Yok mu ulaşılamaz olanınız ya

Yazıktır ya, günahtır ama kime mi, bize... Kadın milletine valla.

Haberin Devamı

Neden mi? Yine ne derdiniz var, yine ne bulduk diyeceksiniz değil mi şimdi?
Derdimiz şu, söyleyeyim ey sevgili erkek milleti.
Yahu ne olursunuz bizlere birazcık heyecan veriniz.
Heyecan derken ilişkilerimizin içine tat katın, onu bunu yapın, uyuyanı uyandırın, ölmüşü canlandırın değil kastım.
Heyecan derken, azıcık bizden kaçın.
Kaçın derken de ilişkinin içindeyken yok olmayın, tası tarağı toplayıp bir yerlere gitmeyin, emekleri yok etmeyin, bir çuval incirin içine etmeyin.
Ulaşılamaz olun, ulaşılamaz derken ilişkinin içindeyken aradığımızda, telefonunuzu açmazlık yapmayın, telefonunuz “aradığınız kişiye şu an ulaşılamıyor” demesin, o da değil kastım.
Kastım şu benim...
Erkek olmak aslında çok zevkli bir şey kardeşim. Bir kadını beğeniyorsun, kadın da seni beğenirse işin nispeten kolay.
Nispeten diyorum çünkü yine de kadın naz yapar, hemen teslim olmaz.
Ama yok ilk etapta beğenmediyse o adamı, adam uğraşır da durur elde edene kadar o kadını.
Her yolu dener, her tür cambazlığı yapar, her erkeğin hayatında maymun olduğu dönemler vardır bir kadını elde edebilmek, sırf ona ulaşabilmek için.
Keyiflidir, ayrıca eğlenceli de ama çok da yorucudur bir yandan.
Bir kadın baştan ışık yakmadıysa onu ışığa götürmek için sıradan şeylerin dışına çıkmak lazımdır, erkek arkadaşlar bunlar da öyle çiçekle böcekle pek olmaz. Daha yaratıcı olmakta fayda var, eh bu derece yaratıcı olmak da fizikken ve ruhen büyük mesai gerektirir, madden de yalan değil ya? Ha tabi sabrı da ekleyince kadına ulaşmak zor iştir baştan burnunu sağa çevirdiyse sevgili erkek arkadaşlar.
Ve sonuçta bu durumdan bazen eliniz dolu dönersiniz, bazen de boş. Ama yanınıza ne kâr kalır?
Adrenalin ve engin tecrübeler.
Peki ya biz, ya zavallı bizler, biz kadınlar?
Bizim durumumuz ise içler acısıdır bu konuda.
Biz sizin yaşadığınız zevkin yüzde birini yaşarız anca. O da şansımız varsa.
Hani olur da beğeniriz birisini de suratımıza bakmaz da, dedim ya hani olur ya, olsa da zaten birkaç saatlik, en fazla bir günlük mesai harcarız, en fazla o kadar.
Bizim de hakkımız değil mi ya; şöyle kaçan, ulaşılamaz erkekler olması etrafımızda?
Baksak, beğensek, yüz vermeseler, kafalar dönse arkalara, burunlar kaysa yanlara.
Soğuk soğuk bakışlarla karşılaşsak, burnundan kıl aldırmayan adamlara rastlasak.
Heyecanlansak gözler buluşunca, “ay acaba gerçekten bana mı baktı?” desek, “bak galiba ikinci sefer görünce içi ısınıverdi” diye ümitlensek?
Beğendiğimiz erkeği elde edebilmek için müthiş zekâmızı kullanabileceğimiz alanlar açılsa bize, yaratıcılığımızı konuşturabileceğimiz imkânlarımız olsa keşke. Eşe dosta anlatacak hikâyelerimiz olsa, “biliyor musun” diyebilsek, “ben bu adamı elde edene kadar, of of of kardeşim, kaç dereden su getirdim, senin haberin var mı, bilir misin?”
Hâlbuki bizde durum ne?
Daha seçmeden seçiliyoruz bir kere baştan, neredeymiş seçim hakkı kadın milletinin?
Biz de seçmek istiyoruz artık bizi beğenmeyeni, biz de istiyoruz ulaşılamayan erkeği, sürünmek istiyoruz yahu bir erkeğin yolunda.
Hayaller kurmak istiyoruz acaba bu adam benim olacak mı diye, yatağa yatınca nasıl elde edebilirim diye planlar yapmak istiyoruz, hafiyesi dişi Mahmut gibi çalışmak istiyoruz peşinde, beklemediği deliklerden çıkıp onu şaşırtmak istiyoruz en fıstık görüntümüzle ve neticede ona cenneti göstermek istiyoruz bu dünyada ahretten önce ama nerede?
Rahat vermiyorsunuz ki bize!
Hep beğeniyorsunuz bizi, hep işte.
Yanınızda başka hemcinsimiz varken bile.
Yetti be!
Rahat verin biraz, rahat işte. Bizim de canımız var, biz de insanız ama değil mi? Bize de lazım adrenalin.
Engin tecrübeler...
Öylesi inanın olacak hem daha tatlı hem daha güzel.
Ayşe’nin notu: Şunu yazayım da manyak demeyin, elbette bir adamı beğendiğimizde onun hemen bizi beğenmesi hoşumuza gider.
Gerçi bilemedim de şimdi, belki de hemen beğendiğini belli ederse kadınlar... Kadınlar, biz kadınların ne yapacağı pek de belli olmaz işte.
Ayşe’nin en önemli notu: Bu sadece bir köşe yazısı olup asla kısmetimin kapanmasıyla ilgili yazılmamıştır.

Yazarın Tüm Yazıları