmak üzere bin 45 terörist etkisiz hale getirildi. Sadece geçen yıl FETÖ’ye 5 bin 827 operasyon yapıldı, 9 bin 350 şüpheli gözaltına alındı. Yurtdışına kaçan firarilerin ülkemize iadeleriyle ilgili olarak dışişleri ve adalet bakanlıklarımız çalışmaktadır. Emniyet ve istihbarat teşkilatı tarafından yerel bölgesel ulusal ve uluslararası olmak üzere toplamda 603 çete çökertilmiştir.
HUKUK DEVLETİNDEN ASLA SAPMAYACAĞIZ
Uyuşturucuyla mücadele kapsamında 47 bin 650 operasyonda yaklaşık 34 bin kişi tutuklanmıştır. Düzensiz göç ve göçmen kaçakçılığıyla mücadelede son bir yılda önemli mesafe kat ettik. 12 bin 500 kişi gözaltına alınmış bunların 4 bin 500’ü tutuklanarak cezaevine gönderilmiştir. Sınırdışı edilenlerin sayısı ise 149 bine ulaştı. Asayiş bakımından son bir yılda her 100 olaydan 93’ü aydınlatıldı. Askerlerimizin operasyonlarıyla hudutlarımızda 168 bin yasadışı geçiş engellenmiş, 13 bin 681 düzensiz göçmen yakalanmıştır. 1473’ü Suriye’de, 1052’si Irakta olmak üzere terörist etkisiz hale getirilmiştir. 3158 mağara, sığınak, barınak, depo imha edilmiştir. Yaz ayları boyunca çok daha kararlı, sonuç alıcı operasyonlar gerçekleştireceğiz. Son terörist de ülkemiz için tehdit unsur olmaktan çıkarılıncaya kadar mücadelemizi devam ettireceğiz. Hukuk devletinden asla ve asla sapmayacağız. Sizler herhangi bir grubun, hizbin, ideolojinin değil, Türkiye Cumhuriyeti devletinin polisisiniz.”
DİPLOMALARINI ERDOĞAN VERDİ
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, dönem birincilerine diplomalarını ve hediyelerini takdim etti.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan çarşamba günü İspanya Başbakanı Pedro Sanchez’in davetlisi olarak Madrid’e gidecek. Madrid’deki buluşmada Erdoğan ve Sanchez’in gündemindeki en kritik başlık İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırıları olacak. Erdoğan’ın, Filistin’i geçtiğimiz ay resmen devlet olarak tanıdığını açıklayan Sanchez’e Filistin davasına verdiği destek dolayı teşekkürlerini yüz yüze iletmesi bekleniyor. İki liderin görüşmesinde, Gazze’de akan kanın durması, kalıcı ateşkes, bölgeye insani yardımların ulaştırılması ve Uluslararası Adalet Divanı’nda devam eden İsrail soykırım davasına ilişkin istişarelerde bulunması ön görülüyor. İspanya da Türkiye gibi, Güney Afrika tarafından Uluslararası Adalet Divanı’nda İsrail’e karşı açılan davaya müdahil olma kararı aldıklarını geçtiğimiz hafta duyurmuştu.
AB SÜRECİNE DESTEK
Erdoğan ve Sanchez zirvesinde Filistin meselesinin yanı sıra ikili ve bölgesel ilişkiler de ele alınacak. İspanya’nın Türkiye’nin AB sürecine verdiği desteği bir kez daha Madrid’de vurgulanması beklenirken, iki ülke arasındaki ekonomi, ticaret, yatırımlar, turizm, ulaştırma, savunma sanayi gibi konular da değerlendirilecek. Türkiye’ye en çok yatırım yapan 5’inci ülke konumundaki İspanya ile geçtiğimiz yıl ticaret hacmi 20 milyar dolara yaklaşmıştı.
G-7 LİDERLERİYLE
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İspanya ziyaretinin ardından cuma günü İtalya’nın güneyindeki Bari kentinde yapılacak G-7 liderler zirvesinde katılacak. Erdoğan zirveye, İtalya Başbakanı Giorgia Meloni’nin daveti üzerine katılırken, diğer G-7 liderleriyle de bir araya gelmesi ön görülüyor. Zirvede ABD Başkanı Joe Biden, Kanada Başbakanı Justin Trudeau, Birleşik Krallık Başbakanı Rishi Sunak, Almanya Başbakanı Olaf Scholz, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Japonya Başbakanı Fumio Kishida’nın yanı sıra AB Konseyi Başkanı Charles Michel ve AB Komisyon Başkanı Ursula von der Leyen yer alacak. Ayrıca Papa Franciscus ve Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski ile Güney Afrika, Brezilya, Arjantin, Hindistan, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri liderlerinin de zirveye katılması planlanıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ikili görüşmelerinde de gündeminde Gazze’de kalıcı ateşkes ve İsrail’in saldırılarının durdurulması, Rusya-Ukrayna savaşı ile ikili, bölgesel ve küresel meseleler bulunuyor.
