Erdoğan’dan AK Parti’ye Cumhur İttifakı uyarısı

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Brezilya’ya gitmeden önce partisinin MYK toplantısını düzenledi. Erdoğan, MYK’da Cumhur İttifakı’yla ilgili olarak çok önemli bir uyarıda bulunuyor.

Haberin Devamı

“Cumhur İttifakı hakkında özenli olalım. Rahatsız edecek, incitecek bir şey içinde olmayalım” diyor.

Bunu, Erdoğan Brezilya’ya hareket etmeden önce AK Parti kadrolarını uyarma ihtiyacı hissetti diye okuyabilirsiniz.

Ya da son günlerde Bahçeli’nin Öcalan çıkışından Erdoğan’ın haberi vardı ya da yoktu şeklindeki polemikler nedeniyle söylediğini düşünebilirsiniz.
Erdoğan-Bahçeli görüşmesi üzerine yapılan yorumlar nedeniyle partisini uyardı diye de değerlendirebilirsiniz.

GERÇEK FARKLI

Ama öyle değil. Neden? Çünkü, Erdoğan her defasında partisinin yetkili kurulları olan MYK ve MKYK toplantısının başında mutlaka bu uyarıyı yapıyor.

Erdoğan, her MYK ve MKYK toplantısı öncesinde bir giriş konuşması yapıyor. Orada genel siyasi değerlendirmelerde bulunuyor. Sonra sunumlar varsa sunum yapılıyor, partinin kongre hazırlıkları, teşkilat konuları, mali hesaplar gözden geçiriliyor. Eğer seçim dönemiyse ağırlık seçim hazırlıklarına veriliyor. Erdoğan’a sorular soruluyor, o yanıtlarını veriyor. Ya da ilgili bakana yanıt vermesi için söz veriyor. Kimi zaman Erdoğan, parti çalışmalarıyla ilgili sorular yöneltiyor.

Haberin Devamı

Bu faaliyet her hafta MYK toplantısında ve ayda bir yapılan MKYK toplantısında devam ediyor. Erdoğan, toplantıların açış konuşmasında mutlaka bir vurguda bulunuyor: “Cumhur İttifakı hakkında özenli olalım” diyor. “Cumhur İttifakı ortağımızı rahatsız edecek, incitecek bir şey içinde olmayalım” diye uyarıyor.

6’LI MASA DAĞILDI

Bakın seçim döneminde bir 6’lı Masa kurulmuştu. Ne ihanetler gördük. Ne tür gizli ittifaklara tanıklık ettik. Kılıçdaroğlu ve Akşener sırtlarında hançerle gezdiklerini söylediler. 6’lı Masa tuzla buz oldu. Ama Cumhur İttifakı kaç seçimdir devam ediyor.

GÜÇLÜ LİDERLİK

Bu kolay bir şey değil. Burada Erdoğan ve Bahçeli’nin liderliği çok belirleyici oluyor. Eğer Erdoğan ve Bahçeli, bu konuda güçlü bir liderlik sergilemeseler ittifaka zarar verecek eylem ve söylemler yaşanabilir. İki lider bir yol kazasına meydan vermemek için işi baştan sıkı tutuyorlar.

DOĞRUDAN İLETİŞİM

Haberin Devamı

Tabii bir de ikisi arasındaki doğrudan iletişimin bunda çok büyük faydası var.

İki lider bir araya geldiklerinde her konuyu konuşup genel çerçeveyi belirliyorlar. O çerçevenin dışına çıkan ise kendi siyasi geleceğini tehlikeye atmış oluyor. Bu kadar net.

Erdoğan’ın bu uyarısını hem bir kulis bilgisi olduğu için hem de son dönemlerde Cumhur İttifakı çatlıyor şeklindeki yorumların gerçeği yansıtmadığını anlatmak için paylaştım.

ÖLEN BEŞ ÇOCUĞUN AMCASI VE HALASI KONUŞTU

İzmir’in Selçuk ilçesinde elektrikli sobanın devrilmesi sonucu çıkan yangında ölen 5 çocuğumuz hepimizi derinden yaraladı. Sadece üzülmedik aynı zamanda bu 5 çocuk gibi kurtarılması gereken daha kaç çocuğumuz var diye düşündük. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da “18 kez gidildiği halde bu çocuklar nasıl alınmadı?” diye tepki gösterdiği söyleniyor.

