Kıl tüy problemi deyip geçme gelen yorumlara bak hele

Dünkü yazıma gelen yorumları okurken sinirlerim bozuldu.

Haberin Devamı

Hepimizde de mi aynı travma olur!

Çok üzüldüm. Hadi bunlar bana ulaşanlar dedim; ama ya ulaşamayanlar ne halde?

O çocuklar ve o anneler?

21. yüzyılda ve hala!

Düşünmeyi öğretmek ve kendi seçimlerini yapma özgürlüğü hakkını vermek yerine, dindar nesiller yetiştirmek...

Spor yerine Umre’ye göndermek...

Hala daha çocuklar üzerinden politikacılık oynamak ve onlara henüz daha farkında olmadıkları yaşta kendimizi aşılamak ve kendilerince olmak istedikleri gibi değil de, bizce yontmak...

Bunların hepsi valla kusura bakmayın ama, kökünde kıl tüy meselesindeki travmaya benzer şeyler benim gözümde.

Eyvah eyvah!

Bu cümlem de sakıncalı mı oldu ne?

Kılı tüyü bırakın da, yorumları bir okuyun hele.

Yonca

“kılın önde gideni”

****

Bir tane kızım var. Mayıs’da 8 yaşına girecek. Niyeyse benim gözüm hep yaşlı.

Haberin Devamı

Bir insan kızı büyüyor diye bu kadar üzülür mü?

Belki başka çocuğum olmadığı için, tek çocuğumun bu kadar çabuk büyümesi, o masum güzel yıllarını bitiriyor olması beni anlatılamaz bir keder içine sokuyor.

Yazınızı okuduktan sonra içim daha bir kötü oldu.

Bizim için de o günlere çok az kaldı. Hatta ergenlikle ilgili kitaplara bakmaya başladım bile. Yavaş yavaş, ya da belki hızlıca, bir şeyleri öğrenmeye başlaması gerekiyor.

Kızınızla ilgili bu özel anıyı bizimle de paylaştığınız için size çok teşekkür ederim. Çok güzel yollar gösterip yalnız olmadığımızı gösteriyorsunuz.

Özellikle: "Acele etmedim, sesimi yükseltmedim, sakince, sabırla bekledim" dediğiniz yer bana çok ders olmalı.
Sanırım tam tersiyim bu dediklerinizin.

Buna da çok üzülüyorum. Niyeyse sabırsız, çabuk sesi yükselen, daha sinirli bir insana dönüşüyorum, kendime cok kızıyorum. Ama ben de daha sabırlı, daha sakin olmaya çalışacağım. Zamanı gelince kızıma bir jilet alacağım.

Çiğdem G.

****

Valla helal olsun sana! Memlekette onca mesele varken sen bir elinde cımbız, bir elinde ayna umurunda mı dünya pozisyonunda kıldan tüyden olaylarla son derece hassas konulara dalmışsın.

Bülent T.

****

Yazını okurken resmen kıl köklerim sızladı. Kendi ilk ağdama gittim.

Haberin Devamı

Annemin beni güzellik salonuna ilk götürdüğünde oradaki “Ablanın”, “Aç kukunu da temizleyelim!” sözüyle: “Acaba bana ne yapacaklar şimdi?” diye dehşete düşüşüm aklıma geldi!

Bu da bir çeşit şiddetmiş meğer.

Yıllar sonra fark ediyorsun ki, hep bu Ablalar insanın kafasına yanlışlıkla, bilgisizlikle, art niyetle değil belki ama, korku dolduruyorlar.

Hatta kıldan da önemlisi, bunun ucu cinselliğe de dayanıyor.

Benim üniversite mezunu, çok iyi eğitimli ailelerden gelen birçok kız arkadaşım, “ilk gece sendromu” krizi geçirdi.

Ben bile çocukken “Ablalar ve Teyzelerden” duyduklarımdan aklımda kalanlar yüzünden, ne sancılar yaşadım ne nasıl olacak diye! O yüzden bir çok kadın vajinusmus oluyor. O yüzden kız çocukları bir sürü yanlış yapıyor. Sessiz sedasız perişan oluyor. Siniyor köşesine.