EUROFIGHTER GÜNDEMDE
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın İspanya ve İtalya temasları, Türkiye’nin tedarik etmek isteğini açıkladığı Eurofighter Typhoon savaş uçakları açısında da önem taşıyor. Eurofighter jetleri, İngiltere, İtalya, İspanya ve Almanya tarafından üretiliyor. Ancak uçağın üçüncü ülkelere satışı için söz konusu 4 ülkenin de onay vermesi gerekiyor. İspanya, İtalya ve İngiltere, söz konusu uçakların Türkiye’ye satışına yeşil ışık yakarken, Almanya ise blokaj uyguluyor. Bu haftaki Güney Avrupa temaslarında 4 ülkenin liderleriyle bir araya gelecek Erdoğan’ın Eurofighter konusunu da gündeme getirmesi bekleniyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’ye resmi ziyarette bulunan Özbekistan Cumhurbaşkanı Şevket Mirziyoyev’i dün Cumhurbaşkanlığı’nda düzenlenen resmi törenle karşıladı. Törende Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın yanı sıra kabineden 10 bakan yer aldı. Mirziyoyev ile anlaşmaların imza töreni ve ortak basın toplantısında konuşan Erdoğan özetle şunları söyledi:
5 MİLYAR DOLAR HEDEFİ
“Görüşmelerimizde ortaklığımızı derinleştirecek adımları görüştük. Konsey toplantısı vesilesiyle birçok anlaşmaya imza attık. Özbekistan’daki Türk yatırımlarının artmasından memnuniyet duyuyoruz. İş insanlarını ortak bağlar kurması için teşvik edeceğiz. 5 milyar dolarlık ticaret hacmi hedefimize ulaşacağımıza inanıyorum.
Orta Asya’nın kalbinde yer alan Özbekistan’ın küresel değeri her geçen gün artmaktadır. Türk Devletleri Teşkilatı kapsamındaki çalışmalarımız çok kıymetlidir. 2019’da Özbekistan’ın katılımıyla güçlenen aile birliğimiz, Türk Devletleri’nin ortaya koyduğu çabanın bir meyvesidir.
İSRAİL’İN GAZZE SALDIRILARI
Bugün ikili işbirliğimizin yanı sıra bölgesel ve uluslararası meseleleri görüştük. İsrail’in Gazze’ye yönelik 8 aydır sürdürdüğü saldırılar ana gündem maddelerimiz arasındaydı. İsrail’e silah desteği veren ülkeler bu katliamın ortağıdır. Gazze’de mazlumlara yapılan zulmün durdurulması için çağrı yapıyoruz. Özbekistan’ın iki devletli çözümü desteklemesinden ötürü teşekkür ediyoruz. Uluslararası Adalet Divanı başta olmak üzere hukuki tüm adımlara girişimlerimiz sürüyor.
ÖZBEKİSTAN HALKINA TEŞEKKÜR
Yasadışı seçimlerin ertelemesinde, Türkiye’nin “oldubittiye izin vermeyiz” çıkışı ve uluslararası alanda yaptığı girişimler etkili olurken, Milli Savunma Bakanlığı kaynakları da “Bu sözde seçimler tamamen iptal edilmelidir. Böyle bir durumun kabul edilmesi söz konusu olamaz” uyarısı yaptı.
ÜÇÜNCÜ KEZ TARİH
PKK’nın Suriye uzantısı PYD/YPG, kontrolündeki Suriye’nin kuzeyindeki Cezire, Deyr Ez Zor, Rakka, Tabka, Fırat, Münbiç ve Afrin’in Şehba bölgelerinde 30 Mayıs 2024 tarihinde yerel seçim kararı aldı. Türkiye’nin sert tepki göstermesi ve uluslararası baskıların ardından terör örgütü, Suriye’nin toprak bütünlüğüne aykırı sözde seçimi 11 Haziran 2024 tarihine ertelediğini duyurdu. Tepkiler sürerken ardından yeni seçim tarihini Ağustos 2024 olarak duyurdu.
