Yüz bin insan mahşerin pençesinde

Uçaklar gördüğünü vuracak. O lider ötekiyle buluşacak, beriki diğeriyle anlaşacak.
Ya insan? Onca Libya haberi arasında hiç insandan söz ediliyor mu?
İtalyan fotoğrafçı Paolo Pellegrins insanı yakalıyor. Hem de, mahşerin pençesinde. NATO’nun Libya bombardımanı başladıktan sonra, yaklaşık yüz bin insan Libya’dan Tunus’a kaçıyor. Fotoğraf Libya-Tunus sınırında kaçış anını gösteriyor. İnsanların savaştan ne çektiğini anlamak için, bu fotoğraf yeter. Fotoğrafa iyi bakın, yüz çizgilerine, gözlere. Panik ve acı fışkırıyor.
Pellegrins’in bu fotoğrafı dünya basınında ilk kez 31 Mart 2011 tarihli Die Zeit gazetesinde yayınlanıyor. Ben oradan aktarıyorum. İkinci kez burada.

ÖSYM başkanından şifre itirafı

TEST, sınav ve ilgili yöntemlerden hiç anlamayan ÖSYM’nin yeni başkanı Ali Demir, sorulan bir soru üzerine, “şifre yok, algoritma var” diyor.
Ne varmış, ne varmış, algoritma varmış. Algoritma, şifrenin matematik dilindeki ifadesi demek. (Emre Kongar’ın Cumhuriyet’teki dünkü yazısı).
Ali Demir şifre yok diyor, yok derken, şifre olduğunu itiraf ediyor. Üniversiteye giriş sınavı, KPSS ve benzeri sınavlar gibi, darmadağın oluyor.

Gül çabuk inandı ve yanıldı

YGS skandalıyla Abdullah Gül de ilgileniyor. ÖSYM Başkanı Ali Demir’den bilgi alıyor ve “tatmin olduğunu” açıklıyor.
Açıklamasında Gül, Ali Demir’in kendisine, “öğle saatleri itibariyle herkesin sorusunu ve yanıtını internete koyduklarını söylediğini” aktarıyor.
Yanılgı 1-Önceki gün öğle saatlerinde sorulara ve yanıtlara ulaşılamıyor.
Yanılgı 2-Ulaşım ancak akşam saatlerinde, o da bir milyon 700 bin adaydan sadece 350 binine ulaşılıyor, yani Gül’ün açıkladığı gibi, hepsine değil.
Yanılgı 3-Sınavın ikinci günü adayların verdiği yanıtlara ulaşmak mümkün değil, çünkü kağıtlar henüz okunmuş değil.
Bu maddi ve objektif gerçekler ortada iken, Gül aniden çıkıyor ve sınav skandalını geçiştirmeye çalışıyor.
Gül geçiştirmeye çalışırken, savcılık onun açıklamasına itibar etmiyor ve soruşturmaya başlıyor.
Gül neden acele ediyor? Ali Demir, Gül’ün yaptığı bir atama. Bizden biri.
Bizden birini korumak ihtiyacı.

Balık çiftlikleri: Açıklamayı üfleyerek okuyorum

KARAR alınıyor, balık çiftliklerini açık denizlere taşımak gerek.
Ama, öyle olmuyor. Hokus pokus, balık çiftlikleri karada sulak alanlara taşınıyor ve çevreyi rezil ediyor, yer altı suları dahil, her yeri kirletiyor.
Bu yazıyı geçen hafta yazıyorum. Çevre ve Orman Bakanlığı duyarlık gösteriyor, açıklama gönderiyor.
Açıklama yazdıklarımı doğruluyor. Ayrıca, kirliliği önlemek için tebliğ hazırlandığını, tebliğin yakında Resmi Gazetede yayınlanacağını bildiriyor. Tebliğ daha da ileri gidiyor:
“Balık çiftliklerinin kurulacağı alanlarda, kurulmadan önce, su örnekleri analiz edilecek, kurulduktan sonra analiz tekrarlanarak tesisin kurulduğu alanı kirletip kirletmediği kontrol edilecektir”.
Kirletiyorsa, cezai işlem.
Umarım, Çevre ve Orman Bakanlığı sözünde durur. Geçmişte balık çiftlikleri açıklamalarından dilim çok yandığı için, bu açıklamayı üfleyerek okuyorum.