Haberin Devamı

ÇOCUKLAR TEHLİKEDE

İsyan ettiğim bir şey var; maalesef her şey siyaset malzemesi yapılıyor. Bu iş iktidar ve muhalefet meselesi değil. Bu iş siyaset meselesi değil. Bu iş insanlık meselesi, bu iş gelecek meselesi. Elbette ki o ailenin ekonomik sorunları var. Ama keşke iş sadece ekonomiyle çözülecek kadar basit olsa. Aile Bakanlığı, 110 bin 705  TL yardımda bulunmuş, Selçuk Kaymakamlığı aylık 9 bin TL yardım yapıyormuş. Ayrıca aileyi maddi olarak destekliyormuş. Demem o ki ekonomik sorunlardan öte çok daha ciddi bir felaketle karşı karşıyayız. Bu durumda kaç çocuğumuz daha öldüğü zaman bunun farkına varacağız? O sorun şu; suça bulaşmış ailelerin çocukları büyük bir tehlike ile karşı karşıya.

GÖZ GÖRE GÖRE

Haberin Devamı

Çocukların babası Hakan Akcan hırsızlıktan hapiste. Ama uyuşturucudan tehdide, kasten öldürmeden mala zarar vermeye kadar 8 ayrı suç kaydı var. Anne Sinem Melisa Akcan ise kasten yaralama, hırsızlık, kişilerin huzur ve sükûnunu bozma gibi 6 ayrı suçtan sabıkalı. Bu anne ve babanın yanında çocukların büyümesine nasıl izin verilir? Anne, “Çocukları alırsanız intihar ederim” demiş. Ama alınmadı ne oldu? 5 çocuk göz göre göre ölüme gitti.

SATIRLA-BIÇAKLA SALDIRDILAR

Aynı zamanda yangın çıkan evin sahibi olan amca Hüseyin Akcan, ODA TV’de yayınlanan röportajında “Çocukları verse para kesilecekti. O yüzden çocukları vermedi” diyor. Anne ve babanın metamfetamin isimli uyuşturucuyu kullandığını söylüyor. Çocukları istediklerini ama vermediklerini anlatıyor: ”Biz gidiyorduk, bizi kovalıyordu kardeşim satırla, karısı bir yandan bıçakla saldırıyor. ‘Gidin ben çocuğumu kimseye vermem, kimseye teslim etmem.’ Adam çünkü maddeyi içtiğinde çok farklı biri oluyor” diye anlatıyor. “Çocuklar pisi pisine gitti diyor” amcaları.
Madde bağımlılarını toplayıp orada parti gibi bir şey yapıyorlarmış. Uyuşturucu kullanıyorlarmış” diye anlatıyor. Bunlara çocuk emanet edilir mi?

Haberin Devamı

Hala ise Ekol TV’ye yaptığı açıklamada “Üç günde bir maddi destek yolluyordum. Çünkü sürekli istiyordu. Biliyorum madde alacak o parayla, ama çocuklara kıyamıyordum. Onlara ekmek alır belki diye yolluyordum” diyor.

YOKSULLUĞU KULLANIYOR

Hala, “O kadın hurdacılığın, yoksulluğun arkasına sığınıyor ki yardım gelsin. Bu kadar yardım eden var. Bu çocuklar bu kadar sefalet içinde olmamalıydı yani. Paralar hep başka taraflara gidiyordu” diye anlatıyor.

Peki Özlem Zengin, sorun sadece ekonomik değil derken haksız mı?

Çocukların annesi daha önce de kapı kolunu çekip çocukların üzerine kapıyı kilitleyip gittiğini söylüyor. Hala, daha önce de yangın çıktığını anlatıyor. “O yangında da itfaiye geldi. Biraz eve duman kaçmış. Polisler gelmiş. Bu olayda da çocuklar alınmadı. Bu ilk değildi yani” diyor.

YASAL DÜZENLEME ŞART

Çocukların annesinin ifadelerini okudum. Çocukların amcasının ve halasının açıklamalarını paylaştım. Amacım kimseyi suçlamak ya da aklamak değil. Bir sosyal yara var. Ona dikkat çekmek istiyorum. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı dahi ”Devlet nasıl alamaz?” diye isyan ettiren bir durum var. Yasalardaki boşluğu giderip çocukları bu ailelerin elinden almak gerekiyor. Yoksa sonları Tekirdağ’daki Sıla bebek ya da 5 kardeş gibi oluyor. 

Yazarın Tüm Yazıları