Paylaş
Hem hava hem ke(n)di ateşli olunca, belki de “ortam yanar!” diye düşünüyordu kedicikler, kim bilir.
Coğrafi ve meteorolojik duruma ayak uydurmuş da olabilirdi bünyeleri, ne belli. Yıllardır mart ayındaki kedi sessizliğini düşündüm durdum.
“Zaten Dubai’de sokak kedisi yok ki, sesi olsun!” dedim en son. Sokakta hayvan olması olasılığı bile yasak.
Evinizden kaçsalar kazara, canlı bulamazsınız. Çok fena.
Bizim Ginger Bey bile doğduğundan beri hiç tasmasız gezemedi. Çok üzülüyorum. Hiç şöööyle bir koşturamıyor özgürce. Sitedeki parka gitmesi bile yasak. Hayatı ceza gibi.
Bir hayvansever çölün ortasındaki evinin bahçesini köpeklerin serbestçe dolaşabilecekleri bir park haline getirdi de, isteyen köpeğini oraya götürüp tasmasını çıkartıp diğer köpeklerle özgürce koşturabilir oldu, düşünün.
Durum böyle olunca, yani sokak kedisi vesaire olmayınca, mart ayı gelince alışık olduğumuz kedi seslerini de duymuyorduk işte.
Ne zaman ki bizim sitede yaşayanların çoğu kedisi olan Fransız olmaya başladı; Dubai’ye mart ayı geldi. Hatta geçen seneden beri Dubai’de her ay mart gibi!
Meğer kedicikler mart ayında yalnız kaldıklarından ses etmezlermiş.
Ortam oluştu, miyavlamalar bildiğiniz tavan yaptı. Her gece maşallah sitede ateşli bir senfoni.
Özlemişim aşkın hayvansal halini.
Dubai’nin bir Arap Emirliği ve size çaktırmadan cinsel tabucu olduğunu düşünürseniz, bu seksi senfoni başladığından beri geceleri neden kahkahalara tutuluyorum, anlarsınız beni!
Yonca
“Tekirimsi”
(Mart demişken, Elele mart sayısını almayı unutmayın e mi? Pınar Büyükgüral, mart sayfamı kedilerle süsledi)
İzmirliler emziklerle sokağa!
İzmirli anneler, çocuklarımızın geleceği için “4+4+4’e razı değiliz!” diyor, tüm İzmir halkını bu akşam saat 18:30’da Gündoğdu Meydanı’nda oturma eylemine; ardından 18 Mart günü saat 16:30’da da Cumhuriyet Meydanı sahil kesiminden Gündoğdu’ya doğru yürüyüşe davet ediyorlar. İsteyenler; ağızlarında emzik, düdük ve okul yakalarıyla katılabilirler.
Sadece okula başlayacak çocukları olanları değil, kendini sorumlu hisseden tüm duyarlı vatandaşları bekliyorlar, haberiniz olsun.
Yonca
“emzikli”
Tacizin Silivri Hali
Çarşamba günü CNNTürk’teki Medya Mahallesi’ne, tahliyesi sonrası Nedim Şener ve eşi Vecide Şener konuktu. Umarım herkes, çiftin yutkunarak anlattıklarını dinlemiş, haberdar olmuştur. Haberi olmayanlar varsa diye, ya da bir kere daha vurgulamak adına;
- Tutuklu yargılananlarla, mahkumların aynı kategoride tutulmasının vahametini, haksızlığını...
- Bir çocuğun babasını renkli eteğiyle görmeye giderken, güvenlikte düğmeleri öttüğü için, eteğini çıkarıp beline hırkasını dolamak zorunda bırakılmasının duygusal travmasını,
- Bir kadının ziyaret için sutyeninin çıkarıldığını kanıtlamak adına cinnet halinde memelerini açmak zorunda kalmasının şiddetini,
- Tahliye olan bir İNSANın, içerideki diğer İNSANlar adına üzgün ve buruk olmasının hissedilmeye değer bir duygu olmasını,
- Müyesser Yıldız’ın tek başına koğuşta aylardır donduğunu,
- Koğuş duvarlarının yankısı yüzünden, insanın kısık sesle konuşmaya nasıl da alıştığını, yani insanın nasıl da Silivri’de “sesinin kısıldığını”,
- İçerideki tek korkunun eşlerinin de tutuklanarak çocuklarının yalnız kalma olasılığı olduğunu -ki bundan daha büyük korku nedir, sorarım?
- Unutulan insanlıkla, hâlâ ayakta durmaya çabalayan insanlığı...
İçim cız ederek dinledim, izledim, ürperdim. Utançlar içinde yaşamaya mahkum edilmiş olmayı kabul edemiyorum.
Acilen adalet istiyorum.
Hepimize sabır diliyorum!
Yonca “kıZgın”
Selülit haberleri
Allah aşkına hiçbir kadın hakkında “Selülit sorunu var” haberi yapmayın.
Saçma haber.
Selüliti olmayan kadın az. Kiminde çok, kiminde az; ama var anasını satayım.
Eeee?
Bu gerçek yüzünden ölecek ve utanacak değiliz valla.
Yonca
“kıvamında”
Paylaş