Bahçemdeki kırlangıçlar

Cikleyerek pike yapıp durdular daireler halinde. Çocukları çağırdım. Onları seyrettik.
İnsanın dili tutuluyor güzellikleri karşısında. Ne azim kardeşim, onca saat dört döndüler. Kesin bir bildikleri var. Kışa hazırlık filan sanırım. Ya da göç öncesi kanatlarını güçlendiriyorlar.
Öyle inanılmaz ki, neredeyse her türlü hayvan ve ağaç ve insan ve canlı mutlu bahçemde. Yani bana öyle geliyor. Bana öyle geldiği için mi mutlular yoksa mutlu oldukları için mi bahçemdeler bilmiyorum, ama bu durumdan acayip zevk alıyorum.
Ben de gittim çimlerde, tam pike yaptıkları yerin ortasına oturdum. Ama yavaşçacık. İlk başta bir tanesi yan siteye kaçtı.
Öbürleri o kaçınca azıcık daha yüksekten uçmaya başladı. Hiç kıpırdamadan seyretmeye devam ettim.
Beş dakika sonra bir baktım o giden kırlangıç geri geldi, yüksekten uçanlar da iyice alçalmaya başladı. Derken ben hiç kıpırdamadan durunca öylece, gitgide daha yakına geldiler. Neredeyse kafama konacaklar ya da kanatları yüzüme çarpacak, o kadar dibimde uçmaya başladılar. Gözlerimi kapadım.
Kanat seslerini dinledim.
Yonca “uçtu uçacak”

Teşekkürname

- Bizi Mavi Nokta Yatçılık’la tanıştıran Jules Verne’den Yonca Ertem’e... Pazartesiden beri Hasan Kaptan’ı öyle çok soran oldu ki, hangi birine cevap vereceğimi şaşırdım. Hasan Kaptan, Mavi Nokta Yatçılık ekibinden. Web sitelerine bir bakın derim. www.bluepointyachting.com
- Teknemize adını veren Tanrıça Artemis’e...
- Bazen koylarda yan yana geldiğimizde, mesela dereotu kalmadığında imdadımıza yetişen, Derya 6, İdeal 1, Halikarnasım teknelerine.
- Sıcağın alnında, denizin en ıssız anında “Dondurma ister misiniz?” diyerek karşımıza tam zamanında çıkan Algida deniz bayii Ahmet Cemil Kama’ya! Algida teknesi dibinize geliyor, dondurma, ekmek ve Hürriyet’imi servis ediyor! Rüya değil, gerçek valla.
Yonca “tırtıl”

İskelemizin altındaki balıklar

Yüzlerce balık var iskelemizin altında. Yüzlerce dedimse yüzlerce. Sakın abartıyorum sanmayın. Maldivler bize gelmiş sanki. Gözlükle dal çık, onlara bak yapmaktan başım ağrıdı, kulaklarım uğulduyor. Bodrum ve civarı maalesef doğaya çok canice davranıyor. Pata küte her yere bir şey yapılıyor.
Bizim iskelemizin altını seçen bu balıkların orada çoğalıyor olmaları, bana umut veriyor.
Doğaya sahip çıkmayanların feci peşindeyim...
Yonca
“sürü-cü”

Yaş oldu...

13 Ağustos benim yaşgünüm. Yarın. Aslan kadınıyım, evet.
Ama aslen zeytin veya çam ağacıyım. Ya da inek. Veya baykuş. Sanırım kedi veya köpeğim. Çoğu zaman arı.
Bazen sade bir Türk kahvesi. Keyif ve efkâr anında Yeni Rakı veya Yeşil Efe olmuşluğum da var. Yaş oldu 30’ların son hanesi. Allah herkese benim gibi yaşamayı nasip etsin her yaşını. Çok şükür.
Ne kadar uzun yaşadığın değil, o süreyi nasıl yaşadığın önemli.
Yonca
“39”