Bu hafta başında, Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım ile sohbet etme olanağı buldum. Dünyanın en büyük telekom fuarı ve forumu olan ITU Telekom Dünyası'na katılmak amacıyla Cenevre'deydim. Ulaştırma Bakanı'nın da fuardaki Türkiye standında bir resepsiyonu vardı.
Dört yılda bir yapılan fuara bu üçüncü katılışımdı. 1995 yılındaki fuar, ülke telekomlarında yaşanan özelleştirme furyasına, 1999 yılındaki ise telekom sektörünün altın yılına denk geldiği için çok renkliydiler. Bu seferki ise doğrusu biraz yavandı. Yine de endüstriye hakim olan eğilimlere şahit olup, önümüzdeki yılların nasıl geçeceği hakkında ipuçları yakalamak için bulunmaz bir fırsattı.
Fuara katılanlar arasında bu kez Türk Telekom da vardı. TT standı sapa bir salonda, daha da sapa bir köşedeydi. Stand tasarımı, pekçok fuarda rastladığım Türkiye ülke standlarından çok daha başarılıydı ancak şıklık ve sadelikte sınıfı tam notla geçen tasarım, albeni açısından sınıfta kalıyordu.
Türk Telekom'un ev sahipliği yaptığı Türkiye standında çeşitli kablo ve anahtar firmaları ile Siemens Türkiye ve Ericsson Türkiye de kendi köşelerini açmıştı. Türk standı, pazartesi günü Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım'ın resepsiyonuna sahne oldu.
Ulaştırma Bakanı'yla sohbetimiz bu kabulün sonuna doğru gerçekleşti. Binali Yıldırım'ı İnternet konusunda beklediğimden daha fazla ilgili ve bilgili buldum. Bu sanırım biraz da Türk Telekom'un 2004'te özelleştirilecek olmasından kaynaklanıyor. Ancak bakanın teknolojiye bakışı özelleştirmeyle sınırlı değil. Bilgi çağının Türkiye'nin önüne serdiği fırsatların da bilincinde.
Çevremizdeki teknoloji ithalatçısı şirketlerin yöneticilerini göstererek, ''Sizin de yazılarınızda değindiğiniz gibi, bunların ithal edip satması yetmez'', diyor. Teknoloji üretmenin ve diğer tüm sektörlerde teknoloji kullanımının önemine dikkat çekiyor.
Konuşma bir ara, AKP hükümetinin icraatlerini övmek için fırsat bu fırsattır diyenlerin lafa girmesiyle teknolojiden çıkıp yolsuzlukla mücadele konularına kayıyor. Milyarlarca dolarlık rakamlar ses olarak havada uçuşuyor. Konuşmayı tekrar günün mana ve önemine uygun konulara çekmek amacıyla, devletin İnternet'e sekiz yıl boyunca yapmış olduğu yatırımın küçüklüğünden dem vuruyorum. Milyar dolarlık yolsuzluklardan bahsediyoruz ama devlet sekiz yılda İnternet'e topu topu 40 milyon dolar yatırım yapmış. Bakanlık olarak bu rakamı katlayarak artırıp artırmayacaklarını soruyorum.
Artıracağız diyor, ''Ama hemen değil, önce ekonomiyi toplayalım''. Vaktimiz olmadığını, dünya hızlı İnternet anlamına gelen genişbanta koşarken bizim Nuh Nebi'den kalma altyapımıza çivi çakmadığımızı, kaybedecek değil ay, yıl; saniyemiz bile olmadığını anlatmaya çalışıyorum ki, fuarın kapanış vakti geliyor, Bakan ayrılmak zorunda kalıyor.
