Paylaş
Başrolde Javier Bardem’in oynadığı Alejandro Amenabar’ın 2004 yapımı ödüllü filmi. İzlemediyseniz, izleyin.
Filmin çıktığı sene, resim öğretmeni Tuğrul Cankurt da geçirdiği trafik kazası sonucu hastanedeydi.
Omurilik felçlisi olmuştu.
Sadece sağ kolunda yüzde 3’lük hareket etme yetisi vardı, o kadar.
Tuğrul Cankurt filmi izlediğinde, uzunca süre sırtüstü yattığı yerden, insanların benzer olaylar karşısında ne kadar ortak şeyler hissedebildiğini düşünüyor.
Bir gün koluna bir fırça bağlayıp önüne bir tuval koyuyorlar Tuğrul Bey’in.
Yerçekiminin de yardımıyla başlıyor çizgiler çizmeye, yukarıdan aşağıya. Bazen vazgeçiyor. Sonra yeniden deniyor. Resimleriyle hayata tutunuyor.
Daha önce de yazdım. Hep yazarım onu.
Hikayesi, sanatı, resimleri; emeği ve vazgeçmeyişi, hayata tutunuş şeklinin tınısıdır, rengidir beni benden alan.
Tuğrul Cankurt, Ankara Nurol Sanat Galeri’sinde 3-12 Ekim arası yeni bir sergi açıyor. Sergisini de, hayatı o filme konu olan Ramon Sampedro’ya adamış.
Serginin geliriyle omurilik felçlileri için tekerlekli sandalye alınsın istiyor.
Daha ne diyeyim.
Gidin görün.
Yonca
“içimdeki mavi”
İlahi Deepak Chopra
Dubai’de yollar Deepak Chopra reklamlarıyla dolu
Koşarken dikkatimi çekti.
Chopra’nın insanın “içsel aydınlanması ve kendi ruhsal iyiliğine” dair “bilgeliğini” paylaşacak olduğu seminerin posterindeki o süper fotoşoplu, aşırı beyaz ve inci dişli, pırlantalı gözlüklü hali gülme komasına soktu beni.
İçsel aydınlanma ve ruhsal iyilik konularında göğe eriyorsun; ama yine de fotoşoplu, pırloşlu gözlüklerle yerden ayaklarını pek kesemiyorsun demek ki.
Aydınlanma seansı da kişi başı 500 TL’ye denk geliyo.
Pırlantaları takıp takıştırır gider, aydınlanırız gari.
Olmadı, nasıl olsa fotoşoplarız ruh halimizi.
Yonca
“taş”
Duman
Darmaduman etti...
Gözleri Kanlı, Köpekler gibi, Yürek’ten müptelasıyım.
Sınana Sınana...
Öyle Dertli dinliyorum.
Eyvallah.
Yonca
“akıbet”
Yalan Dünya
Oh be!
Kavuşuyoruz nihayet. Bu akşam başlıyor.
Hasret bitiyor.
Yeniden gülecek bir şeyimiz olacak uzun zaman sonra.
Yeniden espriler türeyecek ağzımıza dolanacak.
Özledik yahu.
Ne çektik şu ayrı kalınan zaman boyunca!
Yonca
“çeken bilir”
Paylaş