KÜRTLER DE KARŞI
Arap aşiretleri, kabile ve topluluklar da PYD/YPG’nin seçim kararını protesto etti. Suriye Kürt Ulusal Konseyi (ENKS) ile Suriye Kürdistan Demokrat Partisi (PDK-S) de seçimlere katılmayacağını açıklayarak, sözde seçim için boykot çağrısında bulundu. ABD’nin de desteğini alamayan PYD/YPG’de iç hesaplaşmaların başladığı bildirildi.
TERÖRİSTANA İZİN YOK
Ankara, Suriye’nin kuzeyinde terör örgütü tarafından yapılmak istenen seçimlere, Suriye’nin toprak bütünlüğüne karşı ve Türkiye açısından güvenlik tehdidi oluşturan bir süreç olarak değerlendiriyor. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan da “Türkiye, güney sınırlarının hemen ötesinde Suriye’nin ve Irak’ın kuzeyinde bölücü örgütün bir teröristan kurmasına asla izin vermeyecektir. Oldubittiler karşısında daha evvel yapılması gerekiyorsa, ne yapılması gerekiyorsa onu yaptık, aynı durumla karşılaşmamız halinde harekete geçmekten yine çekinmeyiz” diye konuşmuştu.
MGK’DA DA VURGULANDI
Milli Savunma Bakanlığı kaynakları, Kayseri’de kaza kırıma uğrayan SF-260D tipi uçağın düşme nedeninin teknik bir arıza olup olmadığına dair, “Söz konusu uçağımız, bizim pilotaj eğitimlerinde kullandığımız başlangıç seviyesindeki temel eğitim uçağıdır. Uçağımız Kayseri 2’nci Hava Bakım Fabrika Müdürlüğünde yapılan rutin fabrika seviyesi bakım faaliyetini müteakip 4 Haziran 2024 tarihinde 12’nci Hava Ulaştırma Ana Üs Komutanlığından tecrübe uçuşu için havalanmıştır. Şehit verdiğimiz her iki Pilot Albayımız da öğretmen ve tecrübeli pilotlardır. Test uçuşlarında bir pilot uçağı kullanırken, diğer pilot da kontrol listesine göre uçağın performans kaydını tutmaktadır. SF-260D uçağımız saat 10.02’de henüz belirlenemeyen bir nedenden kaza kırıma uğramıştır. Olayın meydana geliş sebebi, kaza kırım ekibi incelemesi sonucunda açıklığa kavuşacaktır” bilgisini verdi.
TERÖR ÖRGÜTÜNÜN SURİYE’NİN KUZEYİNDEKİ SÖZDE YEREL SEÇİM AÇIKLAMASI
Bakanlık kaynakları, terör örgütü PKK/PYD/YPG/SDG tarafından Suriye’nin kuzeyinde yapılmak istenen sözde seçimlerle ilgili, “Konuyla ilgili Sn. Cumhurbaşkanımız ve Sn. Bakanımız gerekli uyarıları yapmıştır. Bu sözde seçimler tamamen iptal edilmelidir. Böyle bir durumun kabul edilmesi söz konusu olamaz” ifadesini kullandı.
ABD İLE F-16 KONUSU
Bakanlık kaynakları, ABD’den alınacak F-16 uçaklarında son duruma ilişkin ise, “Hava Kuvvetleri Komutanlığımızın ihtiyaçları doğrultusunda satın alınacak F-16 Blok-70 ve modernizasyon kitleri ile diğer malzeme, mühimmat ve teçhizatın tedarik süreci daha önce açıkladığımız takvime uygun olarak olumlu şekilde devam etmektedir “ dedi.
59 TERÖRİST ETKİSİZ HALE GETİRİLDİ
Milli Savunma Bakanlığı Basın ve Halkla İlişikler Müşaviri Tuğamiral Zeki Aktürk, Bakanlıkta düzenlenen basın bilgilendirme toplantısında şunları söyledi:
CUMHURBAŞKANI Tayyip Erdoğan ile İYİ Parti eski Genel Başkanı Meral Akşener dün Beştepe’de sürpriz bir görüşme yaptı. İlk defa Beştepe’de bir araya gelen Erdoğan ve Akşener’in görüşmede yeni anayasa, siyasette normalleşme ve güncel meseleler üzerinde istişareler yaptıkları bildirildi. Akşener’in saç rengi ve gözlüğüyle yeni tarzı dikkat çekti.
