Yüzleşme örneği olarak gerçek komisyonları

12 Eylül ile yüzleşmek, darbecilerin mutlaka yargılanması demek değildir. Her toplum, bir daha tekrarlanmasını önlemek için darbelerle yüzleşmenin kendi koşullarına uygun yollarını bulabilir.

Anayasa’nın 15’inci maddesinin kaldırılması gündeme düşer düşmez eski Cumhurbaşkanı Kenan Evren’in yaptığı açıklamalar bile yüzleşme sürecinin ne kadar etkili olabileceğini göstermeye yetiyor.

Evren, Ertuğrul Özkök’ün 26 Haziran tarihli köşesinde yayınlanan açıklamalarında "Beni yargılamak isteyenlere şunu da hatırlatmak isterim" diyor "Türk Silahlı Kuvvetleri’nin İç Hizmet Kanunu’nda madde var. Bir emir kanunsuzsa, suçsa sadece emri veren değil, uygulayan da sorumludur. 12 Eylül hárekatını, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin bütün mensupları uyguladı. Haydi şimdi hepsini yargılayın."

Bu açıklama bile bir gerçeği düşündürmeye yetiyor. Kimse, emir nereden gelirse gelsin suç işlememeli, suça ortak olmamalıdır.

İşkence yapmamalı, düşünce ve ifade özgürlüğüne saygı göstermeli, insan haklarını ihlal etmemeli ve demokratik değerleri çiğnememelidir.

Bu bile, yüzleşme sürecinin ne kadar yararlı olacağını göstermeye yetiyor.

* * *

HER
şey 12 Eylül darbesi ile başlamadı tabii ki.

12 Mart’ta işlenen insan hakları ihlallerinin hesabı sorulabilseydi, 12 Eylül’ü yaşamayabilirdik.

Kimse düşünceleri nedeniyle susturulmayacak, gençliğin bir kısmı vatan haini, diğeri vatansever ilan edilmeyecekti.

Şiddetin kahramanlık olmadığı siyaset kültürümüze yerleşebilecekti.

Siyasi cinayetlere meçhul failler bulmak zorlaşacaktı.

Toplumu karmaşa ve darbeye sürüklemek isteyen güçlere karşı demokratik direnç güçlenmiş olacaktı.

Barış ve huzurun darbelerle sağlanabileceği inancı hálá bugün içimizde yaşıyor olmayacak, bugünkü gibi darbe tehdidi ya da darbeci suçlamalarıyla kimse siyaset yapamayacaktı.

* * *

DARBE
ya da ağır baskı dönemlerinin bir daha yaşanmaması için uluslararası deneyimlere de bakılabilir. "Gerçek Komisyonu" en sık başvurulan önlem.

Örneğin Cezayir’de 1992 yılında İslamcı Parti’nin kazanacağı anlaşılınca genel seçim askeri müdahale ile iptal edilmiş ve ardından ülke büyük bir karmaşaya sürüklenmişti. Daha sonra sıkıyönetim ilan edildi ve radikal İslamcıları desteklediği ileri sürülen binlerce kişi ortadan kayboldu. 1999 yılında Abdülaziz Buteflika devlet başkanı seçildi. Buteflika, ulusal uzlaşmayı sağlamak için çeşitli önlemler aldı, "Gerçek Komisyonu" kurmak da onlardan biriydi. Bu komisyon birbuçuk yıl çalıştı ve hazırladığı raporu açıklamadı ama kamuoyu, 6 bin kişinin kaybolmasından Cezayir ordusunun sorumlu olduğunu öğrendi. 2005 yılında ulusal uzlaşma şartı kabul edildi. Ona dayanarak bir yıl sonra silahlı İslamcı gruplar ile güvenlik yetkilileri için af çıkartıldı.

Peru, Arjantin, Brezilya, Burundi, Çad, Şili, Liberya, Ruanda da "Gerçek Komisyonu" kurarak toplumsal travmalarıyla yüzleşti.

Almanya birleşme sürecinde entegrasyonu derinleştirmek için Doğu Almanya’da 1945 ile 1989 arasında işlenen insan hakları ihlallerini incelemek üzere iki kez "Gerçek Komisyonu" oluşturdu.

* * *

HER ülke gerçek komisyonlarını farklı bir formülle kurdu, ama hepsi somut sonuçlar ve önerilerle gelerek, toplumsal bilincin gelişmesine katkıda bulundular.

Korku, baskı ve yeni insan hakları ihlalleri ile darbe defterleri kapanmaz. Bu olsa olsa darbe tehdidini siyasi amaçlı kullanmak olur.

Gerçek Komisyonları gibi darbelerin zararları konusunda zihniyet coğrafyamızın en derin köşelerine ulaşacak yöntemler bulunabilir.
Yazarın Tüm Yazıları