Haberin Devamı

Sözümona namusumuz için ne çok yanlış yapıldı bize.

Yurtdışında yaşıyorum. Jinekoloğum bir tek Türklerin masada bu kadar zor oturduğunu söylüyor düşün!

Vahim, acınılası bir durumdayız bizler...

A. G.

****

Siz köşelerinizde böyle kıl-tüy işleri yazdığınız sürece, kızının ileride bunlara ihtiyacı olmayacak, merak etmeyin.

Kızın çarşafla gezeceği için ağdaya da ihtiyacı olamayacak gibi. Siz ağda yapacağınıza türban seçmeye gidin.

Kızın: “Anne bu kadar köşe yazdın,  ülkenin gidişatı ile ilgili bir şey yazmadın mı?” derse ileride, "kızım ağda yazdım ya!" dersin.

Sizi tebrik ediyorum.

Sefer K.

****

Ne güzel yazmışsınız. Umarım kız analarına ders olur.

13-14 yaşlarım gözümde canlandı sizi okuyunca. İlk adet gördüğümde yüzüme yediğim tokat geldi aklıma. Akıllı olayım diye tokat yemişim meğer!

Haberin Devamı

Kılları ağdayla ağlaya ağlaya aldırmamı hele, hatırlamak bile istemiyorum.

Annem ögretmendi ama, hiçbir şeyi benimle paylaşmadı.

Ben kardeşime daha olmadan anlattım. Hiç değilse onu yalnız bırakmadım. Kızım olsa, ilk adetini düğünle dernekle kutlayacaktım. Sünnet düğünü erkekliğe adım da, bu da kadınlığa adım değil mi hem?

Sütyenin en afillisinden ben alacaktım kızıma. Kılları için onu yalnız bırakmayacaktım asla.

Ama oğlum oldu.

Sizin gibi kız anaları benim ruhumu ferahlatıyor.

Funda E.

****

Sıcacık bir yazı olmuş. Ne kadar önemli değil mi bu ilk tecrübeler ve miniklerin bunları travmasız atlatması!

Benim annem şok geçirmisti ben tüy vesaire olaylarından bahsedince ve direk konu değişmişti. Hatta, hala, şimdi bunları dediğimi duysa yine çok kızar!

Tuğba K.

****

Haberin Devamı

İkiz kız annesiyim. 8 yaşındalar. Benim yaşımsa 47 olmak üzere.

Kuşak ya da nesil farkını sen düşün.

İyi ki fıttırık bir anneleri var kızlarımın. 46 yaşında ağdaya başladım ben. O da yalandan. Dediğin gibi yıllarım jiletle geçti ve goril de olmadım. Anneciğim bacaklarımdaki tüylere aldırmaz davranmıştı. Bu da fena. Lise sonda alındılar ilk kez. Sarılardı ama çok utanıyordum ben. Bunun travması da çok kötü. Koltuk altlarımı da daha dün gibi hatırlıyorum, annem banyoya gelse de jilet sürse diye beklerdim dakikalarca. Öyle söz vermişti...

Çiğdem E.

****

Yonca,

Bu yaptığın, Parentology'de "derin dinleme" dediğimiz şeydir. Kendini bir kenara bırakıp, çocuğunun ne istedigini ve/ya neye ihtiyacı olduğunu duyup dinlemek ve ona cevap vermektir.

Bunun gerçek bir örneğini yaşadığın ve de bizimle paylaştığın için teşekkür ederim.

Gönan Premfors

Parentology’nin annesi, Dubai

http://parentologyblog.com

***

Sevgili Yonca Anne,

Bu konuda birbirine yaklaşamayan anneler ve kızlarının birbirine yaklaşma  kılavuzu  olan anlamlı bir yazıyı daha kaleme almışsın. Kızın seni tanıdıkça hep gurur duyacak.

Eline diline sağlık.

Dr. Atilla Erler

İzmir

Yazarın Tüm Yazıları