Halbuki genişbant konusuna Türk Telekom Genel Müdürü Mehmet Ekinalan ile yaptığım bir önceki günkü sohbette değinmiş, fikir birliğine varamamıştık. Mehmet Ekinalan Türk Telekom olarak yakında yaygınlaştırmaya başlayacakları ADSL hizmetine paylaşmadığım bir perspektiften bakıyordu. Ekinalan ADSL hizmetini Türk Telekom olarak vereceklerini, pazarlama ve satışı için özel şirketlerle çözüm ortaklıkları kuracaklarını ancak mevcut İnternet Erişim Sağlayıcılarla (İES) böyle bir iş birliğine gitmeyi düşünmediklerini söylemişti. Ben de kendisine bunun İES'lerle TT arasında haksız rekabet yaratacağını, erişim sağlayıcıların ölümü anlamına gelebileceğini söylemiştim. Ekinalan'ın cevabı ''Ölürlerse ölsünler'' olmuştu.
Ekinalan'ın bakışının bu kadar katı olması, boşuna değildi kuşkusuz. Pekçok büyük İES'nin İnternet erişim hizmetine İnternet üzerinden ses (VoIP) at gözlüğüyle bakmasının verdiği bir yılgınlığın sonucuydu bu bakış. Hak da veriyordum doğrusu bu yılgınlığa ve kuşkucu yaklaşıma ama adaletli olmak adına biraz daha esnek bir tutum takınılması da şarttı kanımca.
Yoksa bakın bu tekelci ve rekabeti öldürücü tutum sonucunda nasıl bir ADSL tarifesi çıkmıştı Türk kullanıcısına fatura olarak. ABD'de genişbant fiyatları rekabet sonucu aylık 25-30 dolarlara düşmüşken, Türkiye'de 256 Kbit/sn hızındaki en düşük genişbant aboneliğinin aylık bedeli 120 dolara geliyordu.
Ulaştırma Bakanı'nın resepsiyonunda Nortel Netaş Genel Müdürü Sait Gözüm de vardı. Nortel Netaş resepsiyondan bir gün önce genişbantta ADSL'e fark atan metro ethernet çözümünü tanıtmış, bu alanda Cisco'dan sonra çözüm veren ikinci dev şirket olmuştu. Sait Gözüm, Bakan'ın etrafındaki aman efendimci ordusunu aşıp yaklaşma fırsatı bulamadı yanına ama keşke bulabilseydi de, metro ethernet çözümünü az da olsa aktarabilseydi.
Aklı havada fuar
Dört yılda bir tekrarlanan ITU Telekom Dünyası fuar ve forumuna rağbet bu yıl iyice düşmüştü. 1995 yılında satılık ülke telekomlarının, 1999'da ise milyar dolarlık şirket birleşmelerinin ilgi odağı olan fuarın bu yılki gözdeleri mobil iletişim, kablosuz teknolojiler, genişbant İnternet ve global pozisyon saptamaya dayalı hizmetlerdi.
Ancak fuarın gözdelerinin havadan veri iletişimi teknolojilerine dayalı ürün ve servis geliştiriciler olması da sizi yanıltmasın. Bu alanın lider şirketlerinden Nokia, Ericsson ve Motorola fuara katılmama kararı almışlardı örneğin. Ülke telekomlarının görücüye çıktığı 95 yılındaki fuara katılmayarak büyük bir fırsatı kaçıran Türk Telekom ise 2003 fuarına, Türkiye standı açarak ve yanına beş Türk firmasını alarak katılmıştı.
ITU Telekom Dünyası 2003'e 46 ülkeden 908 firma katıldı. Bu firmaların yarısından fazlası bundan önceki ITU fuarlarına katılmayan küçük firmalardan oluşuyordu. Fuara önem veren büyük şirketler arasında telekom sektörüne güçlü bir giriş yapma ihtirasıyla hareket eden Microsoft göze çarpıyordu. Ülke standları arasında ise Japonya ve Rusya standları öne çıkıyordu.
ITU (Uluslararası Telekomünikasyon Birliği) Genel Sekreteri Yoshio Utsumi, ''Telekomünikasyon endüstrisi şu anda bir dönüm noktasında'' diyordu. Utsumi'ye göre hangi ülkelerin ve teknolojilerin kazanacağını şu anda yapılacak atılımlar belirleyecekti. Utsumi'nin bu öngörüsü çerçevesinde fuara göz attığımda yakın gelecekte yıldızı parlayacak teknolojiler olarak Wi-Fi (kablosuz yerel ağ), genişbant ve üçüncü kuşak mobil servislerde bir patlama yaşanacağı, ülke bazında ise Rusya ve Uzak Doğu pazarlarının yıldızlarının parlayacağını görüyordum.
