Yeni kararlar zamanı

Hayal edilenler veya bir zamanların hayali olarak kabul edilen konuların gerçek olduğunun ortaya çıkabileceğini işaret eden gökyüzünün konumu korkuları uyandırabilir.

Gerçek olarak bilinen durumların ise yalan olduğunun anlaşılması, bazı karışıklıklar yaratabileceği gibi yeni kararların alınmasına neden olacak. Alınmış olan bazı kararların uygulanmasını zorlaştıran durumlarla başa çıkmak için ilginç yöntemlerin geliştirilmesi mümkün. İletişim sektöründe meydana gelen aksaklıklar, yeni sistemlerin geliştirilmesini zorunlu hale getirecek.

Garip bir hayalet hikayesi

Fransa büyükelçisi olan Lord Dufferin, arkadaşı Sir Henry B.’nin İrlanda’da bulunan şatosuna kısa bir tatil amacıyla gider. Mehtaplı bir gece yatağına yatar yatmaz uyuyan Lord, derin bir uykuya dalar fakat bir süre sonra ansızın uyanır. Adeta odanın havası değişmiş, elektrikli bir atmosfer oluşmuştur.

Lord Dufferin, ay ışığının odayı aydınlatmasıyla yetinmeyip lambayı yakar. Uyandığından emin olmak için gerinir ve bir sigara içmeye başlar. İrlanda’daki şatoların tekinsiz olduğunu düşünür, fakat hayaletlere ve cinlere inanmadığını kendi kendine tekrarlar. Bu sırada bir inilti duyar. Fakat çevreye bakındığında bir şey göremez. Üstelik hava son derece aydınlık, açık ve tek bir yaprak bile kıpırdamadığı için iniltinin sebebini anlayamaz; fakat ardından bunun bir baykuş olacağını düşünür ve rahatlar. Tam yatacağı sırada iniltinin şiddeti artar ve sanki biri yaralanmış gibi gelir ve hemen yataktan fırlayıp pencereden bakar.

Bahçede biraz ötede ağaçların gölgeleri arasında bir şeyin kıpırdadığını fark eder. Sonra sırtında ağır bir yük taşıyan adamı görür. Ağaçların arasından çıkan adam ay ışığı altında bir tabut taşımaktadır. Bu adamın bir ceset kaçırdığı fikrine kapılan Dufferin hemen bahçeye fırlar ve ‘Dur! Taşıdığın nedir?’ diye bağırır. Bunun üzerine adam yükünü yere koyarak Dufferin’e bakar. Bu bakışlar ve adamın nefret, kötülük dolu yüzü karşısında irkilen Dufferin sinirlerine hakim olmaya çalışarak adamı tutmak için ileri atılır. Tam yakalayacağı sırada adam ve meçhul yükü kaybolur. Bunun üzerine ev halkını uyandırmamak için sessizce odasına çıkan Lord yaşadığı bu olayı defterine kaydeder. Ertesi sabah ev sahibine son günlerde civarda ölen olup olmadığını sorar. O sırada ölen yoktur ve tarif ettiği gibi bir kişiyi de tanımadıklarını öğrenir.

Birkaç yıl sonra İngiltere’ye tayin edilen Dufferin resmi bir davete gider. Otelin antresi çeşitli ülkelerden gelen konuklarla doludur. Özel katibi Lord’u asansöre doğru götürür. Asansörün kapısı açılır ve tam asansöre bineceği sırada Dufferin asansörcüyü görür. Büyük bir şaşkınlık ve nefretle irkilir. Hemen katibinin kolunu çekerek asansörden uzaklaşır.

Dufferin, asansörcüye baktığı anda yıllar önce İrlanda’da evin bahçesinde gördüğü adam olduğunu anlar. Adamın yüzündeki alaycı ve nefret dolu ifadeyi unutması mümkün değildir fakat nasıl olduğunu bir türlü anlayamaz. O zaman gördüğü adam ile asansörcü aynı kişidir. Diğerlerinin asansöre binmeleri için yol verir ve kendisi otel müdürü ile görüşmek üzere gider. Müdürü bulur ve asansörcünün kim olduğunu sorar. Fakat cevabı alamadan oteli temellerine kadar titreten büyük bir gürültü kopar. Lord Dufferin’in katibi koşarak yanına gelir ve asansör beşinci kata geldiğinde kablonun koptuğunu ve asansörün içindekilerle birlikte yere çakıldığını öğrenir.

Devamı yarın.
Yazarın Tüm Yazıları