KOLTUĞU BIRAKMIŞTI
Eski İYİ Parti Genel Başkanı Akşener, 31 Mart Yerel Seçimleri’ne ‘hür ve müstakil’ katılma kararı almıştı. CHP’nin birinci parti çıktığı, İYİ Parti’nin ciddi oy kaybettiği seçimlerin ardından düzenlenen parti kongresinde Akşener aday olmamıştı. Kongrede Koray Aydın ile yarışan Müsavat Dervişoğlu İYİ Parti Genel Başkanı seçilmişti.
DERVİŞOĞLU İLE GÖRÜŞME
Ankara’da bir süredir Erdoğan’ın İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu ile görüşmesi bekleniyordu. Erdoğan, “Dervişoğlu ile görüşecek misiniz?” sorusuna “Görüşmememiz için bir neden yok” yanıtını vermişti. Erdoğan’ın Dervişoğlu yerine Akşener ile görüşmesi kulislerde sürpriz değerlendirmelerine yol açtı.
CENAZEYE KATILMIŞTI
1 Mayıs’ta görevi Müsavat Dervişoğlu’na devrettikten sonra gözlerden uzaklaşan Akşener en son eski Başbakan Tansu Çiller’in eşi Özel Çiller’in pazartesi günü yapılan cenaze törenine katılmıştı. Cenaze töreninde Erdoğan da yer almıştı.
Kabine toplantısının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Koca, şunları söyledi:
ONAYLI RANDEVU SİSTEMİNDE SON DURUM
Randevu sadakat oranında çok büyük bir iyileşme var. Bu konuda öncelikle vatandaşlarımıza gösterdikleri uyum ve işbirliği için teşekkür ediyorum. Şu an görünen bir iki branş dışında ileri tarihlere randevu alınması gerekmeden sorun çözülüyor. İstanbul en kritik il durumundaydı. Büyük ölçüde İstanbul için de randevu sorunu belirli branşlar dışında çözüme kavuşuyor. Tetkikler için de kapasite kısıtı olan yerler var. Özellikle görüntüleme konusunda sorun yaşayan yerler var. Onlar için de aldığımız tedbirler hayata geçtikçe rahatlama görüyoruz. Tüm bunlara yönelik olarak bayramdan hemen sonra bir basın toplantısı ile onaylı randevu döneminin ilk sonuçlarını tüm kamuoyu ile paylaşacağız. Müsterih olun, yarın bugünden daha güzel olacak hepimiz için.
SAĞLIK VADİSİ PROJESİ
Bildiğiniz gibi Sayın Cumhurbaşkanımız kararnameyi imzaladı ve Türkiye sağlık vadisi kurulmuş oldu. Türkiye sağlık enstitüleri başkanlığı şirket kurulumu için gerekli adımları atıyor. Bundan sonra Bilkent Şehir hastanesinin yanında olan arazi tahsis edilerek alt yapı işleri başlayacak. İlk etapta alt yapı araştırma laboratuvarları ve akredite test laboratuvarları kurulacak. Ar-Ge ve pilot üretim yapılacak. Biyoteknoloji alanındaki kalkınmamızın ilk adımını böylece atmış oluyoruz.”
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, bu hafta başında başvuruları başlayan çalışan annelere 325 euro destek projesine yoğun talep olduğunu söyledi. Bakan Işıkhan, ikinci gün itibariyle toplam başvuru sayısı 12 bin 246 kişi oldu. 12 ay boyunca aylık ortalama 7 bin kadının (3 bin 500 anne ve 3 bin 500 bakıcı) kayıtlı istihdamı desteklenecek” açıklamasını yaptı. Kabine toplantısı sonrası basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Işıkhan, şunları söyledi.
KESİN KAYITLAR TEMMUZ’DA TAMAMLANACAK
Bizim en önemli hedeflerimizden birisi kadın istihdamının desteklenmesi ve kayıtlı istihdamla kadınların bugün ve yarınlarının güvence altına alınması. Bu kapsamda Sosyal Güvenlik Kurumumuz aracılığıyla “Eğitimli Çocuk Bakıcılarının Teşviki Yoluyla Kayıtlı Kadın İstihdamının Desteklenmesi Projesi II (EDU-CARE II)” hayata geçirdik. Projenin toplam süresi 20 aydır. Ankara, İstanbul ve İzmir illerinde 0-24 aylık çocuğu olan çalışan anneler sisteme başvuru yapabilecek. Ödemeler anneye yapılacak, bakıcıya ayrı bir ödeme yapılmayacak. Bütçesi 15.3 milyon euro olan projemiz ile 12 ay boyunca aylık ortalama 7 bin kadının (3 bin 500 anne ve 3 bin 500 bakıcı) kayıtlı istihdamı desteklenecek. Proje ile aylık her bir çalışan anne için 325 euro destek verilmesi planlandı. Ön kayıtlar 3 Haziran’da başlayan proje oldukça fazla talep gördü, ikinci gün itibariyle toplam başvuru sayısı 12 bin 246 kişi oldu. Ön kayıtların alınmasından sonra kesin kayıtlar Temmuz ayında tamamlanacak. Proje teşvik ödemeleri Ağustos 2024 itibariyle başlayacak ve 12 ay sürecek. 25 Ekim 2025 tarihinde projemizin kapanışı planlanmaktadır.
