Kadınlar neden hoşlanır

Kızım ayrı oğlum ayrı acayip şeyleri sorguluyorlar.
Ben de o kadar kapsamlı anlatma kapasitesi olan bir insanım ki, içiniz çekilir tanık olsanız.
Bir kere yarım saat nefes almadan uzun cümlelerle cevap verirken bir baktım, annem çocukların arkasına geçmiş, bana kaş-göz yaparak: “kısa kes uyudular” diyor.
Oğlum geçenlerde ablasına karşı biraz “odunca” bir harekette bulununca, nevrim döndü: “Karşında genç bir kadın var. Yaşı kaç olursa olsun, kim olursa olsun hiçbir kadına böyle davranamazsın. Kadınlar odunlardan ve odunluklardan hiç hoşlanmaz!” dedim.
Bunun üzerine Aslan Cem pek tabi: “Kadınlar nelerden hoşlanır?” dedi.
Bu arada, bu yazı aşka dair bir yazı bakın.
Sevgililer Günü ya bugün, aşk yazmayanı Eros totosundan vuruyor!
Ay zaten nasıl hoşuma gidiyor oğluma kadınlara dair bir şeyler anlatmak, anlatamam. Yaram olanları, olmayanları ne varsa anlatıyorum.
Bana ne, erkenden bilsin sıpa!
Eşşeklik yapmasın hiçbir kadına!
Neyse.
Başladım anlatmaya.
Bir kadın nelerden hoşlanır biliyor musun ey oğul!
İltifattan.
Ama içi boş iltifat değil. Kuru kuru “çok güzelsin..” filan deme.
Sadece tipine, kılığıma dair iltifat olmaz. Yaptığı şeylere, olma haline dair iltifat et.
“Şu dar zamanda bunu nasıl yaptın, hayranım..” de.
“Seni farklı kılan verdiğin şu cevaptır...” de bi kere.
Senin yanında kendi başına nasılsa öyle olmasına izin ver.
Senden daha iyiyse bir konuda, gurur duy.
Ayakkabısının topuğu kırıldı, düştü diyelim veya yemek yaparken elini kesti.
“Ne diye giyersin bu kadar yüksek, niye dikkat etmedin?” deme.
“Canın yandı mı, çok acıdı mı...” de.
Duyguları gör, hisset, değer ver.
Sık sık sarıl.
Kadın konuşurken dağlara taşlara bakma. Gözünün içine bak.
Gözlerini bir tek, aşktan gözün kamaştığında kaçır. Bunu da ona söyle.
Onun gözü kamaşsın duyunca.
Dinle kadını.
Duy.
Beden diline dikkat et.
“Git başımdan” derken, “kal yanımda” diyordur belki. Kal.
Bırak anlatsın, boş laf olsa da, bil ki sana anlatması zevkli olduğundan anlatası vardır. Bir kadın bir adama bir şey anlatmak istiyorsa, emin ol, aşkındandır. Yoksa Efsane olsan, gak diyesi gelmez.
İhtimam sever kadın. İhtimamı aşkın ilk 3-5 ayına has sanma.
Ömrüne ser.
Kanıksama.
Keyif sever kadın. Keyifle sohbet etmek, keyifle bi yere gitmek.
Park yeri siniri yapma. “Senle arabada yalnız olmak için iyi bahane” de.
Sık sık gül. Gülümse. Dalga geç kendinle.
Kadınla dalga geçme!
Saygılı göster.
Omuz ol.
Güvenilir ol.
Tutamayacağın sözler verme kadına. Dürüst ol.
Aşkın ömrü kısaysa bünyende, baştan söyle.
Kandırma. Oynama duygularıyla. Bitirecek olduğun ilişkiyi sündürme.
Kadını azad etmesini bilecek kadar yürekli de ol.
İstenmediğinde yapışma.
Başkasına yar olunca kadın, kaybetmesini de bil. Pişmanlığı da.
Arızalanma.
Bunu da söyle ama kadına.
Her kadın, ne olursa olsun, sana asla dönmese bile pişman etmiş olduğunu bilmek ister.
Hayal kurmak kadına zimmetli değil. Herkese açık. Hayalperest ol.
Eğlen ki, eğlendir.
Cesur ol.
Elini tut.
Bırakma.
...
Aslan Cem: “Anladım” dedi. Sustum.
Sonra okuluyla kayağa gitti.
Bir sabah öğretmeninden SMS geldi: “Yonca, Aslan Cem çok alem. Bana ‘Öğretmenim, oje renginiz çok güzel, size yakışmış’ dedi.
Hayatımda ilk defa biri ojeme iltifat etti!” yazmış.
Bir kadını mutlu etmek, kolay iş.
Uygulayana.
Yonca
“ana-okulu”