Türban filan fasa fiso... Türkiye'nin başına şu anda kara çarşaf geçirilmiş durumda, kimsenin umurunda değil.
YouTube'a erişimin mahkeme kararıyla yasaklanması şu anda Türkiye'nin en önemli meselelerinden biri. Türkiye'nin geleceğini karartacak kadar önemli bir gelişme bu. Ancak herkes türbanı konuşuyor, bu önemli gelişmenin üzerinde yeterince durulmuyor.
Gazetelere bakıyorum yasağın doğru yönüyle ilgilenen isimler Cengiz Semercioğlu ve Rahşan Gülşan'dan ibaret.
İktidardan nemalanan sözüm ona liberal aydıncıklar ise ya görmedim, duymadımı oynuyorlar ya da meseleyi kasıtlı bir şekilde çarpıtıyorlar.
Örneğin Fehmi Koru gibi Bilgi Çağı ile barışık bir imaj yaratanlar, karizmayı çizdirmemek uğruna mecburen karşı çıkıyorlar. AKP'nin kuyruğundan ayrılmayan liberal aydıncıklar da tıpkı Koru gibi bir yandan mahkeme yasağını eleştirip, öte yandan mahkemenin bu kararını dayandırdığı yasanın AKP tarafından çıkartıldığı gerçeğini es geçiyorlar.
Bunlar yasak kararıyla ilgili mahkemeyi suçluyorlar. Mahkemenin yasak kararını dayandırdığı yasayı görmezden geliyorlar. Görmezden geliyorlar çünkü yasa şakşakçılıklarını üstlendikleri AKP'nin çıkardığı bir yasa.
Biraz daha uyanık olanları, YouTube'a yasak getiren ilk mahkeme kararının gerekçesine sarılıyorlar, o yasak kısa sürede kalktıktan sonra gelen ikinci yasak kararının gerekçesini de görmezden geliyorlar.
Bu uyanık aydıncıklar, mahkemenin YouTube'u Atatürk'ü alaya alan bir videodan dolayı kapatmış olması üzerinde durarak, sanki bu çağdışı sansür AKP'nin değil de Atatürkçülerin işiymiş gibi göstermeye çalışıyorlar.
Halbuki kapatma gerekçesinin ne olduğunun en ufak bir önemi yok. Önemli olan mahkemenin yasak kararını dayandırdığı AKP yasasının içeriği. AKP'nin ortaçağ zihniyetiyle hazırladığı İnternet yasası, suç unsuru taşıyan tek bir içerik için koca bir siteye erişimin kesilmesini öngörüyor.
Yasa bu şekilde kaldıkça bugün bir mahkeme bir siteyi Atatürk'e hakaret edildiği için kapatır, yarın bir başkası AKP'ye muhalefet eden başka bir siteyi müstehcen fotoğraf yayınladığı için.
Üstelik yasa müstehcenlik gerekçesiyle kapatma kararı alma yetkisini, mahkeme kararı gerekmeksizin atanmış bir memura verecek kadar saçma bir yasa. Yani bugün bir sitenin tamamına erişim, Atatürk'e hakaret eden bir video yayınladığı için mahkeme kararıyla engellenirken, yarın öbür gün AKP'ye muhalefet eden bir başka site başı açık kadın fotoğrafı yayınladığı için müstehcenlik gerekçesiyle mahkeme kararı olmaksızın da kapatılabilir.
Bunun lamı cimi yok. Şakası da yok. AKP'nin İnternet yasası Türkiye'yi karanlık çağlara götürecek çağdışı bir sansür yasasıdır. Liberal aydıncık bile olsanız, bu yasayı eleştirmeniz, değiştirilmesi için elinizden geleni yapmanız gerekir. Şakşakçılığın da bir sınırı olmalı...