Yerli uygulamalar yurtdışında
ITU Telekom Dünyası 2003'e katılmayan devler arasında Ericsson ve Sony Ericsson da vardı. Ancak Sony Ericsson Japonya standında, Ericsson ise Türkiye standında yerlerini almışlardı. Türkiye standındaki Ericsson Türkiye'nin bu ilk ITU Telekom fuarıydı. Ericsson Türkiye fuarda Ericsson Mobility World Türkiye'de geliştirilen proje ve mobil uygulamaları tanıttı. Böylece gözünü sadece Türkiye pazarına değil, dünya pazarlarına diktiğini de kanıtlamış oldu. Gerçi Ericsson Mobility World Türkiye'de geliştirilen uygulamalardan 15 kadarı bundan önce de yurtdışındaki operatörlere satılmıştı. Ancak uygulamaların ITU fuarında tanıtılması yurtdışı potansiyel alıcıların sayısını artırdığı gibi, ülkemiz için prestij kaynağı da oldu. Ericsson'un fuara katılmamış olması, Türkiye standında yer alan Ericsson Türkiye'ye olan ilginin artmasına da yol açtı. Türk standında tanıtılan Ericsson Mobilitiy World Türkiye uygulamaları arasında yurtdışında çeşitli ödüller alan uygulamalar da vardı. Bu uygulamalar mobil medya, mobil oyun, mobil pazarlama, mobil müzik ve mobil finans başlıkları altında sınıflandırılıyorlardı.
ericsson.com.tr/mobilityworld
Asmalı Konak cep oyunu oldu
Asmalı Konak çılgınlığı, yeni bir macera oyunuyla ceplere giriyor. Bahar'ı kurtarmak için koşuşturan Seymen Ağa'ya bir tek siz yardım edebilirsiniz. Engellerin üzerinden aşın, düşmanlarını pataklayın, ilacı hazırlatın ve Bahar'ı yaşatmak için başka ne gerekiyorsa yapın. Bu oyunda yönetmenin keyfine bağlı kalmıyorsunuz. Oyunun nasıl sonuçlanacağı sizin elinizde...
Asmalı Konak cep oyunu, 2001'den bu yana cepteller için oyun hazırlayan Başarı Mobile tarafından geliştirilmiş. Cep telefonlarından oynanan oyunda Seymen Ağa, Bahar ve Dicle'den oluşan üç karakterin Ürgüp'te yaşadığı maceralar, Asmalı Konak'ın kurgusu içinde veriliyor. Oyun izleyicinin Asmalı Konak ile daha fazla özdeşleşmesi ve kendini onun bir parçası olarak hissetmesini hedefliyor.
Başarı Mobile Genel Müdürü Ergun Güvenç, Türkiye'yi ekran başına ve sinema salonlarına çeken Asmalı Konak dizisinin, şimdi de bu yeni oyun aracılığıyla cep telefonu başına kilitleyeceğini söylüyor. Asmalı Konak filmiyle aynı anda piyasaya sunulan oyun, Java destekli cep telefonları üzerinden oynanabiliyor.
Asmalı Konak senaryosundan yola çıkılarak hazırlanan oyunun ikincisi de filmden sonra hayata geçirilecek. İlki dört bölümden oluşan oyun, dizinin kahramanı Bahar'ı tedavi etmek için, konağın içinde iksir, şifalı bitki ve ilaç aranması üzerine kurulu.
Bahar, Seymen ve Dicle karakterlerini cep telefonlarına taşıyacak ürün, Türkiye'de sinemadan oyun sektörüne aktarılan ilk oyun olma özelliğini de gösteriyor.
Oyunu cep telefonlarına yüklemek isteyenler için üç ayrı site kurulmuş: