Paylaş
Hayattaki en önemli şey zaman. Hele hele günümüz dünyasında. Sosyal medya, film/dizi siteleri, e-postalar derken her dakikanın önemi var. Bir insanın zamanına talip olduğunuzda, hakkını vermeniz gerek. Trabzonspor, bu konuda sezon başından beri sınıfta kalıyor ve kalmaya devam ediyor. Gaziantep’teki karşılaşma için sadece misafir takım özelinden konuşmamak lazım. Boş tribünler, iyi olmayan bir zeminin de bunda payı var. Yine de artık bu durağan oyun süreklilik kazandığı için, Şenol Güneş’in bir şeyler değiştirme vaadine paralel bir futbol hayal ediyor insan.
GOLÜN iPTALi ÇOK TARTIŞILIR
Boşa geçen 45 dakikanın ardından tecrübeli teknik adam, benzer şeyleri düşünmüş olacak ki ikinci yarıya Draguş ve Lundstram’ı sahaya sürerek başladı. Toplu topsuz oyunda, Cham dışındaki -bence önümüzdeki haftalar adından çok söz ederiz- temposuzluğu iki tane hamle ile çözmeye yöneldi. Maç, 55’ten sonra bordo mavililer tarafına, yöneldi. Haklı olarak çok tartışılacak sayılmayan gol, maçın kırılma anı olarak notlara düştü. Futbolda bu el/kol ile yapılan fauller çok abartılmaya, doğal akışta gerçekleşen çarpmalara bile faul ya da penaltı çalınmaya başladı. Futbolun ruhuna aykırı diye eleştirilen VAR sistemi, aslında kararlarında da bir o kadar futbola aykırı davranmaya doğru gidiyor. Trabzonspor kalan bölümü duran toplardan tehlikelerle ve Selçuk İnan’ın takımının yorulmasıyla kendini rakip kaleye yaklaştırarak geçirse bile maç boyunca ligde galibiyeti olmayan bir takımın isyanını sahaya yansıtmayı başaramadı. Uzatmalarla birlikte golsüz bu 120 dakika, şüphesiz ki daha keyifli bir şekilde değerlendirilebilirdi.
Paylaş