İŞ-POZİTİF PROJESİ
İş-Pozitif Projemiz ile de kadın istihdamını artırılmasını hedefliyoruz. Sayın Emine Erdoğan Hanımefendinin öncülüğünde 9 Şubatta hayata geçirdiğimiz İş Pozitif Programı kapsamında şimdiye kadar 263 bin 162 kadının istihdama katılmasına aracılık ettik. Rakamlar daha da artacak elbette, biz bununla da yetinmiyoruz, gençler ve engelliler için de benzer projeleri hayata geçirmek istiyoruz. Ayrıca yine Sosyal Güvenlik Kurumumuz aracılıyla 2021 hayata geçirdiğimiz Kayıtlı Kadın İstihdamının desteklenmesi Projesi (Women-UP) ile Şanlıurfa, Kahramanmaraş, Samsun, Ankara, Aydın, Denizli ve İstanbul illerinde 4 Bin kadın iş verene, işyerlerinde ilave olarak işe aldıkları 4 Bin kadın çalışandan dolayı 25 ayda toplamda 635,9 milyon lira ödeme yaptık.”
İKİ GÜN İDARİ İZİN
“Kamu çalışanlarımız için 16 Haziran Pazar günü başlayacak olan Kurban Bayramı sonrasındaki 2 günlük süreyi de idari izin kapsamına aldık. Perşembe ve cuma günlerini de katarak 9 günlük tatil imkânı sağlamış oluyoruz.
Kurban Bayramı ikramiyesini 10-14 Haziran tarihleri arasında emeklilerimizin hesaplarına yatırıyoruz. Böylece tek kalemde emeklilerimize toplam 42 milyar tutarında bir ödeme yapmış olacağız.
85 MİLYONUN HÜKÜMETİYİZ
Demokrasilerin ilk ve öncelikli şartı halka hesap vermektir. 22 yıla yaklaşan iktidarlarımız döneminde 18 kez sandıkta millete hesap verdik ve hepsinde de ibra olduk. Her yıl bütçe ve kesin hesap görüşmelerinde milli iradenin tecelligahı olan Meclis’e hesap verdik, veriyoruz. Bunların dışında 81 vilayetimizin tamamında katıldığımız toplantılarda ve mitinglerde doğrudan milletimize hesap verdik. Türkiye’nin kaynaklarının nereye gittiğini, neye, ne kadar harcandığını ayrıntılarıyla insanımıza anlattık. Vatandaşa hesap veren, şeffaf, etkin ve güven duyulan bir yönetim geleneğinin ülkemizde yerleşmesi için ne gerekiyorsa yaptık, yapacağız. 85 milyonun tamamının hükümetiyiz.
AZALAN DOĞUM ORANLARI ALARM VERİYOR
Yakın zaman önce açıklanan 2023 yılı doğum istatistikleri, bu tehditlerden ülkemizin de azade olmadığını göstermiştir. Biliyorsunuz uzun bir süredir, muhalefetten gelen eleştirilere rağmen, aile meselesinin önemine her vesileyle dikkat çekiyorduk. Son veriler, bizim haklılığımızı bir kez daha ortaya koymuştur. Azalan doğum oranları dünya genelinde olduğu gibi ülkemizde de alarm veriyor. İnşallah bu konuda yeni uygulamaları devreye alacağız. Evlenecek çiftlere Aile ve Gençlik Fonu ile; faizsiz kredi desteğinin yanında eğitim ve danışmanlık hizmetleri veriyoruz. Fonun ilk uygulamasını deprem bölgesindeki illerimizde başlattık. Bugüne kadar 9 bin 617 başvuru oldu.”
DEPREME HAZIRLIK MİLLİ GÖREVDİR